ABD.Asırlar öncesinden beri ülkemizin zaten aleyhinde.Amerikan kollejlerini boşa kurmamıştı.Şimdide tabiki yandaşları ile Devletimizi parçalamaya uğraşıyor.ATATÜRK'e tabiki düşman olacak.Karşılarında en büyük engel O.Birde biz sözde ATATÜRK'CÜLERE ENGEL OLABİLSEK,onların işi tamamen zorlaşacak.

Neden konudan uzaklasilmis anlamiyorum. Yazida Selcukludan, Osmanlidan, Enver Pasadan bahsediliyor. Kemalizme elestiriler dile getiriliyor, Ruslarin Yesilkoy'e kadar geldiginden bahsediliyor. Yani tarihsel bir surec belirtiliyor yazida. Illa da Graham Fuller diyorsaniz. Bu adamin Selçuklu ve Osmanlıyı yüceltirken Türkiye Cumhuriyeti’nden nefret etmesinin sebebi ilk ikisinin cok dinli cok milletli federatif devlet olmasi, TC nin ise milletiyle bolunmez butun Ulusal devlet olmasidir. Zor yikilir..

Sn Yazarımızın yazısında dile getirdiği,ve tartışılmasını bizden rica ettiği,Günümüz Türkiyesinin nasıl olması gerektiği yönündeki fikirlerimizdir.Bu meyanda benim görüşüm,Günümüz Türkiyesi,Dünyanın en gelişmiş DEVLET AYGITI yapısı nasıl ise öyle olmalı.Çağımızın en gelişmiş Demokrasisine sahip olmalıyız.Bunu da yakalayabilmemiz için,Gelişmiş batı Standartlarında SOSYALDEMOKRAT bir partiye bir an önce kavuşmalıyız.Sözde değil,ÖZDE Sosyaldemokrat bir parti Lokomatif görevi yapar.H.Tahsin.

GM 22:12 , Vala kardeş, ne söylesen haklısın.Yazarımızın uyarısına rağmen gaza geldik.Çeşitli nicklerde Turktime nin başına bela kesilen bir provaktörün, galiba oyununa geldik.Geçmişte de, "keskindilli,Tuğkan vs.vs." nicki ile yazan ve görevi provakasyon olan biri vardı,tarzı ve kurduğu cümleler bire bir örtüşüyor...Konunun dışına sarktığımız için özür dilerim.H.T.

Graham Fuller bu konu beni rahatsiz etti, tartisma konusunu dagitin deseydi anca bu kadar dagilirdik. Simdi benim de pusulam sasti. Hasan bey ve Yildiray beyden simdi ricam konuya iliskin 1er yorum yapip bizi konuya yeniden baglamalari. Kabul eder misiniz? GM

Aslında,"bizim tarihimizi, bazı kafalara iyi kazımak lazım(!)", mesela, "birinci dünya savaşında müttefikimiz olan Almanlar yenildiği için bizide yenilmiş saydılar(!)" yoksa "biz hayatta yenilmiş felan değiliz(!)" Değilmi yıldıray kardeşim benim(!)...H.T.

18:18 Haline sadece GÜLÜYORUM. Doğru, Libyayı,Trablusu,Bingaziyi,Filistini, Lübnanı, Hatta Musulu-Kerkükü,Basrayı felan BEN TESLİM EDİP dönmüştüm(!).Bunu mu anlatmaya çalışıyorsun.Çok heyecanlı oluyorsun,Anlat-anlat bakalım.Anlat da belki bir darbe zemini, "kafes,balyoz,suga" felan hazırlarsın. Tahtaya vurunca nasıl bir ses gelir, karşılıklı olarak bir deneme yap bakayım,benzerlik varmı,bana öyle geliyor da.H.T.

Asker ve JÜRİSTOKRATLARIN Eteğine yapışıp,Onlardan MEDET umarak,İktidarı elegeçirmeye çalışanların,halini ve AHVALİNİ,Haziran 2011 Seçimlerinde hepbirlikte görüp öğreneceğiz,Yıldıray bey.Siz ANTİDEMOKRATİK yöntemlere dilediğiniz kadar başvurabilirsiniz.Mevcut İktidarı değiştirmek isteyenlere ÖNEMLİ bir tavsiyem var,Doğan Medya ve Tetikçilerinin, S.Kanadoğlu,V.Savaş,E.Çölaşan,B.Coşkun,Cumhuriyet Gazetesi gibi yapıların İktidarı ÖVÜP desteklemelerini sağlayın.Bakın sonuç ne olacak.Bi deneyin.H.T.

