YORUMLAR
Toplam 25 yorum var. Onay bekleyen yorum yok.
Gülay2) 10 Ağustos 2008 Pazar 

"Mükemmel demokrasi", "şeffaf yönetim biçimi" ve "uygar dünya" başlı başına tartışma konusu.Keşke bu konuları tartışabilsek.Çünkü bu sonuçlara ulaşılacak süreçler önemli.Biz köylü bir toplumuz.Henüz 2.veya 3.kuşak insanlarız kentlerde.Köylülükte maalesef dar görüşlülüktür.Yoğun göç sonucu kentler biraz kasabalaştı.Dengeler karıştı ancak taşlar oturacaktır yerlerine.Ben biraz ideal olanı düşünürüm.Bu durumda zor beğenmeme neden olur.Doğru yolu mutlaka bulacağız.Saygılar.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay 10 Ağustos 2008 Pazar 

Sn.Hasan Tahsin değerlendirmeniz için sağolun.Bizim yaptığımız farklılıklarımıza rağmen insan olarak birbirimize değer vermek.Farklı farklıda olsa inanç sahibiyiz.Ben inancını bir çıkara dönüştürmeyen ve insan olma normunu yakalamış her insana saygı duyarım.Bu platformda hiç okumadığım çeşitli görüşlerde yorumcular var.Daha başlıkları gördüğümde içim sıkılıyor.Biliyorumki iman etmiş amigolar onlar.Bu amigolardaki başka bir sıkıntıda size sunacakları bir fikir olmuyor ,saldırıyorlar.

Yorumu oyla      18      10  
Hasan Tahsin 10 Ağustos 2008 Pazar 

Gülay hanım ve Süleyman Karaca. İkinizide gönülden kutlarım.Mükemmel tartışıyorsunuz. İkinizinde yanıldığınız noktalar çok az. Doğruda buluşmanız an meselesi. Türk Milletinin tamamının en kısa sürede DOĞRUDA BULUŞMASI en büyük temennimiz . O da, UYGAR DÜNYANIN kullandığı krıterleri yakalamış olan MÜKEMMEL DEMOKRASİ ve şeffaf yönetim biçimidir. Hepberaber bunu yakalamalıyız.Bunun da partisi falan olmamalı.Bu ülke hepimizin. ve hepimizin ÇOCUKLARININ.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay 10 Ağustos 2008 Pazar 

Süleyman bey,"hiç" ifadem kendim içindi.Sizin için bir tahminde bulunmama gerek yok çünkü gayet açık yazmıştınız kendi duruşunuzu.Cevaplarınız için sağolun.

