YORUMLAR
Toplam 53 yorum var. Onay bekleyen yorum yok.
Misafir 2 Aralık 2010 Perşembe 23:31

Globalistlerin en çok nefret ettiği şey milli sermaye ve sanayidir.1980 ile 2007 arasinda sürekli olarak Global Sermaye referansli yönetimlerce yönetilmistir,kısa süren Erbakan yönetimi bu surecteki tek kopukluktur.Erbakan Global sermaye ile Türkiyenin entegrasyonunu sekteye ugrattiğı için devrilmiştir,gerisi martaval :eger Erbakan Global Sermaye ile entegre olmayı kabullenmiş olsa idi ,"Rektörler çarşafa selam duracak" dese de hiç bir şey olmazdi.tıpkı ŞİMDİ HİÇBİRŞEY OLMDIĞI GİBİ.

Yorumu oyla      20      10  
işa şatıl 14 Nisan 2009 Salı 10:57

yığar köyüne sağlık ocağı yapılsın muhtarımız ibo seçildi

Yorumu oyla      19      10  
yakub 19 Aralık 2008 Cuma 16:00

bu ülkeye öyle yada böyle bi şekilde düşmanlık yapanların silsilesi kurusun inşallah atatürkten sonra bu ülke siyasetçi yetiş tirememiş atatürkten sonra bu ülkeye gelen siyasetçilerde allah korkusu kalmamış dilim varmıyor demeye allah sana gani gani rahmet etsin atam elbet allah bu türk milletini terk etmez adam gibi adam gönderir bu ülkenin başına allah o amerikayı lut kavminden beter etsin inşallah eş başkanıyla beraber

Yorumu oyla      18      11  
mertolmert 6 Ekim 2008 Pazartesi 

yazının sonunda birilerine attığı sms'lerle sorduğu sorulara cevaplarınıda verdiği zaman akepe'nin sonu gelmiş demektir. vermediğine göre siyaseten beklentileri var demektir.

Yorumu oyla      19      10  
( * ) gENÇ pARTİ. 1 Ekim 2008 Çarşamba 

hani 3 ay sonra bir takım yandaş holdinkler mahkemede hesap vermeye başlıyacaktııı ..??

Yorumu oyla      18      10  
Ş.K. 1 Ekim 2008 Çarşamba 

Mesut Yılmaz döneminde kendisine ithaf edilen yolsuzluk ithamlarından hiç bir şey çıkmadı. Hem de yüce divan gibi bir mahkemede hesap verdi. Hiç bir yolsuzluğu olmadığı kanıtlandı. Bu günkü hükümet de bunu onayladı. Onurlu bir duruşun ve milliyetçiliğin ödülünü vatandaş ona verecektir. Bu millet haklının yanında olmasını gerektiğinde bilir. Bekleyelim ve görelim.

Yorumu oyla      19      10  
Muhammed Saran 30 Eylül 2008 Salı 

AKP ye oy vermiş bir kişi olarak pişmanım.Yolsuzluk diz boyu.Deniz Feneri ortada..Mesut Yılmaz çamur at izi kalsın politikasıyla dış güçler tarafından yıpratılmış bir kişidir.Mesut Yılmaz ülkenin temel ilkelerinden taviz vermedi ve bürükselde masaya yumruğunu vurup kalktı.Kendi menfaatini düşünen bir kişi olsaydı bu iktidar gibi herşeye razı olur iktidarını devam ettirirdi.Değeri arkadşlarım birde olaya bu yönden bakın ve Yılmazı nasıl yıprattıklarını görmeye çalışın.Mesut Yılmaza ihtiyaç var.

Yorumu oyla      19      10  
htr 28 Eylül 2008 Pazar 

erhan göksel gibi adamları bilirim.bilgilidirler ama ancak sakin ortamdaki gözlemleri gerçekçidir.sayın göksel ayrıca duygusal biri bu nedenle söyledikleri çok dağınık ve de bazen de çelişiyorlar.daha soğukkanlı ve mütevazı olmalıdır.

Yorumu oyla      19      10  
hulya 22 Eylül 2008 Pazartesi 

erhan göksel her olaya teknik olarak bakıyor. ve bu bakış açısını genellikle yalakalık olarak algılıyorlar bu çok yanlış.zaten her şeyi biribine karıştırdığımız için hiç bir olayı çözemiyoruz...

