YORUMLAR
Toplam 47 yorum var. Onay bekleyen yorum yok.
Misafir 8 Mart 2011 Salı 13:29

Sn ATİLLA,bu yorumu uzun uzun sorgulayınız lütfen.İngilterede 14 Eylül 2010 da, Daily Telegrph ta yayına konulan,hemen ardından İsrailde Heerazt gazetesinde yayıma konulan "25 Milyon dolar" ÇAMURU ile,Sn Baykala geçmişte kurulan TUZAK ve bugünlerde KARANLIK Odanın kurmaya çalıştığı TUZAK akrabadır,hatta ÖZ KARDEŞTİR....

Yorumu oyla      53      49  
Misafir 5 Mart 2011 Cumartesi 14:30

oniki eylül olayların dakigizemin ağca olayları lle ergenekonu ilave edin sizce + ergenekon çıkar uluslar arası ticari menfaatlar çıkar

Yorumu oyla      54      49  
Misafir 4 Mart 2011 Cuma 16:47

Sn.Atilla sanmayın ki sıra size gelmeyecek!!!!Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.Bugün sizin için günlerden pazar olabilir ama rehavete kapılmayın.Pazartesi çok şeylere gebedir.Pazartesiyi beklersen sen de yanarsın.

Yorumu oyla      56      51  
Misafir 4 Mart 2011 Cuma 08:24

Bunda sorumsuz yazarların bilip bilmeden her haberin üzerine atlayan ve vatanseverlerin Silivri'de zulüm görmesine göz yuman aydın geçinen insanların payı çok büyük ,bunları destekleyen biri olarak şikayet etme hakkınız yok

Yorumu oyla      59      50  
Misafir 3 Mart 2011 Perşembe 13:20

Sn Atilla bey,"Bölücü Medya" mensupları nihayet toplanıyor.Kaleminize sağlık.

Yorumu oyla      60      50  
Misafir 2 Mart 2011 Çarşamba 12:45

Türkiye´nin bölünme diye bir kaygisi Silivri toplama kampindan sonra kalmamistir.Atilla Bey sunni gündem olusturmayin lütfen. Cakma olmiyan bir Vatan sevdalisi

Yorumu oyla      64      49  
Misafir 1 Mart 2011 Salı 21:12

Sn Atilla,1 Mart 2011 deki Cenaze ortaya koymuşturki,Bu Ülkeyi,ne kendini "aydın" zanneden paranoyaklar,nede gazetecilik yaptığını zanneden eski "Pravda artığı" HUNÇAK uzantısı yapılar BÖLEMİYECEKTİR.Bölmeyede güçleri yetmeyecektir.Bu Millet dış etkilere karşı,1915 ile 1923 arasında olduğu gibi,Gazi Mustafa Kemal ile,Saidi Nursiyi aynı safta buluşturur.Karabekir ile İnönüyü aynı cephede buluşturur.Sonrasında kendi iç müsabaka yarışmalarına devam ederler.Baykal ile Erdoğanı buluşturması gibi.H.T.

Yorumu oyla      57      51  
OWLEYE 28 Şubat 2011 Pazartesi 17:22

Gazeteciliğin bir ikesi olarak sunduğunuz durum şayet bir davanın seyrini etkileyebilecek bir belgenin ilanı ise burada kanun un sınırlarına girilmiştir demektir..Sorun hukukun sınırlarının rüzgardan etkilenmesidir bu ülkede..Kimileri de uçurtma gibi ipi biryere bağlı süzülmekte rüzgarın yönlendirmesiyle....

Yorumu oyla      55      49  
Misafir 28 Şubat 2011 Pazartesi 11:57

Şamil Tayyar,jöleli gibi yandaş diplamasına; sahiptir.Ben gazeteciyim demesi için incir çekirdeğini doldurmaz mektupları kendisine (ona göre belge)nereden verildiğini anlatsın..Dürüst olsun..Başka yönde belgeleri, başka bir gazeteci sallasa çoktan kodesi boylamıştı..Savcılık sorusturması,ertesi günü gazetenin birinde tam sayfa nasıl yayınlanır..Bu gazetecilik değildir..Bu tamamen halk kandırılmasına çanak tutmaktır..Bu tip gazetecileri! kınıyorum

