CHP’NİN KİMLİĞİNİ BİLEN VAR MI? (1)
Adnan Küçük

 

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli geçenlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erzurum ve Uludere’yi ziyaretlerinden sonra şu açıklamayı yaptı:

(Millet) “ittifakı partileri ‘kimliğini’ kaybetmenin yanında, ülkemizin gerçeklerinden tamamıyla kopmuşlardır”. 

Burada, daha kapsamlı bir makale konusu olan millet ittifakı üyesi bütün partilerin değil, sadece CHP’nin belirginsizleşen kimliğinin bazı yönleri üzerinde duracağız.

Kimlik

Kimlik ne demektir?

Önce bu soruya cevap vermeye çalışacağız.

Kısaca kimlik, bir kişinin tanımlayıcı özelliklerini gösteren bir belgedir. Daha ayrıntılı bir tanımlamayla, toplum içinde yaşayan her bir insana mahsus ayırd edici belirtiler, nitelikler ve özelliklerle, bir kimsenin belirli bir kimse olmasını sağlayan, bir insanın kim olduğunu ortaya koyan kişiliğine ilişkin özelliklerin tümü onun kimliğidir. Kişi, sahip olduğu kimliği ile, toplum içinde diğer kişilerden farklı hale gelir.

Farklı kimlik türleri mevcuttur. Resmi belge şeklinde kimlikler olabileceği gibi, soyut mahiyette özellikleri haiz kimlikler de mevcuttur.

Kimlik, bazı kereler, resmi bir belgeden ibarettir. Bu belge, kişinin kim olduğunu belli eder. Bu kimlik sayesinde kişi başkalarından ayırd edilir. Türkiye Cumhuriyeti Nüfus cüzdanı belgesi gibi. Yeryüzünde, belli bir ülkenin resmi vatandaşı olan her bir kişinin bir resmi kimliği mevcuttur ve hiç bir kişinin kimliği diğer kişilerinki ile aynı değildir.

Bazı kereler de kimlik, kişinin belli bir kuruma aidiyetini gösterir. Kişinin, bu kimliği sayesinde hangi özel ya da kamusal kurumda çalıştığı, görevi vs. belli olur.

Bazı kereler resmi bir görünüme sahip olmayan, varlığı varsayılan soyut kimlikle, kişinin, dinî, siyasî, felsefî, kültürel vb. yönlerden haiz olduğu özellikler belirlenir. Mesela, Müslümanlık, sekülerlik, muhafazakârlık, liberallik, sosyalistlik, faşistlik vb. bu kimlik türlerinden bazılarıdır. Kişinin, bu kimliklerden birine sahip olduğundan söz edilmesi halinde, bu kimliğin varlığını gösteren bazı özelliklere sahip olduğu ifade edilmiş olunur. Mesela bir kişinin muhafazakâr kimliğe sahip olduğundan söz edilmesi ile, bu kişide muhafazakâr olmanın göstergesi olan bazı özelliklerin varlığına işaret edilmiş olunur.

Bazen de kimlik, kişilerden farklı olarak tüzel kişilikler için kullanılır. Bu durumda, söz konusu tüzel kişiliğin, sahip olduğu belirtilen liberal, muhafazakâr, seküler, laik, sosyalist vb. kimliklerden birine aidiyeti sebebiyle sahip olduğu özellikler ifade edilmiş olunur.

Bazen bir tüzel kişiliğin bir kimliğe sahip olduğu belirtildiğinde, söz konusu kimliğin lüzumlu kıldığı özelliklere sahip olduğu varsayılır. Bu varsayım, bazen fiiliyatla uyumlu olurken, bazı kereler kimlik sadece göstermelik, söylem ya da program düzeyinde kalır.

Bazen bir tüzel kişiliğin kimlik özelliklerinde zamanla değişim yaşanabilir. Mesela bir tüzel kişiliğin resmi belgelerinde ya da söylemlerinde ifadesini bulan muhafazakâr kimlik zamanla kısmen liberalize olabilir. Klasik liberal kimlik sosyal devletçi kimliğe dönüşebilir. Otoriter militan dışlayıcı laiklik, liberal pasif laikliğe evrilebilir.

Bazen de tüzel kişilik adına icra edilen fiiller, uygulamalar, söylemler arasındaki çelişkiler sebebiyle, resmi olarak açıklanan kimlikle, tüzel kişilik adına ya da tüzel kişiliğe mensup kişiler tarafından ortaya konulan söylem ve uygulamalar çelişebilir. Bazı kereler de tüzel kişilik içinde birbirinde değişen ölçülerde çelişen uygulama ve söylemler olabilmektedir. Bu durumda, bu açıklama ve uygulamalardan hangisinin tüzel kişiliği temsil ettiği konusunda belirsizlikler yaşanır. Bazı kereler de tüzel kişilik içerisindeki en yetkili kişilerin değişik tarihlerde birbiri ile çelişen açıklama ve uygulamaları ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda söz konusu tüzel kişilikte “kimlik kaosu ve belirsizliği” ortaya çıkar.

Yukarıda sözünü ettiğimiz kimlik ile alakalı ihtimaller, bir tüzel kişilik olan siyasi partiler için de evleviyetle söz konusu olabilmektedir.