Yorumu oyla      18      11  
mamut 22 Eylül 2008 Pazartesi 

iyi anlatıyor hoş anlatıyorda biraz boş anlatıyor. sürekli erdoğan yalakalığı yapıyor. acaba erdoğana yalakalık edersem beni danışmanı yapar diye mi düşünüyor. erdoğanın yakınındakilere kadar deniz fenerine bulaşmış diyor. erdoğan bulaşmadıysa oğluna gemiciğini nasıl alıyor. karısı cevahire nasıl ortak oluyor. yine karısı medical park a nasıl ortak oluyor. bu paraları nereden buldular sakın keriz fenerinden olasın. erhan göksel bunlarada cevap verebilirmi acaba birde malvarlığının kaynağını açık

Yorumu oyla      18      10  
hulya 22 Eylül 2008 Pazartesi 

erhan bey'in DSP genel başkanı olmasını istiyorum. ve % 50 oy alacağına da inanıyorum. o nu seviyorum.

Yorumu oyla      19      10  
SABRİYE 22 Eylül 2008 Pazartesi 

ERHAN BEYDE İŞİNİ BİLİYOR..GİDECEĞİ VE KONUŞACAĞI YERİN TEK BU SİTE OLDUĞUNU,İLK ÖNCE BU YÖNDE TEBRİK EDERİM KENDİSİNİ.SONRABİR ÇOK AYDINLATICI KONULARI DİLE GETİRİRKEN,BİLDİKLERİ KARŞISINDA,NEDEN HUKUKA BAŞVURMADI DİYE AKLIMDAN GEÇMEDİ DERSEM YALAN OLUR.BU DURUMDA KENDİSİNİ SUÇLU HİSSTMİYORMU PEKİ.

Yorumu oyla      19      10  
aliaskervatan 21 Eylül 2008 Pazar 

erhan beyi çok seviyorum ve sürekli takip ediyorum bu ülkede dediklerinin altına imza atılacak nadir akıllı kişilerden biridir...

Yorumu oyla      18      11  
a.aslan 20 Eylül 2008 Cumartesi 

Nedendir kendisi iyi bilir amam BOP eşbaşaknını yağlamayı unutmuyor. Gül e de saldırıyor. Cemaat en büyük örgüt olmuş,üzerinde durmuyor. Pirinç dahada zamlanacak dedi,tutmadı.Ağustosda faizler yüzde 30 olacak dedi,tutmadı... Ama çok isabetli tesbitleride var. AKP yi bu basın ve Tüsiad iktidar getişrdi,şimdi ise her gün fırça yiyorlar... Türkiye pazarlanmış,çalam çalmış,alan almış... Çocuklaraına bir şey kalmadı... Hadi herkes USA ya ama oda batmak üzere. bakalım RTE ne yapacak nereye gidecek?

Yorumu oyla      19      10  
MEHMET ARICIOĞLU 19 Eylül 2008 Cuma 

ERHAN GÖKSEL SOLKESİMİN YANİ HALKIN PARTİSİ OLAN CHP'NİN BAŞINA GEÇMESİ GEREKMEKTEDİR .CHP'NİN KADROSUNU DEĞİŞTİRİRSE TEK BAŞINA İKTİDAR OLUR.HER ŞE UMUTLU OLMASI İÇİN BU LAZIM.

Yorumu oyla      19      10  
akılcı aydın 18 Eylül 2008 Perşembe 

Erhan Bey olayları yüzeysel değil özüne inerek değerlendiren bir yorumcu. Muhteşem bilgi birikimi ve kuvvetli belleği yardımıyla oluşturduğu analizleri bizlerle paylaştığı için kendisine teşekkür ederim.

Yorumu oyla      18      11  
İlk Misafir 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Sayın Göksel'in bu güne kadar danışmanlığını yaptığı parti, iktidar ve siyasilerin başarısız olmaları; hatalı ve hayali öngörülerinin kanıtı bence..