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Gülay hanımefendi geçmişte yaşadığımız ürküntüyü dile getirmemden hareketle cevabımda sadece yaşanmış bir dönemin tanığı olarak bir panorama ortaya koydum. Amacım şu veya bu odağı o günlere dönüp suçlamak değil, yaşadıklarımla, bana “sizi ürküten neydi” sorunuza cevaptı. Dikkat etmişsinizdir, hiç oy vermediğimi sizin tahmin ettiğiniz Ecevit’e saygısız bir ifade kullanmadım, sadece durumun doğru tespitine yardımcı olacak birkaç argümanı sıraladım. Buradaki yorumun çerçevesi, kronolojik tarihler olmadığı için, örnekler rasgele verilmiştir. Yoksa o yaşanmışlıklar içinde gündüz taraflardan birinin eline tutuşturulan silahın gece karşı gurubun militanlarına aktarıldığı sadece bir komplo teorisi argümanı olarak değil, kriminal çalışmalarla ispatlanmış bir veri olduğunu bilen bir birikime(yaşanmış hatıra yığını) sahibim. 12 Eylül 1980 gecesi VOA(Amerikanın Sesi) radyosundan tüm dünyaya “Türkiye’de bizim çocuklar başarılı bir devrim gerçekleştirdiler” mesajını sinemize saplanmış bir hançer olarak algılamış biriyim. Onların “çocukları” için kullandıkları sözcüğün sözlüklerdeki ikinci anlamı olan “….. uşaklar” bana daha ağır bir ezilmişlik duygusu yaşatmıştı. Ergenekon meselesine gelince, sanırım kullandığımız kelimelerin farklılığından öte aramızda bir bilgi, beklenti ve temenni çatışması yok. Saygılarımla.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay8) 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Küresel sermaye özgür bireyler istemez.Başına beladır o insan tipi.Kitle iletişim araçlarıyla istediği gibi yönlendirebileceği tüketiciler ister.Evet, sanıyorum devam edeceğiz.Bize düşende bu işte.Becerebildiğimiz oranda doğrunun ne olduğunu aramak, tartışmak.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay (galiba 7) 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Türkiye"de gizli ve kirli ve derin ve himaye gören yapılanmaların olduğuna yürekten inanıyorum.Bu yapılanmaların bitmesinin bugün için mümkün olmadığınada.Ne zaman bu ülkenin sağcısı ve solcusu evrensel değerlere uygun hale gelir işte o zaman biz gerçekten demokratik,şeffaf bir ülke oluruz.Bu uzun bir şüreç sorunu.Ancak iradi bir şüreçle ancak o noktaya gelebiliriz.Oysaki irade tüm dünyada insanı düşünmeyen,sorgulamayan sadece tüketen,aç gözlü bir yaratık haline getirmekte.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay6) 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Ecevit-CHP iktidarda olduğu sürece bu katliamlar sürecekti içim elvermedi diyorsanızda onlar gittiğinde de devam etti bu olaylar ta ki 12 Eylülde ABD li abilerin "bizim çocuklar başardı" diye bahsettikleri 12 Eylül darbesi olana kadar.İşte neden bu derinmiş,sığmış,ergenekonmuş bütünüyle ortaya çıkartılacağına inanmadığımında cevabıdır bu satırlar.Doğudaki sorunlardan kimler nemalandıysa el ele verip o nedenlede dökülemez safralar bütünüyle.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay4) 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Türk solu vefat etti Süleyman bey.12 Eylülde devlet bu ülkenin solunu ABD ninde destek ve teşviki ile yedi.Ancak beni cidden acıtan sizin bile bana kalkıp K.Maraşı solcular yapmış gibi yazmış olmanız.Yok öyle düşünmüyorsanız Ecevit"mi yaptırdı?Yoksa Ecevit iktidarında Mit ve MHP nin birlikte kotardığı bir katliammıdır bu.Bana İT de olan olayları yazıyorsunuz.Bunlar ülkücü denilen insanların yaptıkları katliamlardı.Ölenlerde solculardı.Sizi cidden anlayamıyorum.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay3) 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Ergenekon soruşturması için bugün yeni bir şey söylemedim.Başbakan iddianamenin hazırlanacağı tarihi söylemedimi?Baykal ergenekonun avukatıyım dediğinde oda savcısı olduğunu söylemedimi?Nedir bu hafiflikte demeyeceğim.Baykal"ı eleştirmediğimi düşünmeyin sakın.Bu ayıp ikisinede ait.Ancak gözaltına alınanların uzunca süredir yatıyor oluşlarını ve henüz iddianamenin hazırlanmış olmasını doğru ve adil bulmuyorum.Çok özellerinin bile bu kadar ortaya dökülmüş olmasınıda çok hukuksuz buluyorum.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay2) 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Ecevit iktidar olduğunda liseye yeni başlamıştım.Adı lazım değil ünlü ve MHP nin kalesi olan bir bölgede ve okulda okuyordum.Benim gözlerimde neler neler gördü.Ancak biliyorumki Türkiye"de yaşanan bir sol-sağ çatışması vardı.Özellikle alevlendirilen birileri tarafından yönlendirilen.İşte Ergenekonun kesinlikle ortaya çıkartılmasını bunun için istiyorum.Ve yine bütün herşeyin ortaya çıkartılamayacağını-çıkartılmayacağını biliyorum.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay2) 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

