GARABET SİSTEM
Bülent Kuşoğlu


‘24 Haziran Seçimi ile Ak Parti iktidarı bitmiştir.’ dedim siyasetçi arkadaşıma, espri mi yapıyorum, yoksa ciddi miyim anlamak amacıyla yüzüme dikkatlice baktı. Arkadaşımı şaşırtmaya devam ettim; ‘Artık, Ak Parti iktidar değildir, bir Saray iktidarı vardır. Artık, hiçbir parti iktidar değildir. Partilerin iktidarı bitmiş, kişilerin ve onun ekibinin iktidarları dönemi başlamıştır.’  

Ne demek istediğimi yüz ifadesinden anladığıma göre biraz algılamış ve rahatlamıştı. 

Ben devam ettim;  ’24 Haziran Seçimini bizim aday gösterdiğimiz Muharrem İnce kazansaydı CHP’mi iktidara gelecekti? Tanımadığım, bilmediğim partiyle ilgisi olmayan bir çok insan bakan, bakan yardımcısı ve cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Meclis’ten güven oyu almayacaklar, hükumet programları olmayacaktı. Bana, yani milletvekillerine Meclis’e ihtiyaç duymayacaklardı. Tek hesap verecekleri yer Muharrem Bey olacaktı. CHP programını ve seçim vaatlerini dikkate almayacaklardı. Tıpkı Erdoğan kabinesinin yaptığı gibi. Ak Partili arkadaşlar eski alışkanlıkları ve işlerine geldiği için kendilerini iktidar partisi sayıyorlar ama iktidar değiller. En kötü tarafı ise kendilerini iktidar saydıkları için yasama ve denetim görevini de yerine getiremiyorlar…’  

Yıllarca devlet ve siyaset konularında birikim edinen Arkadaşım ne demek istediğimi gayet iyi anlamıştı. “Çok haklısın” dedi, “Farklı bir sisteme geçtik ama henüz kimse anlamadı. Galiba anlamayanların başında da Ak Partililer var”  

Yeni sistemi henüz muhalefette kavrayamadı ama arkadaşımın dediği gibi hiç anlamayanların başında Ak Partililer geliyor. Hala parti olarak iktidarda olduklarını sanıyorlar. Bu durumu 2 sebep yaratıyor; 1-Alışkanlık 2-Sistem onları zorluyor. 

Alışkanlık, malum hem eski sistemden hem de AK Partililerin 16 yıllık kesintisiz iktidarda olma alışkanlığından kaynaklanıyor. Hala eski söylem ve yöntemleri devam ettirmeye çalışıyorlar.  

Zorlama ise şöyle; 

Örneğin, Genel kurulda Ankara’daki tren kazası tartışılıyor. Bakan yeni sistem gereği TBMM’ye gelip bilgi veremiyor. Zaten atanmış, seçilmiş değil. TBMM’ye karşı sorumluluğu da yok. Bu durumda muhalefetin yaptığı eleştirileri TBMM’deki çoğunluk partisi milletvekilleri cevaplamaya çalışıyorlar. Dolayısı ile yürütme erkini eleştirmiyor, denetim görevini yapmıyor ve kendilerini iktidarın yerine koymuş oluyorlar.  

Genel kuruldaki olayın bir benzerini Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da yaşamıştık. 71 Maddelik  torba kanun gerçekte iktidarın hazırladığı bir metindi ama artık Anayasaya göre yürütme tasarı sunamadığı için muvazaa yoluyla çoğunluk milletvekilleri imzalamış ve teklif olarak sunulmuştuMuhalefet komisyon görüşmelerinde torba kanunda geçen kamu kurumları ve ilgili bakanlıklarla bağlantılı eleştiriler yapınca teklif sahibi milletvekilleri de kendilerini yürütme erki yerine koyuyor ve savunmaya çalışıyordu. Halbuki artık yeni sistemde iktidar veya muhalefet milletvekilinin görevi denetim ve yasa yapmak, yürütme erkini eleştirmekti. Bakanlar, yani yürütme çoğunluk partisinden çıkmıyordu.  

Konuyu akademik yönden ele almaya çalışıyorsunuz, yönetim biçimlerini tabi oldukları kategorizasyon kriterlerine göre, örneğin “yönetim erkini elinde bulundurma anlamında kim yada kimlerin yönetiminin esas olacağı” veya “yönetici tabakaların yasalarla olan bağıyla alakalı”1 değerlendiriyorsunuz Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi uygulaması hiç birine dahil olamıyor. Garip ve bize özgü bir sistem oluşuyor…  
İnanarak bir şey söyleyeyim; Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminin ayrıntıları hiç düşünerek tasarlanmamış. Sistem belli ki dayatılmış. Çalışmadığı ve bu şekilde hiç çalışmayacağı tam olarak anlaşılınca da veya şartlar uygun hale gelince bir yere doğru evrilecek 

Evet, artık iktidar partisi yok. Muhalefet partileri de yok. Çoğunluk partisi ve Meclisteki sayılarına göre sıralanan partiler var. Ancak, Meclis geçen yıllardan daha fazla iş, sorun-sıkıntı ve tayin talepleriyle gelen seçmenle karşı karşıya. Seçilmiş milletvekillerinin bu talepleri atanmış ve Meclise karşı sorumluluğu olmayan bakanlara ulaştırması ve çözüm araması ise ayrı bir sorun… 

Bir yanda derin bir ekonomik kriz, diğer yanda alelacele değiştirilmiş ve çalışmayan bir sistem, öte yanda ise değerlerini yitirmiş bir toplum… 
-- 
1Siyaset Felsefesi Tarihinde Devlet  Yıldırım Torun  Orion  



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/garabet-sistem/5979