Yorumu oyla      18      11  
auditor 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Ayrıca Gıda Bankacılığı konusu gizli bir sır değil. Bu 2004 yılında Gelir Vergisi Kanununa ekleme yapılmak suretiyle 4 senedir yürürlükte olan bir madde. Gelir Vergisi Kanunu madde 40/10. İsteyen buradan maddeyi okuyabilir : http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1028 Ayrıca bu indirilebilecek gider olup, sadece Kurum Vergi Matrahı'ndan indirilir. Ben şimdiye kadar gıda bankacılığı yüzünden hiç vergi ödemeyen,bir şirket görmedim. Ama zarar gösterip hiç vergi ödemeyen çok şirket gördüm. Saygılarımla

Yorumu oyla      18      11  
auditor 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Yazının hepsini okuyacak zamanım olmadığından ilk soruya verdiği kısmı okudum ki, zaten yorum yapacağım konu orada. Gazetecimiz, gıda bankacılığı konusunda biraz yanılmış. Vergi Denetçisi olduğumdan kendi mesleğim ile ilgili olarak söyleyeyim. Kamuya Yararlı Dernekler'in mevzuatı yerine getirdiğinde otomatik ilan edildiğini BAKANLAR KURULU KARARI'nın kalktığını söylüyor ki, yanlış. Hala Bakanlar Kurulu Kararı ile dernek ve vakıflara bu statü verilmektedir.

Yorumu oyla      18      11  
deniz 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Baştan sona kadar okudum.Çoğu fikrine katılmıyorum.Tamamen ideolojik bir yorumlamayla karşımıza çıkmış.Hiçbir objektif sorguya rastlayamadım.Bir insanın öngörüleri ancak bu kadar yanılabilir.

Yorumu oyla      19      10  
dejavu 17 Eylül 2008 Çarşamba 

bıktık artık birbirlerini yemelerinden kim daha çok yemiş, yok efendim ben ondan daha az dolandırmışım bu ülke için dünya devletleri binbir oyun oynarken ülke sahipleri(?) ise nasıl götürebilirimin telaşında susurluktan sonra tam düzeldi düzeliyor düzelecek derken bir ergenekon attılar aman allah şok olduk devlet içinde kendini yok etmek için virüs(ler) geliştirmiş daha bunu atlatamadan başka bir tanesi daha anlaşılan o ki ne bu millet doğru dürüst bir devlet nede devleti yöneten göremeyecek

Yorumu oyla      18      10  
Mustafa Nihat 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Bilinenlerin tekrarı,söylediği hiçbirşey yeni değil.Eğer bildiği yeni birşey varsa duymak isteriz.Tabi ona haber veren namuslu bürokratlar savcılığa suç duyurusunda bulunamıyorlarmı?korkuyorlarmı? hatırlatayım kitap satışları CD satışlarının çok üstünde bu millet okuyor.Okumakla kalmayıp olayları yorumluyor,yorumcu köşenizdeki artışta bunu gösteriyor.Yinede hafızalarımızdaki bilgileri tazelemek açısından bu söyleşi güzel olmuş.Teşekkürler.

Yorumu oyla      18      10  
???? 17 Eylül 2008 Çarşamba 

gelen gideni aratırmış. gelen kim giden kim? kim kimi arıyor? aratan kim? sen kimsin ben kimim?

Yorumu oyla      18      10  
hamza 17 Eylül 2008 Çarşamba 

mesut yılmaz, demirel ve bunun gibi isimler. duymak, görmek, okumak istemiyorum.

Yorumu oyla      18      11  
İŞBİRLİKÇİ 17 Eylül 2008 Çarşamba 

ÇOK BİLEN ÇOK YANILIRMIŞ. ERHAN BEY DE ÇOK ŞEY BİLİYOR, ONA ŞÜHE YOK. AMA YANILIYOR. ABD TAYYİBİ BİTİRMEZ. ONDAN DAHA İYİ İŞBİRLİKÇİ BULAMAZLAR. SARIGÜL HARİÇ TABİ:)))

Yorumu oyla      19      10  
adaşın erhan 17 Eylül 2008 Çarşamba 

o soruları sorduğunuza göre cevapları biliyorsunuzdur. neden biizi sadece sorularla başbaşa bıraktınız? keşke cevapları da verseydiniz erhan bey.

