TOTEM Çin'e giderken AK Bank'a uğramadıysan, dönüşte aldığın Çin malı gözlükle uğrasaydın...YAZIMI ANCAK KENDİ EGOLARINI TOTEM YAPABİLEN SEN ÇİN'deki işgücü ve insan haklarına saygı duymak olarak algılayabilirdin zaten...YOKSA ÇİN'in para politikasına verdiğim örnekle ikisi birbirine girince ağır mı geldi... Bir daha peş peşe yazmam. Sen ne kadar süre üstiyorsan belirt ben öncekilerikileri hazmedip anlayabilmen için beklerim... SONRA SÖYEDİĞİN 100 DOLAR uçmuşsun 50-60 dolar maaş oralarda.SENDE TÜRKİYE’de Granit bulamayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi GRANİT mi ithal ettin???

ve şans buya biriki fabrikayıda gezdirdi oradaki bürakrat takımı bana...insana saygı muhteşemdi doğrusu!!!insanlar fabrikanın bir köşesindeki ranzalarda balık istifi yatıyorlardı,öğrendim ki orada yatıp kalkıyorlarmış,ve bu vatandaşlar aylık aşşağı yukarı 100 (yüz) abd doları karşılığı çalıştırılıyor..yok haftalık değil aylık 100 dolar..günde kaçsaatmi çalışıyorlar?? ben diyeyim 12 siz deyin 15 saat.sosyal güvencemi?? odediğinizin anlamını bilmiyor vahşi kapitalizmin alternatifi gösterilen çinde

aslında başkalarınn ağzı ile konuşmak bazı sakıncaları doğuruyor doğal olarak,birincisi kavramların özünü ve içeriğini bilmeden kullanıyorsunuz..buda çin kapitalist bir ülke değildir gibi bir ucube laf doğuruyor.ve arkadaşımız birde yazısını süslemek için iş gücüne saygıdan ve adaletli paylaşımdanda sözetmeyi de ihmal etmemiş..çindeki iş gücüne saygıdan yani ama kadere bak ki bu naçiz kulunuzun bunda yaklaşık bir yıl önce yolu çin denen iş gücüne müthiş saygının olduğu ülkeye düştü...

ÇİN EKONOMİ YÖNETİMİNDEN ALINMASI GEREKEN DERS....PARAMIZ DEĞERLENDİ DİYE CAKA SATANLARA İTHAF OLUNUR...Çin Merkez Bankası 2005 yılında Çin'in milli parası yuanın değerini yüzde 2.1 artırdı. O tarihten bu yana, Çin ekonomisinin hızlı büyümesine, ihracat gelirinin artmasına, Çin'in döviz rezervinin 2 trilyon dolara ulaşmasına rağmen Çinliler Çin parasının sadece ve sadece yüzde 5 oranında değerlenmesine izin verdi. ABD yönetimi ve Kongresi, Çin hükümetine devamlı baskı yapıyor. "Çin parası çok değersiz. Çin parasını değerlendirin...

Çin parası değersiz olduğu için Çin'in ihracatı giderek artıyor. ABD'nin Çin ile ticaret açığı büyüyor" diyor. ABD yönetimi Çin'in ihracat artışını ancak yuanın yüzde 25 dolayında değerlenmesiyle sınırlandırılabileceğine inanıyor. Ama Çinliler paralarının değer kazanmasını istemiyor. Paralarının değersiz kalması için büyük çaba gösteriyor. İşçi de işveren de istemiyor. İşçi "İşsiz kalırız", işveren "İhracat yapamayız" diyor. ABD'nin baskısı karşısında "bir şeyler yapmış" görünmek için Çinliler Çin parası yuanın değerinin bir gün içinde dalgalanma limitini yüzde 0.3'ten yüzde 0.5'e çıkardı.

Çöken kapitalizm değil, üç kağıt ekonomisidir...Karşılığı olmadan yapılan borçlanmalar, şişirilen fiyatlar, hayali sermaye birikimi üzerinden refah tacirliğidir...ÇİN kapitalist bir ülke değil...Kapitalist oyunculara ülkesinin işgücünü insan haklarına saygı duymadan, refahı dağıtmadan biz de onlardan çok nasılsa mantığı ile açmış devlet olarak küresel bir aktör...ÇİN'in sahip olduğu küresel ekonomiyi yönlendirme gücünün vatandaşlarının refahına ise en küçük bir katkısı yok...DOLAR DÜNYADA DEĞER KAYBEDİP HAKİM REZERV PARA OLMA ÖZELLİĞİNİ KAYBEDECEK DİYE ÖDLERİ KOPUYOR…Çünkü ellerinin altında bulunan 2 Trilyon dolar ABD Devletinin onlara olan borcu…%10 luk bir değer kaybı ekonomileri için 200 Milyar dolarlık bir değerin uçup gitmesi demek…Yapacak başka şeyleri olmadığı için mekanizma terse dönüyor ve ÇİN el altından ABD Şirketlerinin sahibi olma yolunu tercih ediyor…

