Neden Başkanlığa Karşıyım?
Bülent Kuşoğlu

Öyle kafadan başkanlığa karşı olduğumu düşünmeyin. Başkanlığı demokratik bulmayan biri değilim… Başkanlık sisteminin Türkiye için iyi olduğunu düşünsem hemen evet derim inanın… Uygun değil… Neden mi? Sizin muhayyileniz ve anlayışınızın yardımıyla anlatmaya çalışayım.
Erkan Kemaloğlu Doğu Anadolu’nun Muş’undan çıkmış bir çok zorlukla okumuş ve milletvekili olmuş bir Cumhuriyet evladıdır. Milletvekilliği boyunca her gün Muş merkez ve ilçelerinden gelen onlarca  hemşerisi için ayrı bir büro tutmuş, evini onlara açmış, ellerinden tutup Ankara’da devlet dairelerine gitmiştir. Bakanları aynı Meclis sıralarında aynı dönmede oturmuş olmanın verdiği güçle ikna etmiş, onları ve Ankara bürokrasisini iş yapmaları konusunda zorlamış ve başarılı olmuştur. Birkaç dönem seçilmesi ve bağımsız seçilme gücü olması Muş halkı için inanılmaz bir şekilde çalışması nedeniyledir…
Erkan Kemaloğlu yasama yapma kabiliyetinden ziyada Muş için Ankara’da çalışmasıyla Muşluların Ankara’da eli-ayağı, gözü-kulağı olmasıyla temsil gücü elde eden biridir. Muşlular için milletvekilinin anlamı da budur.
Başkanlık sisteminde bakanlar milletvekilleri arasından seçilmeyeceklerdir. Dışarıdan atanacaklardır. Bu durum güçler ayrılığı için olumlu görünse de geleneklerimize, demokratik gelişimimize aykırıdır. Bakanlar ve bürokratlar artık milletvekillerinden gelen talepleri anlayışla karşılamayacaklardır. Muş halkı bu örnekte olduğu gibi artık Ankara’da kendilerini sahiplenecek kimseler yani vekiller bulamayacaklardır. Başkanlık sistemlerinde eyaletler vardır, yerel parlamentolar vardır. Eyaletlerin ayrı kanunları ve yöneticileri vardır. Halk onlara ulaşır ve sorunlarına çare arar ama üniter başkanlık sisteminde?
Bu durum Mersin için Ali Er ile Trabzon için Faruk Özak’la kısaca tüm Türkiye için aynen geçerlidir…
Oltan Sungurlu, Mustafa Yılmaz veya Cemil Çiçek… Biri Gümüşhane’den, diğeri Gaziantep’ten, üçüncüsü Yozgat’tan avukatlıktan gelme milletvekilliği yapmış, bakanlık yapmış, ülkelerine hizmet etmiş ve bugün birikimli, bilge, devlet adamı olarak görülen kişiler. Başkanlık sistemi olursa taşranın bu örneklerdeki gibi zeki evlatları bakan olamayacaklar. O fırsat onlara verilmeyecek kolaylıkla. Çünkü bakanlar merkezde kendilerini göstermiş kişiler arasından atanacak…
Türkiye’de, Anadolu’da o kadar çok zeki, potansiyelli, fırsat verilirse devlet adamı olmaya aday kişilik var ki…
Anadolu evlatları başkanlık sisteminde bu fırsatı bulamayacakları için de karşıyım…
Başkanlık sistemini talep edenler ne zaman bu taleplerini dillendirmişlerdir?
Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Recep Tayyip Erdoğan yıllarca başbakanlık yapıp cumhurbaşkanı olduklarında birikimlerine göre yetkilerini az bulduklarında… Başbakanlık yapmadan başkanlık talebi olmayan bu kişiler başbakanlık kaldırılınca, başbakanlık tecrübeleri olmayınca  bu birikime sahip olabilecekler mi? Başkanlık iddiaları olabilecek mi? Mümkün değil. Şimdiki durumu düşünmeyin. Yıllar sonra başbakanların olmadığı, parti başkanlarının önemli olmadığı ve bakanlık ve başbakanlık yapmadığı bir sistemi düşünün…
Kim başkan adayı olabilir?
ABD’deki gibi iş adamları, artistler, ünlüler, generaller… ABD’de sistem kurulu olduğu için kimin başkan seçildiğinin önemi yok. Sistem, kurumlar görevlerini yapıyor ve sistemi çalıştırıyor. Bizde sistem yok. Kişiler önem kazanıyor. Deneyimsiz bir çok kişiyi başkan yapacağız ve olmayan sistem çalışacak öyle mi?
Ülke yönetmeyi bu kadar küçümsemeyelim lütfen…
Başkanlık konusuna tekrar döneceğim.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/neden-baskanliga-karsiyim/5269