Akşener'e 'Reis'i aramanın tam vakti!' diyen iktidar vekili! Seçim erteleniyor!
Talat Atilla

Vefat edenlerin bile ikinci yaşama geçtiğine inanırken, depremden geriye canlı-kanlı kalanların yaşamdan vazgeçmesi mümkün mü?

Ruhumuzun acısı bedenimizin acısından ağır olsa da hayat böyle bir şey.

İktidar ve muhalefetiyle.
Depremin altında insanla birlikte  siyasette kaldı...

* * * *

İktidarın her ne kadar çok boyutlu haklı nedenleri olsa da, çözüm ya da çözümsüzlüğün sorumlusuydu.
Çaba büyük ama yetersizdi.
Muhalefet ilk başlarda bir şey dememek için dişini sıkar gibi oldu ama zamansız ve anlamsız  polemiklerin içine girdi.
Bu yüzden hesabı ödemek yine muhalefete kalabilir!
Gerçekçi olalım.
Çok üzülüyorum ama.
Bizi artık felaketler bile yeterince birleştiremiyor...
Bu felaket durumunda dahi çok yetkilinin şuur altında iki soru var.

Kim aday olacak?
Seçim 14'ünde olur mu?

Rahat olun.
14 Mayıs'da seçim falan olmaz!
Deprem molozlarını kaldırmak için bile en az 6 ay gerekli.

Emerson'un dediği gibi; "Hayat bir sürprizler serisidir. Öyle olmasaydı ne yaşanmaya, ne de korunmaya değerdi."

* * * *

İyi parti lideri Meral Akşener'in  Erdoğan'ı depremle ilintili araması kamuoyunda yadırganmadı.
Bence de olması gereken bir davranıştı.
Erdoğan'ın liderleri Beştepe'ye davet etmeyi düşündüğü de söyleniyor.

Masa ya da masa dışında didişen Akşener ve Kılıçdaroğlu, Erdoğan konusunda da ayrı düştüler.
Akşener, Erdoğan'ı ararken. Kılıçdaroğlu, bırakın aramayı, Erdoğan için "Onunla bir araya gelmem" diye kamuoyuna açık beyanda bile bulundu.
Vatandaş değil ama Ankara siyaset koridorları bu tabi teması "bir şeyler oluyor!" diye hafiften mırıldanarak şüpheyle karşılasa bile, depremin ağır yükü daha ötesini düşünmelerini bloke etti.
Fakat...
Aldığım bilgilere göre.
İktidar cephesinin, yüzünden fazla ismiyle tanınmış bir Milletvekili, Akşener'e "Reis'i aramanın tam vakti! " diyerek Akşener'den Erdoğan'a telefon etmesini rica etti.
Bu Milletvekili, Erdoğan ve Akşener'in arasındaki buzları çözmeye çalışıyor!

Açıkçası bu konuşmanın içeriği konusunda kamuoyuna açıklanan metnin dışında bir bilgiye sahip değilim.

* * * *

Bundan sonraki satırlarım, biraz yorum, biraz puzzle'ın parçalarını birleştirmek, bir miktar da bilgiden oluşacak...
Sosyoloji bilimi gözlüğü ile kaleme alıyorum.
Akşener, partisinin sosyolojik tabanı tam oturmamasına rağmen, potansiyel oyu ile seçimin başat bir aktörü haline geldi.
Gerçekten halen oturmuş bir sosyolojisi yok iyi parti'nin..
Muhafazakar dense, oturmuyor!
Sosyal Demokrat dense, zinhar!
Merkez dense, erken!
Sosyalist dense, tövbe!
Solcu desen, hayır!
Demokrat dense, olmuyor!
(*Oyuyla olmasa bile dev hafızasıyla Demokrat Parti var.)
Milliyetçi desek...
Evet, bu elbise ilk zamanlar cuk diye olmasa bile üzerlerinde iyi duruyordu ama; bir merkez, bir milliyetçilik derken, ortaya karışık ama minimum yüzde 14'lük bir parti de çıktı ortaya!
Oylarının yarısının iktidara duyulan tepkiden, geriye kalanın da Akşener'in şahsi oyu olduğunu gözlemliyorum.

Neyse...
Şimdi kaldığım yerden devam ediyorum.

Dünkü yazımda "Siyasi depremde Akşener kazanacak!" başlığını atmamın nedenini şimdi izah etmeye çalışacağım.

Akşener, Cumhur ya da Millet İttifakı.
Hangi iktidar kazanırsa kazansın, partisinin kazanacağını öngörüyor!

Sorunuzu duydum.
"Millet İttifakı kazanırsa zaten ittifakın içinde, Cumhur İttifakında nasıl kazanacak?.."

Akşener, Tansu ve Özer Çiller'den siyasetin kara deliklerine dair çok şey öğrendi!
Kimseye güvenmemek ve yedek siyaset kültürü diye kavramsallaştırabileceğim, "Yumurtaları aynı sepete koymamak! " ögretisine sıkı sıkıya  inanıyor.
Bu yaklaşımın etikligi tartışmaya açık, -mesela bana normal gelmiyor- ama siyasetin doğasında var...
Meral Hanım, Erdoğan'ın liderlik yaptığı Cumhur İttifakının Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazansa bile, Milletvekili çoğunluğunu kaybedeceğine inanıyor!
Açalım biraz...
MHP'nin barajı geçemiyecegini, iktidarın da kendisine muhtaç olacağına inanıyor.
(*MHP, Sinan Ateş'in öldürülmesi sürecini iyi götüremedi, sadece 'rahmet' dileseydi dahi, bu denli yoğun toplumsal baskı ile karşılaşmıyacaktı. En zor seçimine girdiği açık. Buna rağmen MHP'nin kemik oylarını küçümsemek yanıltıcı olabilir! )

* * * *

Tarihe not düşmek için yazıyorum. Şayet, Milletvekilliği sonuçları Akşener'in öngördüğü gibi olursa, Akşener, Erdoğan'la masaya oturur.
MHP gibi, "Bakanlık istemiyorum! " demez, tam tersine istediği Bakanlık ve bürokrasiyi almadan iktidarı desteklemez!

Ankara'da görev yapan gazeteciler iyi bilirler. Birbirlerine en düşman görünen partilerin bile kendi aralarında gizli bir koridor vardır.
İyi Parti- iktidar arasındaki koridordan, muhattap partilerin üst düzey yöneticilerinin haberi var mı, emin değilim!
Bu Milletvekili'nin ismi şimdilik off the record!

Erdoğan ve MHP'nin seçim ve sonrasında beraber yürüme kararlılığı şu aşamada devam ediyor.
Her iki partide de bu beraberliğin devam etmesini isteyenler olduğu kadar, istemeyenlerin de varlığından, iki parti yöneticilerinin bilgisi var!
Ankara'nın makus kaderi sürekli buz üstünde yürümek galiba.
Tolstoy da bana katılıyor:))
"Yaşam ince bir cam gibidir, beklenmedik bir anda kırılabilir..."

TALAT ATİLLA'YI TWITTER'DA TAKİP ET!



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/aksener-e-reis-i-aramanin-tam-vakti-diyen-iktidar-vekili-secim-erteleniyor/7194