Fuller'e mi Kızayım Yoksa?
Bülent Kuşoğlu

Daha bir ay dahi olmamış, 10 Ocak’ta Graham Fuller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabını irdelemişiz. Mısır ve Tunus olayları sonrası gelişmeleri ile ilgili olarak Akşam’da Şenay Yıldız, Fuller’le bir röportaj yapmış, Pazartesi ve Salı yayınlanan röportajda bizim değerlendirmelerimiz sonrasında ilginç sonuçlar çıkmış. Konuya ilişkin zamanlamamız iyi olmuş. Biz ABD’nin bir kesiminin (Tek bir ABD yok) Türkiye’de “ılımlı” bir İslam ve demokrasi istediğini bunun için ordusu, yargısı ve diğer kurumları ile tepki veremez bir duruma getirdiğini belirttik. Şimdi ise Ortadoğu’da “model ülke”nin Türkiye olduğu belirtilerek Ortadoğu’da radikal İslami hareketler henüz ortaya çıkmadan “demokratikleşme” ayarlaması yapılarak yeni bir dönem başlatılıyor.

Fuller röportajı çok şey anlatıyor. Osmanlı’nın “Hürriyet” sloganı ile kandırıldığını hiç unutmadan bu röportajın tümünü okuyun. Lütfen parti siyaseti yapma duygusallığına da düşmeyin. Aklınız, imanınız ve vicdanınız galip gelsin.

Ben röportajdan bazı yerleri sizin için buraya aldım ve bazı sorular sordum. Bir ay önceki yazımı ve yorumlarınızı da ihmal etmeyerek yeniden değerlendirelim. Hakikaten çok önemli.

Şenay Yıldız Mısır’ı kast ederek soruyor; “Geçiş dönemi sonunda İran'daki gibi İslamcı bir harekete dönüşmesini bekliyor musunuz?” cevap; “Ben iki hareket arasında yakın benzerlikler görmüyorum. Bu olayda da tıpkı İran Şahı Rıza Pehlevi gibi iktidarda kalma hedefinde olan bir lider (Mübarek) olduğu gerçek. Ama onun dışında daha çok farklılıklar görüyorum. Mesela şu anda ortada Humeyni gibi çok karizmatik ve birleştirici bir figür yok. Sanırım Mısır'ın doğası İran'daki kadar siyasi açıdan şiddetli değil. Ama bekleyip görmemiz gerek tabii ki.”

Yani İslamcı bir harekete dönüşme ihtimali yok diyor. Mısır gibi Ülkeler Türkiye gibi olacak, Türkiye ise Mısır gibi. Yani ne demokrat ne Müslüman. Yada yarı, demokrat ve Müslüman. İzin verildiği kadar. Bunu akıl, iman ve vicdanınızla hazmediyor musunuz?

Şenay Yıldız ABD’nin Obama’nın müdahalede neden geciktiğini soruyor, cevap;

“…bu olayın nasıl sonuçlanacağını bilemezsiniz. Eğer sadece 1-2 gün sürse, sonra Mübarek tarafından bastırılsa ve ABD hükümeti başından 'Mübarek'in çekilmesini istediğini' söylese, gelecekte çok zor bir durum yaratırdı. Bu nedenle, hükümetlerin mevcut hükümetin çekilmesini istemeden önce bu konuda çok temkinli olmalarına şaşırmıyorum. Özellikle de kendilerinin 30 yıldır destekledikleri bir hükümetten bahsediyorsak...”

ABD dünya süperi temkinli davranıyor, Obama bizi arıyor, o zaman kadar sessiz olan biz Mubarek’in çekilmesi gerektiğini söylüyoruz, temkinli olmaya gerek duymuyoruz. Bu bizim mi yoksa Obama’nın politikası mı?

Bölgesel güç olmak süper gücün maşası olmak mı?

Mubarek çekilmese biz zor durumda kalmayacak mıyız?

Fuller röportajda yine model ülkenin Türkiye olduğunu belirtiyor. Kitabında eleştirdiği Türkiye’nin neden model ülke olduğunu, neden “Kemalist Lobotomi”ye rağmen bu kadar güçlü olabildiğini

açıklayamıyor. Tüm istediği seçimlerin olduğu “demokrat” ve radikalizme kaymamış “Ilımlı” İslami bir Türkiye…

Fuller, yaptığı planlamadan ise öylesine emin ki planlamasını değerlendirme gibi anlatıyor;

“Evet, kesinlikle yeni bir çağa doğru gidiyoruz. Burada dört dönem var: Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı ile mevcut sorunlara askeri çözüm bulma dönemlerinin ardından ABD ile Sovyetler arasında iki kutuplu dünyayı yaşadık. Sonra da Sovyetlerin yıkılışıyla beraber ABD'nin tek güç olduğu dönem vardı. Ama, şu anda bu dönem bitiyor ve dünyada pek çok güç merkezinin olduğu çok kutuplu bir dünyaya gidiyoruz. Bence, bu çok olumlu bir durum. Gelişmekte olan pek çok ülkeden yeni oyuncular sahneye geliyor. Çin birkaç yüzyıl önce de uluslararası bir güçtü ama özellikle son 15-20 yılda çok gelişti. Hindistan, Türkiye ve Latin Amerika'daki uzun zaman diktatörler tarafından yönetilen ve ABD'nin kontrol etmeye çalıştığı ülkeler değişiyor. Ben ABD veya Batı emperyalizmini bugünkü pek çok sorundan dolayı tek başlarına sorumlu tutmuyorum ama onlar sorunların artmasına neden oldu. Bugün Washington ve Avrupa çok farklı bir dünya ile karşı karşıya. Kesinlikle yeni bir dünya düzeni kuruluyor.”

Kuran kim?

Kim için?

Kime rağmen?

Fullerin “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitabını bu röportajla birlikte okumalısınız.

Ve akıl, vicdan ve iman ile…



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/fuller-e-mi-kizayim-yoksa/2552