ÜLKE SEÇİMİN EŞİĞİNDE, DÜNYA SAVAŞIN GÖLGESİNDE...
Sima Güleser Polat

 

Aklımız, umudumuz, yaklaşık bir sene sonra yapılacak olan seçimlerde...

Ekonomik olarak hepimiz yerlerdeyiz.

Siyasi partiler seçim propagandalarına başladı.

Bazı masalar oturup oturup kalkarken, belki de hop oturup hop kalkarken;

Bazı partiler de güzel işlerin yolunu çoktan tuttu bile.

Ana muhalefet bildiğiniz gibi.

Gaf üstüne gaf, saçmalık üzerine saçmalık koymakla meşgul…

İktidar partisi 2023 planlarına yaklaştı, "Kurdela-Makas" memlekette nerdeyse herkesin çekmecesine girdi.

2023 hedefleri…

Doğalgaz…

Ekonomi…

AK Parti iktidarda olması sebebiyle biraz daha gayretli olacaktır diye umuyorum. Zira ekonomide yaşanan ve sanki çözülmesi zor gibi duran sıkıntıları aşmak ilk görevi olmak zorunda...

Bir de dünyadaki enerji ve gıda sıkıntısı Türkiye'yi es geçmeyecek.

Küresel sıkıntıların seçimlere yansıması an meselesi.

Stratejiler elbette belirlenmiştir.

Aday belli ama parti içerisinde de değişmesi gereken birçok etken var.

Muhalefetin de bu zafiyetleri kullanması an meselesi.

Çok kritik bir seçimin eşiğindeyiz.

Bildiklerimizi şimdiden unuttuk, bekliyoruz...

MHP BİR YILDIZ GİBİ

Son 20 yılın kritik siyasi olaylarını birebir etkileyen belki de “geri planda düzenleyen parti” diyebiliriz MHP için...

Şu sıralar, erken seçim çığırtkanlığı yapanlar var ya:

Yirmi yıl önce, Türkiye koalisyon sürecini yaşarken erken seçim için gereken zaman dilimini doğru tespit ederek -2004 yılında planlanan seçimlerin- 2002'de yapılmasını sağlayan MHP Lideri Bahçeli idi.

Eğer ki, 3 Kasım 2002’deki erken seçim olmasaydı…

Türkiye, Amerikan menfaatlerinin hizmetçisi olarak kalacak yani 1 Mart 2003 tezkeresinin reddedilmesi gerçekleşmeyecekti.

Bir başka örnek de şudur…

Türkiye, 7 Haziran 2015 genel seçiminin ardından kurulması beklenen koalisyon hükümetine kalmış olsaydı; PKK terörü en azgın dönemlerini yaşamaya devam edebilirdi.

Neden mi?

Bugün bile KHK'lılara koltuk çıkan, terör örgütlerine destek veren hatta onları ta kendisi olan HDP'nin kirli menfaatlerine çanak tutan CHP'nin milliyetçiliğe asla sığmayan, çarpık kararlarının kötü sonuçlarını Türkiye şiddetli biçimde yaşayacaktı.

MHP Lideri, hiçbir koalisyonda yer almayacağını beyan ederek Türkiye'yi 1 Kasım 2015 seçimlerine götürdü ve PKK terörüne karşı etkili mücadelenin de yolunu açtı.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi öncesinde ise MHP’yi teslim almak isteyen FETÖ'cü zihniyeti erken teşhisle partisinden ayırmış oldu.

FETÖ temelli zihniyetin oyununa gelmedi; AK Parti ile Cumhur İttifakını oluşturarak iktidarın dolayısıyla da milletin her zaman yanında oldu.

Dahası, AK Parti'nin en toparlayıcı etkeni oldu.

Milli konuların en temel partisi Milliyetçi Hareket Partisi, şimdilerde de isminin hakkını fazlasıyla veriyor.

Seçim çalışmalarına bir yıl öncesinden hız veren parti bugüne kadar, 81 ili ziyaret ederek tutumlu çalışmalarına devam ediyor.

Sivas'ta  ilk mitingini yapan Bahçeli, "Aday belli, karar net" diyerek milletinin yanında olduğunu bir kez daha vurguladı.

Bundan sonra her hafta sonu MHP Lideri ülkenin başka bir ilinden seçmenine seslenmeye devam edecek.

Meyvelerini de erken toplayacaktır diye umuyorum.

SANA GELELİM MUHALEFET...

Masadakilerden biri ‘Hadi dağılalım, dese de biz de bu yoldan çıksak’ der gibi, birbirinize bakıp öyle duruyorsunuz.

Şu ana kadar ortak aday yok, zaten çıkmaz da...

Seçime yaklaşırken “Başbakan olma” hayaliyle hala seksek oynayanlar, bu milletin önüne mecburi hizmete binaen sakız sürprizi gibi bir aday çıkaracaklar, bu belli.

Kılıçdaroğlu, gaflarıyla iktidara yönelimin en iyi aracı!

Bilinçli mi, değil mi bilinmez ama…

Artık, helalleşip evinde otursa hiç fena olmayacak.

Bu millet, “en iyi muhalefet lideri” Deniz Baykal'ı çok özledi.

Çıkışlar aynı, bu millete kim zarar verdiyse ondan yana tutumu iyi-cene sıkıcı olmaya başladı.

15 Temmuz için “Kontrollü” deyip, KHK'lıları kurtarma ihtiyacı vuku bulunca; ancak FETÖ'cülerin “kahramanı” olabilir.

Milletin bir diğer partisini, Atatürk'ün partisi CHP'yi yüzüne bakılmaz hale getirdi.

Ben utanıyorum.

KHK ile ilişiği kesilenlerin yüzde 40'ının suçüstü yakalandığı gerçeğini unutmayalım…

Kılıçdaroğlu'nu pek yakında Pensilvanya'da ülkemizi şikâyet ederken görürsek de şaşırmayalım!

Bu, şunun gibi biraz;

Bu hafta Twitter'ın tek kelimelik modasında İmamoğlu'nun "İcraat" yazmasındaki gibi...

Ben güldüm... Sinirden ama...

-Terörist Semra Güzel (mi?) yakalandı.

Saçları çok yakışmış!

Bakalım ne zaman mağduru oynayacaklar...

Bakalım, ne zaman CHP'nin seçim edebiyatının malzemesi olacak?

Sahte kimlik önemli, suç değil zaten...

Bu da mı değil, ya hu?

Bu durum da mı, vatan hainliğine girmiyor?

Vallahi anlamıyorum.

İKİ ELİM YAKANIZDA

-Yakışıklı Tosuncuk da yakayı ele verdi.

-Caanım Necip Hablemitoğlu’nun…

Suikastını organize eden şahıs da yakalandı. 

Türkiye'ye bir getirilsin hele, diyeceklerim var...

-Bir de fahiş fiyatları belirleyip, ülke ekonomisine derin katkıda bulunarak (!) ilk kazığı atan fırsatçılar, ruz-i mahşerde “iki elim yakanızda” olacak.

Ya hu, etmeyin eylemeyin.

El-Vicdan!



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/ulke-secimin-esiginde-dunya-savasin-golgesinde-/7096