Yorumu oyla      55      50  
Misafir 27 Şubat 2011 Pazar 20:39

şaşıyorum size sn atilla bu kadar önem verip birde cevap veriyorsunuz bu aklı evellere okudugunu anlamıyorsa sorun sizde degilki... kendi fikrini söyleyip başkasının fikrine ipotek koyma hakkını nasıl kendinde görür normal bir kafa...sizi yakından takib ediyorum yıllardır isabetli öngörüleriniz var yalan haberinizi görmedik bu ana kadar güvenerek okuyoruz bu bizim için çok önemli... gerçekler herkes için önemli olmalı...

Yorumu oyla      55      51  
Misafir 27 Şubat 2011 Pazar 19:44

yazdığım yorum değil talat atilla yaydı zaten.insanlar herşeyi bilmezler ama siz biliyorsunuz.yayınlamadığınıza görede gerçeklerden haberiniz var ama millet öğrenmesin derdindesiniz.silivriye gidenlerde öğrensinler derdindeydi.siz gazeteciysseniz onlar değil onlar gazeteciyse siz değilsiniz.ama ben biliyorumki UĞUR MUMCUNUN YANINDA YETİŞEN BİR İNSAN GAZETECİDİR.MUMCUYU vurarak SON-ER i de silivriye tıkarak susturdular.tüm bilgi-belgelerine el koyup millete duyurmasına engel oldular.

Yorumu oyla      55      51  
Misafir 27 Şubat 2011 Pazar 08:16

Şamil Tayyar bey Star gazetesinim malum el değiştirmesinden sonra bazı güçlerce oraya yerleştirilmiş ve tek davanın yazarı olarak sözde yıldızı parlamış birisi. Yaptığı iş gazetecilik değil provakatif aracılık. Halen tarafsız kalmış bir yargı unsuru tarafındanda cezalandırıldı. Tayyar'a gazeteci diyebilmek Ahmet Kabaklı, Mukbil Özyörük, Rauf Tamer, Yavuz Donat, Emin Çölaşan, Abdi İpekçı, Uğur Mumcu, Çetin Emeç ve adı buraya sığmayacak kadar binlerce gazeteciye ayıp olur. Cihat Baban'ı tnmk lzm.

Yorumu oyla      58      50  
Misafir 27 Şubat 2011 Pazar 08:11

Son yorumcu kardeşim; Neye "kral çıplak" demiş yazar. Sığ bilgilerle laf olsun şişe dolsun bir yazı. Hiç bir maddi ve mantıki dayanağı yok.Birbiriyleriyle sürekli mücedele eden karşı uçlarda ki kişiler birleşmiş suç örgütü kurmuş, kurulan örgütte devleti ele geçirecekmiş!.. Sonra ne olacaktı acaba bunlar başarılı olduktan sonra? İç savaş yaşardık ya...bazılarının tutuklanmasını istediklerini tutuklamayan hakimler bir gün önce değişiyor, tutuklamalar başlıyor. Bu da adalet oluyor! Ne ala..

Yorumu oyla      55      52  
Misafir 27 Şubat 2011 Pazar 00:16

Bu kaosda sizin kral çıplak demeniz oluyormu atilla bey niye düzene uymuyor oyun bozanlık yapıyorsun harıl,harıl birileri safını,mafını seçip dururken senin yaptıgına bak,kim takar haklı,maklı,dogru,mogru...

Yorumu oyla      54      51  
Misafir 27 Şubat 2011 Pazar 00:08

sn Atilla ne yazıkki kendine aydın diyen boş kafalıların oldugunu görüyoruz bu zeka meselesi okudugunu anlamayan zavallılar birde ahkam kesiyorlar...işte dogrulugun hazımsızlıgı budur sizin gibi gazetecilerin yadırganması bundandır hazım meselesi

Yorumu oyla      54      51  
Misafir 26 Şubat 2011 Cumartesi 17:16

devam, Şamil Tayyar bey suç işlemiyor mu?Henüz mahkemeye intikal etmemiş belgeleri açıklamakla.Kim den alabilmiş bu belgeyi?Ya siz çok toy bir gazetecisiniz, ya da vatandaşı kandırıyorsunuz.soruşturma aşamasında ki belgenin gazeteci de ne işi var.hani yargı tarafsız dı?Küs olduğunu beyan ederek neyin arakasına saklanıyorsunuz.Kaç sayfa iddianame okudunuz.Açıklarmısınız?