Kemalizm uydurma olsa 70 yıl gerinin şartlarında kalsa bugün Atatürk'ün Karma Ekonomi sistemini hayata geçiren Güney Amerika ülkeleri dünyanın yükselen yıldızları olmazlardı...Atatürk'ün devrimcilik ilkesini anlayamayanlar onun dinamiğinden faydalanmak istemeyenler sadece Türkiye Cumhuriyeti dolayısıyla Türk düşmanı olan kesimlerdir...Kimdir bunlar... BAŞTA DİN TACİRLERİ,AYDINLANMA DÜŞMANLARI...İkincisi insan doğasına uymayan komunizm ütopyasına gönülden bağlanmış olup çöküşü ile birlikte NEO-LİBERAL çizgiye tepeden inme geçiş yapan NUMARACI CUMHURİYETCİLER, Üçüncüsü her devirde var olan güçlü yanında yer alarak onların kahyası kimliği ile vatandaşlarını maraba durumuna sokmaya çalışanlar…

burada keskindilliye yapilan övgü ve tebrikleri nicin yayinlamoyorsunuz?

bence istemezdi.zaten aslında 70 yıl önceki dünya perspektifine göre hazırlanmış bir ideolojiyi 70 yıl sonra günümüz dünyasına uyarlamak mümkünmü? değil elbet ama zaten kazın ayağıda göründüğü gibi değil.kendilerini bu ülkenin gerçek sahibi ilan eden aydın geçinen birkısım bürokratik elit.kendi hükümranlıklarını devam ettirebilmek için türk insanı için tabu olan atamızın adını kullanarak kemalizm diye bir ideoloji uydurdular ve bunu millete yutturmaya çalışıyorlar.aslında dertleri koltukları.

Atatürk, tüm sömürge durumundaki ülkelerin, kendi deyimiyle "mazlum milletler"in birer birer bağımsızlıklarını kazanacağını çok önceden söylemiş, ulusal kurtuluş savaşının başarısı ile de onlara cesaret vermiştir. Emperyalist devletlere karşı kazanılan bu ilk kurtuluş savaşı, giderek evrensel bir model oluşturmuştur. Kemalist milliyetçilik anlayışının dışa yönelik hedefi, "çağdaş uluslar topluluğunun eşit haklara sahip bir üyesi olmak"tır. Sadece siyasal bağımsızlıkla yetinmeyen, ekonomik bağımsızlığı da içeren bir "tam bağımsızlık", bu hedefin ayrılmaz bir parçasıdır. Kemalist milliyetçiliğin içe yönelik hedefi ise, çağdaş bir ulus yaratmaktır. Bu ulus, ne "ırkçı" ne de "ümmetçi" bir anlayışı yansıtmaktadır. Atatürk'e göre ulus, ne din ne de ırk temeline dayanır; ulusu yaratan temel öğe, ortak tarih o ortak tarihin ürünü ortak dil ve sonuç olarak ortak kültürdür.

DERSLERE DEVAM... Mustafa Kemal, liberalizm ve sosyalizmden yararlanarak Türkiye'nin koşullarına göre oluşturmaya çalıştığı devrimci ideolojinin dogmalaşma olasılığını önlemeye çalışmıştır, ideolojik kalıplaşmanın hızlı bir değişim süreciyle bağdaşmayacağını vurgulayarak, bir anlamda "sürekli devrimcilik" anlayışının öncülüğünü yapmıştır. Bazılarının ileri sürdüğünün tersine, Kemalizmin ideolojisi vardır, ama "öğreti"si (doktrini) yoktur. Kemalizmin önünde iki aşamalı bir amaç vardı: Bağımsızlık ve çağdaşlaşma. Bu ereklere ulaşmak için, ideolojinin çerçevesini oluşturan milliyetçilik, cumhuriyetçilik ve laiklik ilkeleri Fransız Devrimi ve dolayısıyla liberalizmden, devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkeleri de sosyalizmden esinlendi.

sosyalistlerden ya da solculardan kaçı kapital'i okudu? marksizm ile ilgili ya da marksla ilgili literatürden ne kadar haberleri var? hep kulaktan dolma bilgiler hakim bizim entel gazetecilerde. zaten o yüzden entellektüel değil de enteller. bu bilgisizlik nedeniyle kapitalizmin nimetlerini doya doya yaşamalarına rağmen kapitalizm bitecek diye seviniyorlar. bunların neresini düzelteyim ki? olay aynı yazdığınız gibi. öngörüleri ile bilgisizliklerini bağırdılar.

sayın ersin tokgöz,aslında çok can alıcı bir noktaya değinmişsiniz.ve bizlere yutturulmaya çalışılan bazı kavramları iyi tesbit etmişsiniz,rusya ve çini hala kominist ülke olarak görüp vahşi kapitalizmin söürüsünden kurtulmanın yolu olarak birbaşka kapitalist sistemi adres göstererek sözümona özgürlük savaşçısı rolüne soyunuyorlar.konu izm lere gelmişken kendi çıkarlarını ortaya koymak için uyduruk sistmler icat ediyorlar yılların koministleri şimdi birden kemalist oldular.açılımınıda söyleseler