...içinde değildi.Bahsettiğiniz o olaylar Ecevit iktidarını zor durumda bırakacak eylemlerdi biliyorsunuz.Ecevit iktidar olmadan önce seçim çalışmaları yürütürkende bir çok olay çıkartılmış hatta süikastler düzenlenmişti filan.Ecevit dönemine ait bir kaç olayı yazmışsınız.70 yıllarla ilgili bir kronoloji çıkartırsak bilemiyorum kaç A4 kağıdı yeter.Taksimdeki 1 Mayıs 1977 katliamı,K.Maraş,Çorum,12 TİPlinin öldürülmesi,yani onlarca yüzlerce olay.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay1) 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Süleyman bey,cevaplarınız için sağolun.Size Şener"le ilgili sorularımda olmuştu.Ecevit"in iktidarında yağ,gaz vb piyasadan özellikle çekilmişti.Bunu Evecit iktidarını zorlamak için yaptıklarını hepimiz biliyoruz.(Bu arada Ecevit"e hiç,CHP ye ise son yerel ve genel seçimlerde toplam 2 kez oy vermiş bir insanım.Yani bu yazdıklarım kimseyi savunmak için değil).Gelelim terör olaylarına.Bu Ecevit"i aşan bir durumdu.Biliyoruz ki Ecevit bu tip olayları cesaretlendirecek yada teşvik edecek bir eylem ...

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Turktime’ın daimi okurlarından zaman ayırıp yorumlarıma göz atanlar dostlar bilirler; Demirel’in Türk siyasi hayatındaki tüm tıkanıklarda en büyük “nifak” çıkını boynunda taşıyan bir kör tıpa olduğunu defalarca uzun uzun yazdım. Allah bu milletin sabrını onunla test etti halen de ediyor. Bu cümlemi ironi olarak değil; gerçek düşüncem olarak ifade ediyorum. Dördüncü ve beşinci bloktaki “din bezirganlığı” şampiyonluğu da, Nur cemaati ile Süleymancı cemaatinin basiretsizliği, körü körüne “abi” kuyrukçuluğu sayesinde 40 yıl boyunca Demirel tarafından en acımaz bir şekilde sömürüldü. Kişisel olarak aklımın erdiği günden bu yana gözlemlerim, mücadelem ve kanaatimin odak noktası bu. Son olarak Gülay hanımefendi altı yedinci bloktaki düşüncenin sizin yorumunuz olduğuna inanamıyorum. Eğer Ergonokon yapılanması konusunda siz de bunu bir siyasi gücü dahilinde görüyorsanız, hayret ki, ne hayret. Sayın Başbakan’ın görünen halk desteği yanında bir de böyle bir güce hükmetme kudreti olsaydı, bugün Türkiye çok farklı bir yerde olurdu(bu “farklı yer”in altını nasıl istiyorsanız ona göre doldurabilirsiniz). Sonuç olarak, Türkiye’de gizli ve kirli derin yapılanmalar olduğuna ve bunlardan arınmadıkça toplumsal huzur ve güvenin sağlanamayacağına inanıyorum. Henüz altı yaşındaki oğlumun daha güvenli ve müreffeh bir Türkiye’de hak ve özgürlüklerinin tehdit altında olmadığı bir hayatı yaşamasını diliyorum.

