Avrupa ortaçağda dinde reform mücadalasini kanlı ve zor bir süreçten geçerek özgürlükler ülkesi olmayı başardı.Toplumsal refaha ulaştı.Batının kaldıracağı bir anlayış biçimi değil.Burka takan bu insanların yaşadıkları ülkelerin yaşam şeklini bildikleri halde bu ülkelerde yaşamayı tercih etmeleri enteresan.Bizde de türban polemiği yaratan her seferinde Humeyni hayranı kadınlar da aynı yolu izleyip Kanadaya gitmişlerdi.Neden onların yaşam tarzını yansıtan müslüman ülkelerini seçmezler ki?

başlık yanlış. özgürlük diğer insanların haklarına tecavüz etmek değildir ve istediğin gibi davranmak hiç değildir. otoriteyi tanımamaya anarşizm denir.fransada yaşayanlar fransız kanunlarına uymak zorunda. kılık kıyafet din değil örf dür

Kılık kıyafet konusunda hep şunu düşünmüşümdür.Dinler birbirinin kültürlerinden etkilenmişmidir? örneğin Müslüman erkek kafasına namazda takke takar; yahudi erkek ibadetinde kipa takar bu bizim dinimizde yazılı bir şey değildir.Takke bizim inanç kıyafetlerimiz içine nereden girmiştir.Sakın bununda sünnet olduğu söylenmesin bazı şeylere kesin cevap veremeyeneler direk sünnet deyip işin içinden sıyrılıyor.

misafir 13.05 İslamı kimsenin basite indirgediği yok tam tersi İslamı sadece kadının kıyafeti ile basitleştirenler var.İddaa ediyorum Müslümanım diyen ve kimliginde İslam yazanların %90 ı Kur an'ı kendi dilinde okumamıştır.Kapanmanın inanç olduğu Kur an'a dayandırılıyor aynı Kur an'da Nur Suresi 60 ncı ayette ne diyor okudunuzmu?Sözde İslamı en iyi derecede yaşayanlar örneğin evlerinde haremlik selamlık oturuyor peki bununla ilgili Kur an'da ne yazıyor okudunuzmu?

Ben Türkiyede bunlardan gördümmü acayip irkiliyorum!Fransız gördümü niye korkmasın? Esat paşa

bu ne ya özgürlük bunun neresinde

Görüntüye bakıldığında gerçektende kötü niyetli biri olsa nasıl ayrıt edersiniz.Ben kendilerini bu bez parçasının arkasına hapseden kadınların hiçbir topluma yakışmadığını düşünüyorum.Haklı bir uygulama olarak görüyorum.Özgür olmanında mantıklı bir sınırı olmalı.

iste islam dinine inanan milletlerin neden bilimde, teknolojide, demokraside batılı ülkelerin gerisinde kaldığı gayet iyi anlasılmaktadır. cünkü müslüman ülkeler 1400 yıldır yatmıs kalkmıs sakal, takye, peçe, burka, carsaf, türban şalvar gibi sekilsel seylerle uğrsasmıs halada uğrasıyor. tekonolojiye ise hala bu çağda af edersiniz gavur icadı diyor. teknolojiyi batılı ülkeler üretiyor. müslüman ülkeler tüketiyor. hazır yapılmıs bir teknik ürüne sahip olmayıda kendi marifeti sanıyor.

çarşaf, burka, peçe gibi insanlık dışı giysilerin yasaklanması madem islama aykırıymıs. bütün bunları giydirmeye ne gerek var. kadın evinden hiç çıkmasın, çocuk yapsın, bulasık, çamasır yıkasın. aslında bu saydıklarımın hiç biri islamda yok. bunlar kendini müslüman sanan fesat ruhlu erkeklerin kadın üzerinde kurduğu baskının ürünüdür. kadın kendi iradesiyle hareket edebilse bunların hiç biri olmayacak. sonucta oda insan. bunun için kadınla deil bu yobaz kafalı erkeklerle mücadele etmek lazım