Yorumu oyla      56      51  
Misafir 26 Şubat 2011 Cumartesi 17:11

Şimdi bu yazının neresini düzeltelim.Bir gazeteciden çok ne şiş yansın ne kebap zihniyetinin ucubeliğini mi verelim.Ergenekon diye tabir edilen örgüt var ise bunların için de İşçi Partisi yöneticileri ne arıyor.Gladyo yerli ismi kontrgerilla ile 40 yıldır mücadele eden bu ekip bu sözde örgüte nasıl yamandı.40 yıllık kont gerilla mücadelemiz diye adamlar sergi açıyorlar.Gittin mi? 'Ortada bir problem var' diyorsunuz.bu problem nedir?kimden kaynaklanıyor.Çocuğun adını koymanız lazım. Mahkeme hük

Yorumu oyla      56      50  
Misafir 26 Şubat 2011 Cumartesi 15:42

Suçsuz insanların kamu vicdanında rencide edilmelerine yol açabilecek şekilde hiç bir delil niteliği taşımayan ve hukuki geçerliliği olmayan belgeleri, usulsüz olarak temin edip yayınlayan birimi gazetecilik etiği ve namusunu koruyor? Buna gazetecilik şerefini değil şerefsizin şerefini koruyor denilir. Satılmayan haber kaynağı suçun bizzatihi merkezi beyefendi. O mektup devletin güvencesindeki kişisel bir envanter. Kim verir, nasıl ele geçer? Asıl suç o, gerisi maşa!mektubun namusu daha önemli.

Yorumu oyla      56      51  
Misafir 26 Şubat 2011 Cumartesi 15:33

Sütünlarında sizden bahseden Emin Çölaşan'da bugüne kadar ses getiren bir çok belge açıkladı ama bunlar çok değişik konular ihtıva ediyordu. Toplumsal sorunlara yolsuzluklara dikkat çekiyordu. Tayyar ise ergenekonla meşhur oldu ve kaynakları nedense hep bu yönde balge sağlıyorlar. Başka bir yönde hatırladığınız gazeteciliğ var mı Tayyar'ın. Birden ETO uzmanı tek yönlü bir gazeteci oldu ve aldığı cezaya rağmen dur durak bilmiyor. Gazetecilik etik namusunu koruyormuş! Hadi canım sende....

Yorumu oyla      56      51  
Misafir 26 Şubat 2011 Cumartesi 14:34

Sabriye:Maalesef toplum vicdanında yeterince ŞÜPHELER YARATILDI ETÖ konusunda Talat kardeşim;Tutuklama rezaletleri,Ortaya çıkarılan belgelerde özellikle tarihlerindeki BÜYÜK YANILTMALAR,mahkemelerin TAMAMEN TARAFLILIĞI,helede ben bu davanın SAVCISIYIM diyen EL TAYYİBİNİN açıklaması ve 3 yıldır birtürlü BİR KARARA VARDIRILMAK İSTENMEMESİ........!Say say bitmez yani.Bunları görmemek mümkün değil!

Yorumu oyla      56      51  
Misafir 26 Şubat 2011 Cumartesi 08:37

Zekice ve gayet mantıklı bir yazıya; eleştirilen konular dahilinde ve yine sağlıksız fikirlerle yorum yapmak ne kadar doğru olur bilemiyorum!.. İlla bir yere taraf olmayın demiyorum, ama biraz olsun düşünün lütfen.

Yorumu oyla      53      50  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 18:29

27 nisan e muhturası vakadır. Yapılmışır ve hükümet devlet darbeyle tehdit edilmiş açıkça ilan edilmiştir. Yapacaklarmıydı yapmayacaklarmıydı diye araştırmak için 160 subayı tutuklayanlar. Fiilen yapılan muhturanın sorumlularına başta Büyükanıt olmak üzere neden bi şey sormazlar. 28 şubatında zaman aşımı dolmadı neden Çevik Bir paşaya iki soru sorulmaz.Fiilen işlenmiş bir suçun faillerini yargılamayanlar, Balyozla nereye varacaklar.eylemsiz plan mı? Resmi muhturamı gerçek suç anlamadım ki!

