Filmi kenara bırakın, yaşadığımız hayatla ne kadar da iç içe sözler değil mi?

Çoğu kez olay yerindeydim!

Size, bizi yarını olmayan günlere bırakan sınıfı tanıtayım mı?

Biz gazetecilerin belki yatacak yeri yok ama tarih şahittir ki sadece siyasetçilerin yanında masumuz!

Cumhuriyetin pek az bölümü hariç, içimizdeki çocuğu öldüren sosyal katiller gurubu siyasetçilerdir.

Şartların kalkanına sığınmayan tek siyasetçi gördünüz mü?

Ben de görmedim!

Oysa, her şeyleri planlı!

Franklin D. Roosevelt benden daha iyi anlatıyor;

"Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır."

Hepimizin kafasını patates gibi yaptılar.

İki partiden, iki farklı açıklama duyduk.

Hem de resmi!

Bizim tarihsel genetiğimiz, içinde resmi kelimesi geçen her şeye  "Resmi ha, tamam o zaman! " demeye pek hazırdır.

Kılıçdaroğlu, 3 kişilik gazeteci gurubuna "Ayın 2"sinde aday açıklanmaz." derken.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu "Millet İttifakı 2 Mart'ta adayını belirleyecek" deyince, fıkralık bir vaziyet çıktı gene.

( Hiç kimse belirlenecek- açıklanacak farkını izah etmeye kalkmasın..Orası diplomasi masası değil!)

Hocanın birisi komşularına "Bizim çocuklar kesinlikle evliya! " demiş.

Komşuları hayretle "Nereden biliyorsun? " diye sorunca...

- Valla birisi yağmur yağacak, digeri yağmayacak diyor!

+Ee, ne var bunda?

- Yahu ne olacak, ikisinden birisinin dediği mutlaka çıkıyor!

12 Şubat 2022'de masa kuruldu.

6 lider de o masaya oturdu.

Ama sadece oturdu!

Bir yılı geçen zaman da Allah aşkına, sokaktaki insanı yakalayan, kuşatan, hafızalarda kalan tek sözlerini hatırlıyor musunuz bu masanın?

Bravo!

Ben de bilmiyorum!

Yok, rulet masası demeyin, o biraz ağır olur belki ama bir tenis masası hissi verdiğini kim inkar edebilir ki?

O masa resmi açıklamalarda bile anlaşamıyorken, adayda nasıl anlaşacak sorusu iyi soru lakin siyasetin mantığı yok.

Bugün aday belli olacak mı, diye sormak hakkınız.

Hep siz soracak değilsiniz ya, ben de size sorayım.

Peki, belli olan şey yeniden belli olabilir mi?

Bugün neler olacak, onu anlatayım müsade ederseniz.

Masanın liderler gelmeden önce güzelce el beziyle tozu alınacak, silinecek.

Odanın orasına, burasına dinleme böceği konmuş mu, aletlerle iyice bakılacak.

Jammer'lar çalıştırılacak.

Yemekler hazırlanacak, kokular odaya yayılacak.

Lider kurmayları -ki hepsi kendisini şimdiden vekil görür- akşamdan hazırladıkları lacivertleri giyip, kapıya cetvel gibi hizalanacaklar.

Makam arabalarından inen liderler gazetecilere 'Her şey yolunda' gülümsemesi verip masalarına oturacaklar.

Çok şey bildiğini ama söylemediğini ima eden bakışlarla diğer odalarda kurmaylar tatlı tatlı sohbetler yaparken masa toplantıya başlayacak.

Her şeyi iyi bilen biz gazeteciler, kapıda kulis bilgileri ve duyumları aktaracağız.

Geçen sefer çok gülmüştüm.

Liderlerden hiç biri tuvalete dahi gitmemişken...

Kapıdaki bir hanımefendi gazeteci -güzel de konuşuyor- içeriden aldığı duyumları ballandıra ballandıra anlatıyordu!

Napsın ekmek parası!

Masaya gel, masaya diyorsunuz, duyuyorum.

Peki.

Liderler ilk kez realite ile yüzleşecekler!

Bugün, Akşener dışındaki liderler, hafiften düşünen adam pozları verdikten sonra, elleri şakaklarında "Geldiğimiz nokta itibariyle..... " diyerek Kemal Beyi işaret edecekler!

Meral Akşener, anketlerin Mansur Yavaş'ı gösterdiğini söyleyecek ve masanın da itibar ettiğini düşündüğü anketlerin daha önce çektirdiği fotokopilerini liderlere elleriyle tek tek uzatacak.

Liderler, muhtemelen hayatlarında ilk kez anket görmüş gibi "Hımmm! Allah Allah!" dedikten sonra usulca anketleri kenara bırakacaklar.

Akşener, İmamoğlu ve İlhan Kesici isimlerini de şartlara göre masaya önerecek.

Şayet istediğini alamazsa - ki tam alamayacak- 5 liderin kararı karşısında Akşener "Tamam ama.." diyecek!

"Tamam ama" kısmını başka bir zaman yazacağım!

Velhasıl.

Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu olacak...

Bugün "Mutabakata vardık" denilecek isim açıklanmayacak ama sızdırılacak!

The End...

TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!