Yorumu oyla      18      10  
17 Eylül 2008 Çarşamba 

deniz fenerinin almanyada patlaması ile mesut yılmazın anapın başına tekrar isminin geçmesi enteresan bir zamanlama. erhan bey haklı galiba.

Yorumu oyla      18      11  
süleyman karaca 17 Eylül 2008 Çarşamba 

7-Bu arada yerel yönetimlerin müsrifliğinden hareketle eğitim ve sağlık konularına atıfta bulunurken, sanırım burada öncelik yerel yönetimlerden önce Üniversiteler olmalıydı. Popülizmle çözüm bulunmaz. Çözüm halk çocuklarının eğitimi Üniversiteden geçeceği gerçeğinde yatıyor. Üniversitelerimiz ise, söylemeye insanın içi elvermiyor ama, kokuşmuşlar, dökülüyorlar. Kimi intihalden, kimi irticadan, kimi ihaleden baş kaldırıp “ey hemşehrim! eğitimimiz ne alemde” diyen yok. Son olarak değinmek istediğim nokta, Turktime’ın “Sizinle 30 Haziran’da yaptığımız röportajın manşeti; ‘ABD Gülen’in ve Erdoğan’ın ipini çekti. İkisini de yok edecekler’ şeklindeydi. Ama geçen zamanda Erdoğan da Gülen de olduğu yerde duruyor. Bu tez çöktü mü, yoksa hala aynı takvim işliyor mu?” sorusu karşılığında Sayın Talat Atilla ve Sayın Ersin Tokgöz’ün aldıkları, “birgün mü desem, bir ay mı desem, yoksa yedi vakte kadar mı desem?” cevabının KOZMİK ifadesi ile, “TÜRKİYE’DE TURUNCU DEVRİM YAPILIYOR, BÜTÜN SİSTEM DEĞİŞECEK!” cevabı bilmem onlara da benim gibi Doğu Perinçek jargonunu hatırlattı mı? Bu kışkırtıcı ifade, ile papatya falı nasıl özdeşleştirilir anlamıyorum.

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 17 Eylül 2008 Çarşamba 

6- Ama turpun büyüğünün Gökçek’in heybesinde olduğuna eminim. Kamuoyu olarak görmeyeceğiz belki ama, seçimlere doğru Gökçek ile Başbakan arasında büyük bir savaş yaşanacaktır” hezeyanı, İstanbul ve Ankara için önerdiği CHP-MHP destekli adaya tanıdığı şans.. Oysa “İzmir’in yaşadığı su bunalımını gören seçmen, iktidar desteği olmayan bir bağımsız adaya niçin oy versin? İktidar, CHP, MHP ve diğer baskı gruplarının şamar oğlanı olacak bir adayı neden seçsin? Bu argümanlar, meydanlarda dillendirilmeyecek mi?” sorularına anlaşılan kendi içinde hiç çözüm aramamış. Daha yakın tarihte “Kızılelma Koalisyonu” denendi, tutmadı; ucu gitti Ergenekon’a dayandı. Bu bağlamda Sayın Göksel’in empoze etmeye çalıştığı “Kutup Teorisi”ni de çok yanlış ve ürkütücü bulduğumu ifade etmeliyim. Getirisi ne olursa olsun, empoze edilmek istenen “Kutup Teorisi”nin tutmamasını temenni ederim. Kutuplaşma, kutuplarda kemikleşme giderek nefret kültürünün oluşmasına, o da toplumsal katmanlar ararsındaki bağların tamamen kopması demektir. İşin ucu kurtarılmış bölgelere, siyasi gettolara kadar gider.

