HASSAS GÜNLER BAŞLADI HAREKATA ELEŞTİRİ YOK AMA YARINI DÜŞÜNMEYECEK MİYİZ?
Bülent Kuşoğlu


Bu hafta şu bizim ekonomi ile ilgili bakanların kötü anlamda vurgu yaparak “Fiç” dedikleri Fitch Kredi Derecelendirme Kuruluşunun Türkiye bürosunu kapatma duyurusunu anlatarak yazıma başlayacak ve ekonomide güvenin önemini anlatacaktım. Sonrada konuyla bağlantılı olarak TUSİAD’ın 48. Genel Kurul’unda açıklanan artık bıçak kemiğe dayandı mantığı ile ekonomi ve hukuk ortamındaki kötü gidişle ilgili olarak TUSİAD üyelerinin cesur söylemlerini gündeme getirecektim. Afrin Harekatı her şeyin önüne geçti...

Afrin, ufak çapta da olsa bir savaş ya, şimdi olayı eleştirilemez görüyoruz. Birlik, beraberlik böyle zamanlarda her konudan önemli diyoruz. Birlik, beraberlik hakikaten önemli ama sosyal medyada durduk yerde muhalefete yönelik “Nasıl girdik, nasıl bilmem ne yaptık” mesajları atan zirzoplara ne diyeceğiz? Cahil, seviyesiz, eğitimsiz diye af mı edeceğiz? Erdoğan’ın hala bu ortamda dahi “Ana muhalefetin başındaki zat”, “Bay Kemal” örnek açıklamalarını sineye mi çekeceğiz? Ona bazı imanı nakısların atfettiği kutsiyeti biz de mi kabulleneceğiz?

Biliyorsunuz, Erdoğan, son haftalarda partisinin il kongrelerine katılıp Afrin meselesini gündeme getiriyor ve Afrin’e girdik-gireceğiz mesajları veriyordu. Mesaj verdiği yerin yanlışlığına ilave olarak sonradan gördük ki Erdoğan, devletin ilgili kurumları ile istişare etmeden, maalesef izin alınması gereken Rusya ve ABD ile konuşmadan bu açıklamaları yapmış. Devlet bu mantıkla mı yönetilir? Sonuç ne olursa olsun, konu ne denli önemli veya önemsiz olursa olsun, ilgili kamu kurumlarının devre dışı kalması yanlıştı. Hepimizin konunun bu yönünü eleştirmesi gerekir…

Afrin harekatı neden yapılıyor? Güney sınır boyumuzda ABD-İsrail kontrollü bir devlet kurulmasın diye. Devlet kurma mücadelesi içerisinde olanları terörist sayıyoruz. Harekat ayrıca başka bir ülke sınırları içerisine yapılıyor. Çok hassas bir konu değil mi? Peki, bu terörist unsurlarla çarpışırken neden kendi Kürt vatandaşlarımızın hassasiyetlerini de dikkate almıyoruz? Daha dikkatli olmalıyız. Afrin harekatının bence en önemli noktası sınırda bir devlet inşasına izin vermezken söylemlerimizle kendi vatandaşlarımızın gönlünü kırmamak ve birlik-beraberliğimize darbe vurdurmamaktır. Maalesef, Erdoğan’ın Kobani’de Kürtleri incittiği kadar yine kendi Kürtlerimizi incitiyoruz.

İktidar mensuplarının ve iktidara yakın görünenlerin söylemlerinden burada örnek vermeği sakıncalı buluyorum ama öncelikle dikkatli bir dil kullanmaları gerekenler onlar değil mi? Kendi vatandaşlarımızla birlik ve beraberliğimiz, aynı ülküleri paylaşmamız, ülkemizde terörün yaygınlaşmaması Afrin’den dolayı alınacak oylardan daha önemli değil mi? Bakın Kılıçdaroğlu Almanya’da askerlerimize başarı dilerken PKK’lılarca protesto edildi ama o bunu istismar etmedi. Kılıçdaroğlu, protesto edenlere milliyetçi bir söylemle haykırsa Türk medyasında kahraman olurdu ama bu konuların gündeme getirilmesi de bu ortamda sakıncalı olabilirdi. Başkası olsa 3 oy alacağım diye konuyu istismar ederdi…

İtiraf edeyim, ben bir ana muhalefet siyasetçisi olarak Erdoğan’ın Afrin Harekatı başarısını iç siyaset malzemesi yapıp önümüzdeki seçimler için kullanmasından çok endişe ediyorum. Ancak yine de ülkemin çıkarları doğrultusunda tereddütsüz harekatı destekliyorum. Harekat başladığından beri sosyal medyada eleştirel konuşmuyor, yazmıyorum. Ancak aynı hassasiyeti Erdoğan ve destekçilerinden de beklemek hakkımdır. Onların konuyu iç siyasete malzeme yapmaları tahammül sınırlarımı zorluyor… Bu konuda hala “yerli ve milli” gibi tamamen objektiviteden uzak bir dil kullanılmasını gerçekten anlayamıyorum. Bazılarının hiç mi ülke vatandaşına sevgisi, saygısı yok?

Konunun dikkate alınması, tartışılması gerekli bir çok yönü var;

Örneğin, Suriye hava sahasını açması karşılığında Rusya’ya ne taviz verdiğimizi bilmemiz hakkımız. Örneğin, harekatın ne kadar süreceği ve kapsamının ne olacağı konusu. Yani Afrin, 800 km’lik Suriye sınırında bir küçük alan. Afrin YPG/PYD’nin elindeki 500 km’lik alanı dikkatimizden kaçırmamalı…

Ancak bunları şu sıcak birkaç günün geçmesinden sonra gündeme getireceğimizi, şimdilik konunun hassasiyetini daha bir dikkatle ele alacağımızı söylemek isterim.

Tek dileğimiz Erdoğan’ın da aynı hassasiyet içerisinde olması…

Kısaca demek istiyoruz ki, Afrin’de yürüttüğümüz askeri ve diplomatik harekat kadar tüm ülke sathında kendi vatandaşlarımıza yönelik yürüteceğimiz psikolojik harekatta çok önemli…

Belki daha da önemli…

Evet, bir de zaten bozuk olan ekonomi ihmale gelmemeli… 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/hassas-gunler-basladi-harekata-elestiri-yok-ama-yarini-dusunmeyecek-miyiz/5650