Yorumu oyla      58      49  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 18:21

Tüm yorumlardan anladığım kadar ilgiyle takip edilen, ciddiye alınan bir yazarsınız. Me mutlu size. Bence tüm bu eleştiriler bir sevginin, inancın ve güvenin tezahuru. Okuyucunuz çizginizden sapma eğilimi gösterdiğiniz iki yazınıza çok olumlu gerçekçi yorumlar ve eleştiriler getirmiş. Ne diyim kıskandım sizi. Her yazara nasip olmaz kaybetmeyin derim bu kitlenizi. Bu kitleye hitaben bir yazı yazmanızı ve ne yazacağınızı çok merak ediyorum. Saygılar.

Yorumu oyla      57      49  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 11:34

Eğer, Bu ülkenin; bir yeniçeri geçmişi, 1908 İttihat, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat "balans ayarı!", 27 Nisan e-muhtıraları, Başkakanlarına, bakanlarına açık olarak hakaret yapılmamış olsaydı, "Yahu, bu kurumun geçmişi pırıl, pırıl, bunlar yapmamışlardır, herhalde" denilebilirdi. "İnsanlar kendilerini tekrar ederler." Olaylarda tekrar etmektedir. Görmek istemediklerimize, Gözlerimizi kapattığımızda, kör olan biz oluruz. Dileyen kendini kandırmaya devam edebilir.

Yorumu oyla      55      52  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 10:09

Avukat bey doğru söylemiş. delil ve kanıt sıralaması yapmadan hele de bir yazar olarak "kuvvetli suç bulgusu var" diyemezsiniz.Yazdığınızı ancak savcı iddianamenin sonunda gerekçelerini sıraldıktan sonra mahkemeye hitaben yazar ve tutuklama ister.İddianamedeki cezalandırma isteminin esasıdır o cümle. Bunu bir hukukçu olarak size söyluyorum.Yazdığınız yasada belirtilen Mahkemeyi yönlendirmeye çalışma suçunun bariz örneğidir.Tayyar'da geçmişte aynı suçtan ceza almış cezası ertelenmiştir.Bilginize.

Yorumu oyla      56      52  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 10:01

Tayyar'a savcıların sorması gereken soruyu soruyor bazı gezeteciler bence. O mektup bir kaynaktan gelemez ancak içerden servis edilebilir ki bu konuda ceza almış bi yazar Tayyar. Tam sizin tarifinize uyan mahkemeden önce karar vermekten mahkemeyi etkilemeye çalışmaktan.Sizin tarifinize göre aldığı ertelenen ceza zaten mesleğe ihanetin mahkemece tescili!Gazeteciler şereflerine emenet edilen belgelerle mahkemeleri etki altına almamalılar! O yazar bi tanede lehte belge yayınlasa neyse! Ama yok.

Yorumu oyla      55      50  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 09:54

Sayın Atlla siz bu kadar boş ve çalakalem yazacak biri değilsiniz. Son iki yazınız facia ve kendi içerisinde inanılmaz çelişkilerle dolu.Gazetecilik etiğini namusnu bırakın bizim genel örfümüzde özel bir mektubu okumak varmı ki, birde yayınlansın!iki gazeteci hakkında yorum yaparken her ikisiylede limoni olduğnuzu niçin belirtiyorsunuz. Küslük sığınılacak bir liman mı? yalçın'ın ergenekon üyeliği ile ilgili tek bir soru ve kanıt yok soruşturmada, hep haber sorgulaması.Buna tepkiniz olmalı.

Yorumu oyla      55      51  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 05:41

neden hep NATO ülkelerine kaçmıştır ? Komunistleri , marksistleri dahi neden hep Fransa Almanya Belçika ABD İngiltere vb. AB-D ülkelerine sığınmışlar ve kollanmışlardır? Türkiye'de büyük yolsuzluklara karışanlar bile nası olup da mesela Engin Civan ABD'de , Gülay Aslıtuğ İngiltere'de yaşamını nasıl rahatça sürdürmüştür?NATO ülkeleri yıllarca Öcalan gibi bir katili nasıl topraklarında barındırmışlardır? NATO bu işlerin neresindedir ?