Yorumu oyla      18      11  
süleyman karaca 17 Eylül 2008 Çarşamba 

5- Yok tespit değilse, o zaman da iftira olmaz mı? Bana bunu düşündüren şey şu: kendi ifadesi ile sürekli ve ardışık bir şekilde mesajlaştığı insanlar, “Toplam 236 kişi. Attığım kişiler ya benim yakın dost ve arkadaşım, ya da bu ülkenin en önemli devlet adamları ile siyasetçi ve yargı mensupları. Tabi ki askerler de var.” Gelin şimdi çıkın işin içinden. Bu bir paradoks değil mi? Yine kafa karıştıran bir başka konu, Sayın Göksel, dış politik duruşu yerden yere vuruyor, çok sığ ve yoz bir yoruma tabi tuttuktan sonra, çıkış yoluna kılavuz için de Güniz Sokağı sakini eski ve eskimiş Cumhurbaşkanı Syın Süleyman Demirel’i adres gösteriyor. Doğrusu ya, işte buna şapka çıkarılır! Daha dün(16 Eylül), kendisine yöneltilen bir soru üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın İlker Başbuğ, Türkiye’nin Kafkas dış politikasının doğru ve yerine olduğunu söylemişken.. örnek olarak göz önüne alınca daha ne denebilir ki? Göksel’in dezendformasyonuna son iki örnek: Kendi tabirleriyle “Müesses Nizam”ın, iktidar uygulamaları karşısındaki aczini harmanlayan bilgi karışıklığı ve Kafkas halklarının Türkiye tarafından sanki yüzüstü bırakılmışlığını öne çıkaran bakış açısı. Doğrusu 30 Haziran söyleşisinde de çok çok ön plana çıkan ve burada yine tekrarını gördüğümüz megalomani insanda hayret uyandırıyor; hani o mahut 236 kişi, Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın “partidaşlarının bile bilmedi bir anket şirketi” olduğu iddiası, Tayyip Bey’in, “Melih Gökçek’i asla aday yapmak istemez.

Yorumu oyla      19      10  
süleyman karaca 17 Eylül 2008 Çarşamba 

4- Ve Müesses Nizam sizce buna ne diyor?” sorusuna karşılık, “Bence ikisi de yanlış. İki yanlış, bir doğru etmez. Türkiye bir bölgesel güç olacaksa; Ermenistan’ı tanımalı ve onu koltuğunun altına almalı ve bu sorunları çözmelidir. Ermenistan’ı yönetebilmelidir” ifadesini Erhan Göksel’in ortaya koyduğu belli başlı doğrular olarak okuyorum. Ancak bundan sonra, kalkıp paradoksal çelişkilerle Gül’ün ziyaretini küçümsemesini yanlış buluyorum. Söyleşinin bir başka yönü ise tüm KOZMİK ADAM’larda ve stratejistlerde gördüğümüz derin dezenformasyon zihin örgüsü örnekleri sergiliyor. Örneğin Gıda Bankacılığı üzerine ileri sürdüğü ve kendini inandırdığı bilgi karmaşasında, bu konu kanunlaşırken CHP’nin,MHP’nin, DTP’nin, Ufuk Uras’ın ve iktidarın en keskin müzmin belalısı Kamer Genç’in bunu fark etmemiş olması mümkün mü? Bunların hepsi demek ki, bir Erhan GÖKSEL etmiyor dememiz mi gerekiyor. Demek ki sadece Fatih Terim değil yani, “onlardan 550 tane var, Terim ise, bir tane” diyen. Gıda Bankacılığı ile ilgili ileri sürdüğü düşünce karşısında sadece şunu ifade etmek lazım; Sayın Göksel’in söyledikleri birer gerçek tespit ise, bunlarla ilgili kaç savcılığa kaç suç duyurusunda bulunmuş? Bulunmadı ise bu bir suç gizleme.

Yorumu oyla      18      11  
sabrina 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Mesut Bey’in siyasette herhangi bir yere desteğinin etkisi on ise; karşı tarafa zararının bin olacağından hiç kuşkunuz olmasın. Bu konuda Türkiye’de kimse Mesut Yılmaz’ın eline su dökemez. korkunç bir durum. bi insanın yıkıcılığı yapıcılığının üstündeyse allah korusun herkesi. ve bu adam başbakanlık yaptı. offf of