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Gülay hanımefendi, yaptığım yoruma ilişkin oldukça kapsamlı sorular yöneltmiş; becerebildiğim kadarıyla düşüncelerimi açmaya çalışacağım. Yorumunuz ilk blokundaki sorunuza cevap; merhum Ecevit beni ve benim gibileri neden ürkütüyordu? Belki 1977 Haziran Genel seçimleri gecesi, kirada bulunduğum eve taciz ateşi açılması, adını vermek istemediğim ilçe yönetimindeki siyasilerin kirada olduğum evi tahliye etmemi ev sahibinden istemeleri, beklentilerine cevap alamamaları olabilir mi? Aynı yılın mahalli seçimlerinden sonra Sayın Ecevit’in “Güneş Motel pazarlıkları” sonucu Adalet Partisinden transfer ettiği “11 Altın Adam”ın tamamına kabinede birer koltuk verilmesi, bu bakanlardan ikisinin Ecevit dönemi icraatlarından ötürü Yüce Divan’da yargılanıp mahkum edilmeleriyle son bulan icraatları olabilir mi? Yıllık iznimde 1000 km uzaktaki bir bölgede oturan yaşlı anneyi ziyaretinizde, annenizin sizden yemeklik yağ bulmasını istediğinde ilçede yemeklik yağ bulamayıp size verilen bir tüyoyla araya aracılar koyarak ilçe dışında bir köy evinden fahiş bir fiyata 5 kiloluk SABAH marka bir yağı bulabildiğiniz için annenizin göz yaşına şahit olmanız olabilir mi? Daha benzin, mazot, tüpgaz kuyrukları cabası. Önce can derdi diyelim ve bir-iki örnek verelim: 1-İstanbul Üniversitesi’nden çıkan 100'e yakın öğrencinin üzerine bomba atılması ve silahla ateş açılması sonucu “16 Mart Katliamı” olarak anılan olayda, 5 kişinin ölmesi, 47 kişinin yaralanması, 2- Malatya’nın Adalet Partili Belediye Başkanı merhum Hamit Fendoğlu düzenlenen paketli süikast sonucu kendisi, gelini ve torunu parçalanarak can verdi, 3- MHP İstanbul İl Başkanı Recep Haşatlı,oğlu Mustafa Haşatlı ile birlikte evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. 4-Halen izleri silinemeyen “Kahramanmaraş Olayları”.. İşte Gülay hanımefendi, yaşadığımız Türkiye gerçeğinden bir kesit.. bu tabloda en göze çerpan obje ise bir tahteravalli; bir ucunda Ecevit’in diğer ucunda Demirel’in oturduğu melun tahteravalli. İkinci bloktaki ilk soruya cevabım; Türk solunun inançlara bakışı ve yaklaşımını sizinle daha öncede tartıştık. Siz bana evrensel sol anlayışı emsal göstermeyin; Türk solunun inançlara bakışı, demokratik evrensel ölçütlere hiç mi hiç uymuyor. Diğer kişisel konu; hakça paylaşım yapılsaydı, ben ondan zararlı değil, inanın çok ama çok karlı çıkardım. Şu anda bile öyle bir ütopya hayata geçirilebilse, Türkiye’nin en karlı çıkacak kesiminin baştaki dilimlerinde yer alacağım bir “varlık” sahibiyim. Ak Parti’nin inançlara bakışının savunuculuğu bana düşmez. Beni ilgilendiren, o da sadece oy vereceğim zaman, düşünceme en yakın ve en uzak olan yelpazeden kendimi bulduğum değil, kendime yakın bulduğuma oy vermek. İkinci bloktaki son sorunuza gelince; bu ülkenin toprakları üzerinde 73 milyon bireyin hakkı eşit. Dikkat edin, yararlanıp yararlanamama noktasından değil; hak sahipliği ölçütüyle bakıyorum; hepimiz hak sahipliğindeki payı birbirine eşit olduğuna yürekten inanan biriyim(devamı geliyor)..

Yorumu oyla      18      10  
Gülay7 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Kim kiminle ittifak halinde yavaş yavaş çıkacaktır ortaya.Göreceğiz.Keşke göreceğimiz güzel günler var diyebilseydim:))Sezer Türkiye"de ve dünyada dönen dolapları okuyabilirmi acaba?Görünen okuyamadığı.Neyse bekleyelim ve görelim bakalım..

Yorumu oyla      18      10  
Gülay6 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Zeki Sezer,ergenekon davasının siyasileştirildiğini bilmemektemidir.Bu ülkenin başbakanı kalkıp dava ile ilgili sanki muhattap oymuş gibi açıklamalar yapma talihsizliğini göstermemişmidir?İddialar tabii ki ciddidir ama iddianame ciddi değildir.İddianameye dayanak olanlara bakmamışmıdır Sezer.(o haham,günlükler ve gizli tanıkların kimliği,niteliğide çıkıyor ortalığa).Dava sürecinide göreceğiz.Sezer YAŞı boşversinde üst kademeden hangi komutanlar emekli edilmiş ona bir baksın zaten.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay5 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Türkiye"de sol (ki bence solda değiller)asla iktidar olamamıştır.Solcular için çıkartılan dedikodunun atılan çamurun bini bin paradır.Din bezirganlarının yediği helzeleri solcular yeseydi eminim toptan imha edilirlerdi.Sağcılar çok yetenekli,çok eğitimli vb vb olduklarındanmı iktidar olabilmişlerdir?Yoksa sermayedarın işine sağ iktidarlar geldiğindenmi?Sade vatandaşada vermişlerdir dindarız mesajlarını ,yıllarımız gelip geçmiştir birbirinin kopyesi iktidarlarla.Gelebildiğimiz noktada ortadadır.