Partiler, gerek resmi programlarıyla gerekse partili yetkililerin söylem ve uygulamaları ile şekillenen kimlikleri ile seçmen karşısına çıkarlar. Seçmenler, her bir partinin programı, yetkililerin söylem ve uygulamaları ile şekillenen kimliğine bakarak oylarını kullanırlar. Siyasi partiler, kamuoyuna yansıttıkları kimlikleri ile seçmenleri ikna ettikleri ölçüde seçmenlerden oy ve destek alırlar. Siyasi partilerin, kimliklerindeki belirsizlik veya belirliliğe, kimliklerinin zayıf ya da güçlü olmasına bağlı olarak seçmenler nezdindeki inandırıcılıkları az ya da güçlü olduğu oranda aldıkları oylar ve siyasi destekler azalır ya da artar. Bu sebepledir ki, siyasi partilerin kamuoyuna yansıttıkları kimlikleri son derece önemlidir.

Siyasî partilerin zamanla, küresel ve/veya ülkesel değişikliklere bağlı olarak kimlikleri değişen ölçülerde değişime uğrayabilir. Bir zamanlar katı bir ideoloji ile şekillenen kimliği, zamanla ılıman bir kimliğe bürünebilir. Bu tür değişimler çoğu kereler resmi programlarından ziyade söylem ve uygulamalar şeklinde meydana gelebilir. Bu bağlamda, resmi programla çelişen söylem ve uygulamaların ortaya çıkması durumu meydana gelir.

CHP’nin Kimliğindeki Belirsizlik

CHP’nin ilk dönemlerdeki kimliği ile son yıllardaki kimliğinde bazı yönlerden esaslı değişikliklerin meydana geldiği görülmektedir. Bu değişiklikler, genellikle parti yetkililerinin söylem ve uygulamaları şeklinde meydana gelmekte, parti programına yansımamaktadır.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, geçenlerde “‘Muhafazakâr kesim CHP adayına oy vermez’ iddiasına katılmıyorum” dedi.

Peki, bu söylem, fiili gerçeklikleri ne ölçüde yansıtıyor?

Bu sorunun cevabı, diğer sebepler yanında bir de CHP’nin resmi ve kamuoyuna yansıyan siyasî kimliği ile çok yakından alakalıdır.

Ayrıca CHP’nin önceki yıllarda sahip olduğu kimliğinde belirginlik söz konusu olduğu halde, son yıllarda ciddi manada kimlik belirsizliği ve bulanıklığı söz konusudur.

Burada CHP’deki kimlik belirsizliği ile alakalı kapsamlı bir inceleme ve ayrıntıya girmeksizin, sadece kimliksel belirsizliğin bazı öne çıkan yönleri üzerinde durulacaktır.

Bir konuya ayrıca temas etmek istiyorum. Burada CHP’nin kimliği ile alakalı incelemeyi yaparken salt resmi programı ekseninde bir değerlendirme yapılmayacak. Elbette ki, bir partinin kimliğinin belirlenmesi için resmi programı çok önemlidir. Fakat parti kimliği salt programla alakalı değildir. Çünkü kimlik, kamuoyuna yansıyan görünürlükle de yakından alakalı bir meseledir. Burada, CHP’nin kimliği ile alakalı belirlemede parti programı yanında partililerin söylem ve uygulamaları ile şekillenen toplumdaki algılar da dikkate alınacaktır.

Laiklik ile Alakalı Belirsizlik

CHP’nin kimliği ile alakalı birinci belirsizlik laiklik ile alakalıdır.

CHP’nin ilk yıllardaki laiklikle alakalı kimliği gayet belirgindi. CHP’nin eski kimliğini belirleyen özelliklerden biri olan laiklik özelliği, otoriter, militan, dışlayıcı laiklik idi. Bu telakkiye göre laiklik “din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması”nı da kapsayan, “din ve dünya işlerinin ayrılığı”dır. Laiklik, bireylerin hayatının, gelenek, din vb. değişmez kurallara göre değil, günün gereklerine ve maddi zorunluluklara göre düzenlenmesidir. Bu telakkinin temelini, toplumun yukarıdan aşağıya dönüştürülerek pozitivizm temelinde sekülerleştirilmesi, ruhunu da, dinin her türlü toplumsal görünürlüğünün tamamen ortadan kaldırılması teşkil etmektedir. Nitekim Atatürk döneminde uzun süre bakanlık ve CHP Genel Sekreterliği görevlerinde de bulunan Şükrü Kaya, dinlerin, vicdanlarda ve mabetlerde kalması gerektiğini, maddi hayat ve dünya işine karışmasına izin vermeyeceklerini açıklamıştır. Bu laiklik telakkisi, CHP’nin günümüzde geçerli olan parti programında da mevcuttur.

CHP’nin eski kimliğinin en belirgin özelliğini teşkil eden laiklik telakkisine uygun olarak ezanın Arapça okunması, Kur’an’ın öğrenilmesi ve hacca gidilmesi yasaklandı, din dersleri okullardan kaldırıldı. Çok katı bir başörtüsü yasağı getirildi. Camilerin bir kısmı kapatıldı, bir kısmı hayvanlar için ahır olarak kullanıldı, bir kısmı da kışlaya döndürüldü.

Burada, CHP’nin kimliğine ilişkin belirlemede laikliğin bütün özellikleri yönünden değil, başörtüsü, Ayasofya, tarikatlar ve şeyhlerle alakalı konular üzerinde yoğunlaşılacaktır.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/chp-nin-kimligini-bilen-var-mi-1-/7087