Cumhuriyet Halk Partisi angajmanı bulunmayan medyanın, özellikle de gazetelerin bu partiyle ilgili yaptıkları haberler, “Şeytan taşlamaktan..” öte çok fazla bir anlam taşımıyor. CHP’nin Kanaltürk’e aktardığı 5-5,5 milyon dolar paranın, %28 hisse ile ortak olduğu İş Bankasının 130 dolayındaki ticari şirket eliyle ticaretle uğraştığının ve Halk Tv’ye aktardığı iddia edilen şimdilik 1 milyon doların üzerindeki paranın hesabını kim soracak? Anayasa Mahkemesi değil mi? Peki bu Anayasa Mahkemesi üyelerinden bazılarının çocuklarının İş Bankası’nda çalıştıkları ortaya çıkmıştı. Yargı mensuplarının yakınlarından da İş Bankası ve/veya iştiraklerinde başka çalışanlar olup olmadığı konusundaki tereddütler de aydınlığa kavuşturulabilmiş değil. Şimdi bu bilgiler ışığına başa dönelim; amacım kimseyi töhmet altına sokmak değil, ancak çocuklarının ve/veya yakınlarının patronu konumundaki İş Bankası ortağı CHP’nin denetlenecek hesaplarının sonucunu “ibra etmek”ten başka bir sonuç bekleyen saftiriklerden mi olmalıyız ki, bu haberler, “haber değeri” taşısın. Bence bu safdillik.