YORUMLAR
Toplam 11 yorum var. Onay bekleyen yorum yok.
ali aydın 29 Haziran 2008 Pazar 

s.karaca benzetmelerini aynen sana iade ediyorum .. editör bey sizde yayınlamadınız cevabımı..güya tarafsız haber yapıyosunuz.....

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 28 Haziran 2008 Cumartesi 

Saldırının, hakaretin, küfrün, aşağılamanın, dışlamanın, ötekileştirme gayretlerinin, yaygınlaşması olmamalı haber/yorum dediğimiz iletişim. Ortak aklı oluşturacak tuğlalar gibi düşünülmeli her haber/yorum. O tek başına fazla bir anlam taşımayan, kenarda kalmış/bırakılmış tuğlayı ortak aklın mekanını oluşturacak yapı malzemesi olarak uygun yere yerleştirirseniz, siz kazanırsınız. Lise yıllarımdan kalan bir temel bilgiyi hep önemsedim; eşyayı ve olayları “tarif” etmekle işe başlamak, yani tanımlamak. Bizim kuşak lise 2 ve 3. sınıfta Felsefe, Mantık, Sosyoloji ve Psikoloji dersini ayrı ayrı okudu. Mantık dersi hocamız “tarif”in tarifini eski bir söz dizimi ile beynimize kazımıştı: “Tarif, ağyarını mani, efradını cami olmalıdır = Tarif, kendisi ile ilgisi bulunmayanları dışlayan; kendisi ile ilgili olanları kapsayan olmalıdır.” Bu iletişim çağının sanal sihirbazı “intert”i kendim için tarif etmeye çalıştım; düşünüp görebileceğiniz, düşünüp hayal edebileceğiniz her şey bunun içinde, mübarek sanki bir iletişim aracı değil de, Zerdüşt’ün “Ahura Mazda”sı.. tüm iyilikler de, tüm kötülükler de bir tanrı dokunulmazlığı içinde yerli yerinde, neresinden yakalasanız, sizi sürükleyip bilinmezlikler ufkunun ötesine taşıyor. Bu ürkütücülüğüne rağmen, çağ nüfusu içinde yaşayan bir birey olarak bundan uzak duruşun da imkanı yoktu ve bu düşünceyle, haber/yorum sayfalarında kimliğimle yer almak istedim.Bir yılı aşkın süredir, düşüncelerimi çeşitli vesilelerle çeşitli internet sitelerinin ilgili yorum sayfalarında paylaşıma açıyorum. Başlangıçta ifade ettiğim olumsuz tablo, her şeye rağmen ürkütücü ve tiksinti verici geliyor bana. Bana sataşan insanın aklına gelen nitelemeye bakar mısınız; “siz tr de yaşamıyosunuz galiba yada her öğün klozet kapağımı yiyosunuz” demişler. Demek kendileri bir ..k çukurunda lağım faresi gibi yaşıyor olmalılar ki, kendi dışında düşünen herkesin aynı pislikle beslendiğini zannederek “aydın”lık düşüncelerini ortaya koymuşlar. Ne diyeyim, dünyamızda bunlarda var ve bunlarla da imtihan edilmek bizlerin kaderi.

Yorumu oyla      18      10  
ali aydın 28 Haziran 2008 Cumartesi 

medyanın tamamı akepenin elinde nerdeyse hala medyadan şikayet ediyorsunuz..ne yani hiç aykırı ses olmayacakmı türkiyede hep sizin gibi düşünen insanlarmı istiyosunuz.olmaz sayın s.karaca olmaz bu ülke bu cumhuriyet için şehitler verildi öyle kolay pes etmeyiz

Yorumu oyla      18      10  
ali aydın 28 Haziran 2008 Cumartesi 

gerçekler ne zaman çamur olmuş sayın s.karaca.ayrıca adam olmayı senden öğrenecek değilim.siz tr de yaşamıyosunuz galiba yada her öğün klozet kapağımı yiyosunuz.enflasyon nerelerde haberiniz varmı.. nelere bakılyor siz daha iyi biliyosunuz..asıl at gözlükleri sizde ama farkında değilsiniz.

Yorumu oyla      18      10  
vatandaş ahmet 28 Haziran 2008 Cumartesi 

hodri meydan vural parti kurun çıkın bakalım kaç oy alacaksın.milleti aptalmı sanıyorsun sana oy verecek kadar.sizin gibiler yüzünden rte oy patlaması yapacak.

Yorumu oyla      18      10  
aydın aydın 28 Haziran 2008 Cumartesi 

evvela senden onursal başkan olmaz bir ikincisi herönüne gelen aydınım demekle aydın olamaz sizin aydınlıgınız memleketi buhallere getirdi bikere siz atatürkcü degil atatürkünkurdugu rejimin düşmanısınız onu yok etmeye çalışıyosunuz hiç boşuna çırpınmayın seninde dedigingibi sonunuz geldi ama sizin sonunuz yaşasın cumhuriyet

