YÖK’ün Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, dün pot üstüne pot kırdı... Yetmedi, “Gerekirse hukuku da dolanacağız” diyerek, tarihte görülmemiş bir skandala imza attı. Sonra, Basın Müşaviri’nin uyarısıyla “Yasa dışına çıkmayacağız” diyerek, bunu düzeltmek zorunda kaldı. Yine yetmedi; YÖK’ün görev alanından çıktı, kendisini Milli Eğitim Bakanı zannetti... “İmam hatipleri düz liselere çevirmek”ten söz etti...

Düz liselerdeki Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Dersi’ni, Din Dersi’ne çevirip, isteyen öğrencilere kendi dinlerinde eğitim verebileceklerini söyledi... Ama bu önerisinin; hem YÖK’ün yetkisinin dışında olduğunun; hem de Anayasa’daki “laik eğitim ilkesi”yle uyuşmadığının farkına bile varmadı! Bu açıklamalar bir kez daha gösterdi ki; YÖK Başkanı’nın derdi “meslek liseliler” falan değil, sadece “imam hatipliler...” Yoksa; sadece imam hatiplerle sınırlı olarak değil de daha ‘genel’ saçmalaması gerekmez miydi?

13-)kendimden örnek vermek istiyorum. ben 14 yaşıma kadar Kastamonun Paşalı Köyünde hem çifçilik yaptım hem okudum. doğru dürüst öğretemn yüzü görmedim. İstanbul Etiler Lisesine başladığımda Matematikten toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemini bilmiyordum. Gece gündüz çalışarak Üniversiteyi kazandım

12-)Bir öğrencinin zeka düzeyi maddi imkanlara bağlı değildir. Yüzde 80 genetik faktörlere bağlı, yüzde 20 ise çevresel faktörlere bağlıdır. Yani sadece zengin çocukları değil, fakir çocuklarda süper zekalı olabiliyor. yani süper zekalı olmak, sadece bir dine, dile, ırka, maddiyata bağlı bir özellikn değildir.

bu ülkede neçok islam düşmanı dürzü varmış böyle.sanki kiliselere karşı çıkıyorlar.bu dürzüler fransız kolejlerine,alman okullarına yada katolik liselerine hiç itiraz etmiyorlar.çünkü bunların hepsi hırıstyan bozması.

acaba bu zat hem yök başkanlığı hem anayasa mahkemesi başkanlığı rtük başkanlığı gibi bütün görevleri birarada yapabilirmi.sihirbaz gibi adam şapkadan tavşan çıkarıyor alfabedeki bütün harflerden planları var alfadeki harfler biterse w q x planlarıda var ayrıca itinayla hukuku da dolanıyor. daha ne yapsın balkona çıkıp ağzını açıp kuş yakala desen onuda yapar.

11-)Bu durmda, süper zekalı fakir çocukları toplumda, ya fabrika işçisi, yada serseri ve bir numaralı toplumun suç makinası haline gelirken, geri zekalı zengin çocuklar ise en iyi kadroları işgal ederek, ortaya bu zamana kadar hiç bir şeyin keşfini yapamamış YÖK ve Türkiye ortaya çıkıyor

9-)Malesef günümüzde fakir süper zekalı öğrenciler, zengin geri zekalı öğrencilere uygulanan eğitiminden daha kötü eğitim ghörüyor. Bu durum geleceğin kadroları, süper zekalı fakir çocuklartına değil, geri zekalı zengin çocuklarına tahsis ediliyor.

8-)Süper zekalı öğrenciler ilkokulda iken seçilmeli. Devlet bursu ile en iyi kalitede okullara verilmeli. Devlet bursu Üniversited iken değil, ilkokulda iken verilmeli. Çünkü çocuğun eğitimi ilkokul ile başlar. Üniversite ile başlamaz

7-)Bir öğrenci zenginde olsa, fakirde olsa eğer süper zekalıysa, en iyi eğitim, en iyi strateşik kadrolar; (müdürlük, bakanlık,millevekillik başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı) gibi kadrolar tahsis edilmeli

6-)en büyük sermaye maddi sermaye (fabrikalart, otomobiller, villalar, hastaneler v.s) değil, en büyük yatırım beşeri sermayedir. Yani beyin gücüdür. Çünkü tüm sermayeyi yönetecek para değil, beyin gücüdür.

5-)Yüksek zekalı öğrencileri devlet ilköğretimde burs vererek daha kaliteli okullarda okutulmalı ve geleceğin kadrolarını bu süper zekalı öğrencilere tahsis ederseniz, Türkiyenin geleceğide süper oluır.

