CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal, Nasrettin Hoca’nın “erkek adam sözünden dönmez!” fıkrasına konu olan yanlışlıktaki çarpık anlayış nasıl dillendirmişse, aynı yolla, “ben Ergenonun avukatıyım, madem avukat benim, benim iddiam doğrudur” mantığının acizliğini bir türlü kabullenemedi gitti. Nasıl ifade edilir bilmiyorum ama, insan bunca bomba, silah, mühimmat karşısında azıcık düşünür; acaba hangi hükümet yetkilisi ordu depolarından bu kadar ordu malı mühimmatı ceplerine koyup salına salına, kimi eski 28 Şubatçı’nın evlerine, işyerlerine koydu diye, doğrusu akıl alır gibi değil. Sayın Baykal, tam bir körlük sağırlık ve akıl tutulması yaşıyor olmalı. Artık herkes gibi o da terörist bir yapılanmanın olduğunu kabullenmeli, yoksa, kelimenin tam anlamı ile gülünç oluyor, Sayın Baykal, kendi müktesebatını kendi elleriyle yerlerde süründürüyor, rezil rüsvay ediyor, farkında değil. Halkı, ya da en azından kendi yandaşlarını, seçmenini bu kadar aptal yerine koymamalı diye düşünüyorum. Cumhuriyet Savcılarına karşı kullandığı çifte standartlı bir bakışta ona yakışmıyor. Ona göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı neden kadar yetkinse, Ergenekon savcılaraı da o kadar yetkin insanlardır. Bunlardan birini Ak Parti düşmanı, diğerini Ak Parti sekreteri seviyesinde değerlendirmelere konu olacak şekilde lanse etmek, kendisi de bir hukukçu olan Sayın Baykal’a hiç yakışmıyor. Ergenekon gönüllü avukatı olabilirsin, ama savcıları iktidarın emireri olarak aşağışamaya hakkın yok. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergenekon davası kapsamında ünlü kişilerin tutuklanmasını gündemi değiştirmeye dönük bir girişim olarak değerlendirmiş "AKP kendisine muhalefet edenlerden ve 28 Şubat sürecinde Erbakan iktidarını görevden uzaklaştırmakta katkısı olanlardan intikam almaya çalışıyor" buyurmuşlar, pes doğrusu. Allah akıl, fikir, izan versin.