Üstelik Gül sadece ilk günler gitmemesi konusunda çalışmaların engellenmemesi gerekçesini sunmuş, ancak ikinci iptalde sessiz kalmıştı.

İkinci iptalin gerekçesinin, “koordinasyon” da olduğu ortaya çıktı. Tüm Türkiye Van için seferber olurken, yabancı ülkelerden yardımlar gelirken, devlet bütün imkanlarıyla oluk oluk yardım akıtırken, Van ve Erciş’te inanılmaz bir koordinasyon krizi yaşanıyor.

Hükümetin daha önce Açılım, Habur,  Terörle Mücadele gibi konularda “koordinatör” yaptığı Beşir Atalay, bu depremde de “Koordinatör” olarak atanmıştı.

Ancak AKP kelimenin tam anlamıyla parasıyla rezil oldu.  Varlık içinde, hatta bolluk içinde, bütün imkanlar varken Van’da her şey birbirine girdi.

Gerçekten acısı olan ve gözü ne çadır, ne yiyecek gören hakiki mağdur Depremzedelere devletin şefkat eli ulaştırılamadı.  Şehrin girişinde organize çete gibi hareket edenlerin kamyonları yağmalamasına fırsat verildi.

Kimi yerlerde çadırlarda iki üç kişi kalırken, bazı yerlerde 4 aile bir çadıra yerleştirildi. Meteoroloji kar gelecek diye bangır bangır yayın yaparken ısıtıcı temin edileceğine, aşırı sıkıntı olmamasına rağmen tonlarca yiyecek teminine gidildi.

Van’ın BDP’li belediyesi yardımları sabote ederken, sokaklardaki enkaz, çöp ve molozları da kaldırmadı. Devletin diğer kurumlarının imkanları Van’a çekileceğine, Beşir Atalay, Ankara’da BDP’lilerle buluşup Van Belediyesi’nin yardımı için ricacı oldu.

Kriz inanılmaz boyutlara gelince, Vanlılar burunlarından solumaya başladı. Soğuk hava sinirleri iyice gerince, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan, bölgedeki kamu görevlilerinden gelen uyarılar doğrultusunda gezilerini iptal etmek zorunda kaldılar.

Depremin hemen ardından bölgeye gitmekle övünen ve bunu İl Başkanları Toplantısı’nda açıkça söyleyen Erdoğan, Atalay’ın koordinasyon skandalı nedeniyle bölgeye gidemez hale geldi.

Depremin acılı ilk anında Erdoğan’ı bağırlarına basan Van, koordinasyon rezaleti nedeniyle Erdoğan’ın gitmekten çekindiği bir şehir haline geldi…