4-) Eğitimde sosyal adalet, tüm öğrencilere aynı soruyu sormakla değil, eşit kalitede uygun eğitim uygulayarak sağlanmalı.

3-)Üniversite sınavında sözel bölümüne, hem sayısal ve hem sözel lise mezunu öğrencileri eşit kat sayısı oranı ile girmeli

2-)Sözel lise mezunu öğrenci, üniversite sınavında, sözel bölüme, sayısal lise mezunu olan öğrenciye nispeten daha fazla katsayı oranı ile girmeli

YÖK aşağıdaki şartları uyulamalı 1-) sayısal lise mezunu bir kişi üniversite sınvlarında sayısal bölüme, sözel lise mezunu olan öğrenciye nispeten daha fazla katsayı oranı ile girmeli

ülkeme çok üzülüyorum... böyle bir düşüncede olan kişi yök başkanı ... hemde prof....

Hani meslek lisesi öğrencileri için çabalıyorlardı.Ağızlarından baklayı çıkardlar sonunda.Yalancının mumu yatsıya kadar bile yanmadı.Utanma kelimesi lügatlerinde yok.

Hukuk size türban için arkasından dolanırken bir kere dolandı,ikinci kez dolandığında çok pişman olacaksınız.

Diyanetin Kadrosuna düz liselerden personel alınıyormu?İmam Hatip veya İlahiyat Mezunları Türkiyenin 3 Bakanlığa eşdeğer bütçesi ve en fazla personel istihdam eden Kurumunun ayrıcalıklı elemanları değilmi?AKP döneminde 3 bine yakın kişi Diyanet kadrolarından başka bakanlıklara atanıp bunların yerine ayrıcalıklı personel yerleştirilmedimi?Nesi yalan?Tamamen sunni islam anlayışla yönetim ve kadrolaşma.Geri kalan oluyorsa onları da tarikatlar devletten aktarılarak kurdukları şirkete yerleştiriyor.

Dolana ay dolana.. Kendiniz çalın-kendiniz oynayın! YÖK milletin elinde artık!

Dolana ay dolana, dolana YÖK dolana! Zaten İşiniz gücünüz, hukukun, TSK nın, karşı görüşteki medya ve Yargı mensupları ile Öğretim üyelerinin ve de tabii ki yoksullaştırdığınız Türk Halkının arkasına dolanıp puan almaya çalışmak. Ama her nedense şu açılım masalları ile tahrik edip durduğunuz PKK ya nasıl da güvenip arkanızı dönmüşsünüz öyle? Adamlar puanları hamutuyla götürecek be. Heyhat! Sizindeki jetonlar o “boşluğa” bi türlü düşmüyor arkadaş..

İHO mezunlarının imam olarak işinin hazır olduğunu söyleyenler ya zır-cahil ya da yalancıdır. Binlerce İHO mezunu imam olmak için sırada.. Nerede imamlık?

İşte malum zihniyetin elemanı prof-doktor olmuş nasıl olmuşsa hukukun arkasından dolanmaya sakınca görmüyor.Aynası iştir kişinin özdeyişine göre bakarsak bu adamı bu mevkiye layık ve uygun gören kişiye ne demeli? yakışıksız veya sahibinin sesi.

Yani yüm HUKUKSUZLUĞU yaparız diyorsunuz, burası babanızın çiftlği mi diye sorarlar adama!

Düz liseye giden çocuk, risk alıyor. Moda deyimle, “risk grubunda”dır... Üniversiteyi kazandı kazandı... Kazanamadı, mesleksiz kalıyor, ayazda... Dolayısıyla bu aldığı riskin bir ödülü olmalı: Katsayı avantajı. Meslek lisesini tercih eden çocuk, düz liseye gidenin aldığı riski almıyor. Üniversiteyi kazandı kazandı... Kazanamadı, altın bileziği, mesleği var. Haliyle, iş bulma şansı da var. İmam hatibi tercih eden çocuk ise... Hem düz liseye gidenin göze aldığı riski almıyor, hem de, meslek lisesine gidenlere göre avantajlı. Çünkü, üniversiteyi kazandı kazandı... Kazanamadı, imam olarak, işi garanti, devlet güvencesiyle başlıyor. Dolayısıyla, göze almaya korktuğu riskin, bir ceremesi olmalı... O da, katsayı dezavantajı. (ÖZDİL’den harika bir anlatım)