DİLİMLENMİŞ BİLİM
M. Kürşat Türker

 

 

 İçinde ahlak ve erdem barındırmayan bilim türünden elimizde bolca olduğundan hazmı kolaylaştırsın diye dilimleyerek sunmakta yarar görmüş olmalılar.., Aşı bulacağı tarihi açıklayan film insanlarından, kendini çip takılacak derecede mühim robotik varlık hisseden şizo bireylere..,  İki kelam duyduğu ile virolog kesilen, okuduğu iki satır yazı ile immünolojiyi hatmeden cehl-i mürekkeplere.., sanki mevcut çocuklarının hepsi nobel adayı ya da asrın alimi olmuş gibi;  yapılacak aşının üremesine sekte vurmasından korkan varoluş acizlerine.., Hipokrat yeminini maddi, iptidai ya da içtimai çıkarları için yok sayan diploması şimdilik elinde olan hekimlere.., beyin göçünden utanacağına göç edenlerin sebeplerini dahi politize edebilenlere .., Pandemi ile şeffaf veriler ve rasyonel karantina yöntemleri yerine genelge ya da yönergelerle savaşılmayacağını henüz öğrenenlere.., Tutunacak yeri kalmayanların savruk nevrozları artarak tüm yaşamsal hücreleri istila etmekte..
 
10-11 ARALIK 2020 : Ülkemiz açısından pandemi sürecinin en trajik 24 saati 10-11 Aralık tarihinde gerçekleşti. Dünya epidemiyoloji literatürüne bolca yayın sunabilecek olgu neticesinde ; bir günde 1.2 milyon yeni hasta tespiti ile dünya tarihinde yerimizi aldık.., Daha da ilginç olanı;  sadece 208 bin test kullanıp  1.2 milyon hastanın tespitini başardık.., Tabii başardık deyip kendimize pay biçerken, bulaşıcılığı yüksek bir virüsün pandemisinde hasta-vaka sayısı gibi ileri bilimsel ayrım yaparak bu başarının gelmesinde emeği geçenleri de es geçmemek gerekir.
 
AŞI GÜNCESİ  :  " Faz 3 çalışmasında aşı ya da ilaç denemesine tabii olan herkes tıbbi manada denektir. Maddi karşılık ya da bilimsel katkı açısından faz 3 çalışmasına iştirak edenler ,  6 ay ile 18 ay kadar tıbbi öykülerini izlemek maksadıyla tıbbi sigorta kapsamına alınır ve ileri dönem yan etki profilleri değerlendirilir. Çalışma çok merkezli ve çok uluslu yürütülerek dünya vatandaşlarının farklı genetik özellik ve duyarlılıklarına yönelik etkinlik ve yan etki profilleri kaydedilir " 
                          An itibari ile ; ortalama 4 yıl süren faz 3 aşaması yaklaşık 6-8 ayda geçilmiş ve özellikle g8 ülkelerinde acil kullanım onayları için zorlama süreçler devreye girmiştir. Her ne kadar denize düşen kapitalizm sarılacağı sektörle uzun yıllardır halvet olmuş olsa da, aşının hayat kurtarmak için insanlara mı yoksa terminal dönem kanser hastası kapitalizme mi yapılacağı mevzusu muğlaktır. Nihayetinde aşı pazarı 1.2 trilyon dolarlık bir hacme sahip olup aşının bulunma haberleri de borsa ve ekonomilerine solunum desteğidir. 
                         Belki de aslında; " Covid- 19 kapitalizmi entübe etmiş ve dünya sermayesi en küçük müjdeyle dahi soluklanmak niyetindedir "
                         Aşı konusuna ilişkin,  bir hekim olarak paylaşmak zorunda hissettiğim kişisel görüşüm; Faz 3 aşamasındaki bir aşının sağlayıcıya maliyeti ne olursa olsun para karşılığı uygulanmaması gerektiğidir. ( Belki de firmalar ve hükümetler durumu hızlandırmak için faz 3 onayı olmayan aşılara maliyet desteği bazında fayda sağlamakta hem fikirdir..? ) Örnek vermek gerekirse; Çin aşısının faz 3 aşamasındaki verilerinin dünya çapında güvenilir olması için farklı kıta devletlerinde ve farklı genetik niteliklerdeki sonuçlarının değerlendirilmesi elzemdir. Bunun için de Türkiye, Endonezya ve Brezilya gibi ülkeleri çalışmasına katması gerekmektedir.., Ancak bu durum maliyeti firma tarafından karşılanması gereken tıbbi bir çalışma olup devletlere maddi bir külfet yüklememelidir.. Gerek viral vektör gerekse de mRNA aşıları için oluşabilecek yan etkiler Allerjik, Otoimmün ya da Nörolojik karakterli olup, oluşan yan etkilere ilişkin sağaltım süreçlerinin tamamının yükü de aşı firmasında olmalıdır. Aşı haberleri ile soluk alıp veren kapitalist bilim esasında daha PCR Antijen tanı testlerinde yüzde 90 başarıya dahi ulaşamamıştır. Ek olarak; ileride belki de hastalık değil de sendrom olarak adlandırılacak Covid-19 enfeksiyonunda virüsün insan hücresine giriş kartı niteliğinde Spike
 ( Başak ) proteininin ACE2 reseptörü dışında başka giriş reseptörlerinin var olup olamayacağına ilişkin yayınlar da yetersizdir. Örneğin ; virüsün fare karaciğerinde bağlandığı CEACAM reseptörleri şayet insan hücrelerinde de aynı şekilde giriş kapısı niteliğinde ise şu anda bildiğimiz verilerin ne kadar eksik olduğu da kanıtlanacaktır. Son yayınlarda az sayıda vaka örneği incelemesinde insanda Spike-CEACAM bağlantısı ispatlanamamıştır. Ancak bu bağlantı ispatlanırsa sigara içenlerde hastalığa yakalanma oranının düşük olmasına ilişkin bir hipotez dahi geliştirilebilecektir.
                         Pandemi'de 10 ayı devirdiğimiz süreçte halen daha hastalığa ilişkin bilmediklerimiz bildiklerimizden fazla olup, ehliyeti olmayanların dümen çevirdiği T.v, sosyal medya gibi psişik yollarda insanların bilimsel bilgiye sarılıp komplo teorilerinde vakit geçirmemeleri elzemdir. En nihayetinde ; " Dilimlenmiş olsa da ayva ayvadır "
                        



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/dilimlenmis-bilim/6526