İlk belirtilerine baktığımızda, nihayet “sol” denebilecek bir hareketin temel unsurlarını görebileceğiz. 1960-1970 arasını saymazsanız, siyasi hayatımızdaki en büyük boşluk, gerçek bir sol oluşumun yalın ve net bir biçimde topluma sunulmamasıdır. Sol iddiasındaki mevcut siyasi klikler ise, klik varlıkta hayat bulan, sağdan kopuk kesimlerin mecburi sığınağı, derme çatma balıkçı barınağı gibi duruyor. Bir çok CHP’li ve DSP’li dostum, gidecek başka alternatif adresleri olmadığı için bu siyasi yelpazenin hamallığını üstlendiklerinden yakınıyorlardı, şimdi doğru dürüst bir adres beklentilerine cevap bulmalarını temenni ederim. Gerçi, benim de tarafı bulunduğum sağ söylem için en iyi rakip; halktan kopuk, toplumsal proje üretme noktasında kısır, elitizmin iğdiş edilmiş bugünkü mevcut sol iddiasındaki partiler ama, uzun vadede ülke ve toplum çıkarları söz konusu olduğunda bu iğdiş edilmiş yapınlanmalardansa, üretken gerçek bir sol hareketin varlığına olan zorunluluğu inkar etmek mümkün değil. Dilerim, bu son hareket de kadük kalmaz, Türk solu derlenip toparlanır ve ülkemize milletimize yararlı olacak projeleri gündeme oturtur.