|
|
007 James Bond’u aratmadılar! KCK operasyonları kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve 3 eski MİT görevlisinin şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılması haberini ilk olarak Hürriyet.com.tr girdi. Haber daha sonra Habertürk ve Sabah’ta yayınlandı. Bu haber bir gazetecilik başarısıdır. Buna şüphe yok ama riski ve kamuoyu açısından doğruluğu teyit edilmemiş bir haberin yayına verilme kararının fazla cesur olduğu da ortada. İşte bu haberin yayın öncesi ve sonrasında kamuoyunun hiç bilmediği siyasi, bürokratik ve medya bağlamında ilginç gelişmeler yaşandı. İşte James Bond filmlerine taş çıkartan olayın seyir defteri… MİT yakalaması Hürriyet’e böyle servis edildi! Her şey İstanbul Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya’nın MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve 3 eski MİT görevlisi için ifadeye davet yazısı hazırlamasıyla başladı… Bu davet o kadar gizli hazırlandı ki, ne İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, ne Başsavcı vekili, ne de hükümet üyelerinin bundan haberi olmadı. Tek bir istisna hariç; İstanbul’da kritik görevde bulunan bir emniyet müdürü! İşte o emniyet müdürü bir kuryeyle bu müthiş haberi Hürriyet muhabiri Arda Akın’a gönderdi. Hürriyet yöneticilerinin tereddüdünü olayın ayrıntılarını anlatan muhabir Akın bertaraf etti ve Hürriyet bu önemli haberi servise koydu. Aynı emniyet müdürü haberi bu sefer de Habertürk ve Sabah’a servis etti. Diğer emniyet müdürü de, o emniyet müdürü ve muhabiri izledi! Tam bu noktada ilginç bir gelişme daha yaşandı. Tüm bu hareketlenmeleri anı anına izleyen bir başka emniyet müdürü daha vardı. Bu müdür de, haberi medyaya servis eden diğer emniyet müdürü ve Hürriyet muhabirinin tüm süreçlerini Ankara’ya an an ulaştırdı. Emniyet müdürü, Ankara’ya iki emniyet müdürünün haberin servis edilmesinde rol oynadığı bilgisini geçti. Çapkın, “Müdürler başarılı” diye direndi ama… Bu gelişme üzerine İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ı arayarak, “İki emniyet müdürünü hemen görevden alın.” talimatını verdi. Çapkın, Bakan Şahin’e, “İki müdür de çok başarılı ve namuslu.” sözleriyle uzun süre dirense de Bakan’ın kararlılığı karşısında pes etti ve her iki müdür de görevinden alındı. Dip not olarak şunu ifade etmeliyim ki; görevden alınan iki müdürün asıl failleri gizlemek için iftiraya uğramış olma ihtimali de göz ardı edilmemeli! Erdoğan adım adım izleniyor! Başbakan’ın ilk kritik ameliyatından sonra şike olayında Başbakan Erdoğan’a resmen bir başkaldırı oldu. Ne ilginçtir ki, Erdoğan ikinci ameliyatına yattığı gün, yani güç olarak en pasif olduğu zaman diliminde İstanbul Cumhuriyet Savcısı Başbakan’ın gözde bürokratı MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı savcılığa davet etti. Kainat nasıl tesadüfen oluşmamışsa, olaylar da tesadüfen olmaz. Birileri Erdoğan’ı adım adım izliyor. Bu fotoğrafa tesadüf demek, aklın olağan akışına da, gördüğümüz fotoğrafa da ters… Bu ne şımarıklık? Seda Sayan’ın vukuatları üç ciltlik kitap olur ama son iki provakatif eylemi bardağı taşırdı… Önce Erol Köse’ye hakaret ederek çantayla saldırdı, sonra da dövdürdü. Kısa bir süre önce de program yaptığı Beyaz TV’yi beş adamıyla basarak Ankaralı Turgut ve Ece Erken’e hakaret etti, daha sonra da adamlarına verdiği talimatla her ikisine dayak attırdı. En azından medyadan öğrendiğimiz kadarıyla fotoğraf bu… (İsmi geçenlerden hiç birisini tanımam…) Seda Sayan, bu kişilerle olan husumetinde özünde haklı olmasına rağmen yaptığı eylemler nedeniyle haksız duruma düştü. Medyanın kadırgalı lakabıyla şişirdiği 3. sınıf düzeyde başarılı bir sanatçı kimliğinden fazla bir şey beklenmez ama tanıdığım kadarıyla Beyaz TV’nin genel müdürü Osman Gökçek gibi zeki ve hızlı karar verdiğini düşündüğüm bir yöneticinin bu imaj kirliliğine daha fazla tahammül etmeyeceğini düşünüyorum. Gökçek, bu kamburu son dönemde iyi çıkış yapan Beyaz TV’nin taşımasına artık müsaade etmemeli. Kanunen 3 kişi çete kapsamına girerken, Seda Sayan 5 kişiyle racon üstüne racon kesiyor. Seda Sayan isimli ses ya da sinema sanatçısı, ya da her ikisi, her neyse; Türkiye’yi dağ başı mı sanıyor? Ayda 400 bin lira aldığı kanalı 5 kişiyle basacak kadar Seda Sayan’ı korkusuz yapan hangi güçler acaba? Son sorum ilgili Savcılara; Seda Sayan’a Türkiye’nin yasalarla yönetildiğini hatırlatmayı düşünüyor musunuz? Pardon, duyamadım! *Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...