Yorumu oyla      18      10  
Gülay4 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Solun dini inançla ilgili sorunu varmı?Eğer din inancını yaşamamak bir sorun diyorsanız evet olabilir(kim neye inanır bilmem).Dini kendine kalkan yapmak,kullanmak diyorsanız yoktur.Bu durumda sağ iktidarların bir sorunu vardır çünkü halkı bu güne kadar din inançlarını kullanarak idare etmiş ve kendi çıkarlarını sonuna kadar gözetirken,devletin kasasını kendi kasaları gibi görürken,halkın çıkarlarına zarar vermişlerdir.Hangi tavırda sorun vardır??

Yorumu oyla      18      10  
Gülay3 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

İktidar olan kimse "devlet benim" anlayışına kapılır ülkemizde.Demirel,Kemal ılıcakla ilgili bir rüşvet davasında "verdiysem ben verdim ne olmuş?"(devlet onun kasasıya verir) diyerek bunu en somut örneklemiş bir yöneticidir.AKP nin tavrıda farklımıdır?Üzerlerindeki baskı daha bir kalksın bunun manifestosunu yazacaklarından hiç şüphe duymuyorum.Kitleleri aşağılamak onlara dilenci muammelesi yapmak değilmidir?AKP yi de eleştiren somut bir ifadenizi okuyacakmıyım acaba?

Yorumu oyla      18      10  
Gülay2 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

..sloganlar?Sol yükselse ne olurdu?İnançlarınızımı yaşayamazdınız?Hakça paylaşım yapılabilseydi sizin çıkarlarınızamı dokunurdu bu durum?Kendilerinden başka hiç bir düşünceyi,inanç biçimini tanımayan AKP nin güçlü iktidarı benim gibi bir insanda hangi travmaları yaratıyordur tahmin edebiliyormusunuz acaba?"Din ve inanç özgürlüğü" isterken hala beni bu ifadeleriniz bir kez daha düşündürdü.Benim gibiler için bu topraklarda yaşamak mümkün olacakmı?

Yorumu oyla      18      10  
Gülay1 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Süleyman bey,Türk halkı siyasilerin basiretsizliklerinden o kadar bunalmıştır ki aslında,bildiğimiz gibi en güvenilmeyenler politikacılardır.Partiler yasası değişmedikçe yapılabilecek çok şeyde yoktur aslında.Liderler yapışır kalır koltuklarına.Ancak yeni bir parti çıkar,halk bide bunları deneyelim der filan.Geçmişte Ecevit"e verildi o şans.Evet haklısınız ütopyaydı Ecevit"in savundukları Türkiye gibi bir ülkede."Hakça bölüşürlermiydi suyun başını tutanlar?"da anlamadığım sizi neden ürküttü bu

Yorumu oyla      18      10  
M.Emin 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

