Amerikan Evangelik mezhebinin Amerikan yönetimini sarmalına aldıktan sonra İsrail dışında bütün dünyayı ateşe vermeye yeminli, “Yeni muhafazakâr (Neocon)” eğilimli American Enterprise Enstitüsü isimli düşünce kuruluşunda uzman olarak çalışan biri Michael Rubin. Zaman zaman Türkiye’ye teşrif(!) eder ve ne hikmetse Bahçeşehir Üniversitesi ile Harp Akademiler’nde Türk ulusalcılığı ve Ak Parti düşmanlığını ana eksenine oturttuğu konferanslar verir, özellikle iş birlikçi olmayan Anadolu sermayesini “yeşil sermaye” nitelemesiyle kötülemek onun konferanslarında kullandığı ana argümanların başında gelir. Türk ulusalcılarının İstanbul ayağındaki iş dünyası baronlarından biri olan müzmin Ak Parti muhalifi Mustafa Süzerle dolaylı bir ilişkisi vardır. İlişki ayağı, Bush'un eski Milli Savunma Baş Danışmanı "Karanlıklar Prensi " diye ünlenen Richard Perle ile arkadaşlığı, Onun da İstanbul’a her geldiğinde kaldığı Ritz Carlton Oteli' sahibi, Turgut Özal'ın iktidarında Özal'a yakınlığı, "Hac'ca giden Alevi işadamı" haberleriyle adını duyuran Kentbank'ın Mustafa Süzer’le dostluğunda yatıyor. Rubin’nin Amerika’nın etkin dergilerinde yayınlanan makalelerinin Türkiyeye ilişkin bölümlerinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ı bazen Fransız ırkçı lider Jean-Marie Le Pen’e, bazen Avusturyalı ırkçı lider Jörg Haider'e ve bazen de Rus lider Putin’e benzettiği bilinen bir söyleme sahip. 2007 Mayısının son haftasında Genelkurmay Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) Başkanlığı’nca planlanan “Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler” konulu uluslararası sempozyumda Rubin, ‘Asimetrik tehdit kavramı ve uluslararası güvenliğe yansımaları’ başlıklı bir bildiri sunmuştu. Rubin, her gelişinde bir kısım medyamızın da yıldızı.Rubin, katıldığı toplantı ve yayımladığı yazılarında Türkiye’nin AB, Rusya, İslam Dünyası ve Ortaasya açılımlarının ABD rağmen yanlışlığı ve Atatürk devletinin tehlikede olduğu için “askerin harekete geçerek” AK Parti’yi parçalara ayırması gerektiği tezini savunuyor. Araştıracaklar için bir ipucu da Ankara’dan; Ak Grup isimli bir danışmanlık şirketi olan ve ABD'li silah ve petrol devlerinin Türkiye'de temsilciliğini yapan işadamı Aydan Kodaloğlu ve 28 Şubat sürecinin kudretli generali Em.Org.Çevik Bir. Televizyoncu Tuncay Özkan’la işbirliği yapıp psikolojik savaş söylemini Türk insanının politik hayatına sokan isim olarak bilinen Zekai Ökte de, Süzer'in dostlarının başında geliyor. Bu dostluk şeceresine, hukukçu ve yarım asır Cumhuriyet’te yazarlık yapan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’na kadar uzanan bir boyutu ile Atatürkçü Düşünce Derneği boyutu daha var ki, konuyu deşiştirdikçe ne bağlantılar çıkıyor; ADD’nin daha önce 2004 yılında yapmayı planladıkları ve Em.Ora.Özden Örnek’in Nokta dergisinde deşifre olan başarısız Ayışığı ve Sarıkız kod adlı darbe teşebbüslerinde adı bulunan Em. Org. Şener Eruygur. Şimdi gündemde olan 28 Şubat sürecinin illegal Batı Çalışma Grubu’nu 2002 yılında Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde revize ederek “Cumhuriyet Çalışma Grubu” adıyla yeniden ivme kazandıran komutan. Nereden nereye, söz uzyor.. bu American Enterprise Enstitute uzmanı Rubin, 2 Şubat 2007’te yayımlanan bir makalesinde “Başbakan Erdoğan AK Partili birinin cumhurbaşkanı olmaması için uyarıldı. Eğer uyarılara kulak asmazlarsa bu kez tanklar sokaklara çıkmayacak, parti için siyasi ve yargısal süreç işletilecek” diye yazmış artık bu bir kehanet mi, yoksa biz sade vatandaşların bilgisi dışında pişirilip kotarılan bir senaryonun senarist ağzından ifşaatı mı bilinmez.