Yorumu oyla      18      11  
süleyman karaca 17 Eylül 2008 Çarşamba 

3- Ve bu güç haddini aşıp ülkeyi yönetmeye çalışmaktadır”. Bu nedenle bu ülkendeki bu medya, “hukuk tarafından denetlenmeli, siyasete müdahalesi engellenmeli” dir. “Siyasetin de aynı şekilde medyayı kontrol etmesi ve medya üzerinde baskı kurması önlenmeli” dir. Ülkenin çıkışı buradadır. Aksi takdirde hiçbir şey düzeltilemez gerçekliğine vurgusunu; Başbakan dahil tüm siyasiler de bilirler: “Siyasette hangi vitesi kullanarak iktidara çıkarsanız, o vitesiniz atarsa da, onunla inersiniz iktidardan. AKP, 2002 de “yolsuzluk ve yoksulluk vitesi” ile iktidar oldu. AKP’yi de iktidardan ancak “yolsuzluk ve yoksulluk ” indirebilir doğrusunu; Başbakan’la Aydın Doğan arasındaki kavgada, Doğan’ın “Başbakan’la TV’ye çıkmak fikri hakikaten ‘haddini aşmak’ değil de nedir? Doğan Grubu bu ülkeyi yönetmeye çok hevesli gözüküyor. Kendini bu ülkeyi yönetmeye aday görmeyen birisi böyle bir laf eder mi? Tayyip Bey de bunu hemen yakaladı. Zaten son yirmi yıldır halk arasında her yerde duyulan “medya ülkeyi yönetiyor” fısıltılarını ayakları üzerine oturttu” gözlemini; Turktime’ın “Deniz Feneri olayının Erdoğan’la ve hükümetle bağlantısı var mı size göre?” sorusuna karşılık, “Benim araştırmalarıma göre direkt olarak Tayyip Bey’le hiçbir bağlantısı yok” açık sözlülüğünü; yien Turktime’ın “Gül’ün Ermenistan ziyaretini bir kesim alkışlarken bir kesim neredeyse vatana ihanet olarak gördü. Sizin bu adıma bakışınız nedir?

Yorumu oyla      18      11  
süleyman karaca 17 Eylül 2008 Çarşamba 

2- Geçmişteki yönetimlerin hangi danışmanlar sayesinde Türkiye’yi bu günlere/hallere düşürdüklerini görme adına, gerçekten canlı tanıkların tanıklığına ihtiyaç var ve Sayın Göksel bu işlevi yerine getiriyor. Düşüncelerinin karmaşıklığı içinde en antik olanından en uçuk olanına ne yazık ki, öngörü eksikliği nedeniyle bu yurdun insanları tanışamıyor. Editörlerin okur arkadaşların ÖFKELERİNİ KÖPÜRTMEMEK için 30 Haziranda kullandığım ÇÖPLÜK EV’den vaz geçiyor ve bu mantalitenin sahibi Sayın Erhan Göksel’in KOZMİK ADAM’lığından önümüze serilen bu söyleşiyi irdelemek isterim. Bir kere söyleşinin sonundaki fantastik mesajların, olgusuna muhtaç olanların “tatmin duyguları”nı doyurma gayretinden öte bir anlam taşımadığını tespit etmek lazım. Bu tespitten sonra; Mesut Yılmaz’ın Alman-Rus ittifakının desteğine sahip olduğu; “Rus Ruleti” ile hayatı üzerine kumar oynayabilen bir millet olarak Ruslara blöf yapılamayacağı; Ergenekon’un ordu eliyle karatılmayıp, ordunun kendi içindeki bağırsakların temizlenmesine yeşil ışık yaktığını ancak, bu operasyondaki kirli çamaşırların içine siyaseten karıştırılmak istenen beyaz çamaşırlara dikkat çekmek istediği; Türkiye’nin önünü birinci olarak Kartel Medyası, ikinci olarak İstanbul Burjuvazisi’nin Dükalığı, üçüncü olarak Siyasetçi tıkadığından hareketle “Türkiye’de medya 90’lardan itibaren bir güç haline gelmiştir.

