@Mesud Akgül" İslam toplumları Türkiye’nin koruması altında" Şu yazdığına gerçekten inanıyor musun? (:P) ABD hâlâ Irak ta; devir onların devri. Uydurma raporlarla nasıl işgal ettiler Irak'ı, Dünya ne yaptı, "kem küm yanlış." Seyircisin kardeş işte. Kullandığın silahı da, bindiğin uçağı da, Siyonist İsrail ve demokrasi zorbası ABD satıyor sana. Bak bakalım Arap dünyasına kimi koruyosun. Halkından çekinmese, taptığın liderler Füze koruma kalkanı kuracak ülkene. Kime karşı,Uzaylılara karşı heralde

mesud akgül kardeş.. olay senin dediğin gibi ise Türkiye cumhuriyetinin tüm birikimleri neden yok pahasına yabancılara peşkeş çekildi. niçin türkiyenin bankaları yabancıların elinde. Türkiye niye üreten ülke olmaktan çıkıp tüketim toplumu haline getirildi. bütçemiz neden her yıl milyarlarca dolar açık veriyor. fakirleştirilen bu halk biriken bu borçları nasıl ödeyecek zannediyorsunuz.

fırçalaması ile taçlanmıştır.Artık Türkiye fiili olarak İsrail ve Batının zulmüne karşı tüm İslam devletleri ile toplumlarının koruyucusu ve hamisi konumuna gelmiştir.İsrail'in ve Dünya Siyonizminin bunu engelleyecek güç ve imkanları yoktur.Mısır Ordusu Mısır’ı, dış müdahalelere ve manipülasyonlara karşı Türkiye’nin koruması altında şimdi samimi, düzgün bir demokratik sisteme kavuşturup halkın özgür ve doğrudan iradesinin tecelli etmesini sağlayacaktır.mesud akgül.

olmuş ve MSP’ nin girdiği ilk seçimlerde %12 gibi yüksek bir oy alıp iktidar ortağı olması İslam toplumlarında büyük yankı uyandırmıştı.Erbakan’ın başlattığı ve milli derin devlet imkanları ile yürüttüğü bu mücadele Özal iktidarında da devam etmiş,Refah-Yol iktidarında D-8 örgütü olarak şekillenmiş ve nihayet AKP iktidarında ise 1 Mart Tezkere krizi ile zirveye çıkıp en sonunda Davos’da Başbakan Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perezi tüm Dünya medyasının önünde hakaretamiz bir şekilde

hareketinin 1974-1978 yıllarında iktidarda olması sayesinde değişmeye başladı.Erbakan’ın en büyük amacı ve en önemli söylemi olan “Müslüman Ülkeler bir araya gelip İslam NATO’sunu,İslam Ortak Pazarını,İslam Dinarını,İslam Ülkeleri kendi UNESCO teşkilatını ve İslam BM’ni kurup ve İslam Birliğini gerçekleştirmeleri” şeklindeki fikir ve düşünceleri hem İslam Dünyasında hem de Milletimizde büyük bir ilgi ve alaka görüyordu.Erbakan’ın özellikle Türkiye’yi İKÖ’ne üye yapması büyük bir heyecana sebep

sizleri her türlü insan haklarında mahrum bıraktı” şeklinde yaklaşımlarla İslam Toplumlarında Türkiye düşmanlığını kökleştirmeyi başaran Dünya Siyonizmi Ülkemizde ise “ Osmanlı 400 yıl İslam toplumlarını hak ve adaletle yönetti ama onlar 1.Dünya savaşında sizlere ihanet edip arkadan vurdular” benzeri yalan propagandalar yaparak milletimizle İslam toplumları arasında aşılması güç bir düşmanlık tesis ettiler.Ancak tüm bu olumsuzluklar Erbakan’ın 1969 yılında siyasete atılması ve Milli Görüş

1. Dünya savaşından kalan aslında Yahudi-Sabetayist ittihatçı kadrolarının Dünya Siyonizminin desteği ile gerçekleştirdikleri Mübadele ve Tehcir olayları ile Varlık vergisi ve 6-7 Eylül yağma olayları nedeni ile iki devlet ve toplum ile milletimiz arasında zaten büyük bir kin ve düşmanlık tohumları ekilmişti.Özellikle 1960 ‘lı yıllardan sonra Kıbrıslı Rumların yine İsrail’in desteği ile Kıbrıs’ da ki Türklere karşı başlattıkları soykırım da işin tuzu biberi olmuştu. “Osmanlı sizleri sömürdü,

Suriye’nin PKK’ya destek olduğu şeklinde gerçeklerle hiç bir ilgisi olmayan kara bir propaganda yürüterek bu Ülkelerle aramızda aşılması zor engeller oluşturdu.Türkiye enerji ihtiyacını karşılamak için ne zaman Fırat nehri üzerinde bir baraj yapmaya kalksa Irak ve Suriye yönetimlerindeki işbirlikçi kadrolarını “Türkiye sizin suyunuzu kesiyor,sizi susuz bırakacak” şeklinde yönlendirmelerle Türkiye karşı kışkırtıp her türlü düşmanlığı organize etmeyi başarıyordu.Ermenistan ve Yunanistan’la ise

bataklıklardan sürekli sinekler ve sorunlar üretmeyi de asla ihmal etmedi. İran’da ki sözde İslami rejimin Türkiye‘yede ihraç edilip hakim olacağı ve Türkiye’nin İranlaşacağı korkusunu sürekli gündemde tutarak Türkiye ile İran’ın düşman komşu Ülkeler olmasını sağladı.Hem Irak ve Hem de Suriye yönetimine baskı yaparak PKK’nın bu Ülkelerde her türlü faaliyet,barınma,eğitim ve eylemlerine izin verilmesini sağlayan İsrail,Ülkemizde kontrol ettiği medya organlarının yayınlarında sürekli Irak ve

kurduran Dünya Siyonizmi 1969 yılına kadar Türkiye’nin hem komşu İslam Ülkeleri ile hem de Kafkaslarda,Balkanlarda ,Kuzey Afrika da ki İslam devletleri ve toplumları ile tüm diyalog ve işbirliğini kesip adeta Batıya mahkum etti.Gerçi Ortadoğu Osmanlı dönemin’ deki huzur,barış,hak ve adalete bir daha kavuşamadı ama Siyonizm planlarını bir bir gerçekleştirdi.Özellikle komşu İslam Ülkeleri ile Türkiye ilişkilerini tekrar düzelmemesi için pür dikkat davranan Dünya Siyonizmi daima kendi kurduğu

Dünya Siyonizmi tarafından 1.Dünya savaşına sokulup 30 cephede milyonlarca kayıp verdikten sonra yıkılan Osmanlı imparatorluğunun atadığı bir Vali ile 3 Asır huzur ve barış içerisinde yönettiği Ortadoğu da ki toplumlara, sözde özgürlük ve bağımsızlık adına Siyonizm ve Batı işbirlikçisi diktatörlerin önderliğinde Devletçikler kurduruldu.Kurulan Devletlerin o günkü şartlarda bir çoğunun toplam nüfusu bugünlerde ancak bir Stadı dolduracak kadardı.Türkiye Cumhuriyetini de Sabetayist kadrolara