Onca aklı başında olduğunu farzettiğim danışmanlarına, akil adamlarına, akademisyenlerine rağmen siyasetin gözlerini kör ettiği Deniz Baykal, Devlet Bahçeli ikilisine; hırsın gözünü kör ettiği Doğan Medya grubuna ve Derin Devletin eski bürokrat kimlikli hukukçu kurşun askerlerine rağmen Sayın Nuray Başaran (patronuna rağmen) bu tespiti yapıyorsa, saydıklarımın kör ve sağırlar diyalogu Türkiye’ye kan kaybettirmekten başka bir işe yaramıyor demektir. Sizler isteseniz de istemeseniz de, sevseniz de sevmeseniz de, O, Başbakan da olsa Yargı yoluyla halkından tecrit de edilse; artık Sayın Recep Tayip Erdoğan bir efsanedir ve bu efsaneyi yıkamayacağınızı günü geldiğinde anlayacaksınız. Erdoğan efsanesini ancak yine Erdoğan yıkabilir. Onda da böyle bir şizofrenik emare görülmediğine göre; siyasi ikballeri, kişisel hırsları, oligarşik hegemonyalar uğruna Türkiye’yi sonu belirsiz badirelere sürükleyeceğini aklı başında herkesin gördüğü bu gerçeği göz önüne alıp, bu halkın birgün onların yakasına yapışarak hesap soracağını düşünmeleri vakti gelmiştir. Hani ne demişler; “dedesi ham erik yediğinde, torununun dişi kamaşırmış..”.