Dün Turktime sitesinde yer alan “CHP’li Önder Sav Peygamberimizle alay etti” başlıklı habere yazdığım ve sitede yayınlanan uzun yorumumda, CHP ve Din denkleminin çözümsüzlüğünü vurgulamıştım. Çetrefil bir denklemin çözülebilirliği, o denklemde yer alan unsurların taşıdığı ortak niteliklerle mümkün hale gelir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel felsefesinde dine yer olmadığının 80 yıllık tarihleri boyunca binlerce örneği var. Öyle olmasaydı, bunca ihtilale, muhtıraya, post modern darbe baskılarına rağmen bu Müslüman milletin küçük bir azınlığı dışında CHP oy alamıyorsa, bunu doğal karşılamak lazım. Çünkü dünden bu güne CHP’nin dinle işi, onu toplumsal hayattan tecrit edip bireyin vicdanına hapsetmekten öteye gidememiştir. Sovyet Kominist rejiminin Müslüman azınlıklara uyguladığı “inanç” anlayışı ile CHP’nin inanç anlayışı arasında küçük nüansların dışında pek fazla bir farklılık yoktur. Orada Müslümanlar azınlıkta oldukları için 70 yıl boyunca o “kızıl zumlu” yaşadılar, ülkemizde CHP anlayışı azınlıkta olduğu için kısıtlı demokrasiye geçtiğimiz 50’lerden bu yana hiçbir zaman meşru yollarla iktidar olamıyor. Gizli iktidarını, karanlık kombinezonların güç birliği ile sürdürüyor. CHP’nin önce inançlarımızla barışması lazım ki, oy alabilsin, demokratik iktidar yolunda merhale katedebilsin. Camide, cemaate, Ramazanda, bayramda, Hac’ta, ibadette, secdede, duada bulunmalarını kimse onlardan beklemiyor; beklenen tek şey, içtenlikle saygılı olmaları. Din düşmanlığı yaparak bu milletten oy alamazlar. Dinsizlikle övünerek, alay ederek hiç oy alamazlar. İlan edilmemiş ateist yönetim anlayışını açık yüreklilikle ortaya koysalar, bugünkü iki yüzlü siyaset anlayışıyla aldıkları oydan daha fazla oy alırlar.