DEVLET MİLLETİ YANILTMAMALI
Bülent Kuşoğlu


Çok eleştiren olacaktır ama ben sürekli devletinin yanında olmak, devletine güvenmek isteyen bir kafa yapısına sahibim. Bu devletçi ve milliyetçi olmanın karması da denebilecek, belki statükocu olarak nitelendirilebilecek ancak tümüyle farklı boyutlarıyla ele alınması gereken bir araştırma konusu. Daha fazla uzatmayayım zira yazı konum bu değil. Konum; Devletin devamlılığı, güven vermesi gerektiği, vatandaşını yanıltmaması, net olması gerekliliği ve adil olması…

Maalesef devlet adamlarının gittikçe azaldığı bir dünyada yaşıyoruz. Bizde de devlet adamı eksikliği var. Eski deyimle Kaht-ı rical durumu yani…

Hafta içinde TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasında HDP mv Osman Baydemir, konuşmasında “Kürdistan” kelimesini kullandığı için 3 oturum ceza aldı. Bir devletin kendi topraklarında kendi iradesi dışında bölücülük amaçlı bölgeler oluşturulmasına müsaade etmemesi normaldir değil mi? Bence de normaldir. Baydemir’in kullandığı kelime ve cümleler bu manada yorumlanmaya müsaitti. Ancak ertesi gün HDP’li vekiller çok güzel savunmalar yaptılar beni de, AKP’lileri de söz söyleyemeyecek duruma getirdiler. Celal Doğan’da güzel bir konuşma yaptı ama Mithat Sancar’ın konuşması daha somut örnekler taşıdığı için ondan bazı alıntılar yapayım.

“Size sadece son 2 yılın Yargıtay içtihatlarından çok kısa bilgiler aktaracağım. 2017 En son 16. Ceza Dairesi kararı. Bir konuşmasında ‘Siz Kürt Halkını yok edemeyeceksiniz, diz çöktüremeyeceksiniz. Apo… Kürdistan … ‘ şeklinde slogan atan şahsın bu ifadelerini, ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmiştir.”

Mithat Sancar, Yargıtay’dan örnek kararları anlattıktan sonra şöyle devam etti;

“Sayın Erdoğan’a 1991 Kürt Raporu’nu hatırlatarak sorun ne demek istemiş. ‘Bu gün Doğu ve Güney Doğu Anadolu sorunu olarak adlandırılan sorun aslında bir Kürt sorunudur. Sorun gerçekte ulusal bir sorundur yani bir Kürt sorunudur. Bu gün Doğu ve Güney Doğu Anadolu olarak adlandırılan bölgeler tarihin en eski devirlerinde Kürdistan olarak adlandırılan coğrafyanın içinde yer alan bölgelerdir’ diyor. Cevabı aldınız mı? 1991  Kürt Raporu Sayın Erdoğan’ın imzasıyla yayınlanmış.
Bu yetmiyorsa başka bir şey aktaralım. Sayın Erdoğan’ın 19 Kasım 2013 konuşmasını. Başbakan olarak yaptığı konuşmayı hepiniz çok iyi hatırlıyorsunuz ve defalarca da buradan tekrar edildi. ‘Bu Millet köksüz değildir.’ Diye başlıyor Sayın Erdoğan ‘Bu millet reddi miras yapacak, ecdadını unutacak, ecdadına sırt çevirecek bir millet değildir. Çok uzağa gitmeye gerek yok şurada doksan yıl, yüz yıl öncesine gidin. MHP’nin, CHP’nin yöneticileri şurada. Meclis Kütüphanesi’ne gitsinler, Meclis zabıtlarını, gizli celse zabıtlarını okusunlar. Milletvekilidirler, okuma hakları var. Bu gün MHP ve CHP neye karşı çıkıyorsa orada ilk Meclis zabıtlarında o karşı çıktıkları şeyleri göreceklerdir. Hem de en başta Gazi Mustafa Kemal’in nutuklarında göreceklerdir. ‘Kürt’ kelimesini bu Meclis’te göreceklerdir. ‘Gürcü’, ‘Laz’, ‘Arap’, ‘Boşnak’ kelimelerini o zabıtlarda göreceklerdir. ‘Kürdistan’ kelimesini o zabıtlarda göreceklerdir ve (Büyük Alkış) diye AKP’nin kendi sitesinde yayınladığı tutanaklarda yer alıyor. Devam ediyor. ‘Aslında Osmanlı’ya gittikleri zaman Doğu ve Güney Doğu’nun Kürdistan Eyaleti olduğunu göreceklerdir. Kürdistan milletvekillerinin olduğunu göreceklerdir.’ Devam ediyor. Bu gün bu konuşmayı burada yapsa bence milletvekilliğini düşürmemiz gerekecek eğer dünkü karar esas alınırsa.”

