Akşener, Kılıçdaroğlu'na evinde sitem etti: 'Yaşar Okuyan'ın terbiyesizliğine kayıtsız kalındı!'
Talat Atilla

Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan romanında vaktiyle altını kurşun kalemle çizdiğim satırlar...

"İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticede aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum! "

Sabahattin Ali'nin ilerleyen satırları daha da çarpmıştı beni.

"Müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum.

Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması.."

Toplumsal gündemin kişi(lik)ler üzerindeki baskısını ve yeterince güçlü olmayan insanın 'köşeye kısılmışlığını' iyi ifade eden bir roman Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan romanı. Entel görünenlerin karanlık dünyasına ve 'insanın içindeki gerçek şeytan'ı ışıl ışıl aydınlatarak gösteren bir fener gibi.

Bu romanı metafor yaparak siyasete uyarlamak kaba bir yaklaşım olur ama siyasetin doğasında meleklere ayrılan yer çok az!

Gazetecilerin de! Melekler, şeytanlar derken artık yeryüzüne inme vakti!

6'lı masa hafta içi büyük ihtimalle deprem bölgesine toplu bir ziyaret planlıyor...

Takvimi Mart'ın 6'sı olarak belirlediler ama gelişmelere göre bu tarihin bir iki gün esneklik payı da olabilir. Dün, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Akşener'i ziyaret sonrasında "Bu iş bitti" haberleri dalgalanırken, İyi Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu'nun açıklaması dalga kıran gibiydi;

"Aday konusuna ilişkin asılsız haberler ve “pazarlık” iddiaları asla gerçeği yansıtmamaktadır. Millet İttifakı 2 Mart toplantısına ilan edilen ilkeler çerçevesinde kararlı şekilde hazırlanmaktadır..."

Bu açıklamadan sonra Millet İttifakı'nın aday meselesi giderek Inception-Başlangıç filmindeki "Çözmesi 2 dakika sürecek bir labirent çizmek için 1 dakikan var!" repliğine dönmeye başladı.

Arzın merkezine sizi götürmek için sağda-solda çok gezdirdiğimin farkındayım ama içinden geçtiğimiz sürecin tıkalı damarlarını göstere göstere ilerlemeyi tercih ediyorum.

Kılıçdaroğlu dün Akşener'i evinde ziyaret etti.

Belki şaşıracaksınız ama uzun sayılacak görüşmede Kılıçdaroğlu ve Akşener, adaylık meselesini çok kıyısından geçiştirdiler.

Görüşmeden sonra Kılıçdaroğlu'na atfen “Sorun yok. Her şey yolunda” kelimesinin içi boş.

An itibariyle yolunda olan hiç bir şey yok! Halen düzeltilebilir mi? Evet!

İyi Parti'ye göre CHP'nin ısrarla anlamak istemediği, ya da gerçekten anlamadığı.

Hakkı teslim edilmeyen yol arkadaşlıkları ile yola devam edilemeyeceği...

İyi Parti cephesi, kendilerine dair 'pazarlık yapıyorlar' iddialarından çok rahatsızlar.

Bu rahatsızlıklarının bilerek- bilmeyerek kaşınmasından da fena halde irrite oluyorlar.

Şu soru yerinde olur.

"İyi güzel de, pazarlık yapmamak siyasette intihardır!"

Doğru ama siyaset matematiğinin pazarlık kelimesi ile altının oyulmasına da itiraz ediyor İyi Parti.

Yoksa elbette 'pazarlık yapmadan pazarlık yapılıyor!"

Aksi, siyasetin olağan akışına ters.

Talep edilmeden talep edilen ne?

İcraadan sorumlu tek Cumhurbaşkanı Yardımcılığı...

Kılıçdaroğlu-Akşener görüşmesinde bu konu geçti mi?

Hayır!

Ne Kılıçdaroğlu böyle bir talepte bulundu!

Ne de Akşener bunu ima etti!

Akşener yengeç burcudur.

Zaten yengeçler hiç bir şeyi direkt isteyemezler!

Hep yandan yandan.

Eksiklik değil, yaradılışları böyle.

İmalarla anlaşılmayı beklerler...

Yengeçlerin reddedilme endişesi onları isteme özürlü yapar biraz.

Yine dağıldım, farkındayım, direksiyonu toparlıyorum ve sizi direkt Meral Hanımın evine götürüyorum.

Akşener, Kılıçdaroğlu'na "Yaşar Beyin ( Okuyan) terbiyesizliklerine gereken şekilde müdahil olunmadı! Hatta kayıtsız kalındı!" dedi.

Kılıçdaroğlu "Parti olarak ilişiğini kestik biz de!" deyince, Akşener "Sizi elinde göya benimle ilgili dosyalar varmış gibi neşeli fotoğraflarla ziyaret etmesi, buna izin verilmesi beni de teşkilatlarımızı da çok incitti" dedi.

Görüşmenin bundan sonrasını bilmiyorum ama en kayda değer kısmının bu diyaloglar olduğunu ifade edebilirim.

Final cümleme gelirsem... İkna edilmeye müsait bir lider ikna edil(e)medi!

"DEPREM  FAKÜLTESİ’ KURULMALI

Uzun süredir tekrarladığım 'lise ve deprem fakültesi" kurulmalı önerimi hayata geçene kadar tekrarlıyacağım. Gazetecilerden olduğu kadar siyasetçilerden de destek bekliyorum.

Şimdiye kadar bu önerime destek vererek köşelerine taşıyan Hürriyet yazarları Yalçın BayerHande Fırat'a ve ekrana taşıyan TV100 Ankara Temsilcisi Deniz Gürel'e teşekkür ederim.

Arasında benim de olduğum çok kişi, bir akrabasını, bir tanıdığını depreme kurban verdi. Son depremde gösterdiki deprem olgusu başlı başına bir güvenlik sorunumuz. Güvenliğin de ötesinde bu topraklar için yaşamsal önemde. Bu coğrafyada sosyoloji, tıp, psikoloji, tarih öğrenecek çocukların öncelikle hayatta kalması gerekiyor.

Müstakil ‘deprem lise ve fakültesi’ kurulmasını öneriyorum. Yapıların depreme tepkisinden, depreme dayanıklı tasarımlara, arama ve kurtarmalara...

Profesyonel cihaz ARGE’sine kadar profesyonel, sadece deprem üzerine yetişmiş insanlara ihtiyacımız var. 

TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/aksener-kilicdaroglu-na-evinde-sitem-etti-yasar-okuyan-in-terbiyesizligine-kayitsiz-kalindi-/7220