Yorumu oyla      18      11  
süleyman karaca 17 Eylül 2008 Çarşamba 

1- Turktime, Bu yılın Haziran ayının son haftasında Sayın Erhan Gökselle yapılmış oldukça uzun bir söyleşi yayınlamıştı. O söyleşiye 30 Haziran günü iki yorum yazmış, birinci yorumumda Sayın Göksel söyleşisinden edindiğim intibalarımı ÇÖPLÜK EV nitelemesi ile dile getirmiş, ikincisinde de bu gerekçemi açmaya çalışmıştım; ama sanırım bazı yayın kriterlerine takıldı, tüm ısrarlarıma rağmen yayınlanmadı. Aradan uzunca bir süre geçip bu söyleşinin anonsunu Turktime’ın spotunda görünce, düşüncelerimi eski söyleşiye yorum olarak ulaştırdım ve yayınlandı. Şimdi bu söyleşiden çok şey beklerken, tüm okunurluğuna karşılık Sayın Göksel’in halen oyun hamuru ile zihninde bir şeyler inşa etmeye çalıştığını, ancak kullandığı malzemenin kendini övmenin ötesinde olağanüstü görme hastalığı bir Narsizm vakası gibi algılanabileceği, söyleminin dezenformasyon, öngörü eksikliği ve gerçeklerden oluşan bir beyin halitası içinde kıvrandığını görmek için, falcı olmaya gerek yok. Düşünce hürriyeti ya da çok seslilik adına bu söyleşiyi son derece önemsiyorum.

Yorumu oyla      18      11  
kim? 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Cemaatin İstihbaratçıları tarafından bir otelde Rus bir bayanla ilişkisi kaydedilerek rehine alınan ve Başbakan’ın dibini oyan Danışmanı kim? hakkaten kim?

Yorumu oyla      19      10  
birgül 17 Eylül 2008 Çarşamba 

meyve veren ağaç taşlanırmış. sayın gökçekin ne kadar meyve verdiğini anlamak için atılan taşlara bakın yeter.

Yorumu oyla      19      10  
kadir 17 Eylül 2008 Çarşamba 

büyükanıt iyi hoş da ben başbuğ paşanın ne yapmaya çalıştığını anlamadım. bildiri yokmuş artık, akreditasyon da yokmuş. tüm irticacı gazeteciler dün genelkurmaydaydı. bi yola girdi paşa ama hayırlısı bakalım.

Yorumu oyla      19      10  
17 Eylül 2008 Çarşamba 

“DIŞ GÜÇLERİN ERDOĞAN’A KARŞI YENİ ÇÖZÜM ODAĞI: GÜLEN CEMAATİ-GÜL İTTİFAKI” aman tanrım. şimdi gel de seç. ak yolsuzluklar partisi mi bu felaket mi? kırk katır mı kırk satır mı tercihi işte

Yorumu oyla      19      10  
yeni ikon: gül-gülen 17 Eylül 2008 Çarşamba 

abdullah gül'ün vücut dilini iyi okuyabiliyor musunuz? nasıl bıyıkaltı bir gülümseme, nasıl bir kibir sinmiş tavırlarına. gülen-gül ittifakını düşünürken bu detayı göz önünde tutun bu senaryoyu daha iyi anlayacaksınız.

Yorumu oyla      18      11  
17 Eylül 2008 Çarşamba 

aman eksik kalsın turuncu devrim falan. devrim yapanın başına neler geldiğini gördük. kıravat yiyen bir devrimci lider istemiyoruz.

Yorumu oyla      18      10  
AMİNNNNNNNNN 17 Eylül 2008 Çarşamba 

“ANAYASA MAHKEMESİ AKP’Yİ KAPATMADI AMA YEREL SEÇİMLER CHP’Yİ KAPATABİLİR!” İNŞALLAH İNŞALLAH. ALLAHIM O GÜNLERİ GÖRMEYİ NASİP ET BANA YARABBİM

Yorumu oyla      18      10  
İNADINA AK PARTİ 17 Eylül 2008 Çarşamba 

İNADINA GÖKÇEK, İNADINA AK PARTİ. HAZMEDEMEYENLER ÇATLASIN ORTA YERİNDEN

Yorumu oyla      18      11  
nadire 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Erhan Bey; Gökçek ile aramızda küslük yok demişsiniz ama hiç de öyle gözükmüyor. Hiç mi iyi bir şey yamadı bu adam? ankaradaki değişimi görmeyecek kadar mı kapattınız gözlerinizi? lütfen biraz objektif olunuz.