Yorumu oyla      60      50  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 05:36

"“Katiyen Ergenekon yoktur, bulunan tüm belgeler, bilgiler yalandır” gibi anlaşılması zor militan yaklaşımdır." İşte asıl militanlık budur.Gladyo olduğu muhakkak ama o adres Ergenekon değil. NATO tesisleri Türk savcılarınca incelemeye alınmadan, NATO ve ABD makamları şu veya bu şekilde Türk bağımsız yargı organlarınca soruşturulmadan Gladyo konusunda hiç bir adım atılmış denemez. ABD ve NATO bu ülkedeki iç karışıklıkların,cinayetlerin neresindedir?Türkiye'deki sol-sağ veya etnik terör zanlıları

Yorumu oyla      60      49  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 02:39

Talat Bey, Öncelikle şunu belirteyim: "Türkçe'yi kerkenlerden nefret ediyorum." Sıfatı,üniforması, şusu busu...Kim olursa olsun. Yeni yetme, Türkçe'den bihaber olanlar, ve bilerek kerkenler; diyecek şimdi:"kerkme" demek?... İpucu vereyim:"kerhane" ne demek? Enteli danteli, liboşu godoşu, öztürkçüsü özkürtçüsü; "Türkçe'yi kerkme" noktasında ortak iseler;bu ülke; mahvolmak durumundadır. Çünkü; "DİL; BAYRAKTIR." Dil gittiyse; her şey de gider...Yazar çizer meselesi değil bu...

Yorumu oyla      55      49  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 00:57

hata yapmışsam bende mesleğe ihanet ediyorum diyorsunuz. Mahkemeden önce medye suça suçluya karar veriyor diyorsunuz. Sonrada Ergenekonda kuvvetli suç bulgusu var" diyorsunuz. Ben ergenekon masum dersem beni kimsa sallamaz ama siz bulgu var yazarsanız mahkemeyi olmasa bile zihinlerde peşin hüküm yaratırsınız.Yazdığınız cümle üstü kapalı yazılacak kadar masum bir cümle değil açmalısınız ki, zihinler aydınlansın.Yargının bir bölümü tarafsız değilde benim iddiam.imkan olsa 20 sayfa gerekçe yazarım.

Yorumu oyla      57      51  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 00:46

yorumlardan yola çıkarak son iki yazınızı dikkatle tekrar okudum. Hatta elimde kağıt kalem analiz yaptım. Sizin adınıza üzülerek söylüyorum yorumcular yüzde yüz haklı.Ben inanıyorum demekle, kuvvetli bulgu var demek ayrı şeyler. Soner ve Tayyar'ın durumlarını tam incelemeden yorum yaptığınız çok açık. O mektubu biri bana getirse bende bir yerde okusam mektubu getirene yardım yataklıktan ceza alırım. Savcılıkta 67 soruda bu haberi niye yazdın yaptın diye sorulan bi gazeteciye oh olsun denilemez

Yorumu oyla      56      51  
Misafir 25 Şubat 2011 Cuma 00:44

eğer iddia edildiği gibi ülkede karanlık güçler var ise ve şartları olgunlaştırıp demokrasiye sekte vurmak istiyorlarsa bunu camileri bombalayarak değil gazeteleri kiralayarak ülkeyi Taraflara bölerek yapacaklar, aynen dediğiniz gibi bu ülkeyi ne sözde ergenekoncular ne de pkklılar bölecek bu ülkeyi gazeteciler ve sözde aydınlar çoktan böldü bile

Yorumu oyla      56      49  
Misafir 24 Şubat 2011 Perşembe 17:42

Sayın ATİLLA, Hakikaten inaanarak mı yazınızın bir bölümünde.. 'Şu soru sorulabilir; “İyi de kardeşim, mahkemeler tarafsız değil!” Buna ihtimal bile vermek istemiyorum. Zaten böyle bir şey varsa, Türkiye tamamen bitmiş demektir.' diyorsunuz.. insanın gördüklerini algılayamaması ya da ürküp görmezden gelmesi ne acı..