Mithat Sancar, farklı yönlerden canımızı sıkan, bizi üzen konuşmasında şu konuya da değindi.

“Erdoğan’ın 2005 Diyarbakır konuşması. ‘Her ülke geçmişinde hatalar yapmıştır. Biz de pek çok zorluğun harmanından geçerek geldik bu günlere. Büyük devlet, güçlü millet kendisiyle yüzleşerek hatalarını ve günahlarını masaya yatırarak geleceğe yürüme güvenine sahip millet ve devlettir.’ Sadece bu mu? Hayır. Dersim’le ilgili ‘O bir katliamdır. Eğer özür dilemek gerekiyorsa devlet adına ben özür diliyorum’ dedi. Demedi mi?”

“Gelelim hukuki veçhesine; Değerli Arkadaşlar şu an Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı sicilinde kayıtlı ‘Kürdistan’ adı taşıyan partiler var. Kürdistan Özgürlük Partisi. Kuruluş tarihi 11/12/2014 Genel başkanı, üye sayısı adresi ile. Kürdistan Sosyalist Partisi kuruluş tarihi 30/5/2016”

Devlet olmak, devlet adamı olmak ve devletin devamlılığı basit konular değil, tam tersine çok önemli konulardır. Bir gün kendi başınıza “Açılım” kararı alıp, ertesi gün vaz geçtim diyemezsiniz. Derseniz işte böyle yüzünüze vururlar ve bu yüze vurma karşısında normal bir ülkede cumhurbaşkanlığı asla yapamazsınız. Devlet var ise, devlet köklü ise, devletin devamlılığı var ve milleti temsil ediyor ise her önüne gelenin, yeterli eğitimi almayanın devletin tepesine gelmemesi gerekir.

Erdoğan, Kürt meselesinde devlet adamı olmadığını gösterdi. Peki o kadar mı? Kıbrıs meselesinde rahmetli Rauf Denktaş’ı bir kenara itip Cumhuriyet hükümetleri yanlış yaptı deyip Kıbrıs davasını devletin politikasından farklılaştırmadı mı? Allah’tan Rumlar Annan Planı’nı reddetti de kurtulduk. Şimdi ise eleştirdiği o cumhuriyet hükümetlerinin politikasını uyguluyor Kıbrıs’ta sert bir zig zagtan sonra.

Yalnızca bunlar değil ki? Ermeni meselesinde de öyle olmadı mı? Suriye, Rusya, AB, İran, Mısır, Libya, Arap Baharı, ABD, Ergenekon, Balyoz, Kozmik Oda, askerimize çuval geçirilmesi… Hangi milli meselede başarılı oldu ki?

Maalesef bizde de, dünyada da devlet adamlığı bitti siyaset adamları ve popülist politikacılar devri başladı. Tam da kaht-ı rical denebilecek boyutta…

Ne devri başladı gayet iyi anladım da ben milli meselelerde ne diyeceğimi, ne yapacağımı şaşırdım… Ben de, benim gibi devletinin yanında olmak isteyenler de…

Sonuçta sizce Mithat Sancar, Erdoğan’a yönelttiği iddialarında haksız mı? 
 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/devlet-milleti-yaniltmamali/5624