Yorumu oyla      18      10  
İLK SÖZ 17 Eylül 2008 Çarşamba 

ŞU ANDA BÜTÜN MESELE, MEMLEKETİN AÇLIKTAN SEFİLLİKTN HEPSİNDEN İVEDİ ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUN AKP DEN KURTULMA SORUNUDUR. BUNUN İÇİN MİLLİ SEFERBERLİK GEREKİR. BUNLAR GİTSİN, SONRASI ÇÖZÜLÜR ZATEN.

Yorumu oyla      19      10  
TANER 17 Eylül 2008 Çarşamba 

BIRAK BU CIA-MOSSAD AĞZI İLE KONUŞMALARI. AKP Yİ BİR ÖVÜYORSUN BİR YERİYORSUN.SEN DE BU BAŞBAKAN'IN ADAMI DEĞİL MİYDİN? TA MESUT YILMAZ'A KADAR GERİ GİTMEKTEKİ ISRARIN NE? SENİN AMACIN NE ERHAN BEY ONU ANLAMIŞ DEĞİLİZ.AÇIKÇA BEN ŞU TARAFTAYIM DEME CESARETİN BİLE YOK.EN KÖTÜ KARAR BİLE KARARSIZLIKTAN İYİDİR.NUMAN KURTULUŞ'U BAŞBAKAN AKP YE GETİRTEMEDİ DENİZ FENERİNE RAĞMEN SEN Mİ GETİRTECEKSİN.MELİH GÖKÇEK'İN KARŞISINA ÇIKARTILMASI GEREKEN ADAM KİM? A.LATİF ŞENER'İN KADİR TOPBAŞ'TAN FARKI NE?

Yorumu oyla      18      10  
İLK SÖZ 17 Eylül 2008 Çarşamba 

EĞER MUHALEFETİN BİRAZ ONURU VARSA, MEMLEKETİ BİRAZ SEVİYORLARSA, ELEŞTİRİLERİNDE BİRAZ DÜRÜSTSELER BU SEN BEN SAVAŞINI BİR KENARA BIRAKIRLAR AKP Yİ SİLMEK İÇİN GÜÇBİRLİĞİ YAPARLAR.

Yorumu oyla      19      10  
nerde o günler 17 Eylül 2008 Çarşamba 

sol kendi arasında birleşemezekn bir de hepsi bir araya gelecek de akp yi mi yenecek? ah erhan bey ah. nerede o günler. zaten akp bu işbilmezlik yüzünden yüzde 47 olmadı mı?

Yorumu oyla      18      10  
mehmet ali 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Vallahi erdoğanın işi zor. gökçek i sevmediğini hepimiz biliyoruz ama ne yapsın ki. gönderse bir dert göndermese bir dert. öyle görünüyor ki eli mahkum. mecburen aday yapacak. gücü yetmeyecek.

Yorumu oyla      18      11  
KERİM 17 Eylül 2008 Çarşamba 

NUMAN HOCA BUNLARIN NASIL PİSLİKLERE BULAŞTIĞINI BİLİYOR. ZAMANI GELİNCE İNSAN İÇİNE ÇIKAMAYACAKLARINI DA. ASLA VE ASLA HR TARAFI KARARMIŞ AK KADROYA DAHİL OLMAZ.

Yorumu oyla      18      11  
Turgut K. 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Bir kısmı ilginç bir kısmı komik çok şey söylemiş. Ama İslamcılar hakkında söyledikleri atmasyon. Mehmet Şevket Eygi en önemlilerindenmiş. Bu temennilerini kehanet diye sunmadan önce bir de çıkıp dolaşsa, kimin gazetesi, kimin kitabı okunuyor; kimler İslamcı gruplarda konuşturuluyor bir görse daha inandırıcı olur. AKP karşıtlığı yaparken dürüst olsanız, halk da inanır elbet. Yani şimdi millet anlamıyor mu sanıyosunuz bu dediklerinizin AKP karşıtı propaganda olduğunu sanıyosunuz?

Yorumu oyla      19      10  
Emre 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Mesut Yılmazın kimleri nerelere getirdiği malum. Size de gazeteci diye köşe yazarlığı veriyolar ya şaşıyorum..

Yorumu oyla      19      10  
Emre 17 Eylül 2008 Çarşamba 

Turgut bu sitede yorumuna katıldığım ilk kişi sensin. Paralel düşünüyoruz...

Yorumu oyla      19      10