Yorumu oyla      57      50  
Misafir 24 Şubat 2011 Perşembe 10:04

bir önceki yorumumu devamla yazıyorum.Meslek etiğine namusuna bağlı bir gazetecinin kendisine yasa dışı bir güçle yolla gelen belgeyi elinin tersiyle itmesi gerekmez mi? Eğer o yasa dışı gücün içinde, yanında değilse!Devlete karşı işlenen suçlarda kaynak açıklanmaz diye bir şey yoktur. İddia edilen suçlar devleti yıkmaya yöneliktir. Açıklanan mektup dosyada o suçun bir parçası olarak delil mahiyetindedr. Bu sebeple kimse Tayyar'a sat sat sat demiş olmaz. Belge servislerini eleştirin.Meraktayım.!

Yorumu oyla      57      49  
Misafir 24 Şubat 2011 Perşembe 09:56

Hayırdır Talat bey ne oluyor size? İleri demokrasiyemi geçiyorsunuz, sizdemi değişip gelişiyorsunuz?Şu kuvvetli bulguları bi yazında bizde bilelim!Yani siz şimdi birileri bazı gazetecilere belge servis yapmıyor mu? diyorsunuz? Gazetecei kaynal açıklamaz ama o kaynak suç işliyorsa ne yapacaz. O mektubun yayınlanması değil o gazeteciye verilmesi suçtur. O gazetecide bu konuda zaten sabıkalı değilmidir? Bem ni yanlış biliyorum? Hizbullahçılar dışarı gazeteciler içeri! Siz napıyorsunuz peki?

Yorumu oyla      59      51  
Misafir 24 Şubat 2011 Perşembe 09:33

son iki yazınıza bu ne yaman çelişki diyeceğim. Şöyle ki; 132 soruda sadece sizin gibi bir sitede yayınlanan gazetecilik haberleriyle ilgili soru sorulan, terörö örgütü ile ilgili tek bir soru sorulmadan tutuklanan Soner Yalçın'la ilgili bir suç bulgusu olduğunu düşünüyormusunuz varsa nedir?önceki yazınızda Soner'i ceza almış Tayyar kadar savunmadığınızın farkındamısınız? yazılarınızdan çıkan sonuç bunlardan biri gazeteci değil. Sizce hangisi?Yazar etiği nedir,her bilgi yayınlanmalımı. Yazın lt

Yorumu oyla      58      50  
Misafir 24 Şubat 2011 Perşembe 09:21

Beni çok şaşırtmaya başladınız!Ne oldu size?"Bulgu var dersiniz elbette, bende sorarım size"nedir" diye beni bilgilendirmezseniz sizi okumam. Bu yaptırım değil tercihtir. Ergenekon'a yaklaştığınız mantıkla Şamil Tayyar'a yaklaştığınız mantıkta zıt. Hangisi sizsiniz? Tayyar yaptığı belge açıklamalarından ceza almış cezası ertelenmiş bir yazar. Yani gazetecilikle ilgili bi şey yapmadığı mahkeme cezası ile tescillenmiş biri.Şaşkınım sizi severim. uyarımı aldınız, paranoyamı oldunuz?Yapmayın kuzum.

Yorumu oyla      59      51  
Misafir 23 Şubat 2011 Çarşamba 18:57

Sayin Atilla Bey,analamiyormuyor ve görmüyormusunuz! Bazi densizlerin,kendi Türkiye´lerini kurma capalarini.Halk bunlarin umurunda dagil, hatta milletin cani Cehenneme bunlar icin.Bunlar bazen karsimiza, Ülkenin ve Ordunun kara sevdalilari olarak, bazen acayip bir Atatürk´cü olarak cikarlar.Bunlarin halk tarafindan tespit yapilmasi Türkiye´nin yillarini almistir,bu demek degildir ilel ebet kendilerini sakliyacaklar,bazen bir saman cöpü dahi sucun tespit yapilmasi icin yeterlidir.BG

Yorumu oyla      58      49  
Misafir 23 Şubat 2011 Çarşamba 18:25

sn.talat atilla.... uzun zamandır sizi ve sitenizi okuyorum....farkındamısınız sizde yavaş yavaş yandaş olmaya başladınız gibi....yani net bir şey görmüyorum henüz , fakat kokusunu alabiliyorum.....yapmayın,etmeyin sizi kaybetmek istemem....prim vermeyin şu takiyecilere....