İşte gerçekçi bir yaklaşım, Türk Halkının duygu, düşünce ve beklentileriyle uyuşan beyanat budur işte. Nedir? Her zaman herkesle didişeceksin, sonra da %99’una karşı çıktığın Türk Halkının karşısına çıkıp “Ey Millet ben geldim, sizlerin inançlarına, Ordusuna, Ülke çıkarlarına vs. karşı çıktım ama biz halkçıyız, biz sosyal demokratız, oylarınızı bizim CHP’ye vereceksiniz” diyebileceksiniz. Kendi tabanının bile sesini dinlemeyen bu CHP yöneticileri nereye gidiyor? Sayın Zeki SEZER; DSP olarak halkın sesini daha iyi dinleyebiliyor. Ama çıkışlarının samimiyetine halkı inandırması gerekir. İkiyüzlülüğü tescil edilenlerden bir farkları olması lazımdır. İşte bütün mesele bunu samimiyetle ortaya koyabilmektedir. Bugün yayınlanan bir ankette CHP’yi MHP’nin önüne koymuşlar. Bu kesinlikle doğru değil. Sosyal Demokratlar adına söylemek gerekirse, üzücü ama gerçek, MHP; CHP’nin önüne geçmiştir. Sırf yönetim hatalarından ve halkın inançlarına karşı çıkmalarından ve halk düşmanı bazı odaklarla birlikte anılmalarından dolayı CHP sıfıra doğru gidiyor. Yönetim ise hala halka ve halkın saygı duyduğu makamlara karşı çıkma sevdasında. Aslında CHP’liler şimdiden alarma geçmeli, nerede yanlış yapıyoruz diye hatalarını düzeltmek için değişimi yakalamalıdırlar. Geç kalınması halinde CHP’yi hiç kimse kurtaramayacak. Hatta ithal edilecek “Dervişler” bile. Sonunda CHP’ye de CHP’siz Türk demokrasisine de yazık olacak.

Yorumu oyla      18      10  
saffet sancak 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Zeki Sezer'in süreci doğru okuduğunu düşünüyorum.Bunun artıları yakın zamanda değilse bile görüleceğine inanıyorum.CHP'nin kuyruğuna takılmaktan kurtuldukça partisinin var olma mücadelesinde daha güçlü olacağı kesin... Zeki Sezer hem iyi hemde doğru yolda... Partisiyle ilgili krizleri de çok iyi yönetti.Rahşan hanımıda iyi idare etti. Bunun sonuçlarının olumlu yansıyacağına inanıyorum...

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 9 Ağustos 2008 Cumartesi 

Türkiyede “Sol” olduğu iddiasında bulunanların tüm handikapını bu Sayın Zeki Sezer haberinde bulmak mümkün. İyi niyetli yaklaşımlarına rağmen, evrensel “sol” felsefeden yoksun diyebileceğimiz bir bir tavırla Türk solunu canlandırma umudu vermiyor. Türkiye İşçi Partisi’nin 71 muhtırası öncesi siyaset gündemin yerleştirdiği ve Parlamentoya taşıdığı düşünce yada İsmet İnönü gibi “bir dev”i minder dışına iterek/deviren o günün şartlarında “hakça bölüşüm, ak günler, toprak işleyenin su kullananın” gibi ütopikte de olsalar, halka umut veren sloganlarla merhum Ecevit bugün solun temsilciliği iddiasındaki CHP+DSP oylarının tam iki katı oy almıştı. Halkın desteği, sol siyasete verdiği avansın çıtası buraya kadar yükselmişti. Mübalağa değil, benim kuşaktan olanlar bunu gördük, yaşadık ve benim gibi sola muhalif olanlar o yükselişten ürktük. Sonra bazı görünmez güçler işe karıştı; Türkiye alabora oldu, kör topal bugünlere gelindi.. gelinmesine de bir daha “sol” adına ciddi, tutarlı, iktidara yürümeyi hedef edinmiş bir yapılanma sağlanamadı. Şimdi Sayın Zeki Sezer’in ürkek çabalarının bir manifesto ile halkın teveccühünü kazanacaklarını düşünmek mümkün değil. Sol adına hareket eden, ama evrensel solculukla alakası olmayan çekirdek kadroların; saplantılarından, “devlet benim” anlayışından, gerginliklerden beslenme tavrından, kitleleri aşağılayarak/horlarak yandaşlarına psikolojik üstünlük sağlama alışkanlığından, inançlara saygısızlığın meziyet gibi takdiminden, çetelerin savunuculuğu kamburundan kurtulmadıkça, halk bunların hepsini yine aynı potada görecek ve onların siyaset sahnesindeki konumunu/yerini değiştirmeyecektir.

Yorumu oyla      18      10