Dokunulmazlık Saçmalığı
Bülent Kuşoğlu

DOKUNULMAZLIK SİYASETİ, ÜLKENİN HALİ VE ZAVALLI VATANDAŞ

AKP isterse şu anda mevcut mevzuata göre Anayasa değişikliğine gitmeden fezlekesi olan her hangi bir milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırabilir mi?
Kaldırır. Zira dokunulmazlığın kalkması için salt çoğunluk olan 276 oy yetiyor. AKP 317 milletvekiline sahip. AKP isterse terörist çadırına giden milletvekilinin eylemini Anayasa’nın 14’üncü maddesine sokar dokunulmazlığını kaldırır, isterse milletvekilliğini de düşürür, isterse başka milletvekillerinin de dokunulmazlıklarını kaldırabilir. Anayasa veya yasa değişikliğine ihtiyacı yok.

Öyleyse neden teröre destek verdiğini iddia ettiği milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmıyor, AKP?
Dokunulmazlıkların kalkması çok tehlikeli bir konudur. Keyfi olarak dokunulmazlıkları kaldırırsanız bir iktidar olarak baş rolde oynadığınız oyunu baltalamış olursunuz. Muhalefet milletvekillerinin dokunulmazlığının kalkmasına neden olan sebepler iktidar milletvekilleri içinde her an geçerli hale gelebilir. Aynı veya benzer sebeplerle muhalefet milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılıp, iktidar milletvekilinin kaldırılmaz ise bu açık haksızlık hem seçmen nezdinde hem de uluslararası toplum ve kuruluşlar nezdinde iktidar için çok sıkıntı yaratır hale gelebilir. Dolayısı ile AKP’de bu silahı kullanmıyor, kullanamıyor. Ayrıca, dokunulmazlığı kalkan milletvekilinin, milletvekilliği yapmasına engel bir durum yok. Dokunulmazlığın kalkması farklı, milletvekilliğinin düşmesi farklı bir konu. Dokunulmazlığın kalkması sonucu yargılama yapılıp suç kesinleşirse milletvekilliğinin düşmesi için de TBMM Genel Kurul kararı ayrıca gerekir. Diğer taraftan dokunulmazlığının en başta kaldırılacağı konuşulan bombacı teröristin cenaze çadırına giden milletvekili ile ilgili olarak taziye çadırına gitmesiyle ilgili bir fezleke olduğunu da sanmıyorum.

Madem durum böyle, neden AKP anayasa değişikliği teklifi veriyor, dokunulmazlıkların kalkması için?
TBMM’de çok tehlikeli bir siyaset oyunu oynanıyor. Konuyu gündeme getiren Saray’ın zorlamaları oldu. Aylardan beri teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlıkların kalkması gerekir diye Parlamentoya baskı yapıyor, kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyor. Saray istese, samimi olsa AKP Meclis Grubuna vereceği talimatla çoktan fezlekesi olan istediği milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırır, hatta 14’üncü madde kapsamına girdiği gerekçesi ile bazılarının milletvekilliklerini de düşürebilirdi. Ancak istediği bu değil.

Nedir peki amacı?
Görünüşe bakılırsa Saray dokunulmazlıkları gündeme getirmekle 3 amaç taşıyor. 1-Kamuoyunu yönlendiriyor, gündemi değiştirmekte kullanıyor. 2-Dokunulmazlıkları kaldıramayan parlamentonun işlevsiz olduğunu, başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu göstermek istiyor. 3-Davutoğlu’nu da zora sokuyor, yıpratıyor, yakında yapmayı deneyeceği başbakan değişikliği için zemin hazırlıyor. Çünkü artık Davutoğlu’na güvenmiyor.

Peki, Davutoğlu dokunulmazlıklar konusunda neden  geçici bir Anayasa değişikliği teklifi getiriyor?
Davutoğlu kendisine Sarayın attığı topu geri Saray’a veya saha dışına atamadığı için muhalefete atmaya çalışıyor. İstese istediği milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırabilecek iken, hatta milletvekilliğini düşürebilecek iken komisyon görüşmeleri çok vakit alıyor gibi saçma sapan bir bahane ile Anayasa’ya apaçık aykırı bir anayasa değişikliği teklifi vererek (tüm fezlekesi olanların dokunulmazlıklarını otomatik kaldıran) muhalefeti, teklife muhalefet ettirerek siyaseten sıkıştırmaya çalışıyor.

Muhalefet neden sıkışsın ki?
Muhalefet Anayasa değişikliğine evet demese, anayasaya aykırı dese teröristi destekliyor, PKK ve muhalefet el ele diyecek, Sarayın attığı topu muhalefete gol atarak değerlendirecek.

Ya muhalefet Anayasa değişikliğine karşı çıkmaz ve destekliyoruz derse ki dedi, ne olacak?
Bu durumda 3 seçenek söz konusu; 1-Anayasa değişikliği partilerin destekleriyle gerçekleşecek ve yürütmesi AYM tarafından da durdurulmaz ise AKP komisyonu çalıştırmadan dokunulmazlıkları kaldırma durumunda kalacak ve fezlekesi olan 129 vekil yargılanma durumunda kalacak. Parlamento çalışmaları önemli ölçüde aksayacak. Al başına belayı durumu. Tam Saray’ın istediği durum; bakın parlamenter sistem çalışmıyor. Sanki memlekette dert yokmuş gibi saçma bir dertle de uğraşacak, günlerce bu konuyu tartışacağız. Yargılanıp cezası kesinleşen milletvekillerinin durumu sorun olacak. Sadece AYM bu işi durdurur ise bu saçma gidişattan kurtulabileceğiz. 2-Anayasa oylaması sonucu referanduma gidilmesi zorunluluğu doğarsa bu sefer de top tekrar Saray’a atılmış olacak veya durup dururken referandum yapacağız. Saçma bir referandum… Aylarca gereksiz bir referandumla uğraşacağız. 3-Anayasa oylamasında grup kararı alınamadığı için 330’dan aşağı bir oy çıkarsa partiler birbirlerini sözlerinde durmamakla, teröre destek vermekle suçlayacaklar ve tekrar başa döneceğiz…

Sonuç olarak kim kaybedecek, kim kazanacak?
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu kritik, sıkıntılı ortamda böyle saçma bir siyaset oyunu kime ne kazandırabilir ki? Birilerinin kazandığını ya da kaybettiğini duyarsanız asla inanmayın ama herkes Saray’ın kazandığını söyleyecektir. Güç onda çünkü… Kazanan yok ama kaybeden kesinlikle var; Türkiye kaybediyor ve kaybedecektir…
İşte siyaset, işte ülkenin hali, işte zavallı vatandaş…       



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/dokunulmazlik-sacmaligi/5083