Yorumu oyla      57      53  
Misafir 23 Şubat 2011 Çarşamba 16:12

turkiye de aydin varda bizmi bilmiyoruz,cahiliz.kendilerine aydin susu yakistiran,bos kafalar,moda ve cogaldi.birde top sakal vs biraktilarmi.al sana aydin tipi.cogu tetikci zaten.ne yapmislar,toplum ve insanliga negibi katkida bulunmuslar.birkac terim ezberlemisler tv.tv geziyorlar.aslinda,aydin degil,karanlik kisiler diye tanimlamak,dogru ve faydali olacaktir.

Yorumu oyla      55      49  
teyze 23 Şubat 2011 Çarşamba 15:27

Bölemezlerrrr.Bir kısım medya ve aydıncıklara kalsaydık çoktan bölünmüştük.

Yorumu oyla      56      50  
Misafir 23 Şubat 2011 Çarşamba 00:36

olmayan bir insan dahi onların verdiği vermi verir

Yorumu oyla      53      49  
Misafir 23 Şubat 2011 Çarşamba 00:36

Tabiki sizin tarif ettiğiniz medya bölecek.Bahsettiğiniz kişileri sürekli takip etme gereği hissetmemekle birlikte takip ettiğim dönemlerde gördüğüm kadarı ile; bizim kahvenin ağa babalarının bilgi birikimi ve sohbeti çizgisinde insanlara bilgi vermeye kalkan ama büyük bir kesimi ikna ve etkilmeden yoksun kişiler aldıkları paranın hakkını veriyorlar.Onlrın aldığı parayı az çok gündemi takip eden eli kalem tutan birisine verin ve tek işi gündemi takip etmek olsun emin olun ki işi gazetecilik

Yorumu oyla      53      49  
Misafir 22 Şubat 2011 Salı 21:40

Sayın Atilla, Türkiye entelektüel körlerin yazılarına sıkıştı kaldı. Kim neyi savunuyor ve neye karşı ayırmak zor olmaya başladı. Ön yarğı hastalığı. Yazılarını takip ediyor ve kitabını okudum. Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler. Gazetecilik yapmaya devam edin. Belki anlı, şanlı gazetecilerde sizden esin alırlar.

Yorumu oyla      57      49  
Misafir 22 Şubat 2011 Salı 21:34

Sn Atilla,Diktatör Kaddafi,Libya Petrol gelirlerinin %80 nini Halka MAAŞ olarak bağlamış.Libya Halkının tamamı çalışmadan Devletlerinden MAAŞ alırlar.Ayrıca Çalışanların EKSTRADAN gelirleri var.Yani özetlersek Libya Halkının geçim DERDİ,geçim SIKINTISI yok.Buna rağmen bu Halk sokaklarda.Bu durumun SOSYOLOJİK ve sosyopsikolojik SORGULAMASINI herkesin özellikle de Türkiyedeki MUHALEFETİN yapması gerekiyor.Talep edilen,ÖZGÜRLÜK ve DEMOKRASİDİR.En büyük Zenginlik,en küçük ÖZGÜRLÜĞÜ satın alamaz.H.T

Yorumu oyla      59      53  
Misafir 22 Şubat 2011 Salı 16:55

Sn Atilla,kaleme aldığınız yazınızdaki saptamalarınıza katılıyorum.Affınıza sığınarak,Diplomalı Militanları,aydın kategorisine dahil etmenize itiraz ediyorum.Militan,Militandır,İsterse on tane Üniversite bitirip,defalarca doktora tezi versin.Çünkü Önyargılıdır,Ön yargılılar ise kördür,sağırdır,duygusuzdur.Aydın ise,diploması İlk Okul olsa dahi yine aydındır.Bahse konu Avukat size gönderdiği mektup ile,cahil cühela olduğunu zaten kanıtlamış oluyor.Çünkü Libyadaki Bedevi Çoban kadar göremiyor.H.Ta

Yorumu oyla      64      54