Yorumu oyla      18      10  
M.Emin 28 Haziran 2008 Cumartesi 

Sayın Vural Savaş’ın tavrı koskoca Osmanlı Ülkesini batıran “İttihat ve Terakki Zihniyeti” ile ne kadar da benzeşiyor. İsmiyle ve soyadı ile tam bir uyum içersinde, uzlaşmaz bir kişilik sergiliyor. Zamanı memuriyetinde de siyaseti görevine bulaştırmış özel insanlardan birisidir, Sayın Savaş. Hep siyaset konuşuyor da bir türlü siyasete soyunma cesaretini gösteremiyor. Bir türlü Türk Milletinin karşına çıkamıyor. Yemekli, eğlenceli toplantılarda tam bir salon aydını tipi sergiliyor. Millet açmış, millet tokmuş, çıplakmış O’nu hiç ilgilendirmiyor. Kapalı kapılar ardında, rahat ortamlarda Atatürkçülük edebiyatı yapıyor. Ama bugüne kadar Büyük Önder Atatürk’ün yolunda giden bir çizgi, bir tavır henüz sergileyebilmiş, Halkımıza kendisini ispat edebilmiş değil. Devamlı müneccim gibi, medyum gibi, akıl hocası gibi ahkâm kesiyor. Türk halkından kopuk “Mutlu Azınlık” içersinde yer alan kesimi yönlendirmeye çalışıyor. Bu ülkeye, bu millete ne kadar zarar verdiğinin farkında bile değil. Keşke bir parti kursa ya da bir partiye fiilen katılsa da devamlı uğraştığı şu Türk halkıyla bir baş başa kalsa ne iyi olur. O zaman kehanetlerine Türk Milleti tarafından ne kadar değer verildiğini çok iyi test eder. Belki o zaman dikta özlemleri de sona erer de tam bir “Demokrat Cumhuriyetçi” oluverir.

Yorumu oyla      18      10  
ali aydın 28 Haziran 2008 Cumartesi 

bu akepe garip gureba fakir fukara diye geldi.. ama yorumcuların bazıları kör galiba.. yağ ne idi ne oldu benzin mazot zaten belli köylü aç..gübre fiyatları belli kaç katına çıktı satılan fabrikalar limanlar topraklar telekom atv ihalesi ve diğer ihaleler.. herşey gözönündeyken bu akepe yalakaları daha neyi savunuyorlar hayret içinde kalıyorum ve pes yani diyorum..cevap bile verme gereği duymazdım ama pes yani

Yorumu oyla      18      10  
deniz 28 Haziran 2008 Cumartesi 

pazar yerlerine konmuş çürük domates ve kokmuş balıkları bu iktidar sayesinde yiyor bu halk sözü edilen kişilerin siciline birde iktidardakilerin siciline bakın sadece başbakanın kaç doyasının olduğunu herkes biliyor devekuşu gibi ortadalar.

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 28 Haziran 2008 Cumartesi 

Vural Savaş, Sabih Kanadoğlu, Ahmet Necdet Sezer ve Deniz Baykal bu ülke için, bu millet için daha ne yapsınlar(!), anamızı ağlatacak kadar ağlattılar; onların tuzu kuru. Pazar yerlerinde çürük domates toplayanlar, balıkçı önlerinde kokmuş balık bekleyenler onlara göre yaşama hakkı bile bulunmayan bilmem kaçıncı sınıf vatandaşlardı ve azınlıkta idiler. Şimdi yavaş yavaş onlara kayıtsız ekonominin kayıtsız köleleri, asgari ücretle veya düşük seviyeli memur maaşı ile metropollerde yaşayan yüzbinler de katıldığında değmeyin keyflerine. Varlıkta değil, yoklukta eşitliğe bir adım daha yaklaşmış olacaklar. Bu beylerin yarattıkları kaostan beslenenler daha da semirecek, kan emici vampirler gibi kendilerine yeni yeni av sahaları ararken bu yarasa misali karanlıkların baronları, topluma çeki düzen verme adına toplumun düzenini dinamitlemeye devam edecekler. Yaşadıkları şatolarından buyruk üstüne buyruk naraları ile ortalığı çınlatmaya, gönüllerince at koşturamamanın sıkıntısına bir an önce son verilmesi talimatlarını vermeye devam ediyorlar. Tarihe not düşmek için bir hissimi de burada ifade edeyim; gönüllü taşeron Deniz Baykal da bu işin sonunda, “elde var sıfır” diyecekler kervanında bulacak kendini. Kırk yıllık siyasi hayatını adadığı Devlet’de 1 veya 2 numaralı makam hayali, hayalin hatırası olarak kalacağa benziyor.

Yorumu oyla      18      10  
Musa Yılmaz 28 Haziran 2008 Cumartesi 

/Dediklerine katılıyorum/Yüksek Yargıyı SULANDIRMAK için çalışacaklardır/Ancak;SULANDIRMA YASAları BUGÜNKÜ Anayasa Mahkemesinden döner/SULANDIRMA amaçlı ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ de Anayasanın YORUMU YAPILARAK önlenir.(CHP veya benzer bir ANA MUHALEFET partisi bulunursa veya Anayasa Mahkemesine BAŞVURABİLECEK SAYIDA MİLLETVEKİLİ bulunabilirse.)/SULANDIRMA; bugünkü mevzuat çerçevesinde Anayasa Mahkemesine GÜL'ün YAPACAĞI ATAMALARLA SAĞLANIR/Asıl BAŞ BELASI budur./Ama demokrasilerde ÇARE TÜKENMEZ./

Yorumu oyla      18      10