özgürlüğün,peçenin açılıp kapanmasıyla sınırlamak ne kadar doğru,yada inancın ki bahsettiğimiz son din ve kabul olan din islam dinini, bu kadar mı basite indirgiyoruz ve kapalılık olayının inanç olduğunu unutup AKP ile nasıl bağdaştırıyorsunuz hayretler içindeyim. İslam dinine bağlı olan kişi özgür değildir her istediğini yapma durumu yoktur çünkü belirli kurallara uymak zorundadır kimisi fazla,kimisi tam,kimisi eksik yapar. özgürlük kendi din kardeşine saygı duymak ve onu anlamaya çalışmaktır

uğraşın kendi yarattığınız nüklear ile. öyle ki gerçek nüklearı arayacaksınız. vatikanlı.

kadınları karanlığa mahkum etmenin neresi "özgürlük"müş? Yerinde bir karar. Örtülü olan her şey kötülük barındırır. Hele bu çağda hâlâ yüzünü örtmeyi savunanların olması onların iyiniyetini sorgulamayı gerektirir. RTE gibi onlar için de demokrasi ve özgürlükler binilecek bir tramvay, istedikleri durağa gelince o trenden inecekler. AKP de böyle yapmıyor mu?

hücumla çaldığı eşyayı pencereden arkadaşına atarak savuşmuş olduğundan dindarlık ve maslahat bakımından meydanda olan zararlarından ötürü icap edenlere münasip bir şekilde anlatılıp tenbihlerde bulunmak suretiyle kadınların çarşaf giymelerinin yasaklanması Padişah emri iktizasındandır. Bu hususta emir emir sahibinindir. 2 Nisan 1892 /Hükümdarın Başkâtibi Süreyya (Fî 4 Ramazân sene 1309 ve Fî 20 Mart sene 1308 ) Ramazan ayında yasağı yayınlayan Abdülhamit Han için saygısız mı diyeceğiz?

olacağından İslâm kadınlarının Allah'ın emirlerinden bulunan örtünme usul ve kaidelerine fevkalâde dikkat ve itina etmeleri lüzumunu beyana hacet olmadığı, bu çarşaflar ise İslâm kadınlarınca örtünmeye aslâ uygun ve müsait olmadığı gibi bir maksatla şuraya buraya girmek için bazı münasebetsiz erkekler tarafından da bir fesat ve melânet perdesi olarak kullanılmakta olup hatta geçenlerde bir erkek bu suretle çarşafa bürünerek kadın kıyafetinde silâhlı olarak bir eve girip içerdeki kadının üzerine*

denilecek halde açık saçık bulunmalarına ve âdeta matem elbisesi giymiş Hıristiyan kadınlarına benzemelerine bakılarak birden bire İslâm olduklarında tereddüt buyrulmuştur. İzaha muhtaç olmadığı gibi büyük İslâm devletinin ayakta durması, devamı ve yükselmesi kadın ve erkek bütün Müslümanların her türlü hal ve hareketlerinde şeriatın yüksek hükümlerine son derece dikkatle uymalarına bağlı olup aksi hal Allah esirgesin gerek fertler gerek devlet için maddî ve mânevî sonsuz zararlara sebeb *

Neden Ortaçağ yasağı olsun ki? Açın bakın (İrade Dâhiliye, Nu. 99887) Yıldız Saray-ı Hümâyûnu Başkitâbet Dâ'iresi 5894 nolu belgeye ve 2. Abdülhamit'in Çarşaf yasağını okuyun.Özetle şöyledir : "Bugün cuma selâmlığı töreninden sonra Teşvikiye'deki silâhhâneyi Padişah Hazretleri teşrifle oradan saraylarına dönerler iken yolda, tuhaf bir şekilde bellerinden bağlı siyah çarşaflara bürünmüş ve yüzlerini de siyah renkte ve gayet ince peçelerle örtmüş bazı kadınlar gözüne ilişmiş, bunların örtünmemiş *