Uzun zamandır hemen hemen hergün diyebileceğim sıklıkta ziyareti ihmal etmediğim, yazdıklarıma ayna olan bir elin parmak sayısınca internet sitelerinden birinin kurucu ile yapılmış bu söyleşiyi keyf alarak, düşünerek, kodlarını tanımlamaya çalışarak okudum. Sayın TEZCAN’ın, Turkuaz Medya Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkan Danışmanlığı’nda bir nevi Ombudsmanlık mı, patronun gözü ve kulağı mı, yoksa okur/seyirci temsilciliği mi sergileyeceğini zaman içinde göreceğiz. Turktime’ın “Başbakan’la yakın olduğunuz biliniyor. Ama kendinize siyasi bir alan açmak yerine kendinizi biraz partinin dışında tutmaya özen gösterdiniz… Neden bu tavrı sergilediniz?” sorusuna verdiği cevapla medya içinde adam gibi adam olmanın TEZCAN’ca kriterlerini ortaya koymuş. Bir başka soruya cevabında ise Sayın TEZCAN, Sabah’ın okur sadakatine atıfta bulunması, okuru kendine mahkum sürü gibi gören anlayışların yozlaşmışlığına neşter vurulacağının ipuçlarını veriyor. Doğru yerden, doğru bakışla Sabah, aldığı bu taze kanın ilk meyvelerini kısa sürede görecektir. Basın patronlarının Kıble=Dolar özdeşleşmişliğindeki anlayışın yıkılmasına bir katkı getirirse, Sayın TEZCAN’ın Türk basınına en büyük hayrı bu olur. “Belki çok büyük bir iddia olarak görülebilir ama bundan sonra sadece Sabah değil, Turkuaz Medya grubu Türkiye’de basının dönüşümünün, doğruya dönüşün, gerçek gazetecilik neyse ona dönüşün çekirdeği olacak. Bunun için yola çıktık” iddiasının gerçekleşmesini yürekten destekliyorum. Bu arada, doğru söyleyenin dokuzuncu köyü olmadığının bilinci içinde, her iddialı insan gibi, dağarcığında/çıkınında bir onuncu köy rüyasının da hep var olageldiğini gözardı etmemek lazım. Sayın TEZCAN, bu söyleşiye yapılan okur yorumlarını dönüp okur mu bilmiyorum, ancak, okuyacağı umudunu taşıdığımdan; nasıl Dördüncü Kuvvet Medya internet sitesi ile internet medyasına ilk imza atmanın şeref madalyasına sahip olduysa, bu alanın duayeni payesine erişmişse, dilerim Turktime’ın “İnternetin ilk medya sitesinin, Dördüncü Kuvvet Medya’nın, kurucususunuz. Özellikle bu tecrübeniz Sabah’a nasıl yansıyacak?” sorusuna verdiği cevapla, Turktime’da da “Analiz” konusu yapılan “Merdivenaltı İnternet Siteleri” yakınmasında görülen yozlaşmaya psikolojik bariyer olacak, bu alana yeni ve düzgün bir soluk ve kalite getirecek bir örneğe imza atmasını dilerim. İdari odaklardaki teknokrat-bürokrat çelişki ve çatışmalarını yakından tanımış, kökeni gazeteci bir internet duayeninin bu konuda çok şeyler yapabileceğine, böyle bir oluşuma alkış tutacak, okur olarak onun yanında yerini alacak potansiyel bir kitlenin de var olduğuna inanıyorum. Bundan sonraki çalışmalarının yakından takip edileceğini bilmesini isterim. Bu güzel söyleşi için de Sayın ATİLLA ve Sayın TOKGÖZ’e teşekkür ederim.