İşaretler Ne Yönde?
Bülent Kuşoğlu

Referandum sonrası kamuoyu yoklama ve araştırma kuruluşlarının yaptıkları çalışmalar yardımı ile gereken dersler çıkarılmıştır inşallah. Bana göre en önemli ders şudur;

 AKP için “Kıyıları”, “Tuzu kuruları”, “Laikçileri”, “Dinsizleri”, “İçkicileri”, 

CHP için ise, “Karnını kaşıyanları”, “Bidon kafalıları”, “Mollaları”, “Varoşları”,  “ Anadolu”yu ihmal etmemek.

Kampanya sürecinde olumsuz tabirlerle anılan bu kesimler sonuçta bu ülkenin yurttaşlarıdır ve hiçbir şekilde ihmal edilemezler ve  edilmemelidirler.

Bununla şunu kast ediyorum; artık bu kutuplaşma bitmeli ve kutuplar birbirine yaklaşmalıdır.

Ne zamana kadar kavga edeceğiz? Kavga ortamının sona ermesi Türkiye’nin geleceği için elzemdir.

Haksız mıyım?

Kimse “Haklısın ama…” demesin.

Önce kutuplaşmayı önlememiz, sonra sorunlar her neler ise çözmemiz gerekiyor.

 

***

Referandum en fazla Türk milliyetçiğine zarar verdi. Kürt milliyetçiği ise gelişti ve yeni bir safhaya geçti. Eğer, demokratikleşme, özgürlük,yeni anayasa, huzur gibi kavramlar yanlısı iseniz, Türk milliyetçiliğinin irtifa kaybetmesinin, Kürt milliyetçiğinin ise yükselişte olmasının kimse için hayırlı bir sonuç doğurmayacağını da bilmeniz gerekir. Bakmayın siz ‘MHP barajı geçemez’ diye sevinenlere, asıl irtifa kaybeden Türkiye’nin değerleri ve hassasiyetleridir.

Türkiye’yi 2 partili bir siyaset tablosuna zorlayan bir siyaset mühendisliği izleri görmüyor musunuz?

Türkiye nereye kadar hassasiyet ve değer kaybına tahammül edebilir?

Türkiye nereye kadar 2 partili bir siyaseti kaldırabilir?

***

Referandum Tayyip Beyin başkanlık provası idi. Ancak, referandumda verilen sözler, yapılan vaadler ve oluşturulan ortam ile Tayyip Bey büyük bir sorumluluk yükünü ve beklentiyi de sırtlamış oldu. Kürtçüler yeni anayasa ile özerk bir Kürdistan, yüzde 58’lik kitle ise demokrasi, özgürlük ve daha çok refah bekliyor. Tayyip Bey bu kitlelerde 2011 Genel Seçimlerinde ve 2012 Başkanlık Seçimlerinde aynı beklentileri devam ettirmek ve sonrasında karşılamak durumundadır.

Başarabilecek mi dersiniz?

***

Türkiye’yi özerk yapı veya federal bir sistem adı altında sıkıntıya sokan parti ve lideri iktidarda kalabilir mi?

Hassasiyetlerini yitirmiş de olsa vatandaşın tepkisi ne olur, hiç düşündünüz mü?

Deniyor ki federal yapı ama küçülen veya bölünen değil, aksine büyüyen bir Türkiye.

Bu nasıl olacak?

Türkiye’nin böyle bir vizyonu, planı, stratejisi var mı?

Peki Türkiye’nin “müttefikleri”nin var mı?

Evet, diyorsanız başka sorum yok…

El alem bizi neden büyütür?

Gerisini de siz yazın.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/isaretler-ne-yonde/2347