İnlerinden Seyredenler ve Yiğitler!
Talat Atilla

Atatürk’ün resmini indiren CHP’li vekil skandalını ortaya çıkarmamın üzerinden 40 günden fazla geçti.

Haberi ilk yazdığımda, başta CHP tabanı olmak üzere bir çok kesim şoke olduğu için, “CHP’li Milletvekilinin Atatürk’ün fotoğrafını indirdi” haberime inanmak istemediler.
CHP tabanı açısından bu duyguya uzun süre empati yaptım. Hatta, bana karşı başta sosyal medya, internet, yazılı ve görsel medyada yapılan hakaret dolu imaj suikastlerine, ve tehditlere tahammül ettim/etmeye çalıştım.

Tehdit ve hakaretle yetinmediler!

Üstüne 100 bin liralık dava…

İlgili haberi anlatan bir makaleyi mahkeme kararı ile çıkarma…

Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na cep telefonum ve bilgisayarlarıma el konulması talebi…

13 yıldır yayında olan bu satırları okuduğunuz TURKTIME’ın kapatılması için mahkeme başvurma…

Ve ilerde açıklayacağım her türlü yolla beni köşeye sıkıştırarak, haberi yayından kaldırma teşebbüsleri…

Durduramadılar…

Bu süreçte neler yaşandığının bir bölümünü, skandalın nasıl kapatılmaya çalışıldığını, bir yandan CHP yönetimi parti içi dinamikleri susturmaya çalışırken diğer yandan Bekir Coşkun’un skandalın gazeteciler ve gazeteler tarafından görülmemesi için nasıl çalıştığını hep birlikte takip ettik.

Aylin Nazlıaka’nın olayı itiraf etmesine, Muharrem İnce ve Aytun Çıray gibi CHP’nin önemli isimlerinin Aylin Nazlıaka’nın olayı anlattığını açıklamasına rağmen Gürsel Tekin ve Engin Altay gibi isimlerin tüm bunlar yokmuş gibi bizi yalancılıkla suçlamasını, asparagas haber yaptığımızı iddia edecek kadar gerçeklerden kopuk yaşadıklarını gördük.
Sadece bu isimler mi? CHP’nin dışındaki çeşitli odaklar tarafından da suçlandık, tehdit edildik, yalan yazmakla itham edildik.

Baskılardan yılmadık, tehditlere pabuç bırakmadık, itibarsızlaştırma kampanyalarını gerçeğin marifetiyle kampanyacıların suratına çarptık ve fikri takibimizi hiç bırakmayarak yalancıları, görevi skandalı kapatmak olanları köşeye sıkıştırdık ve basının değerli kalemlerinin de el vermesi ile CHP’yi o skandalı görmezden gelemeyecek hale getirdik.

Ve soruşturma komisyonu kuruldu, skandal ile ilgili vekiller dinlendi ve en nihayetinde o komisyon raporunu tamamladı. Ve o raporda “Olayın var olduğu, yaşandığı olayın doğru olduğu” tespiti yapıldı ve gereğinin yapılması gerektiği belirtildi.

Şimdi…

Başta Gürsel Tekin, Engin Altay gibi yalanlama görevlilerini “şimdilik” sadece “Utançlarıyla” baş başa bırakıyoruz.

Ama skandalı kapatmakla görevli kalemşöre ve skandalı kapatmak için akla ziyan yöntemler deneyen CHP yönetimine en az yayınlarımız kadar net ve berrak bir kart açıyor ve diyoruz ki;

Atatürk’ün resmini indiren vekil hak ettiği cezayı alana kadar bu işin peşini bırakmayacağız. Sus payı, göstermelik cezalar ve faili gizleyen karar ile susmayacak, o gizlenen ismi gizlendiği delikten çıkana kadar takip edeceğiz. Tabii gizleyeni de gizleme gerekçesi ile birlikte yanına ekleyeceğiz.

O karara kadar son sözümüz budur.

Cesaretinizi de, Atatürk sevginizi de, dürüstlüğünüzü de göreceğiz. Bekliyoruz.

NOT: Sözde dost görünen bazı internet sitesi sahipleri, gazete patronları, yazarlar ve genel yayın yönetmenlerinin; bize yönelik tehdit, hakaret, cep telefonu ve bilgisayarlarımıza el koyma, sitenin kapatılması taleplerine rağmen, kıskançlık krizine yenilerek inlerine çekilmelerini de kalınca not aldık.

Ve elbette basının yüz aklarını da…

Sözcü Başyazarı Rahmi Turan, Sözcü yazarları Uğur Dündar, Yılmaz Özdil, Pınar Turan,  Posta yazarı  Nedim Şener,  Aydınlık yazarları Sabahattin Önkibar ve Mustafa Mutlu, FOX yorumcusu İsmail Küçükkaya, A Haber yorumcusu Erkan Tan, Aydınlık yazarı Şahin Mengü, Yurt gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Veysi Şahin, Yurt yazarı Süleyman Kılıç, Hürriyet yazarı Yalçın Bayer, Takvim Yazarı Bülent Erandaç, Sabah yazarı Ersin Ramoğlu, Akit yazarı Mehtap Kılıç, Milli Gazete yazarı Adnan Öksüz, Hüseyin Avuç ve ismini anımsayamadığımız diğer yazarlara duyarlılıkları için teşekkür ederiz.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/inlerinden-seyredenler-ve-yigitler/4992