Güce Tapanlar
Bülent Kuşoğlu

Siyaset kişisel tatmin ve halka hizmet için yapılmalıdır. Kişisel tatmini insanın manevi tarafını, hatta egosunu başkalarına zarar vermeden gerçekleştirmesi olarak tanımlıyorum. Yani seçilmiş olmanın verdiği gurur, kıvanç, onur gibi duyguları tatmin için… Halka hizmet ise açıklamaya gerek yok, projelendirmek, üretmek, gerçekleştirmek  ve pay çıkarıp övünmek, mutluluk duymak anlamında… Ancak gerçekte siyaset bu saiklerle yapılmıyor. Bunlar söyleniyor ama siyaset, güce ve ticarete ulaştıran yol, araç olarak kullanılıyor. Bunun ise, yani güçlü olmanın ve ticaretin ise sınırı yok ve siyasetçiyi demokrasiden, ahlaktan, adaletten, haktan ve hukuktan uzaklaştıran en önemli sebep bu…
Bugün AKP zihniyetinin başında olan ve Saray’da oturan zat böyle biri… Siyaseti yıllardır güç sahibi olmak için yapıyor. Gerekçesi var güya; İnançları doğrultusunda bir yönetim oluşturmak… Ancak en başta inancı olarak gösterdiği İslam bu yöntemlerin kullanılmasına karşı olduğu için yaman bir çelişki içerisinde…
Erdoğan dönemi Türkiye’nin yaşadığı en garip ve en haksız, hukuksuz, adaletsiz, kuralsız, yolsuz dönem oldu. Ergenekon, Balyoz, Internet Andıçı, İzmir Askeri Casusluk Davası gibi sonradan tamamen çöken davalarla Türkiye’nin ordusu, akademik dünyası, yargısı, bürokrasisi, medyası kısaca aklı ve vicdanı çökertilerek devleti ve toplumu dönüştürüldü, görev yapamaz duruma getirildi. Bugün Türkiye’de gecekondudan gelen bir siyasetçinin dillere destan zenginliği ve sınırsız gücü var… Tabi çürümüş bir toplum ve yalnız ve çökmekte olan bir devlet ile birlikte…
2015 Seçimleri öncesi bu çoktan tarihe kötülükleri ile geçmiş siyasetçi Cumhurbaşkanı olarak yine hukuk, anayasa tanımazlıklarına devam ediyor ve tarafsız olmaya yemin ettiği halde bir il başkanı gibi halktan eski partisine oy istiyor. Bu yetmiyor, devlet kurumu olmaktan çıkarıp özel kurumu yaptığı İstihbarat örgütü vasıtasıyla, yine silah olarak kullandığı medya gücü vasıtasıyla rakiplerine kuruduğu komploları, iftiraları, tezgahları devreye sokuyor… Kızına suikast, bir çok siyasetçiye iftira ve cinsel içerikli görüntü, CHP, İş Bankası gibi kurumlar  hedef alınarak suçlamalar yapılması Seçim öncesi bir kampanya olarak başlatılıyor… Vicdan, adalet, demokrasi ve aklınıza gelebilecek tüm değerler ayaklar altında…
Bir çok AKP’li şöyle düşünüyor; “Bu operasyonlar tezgah ama bana zararı yok hatta muhalefete yapıldığı için yararı var sesimi çıkarmayayım
Haksızlığa sessiz kalmak dilsiz şeytanlık inancımıza göre ama artık İktidara yakın hissedenler için İslamın da çok önemi yok… İslam zayıflara ait bir din. Onlar ise güçlü, gerçekte güce tapanlar…
Tabi unuttukları, unutmak istedikleri, ihmal ettikleri bir irade var… Dolayısı ile yarının ne olacağını O biliyor…
Bu yazıdan sonra fıkra yazılmaz ama en zor koşullarda bile tebessüm etmeyi bilmek gerek…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu geçenlerde helikopterle Ankara yakınlarında bir  törene gidiyorlarmış. Kızılay üzerinden geçerken bakmışlar aşağı, insanlar küçücük ve aşağıda ruhsuz dolanıyorlar. Başlamışlar muhabette. Cumhurbaşkanı Erdoğan, padişah edasıyla demiş ki, “Ahmet, şuradan 50 altın atıp 50 kişiyi sevindirelim mi?” Davutoğlu iddiacı ya, “Efendim” demiş “Uygun görürseniz 50 altında ben Başbakan olarak atayım, yüz kişiyi sevindirelim
Bunları duyan pilot, “Ben buradan ikinizi atayım, 77 milyonu birden sevindirelim
 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/guce-tapanlar/4594