17:29 Yapılan her darbe sonrası,Bahsettiğiniz,Askeri Bürokraside görev yapan askerlerle,aynı kıdeme sahip ÖĞRETMENLERİN Maaşlarını yan yana yaz,ne için GERİ kaldığımızı,belki görebilirsin.İster 27 Mayıs 1960 sonrası,ister 12 Mart 1971 sonrası,ister 12 Eylül 1980 sonrası,isterseniz 28 Şubat 1997 nin sonrası Maaş bordololarını yan yana koy.Ayrıca Almanya veya İngiltire ile Türkiyenin asker sayısını mukayese et.Yalnız dikkat et,her iki Ülke nufusu bizden çok fazladır,ayrıca gelişmişlik ile de.H.T.

"Anadoluda Ermeni ve rumların tüm dış dünyaya "Çeteler" diye tanıttığı Kuva-ı Milli hareketleri başlamamış olsaydı,Istanbuldan bir tane Paşa,Anadoluya geçmeye cesaret edemezdi.Erzurum Kongresini, önü ve ardı ile iyi öğrenmek lazım.H.T." Iste yine bir tahrik ogesi!! Istanbuldan kalkip Libya'ya cete savasi orgutlemeye giden pasalar, Medine'yi cekirge yiyip Ingilize teslim etmeyen pasalar oyle Istanbul'dan meel meel seyredeceklerdi hemi..

H.T. Bir ulkede iyi giden, kotu giden herseyden sorumlu olan makam hukumettir. Ulkeyi adam gibi yonetselerdi ne diye darbe veya mudahale olsun. Bir de ha bire Isvec, Norvec diyorsun. Ornek verdigin ulkeler her turlu dunya siralamasinda ilk on icindeki ulkeler. Turkiye Insani Gelismislik Indeksinde 120lerde, Demokraside 70lerde, Egitimde 80lerde geziyor. Kagit ustunde rakam oynatilarak iyi gosterilenler haricinde son yillarda hizli bir dusus icindeyiz. Asker bu iste en son suclanacak mercidir..

27 Mayıs,12 Mart,12 Eylül,28 Şubat gibi PATOLOJİK yapıların yapmış olduğu darbeler,bu Ülkede yaşanmamış olsaydı,Türk Demokrasisi bugün belki İsveç,Norveç Demokrasilerine yakın bir çizgiye ulaşabilecek GELİŞMEYİ yapabilirdi.Bırakın ZİHNİ BOZUKLARIN eski yaptığı darbeleri, daha yakın zamanda,"Bir Kağıt Parçası" savunması gibi, "Bir BORU Parçası" gibi savunmaları yapan yapıların 2004-2009 arasında Ülkeye verdiği ZARAR, gerek ekonomik,gerekse SOSYOLOJİK anlamada,telafisi çok zor zararlardır.H.T.

hain oldugunu iddaa edecek kadar oldugunu hatirliyorum. Inonu'nun beceremedigi Sovyet politikasini iyi yurutememesi olmustur. Gerek 2.Dunya savasinin hemen oncesi ve gerekse savas sirasinda Turkiye'nin bir Ingilizlere, bir Almanlara yalpalamasi savas sonrasinda Ruslarin toprak talebi olarak bize yansimistir. Rus baskisini dengelemek icin de ABD ve NATO'ya demir attik. Iste ABD'nin kucagina oturus o oturus. Bana gore Inonu'nun suclanabilecegi tek husus budur, Ataturk gibi dahi olmamak..Yildiray

Yuldiray arkadasim,entresant fikirlerin ile buraya renk getiriyorsun,ayni fikirde olmadigin yorumcularin burada ki fkir telakkisinde senide daim aralarinda görmek istiyor,Insallah kalici olmiya calisirsin zamanin el verdigi müddetce.Seni ve yorumlarini seven bir YORUMCU.

Ataturk'un Sovyet politikasina deginmisken; Turancilik gudulmemesi 1930larin politikasiydi. Ondan once zaten soz konusu olamazdi. Kurtulus savasinda ise Sovyet yardimi biz ordumuzu kurup, mucadeleye hazir ve bu ugurda olmeyi goze almis liderlerimiz bu savasi eninde sonunda kazanacaklarina ikna olduktan sonra gelmistir. Yani Ruslar(Ingilizler hesabi oldu) Ataturk'un bu savasi zaferle sonuclandiracagina inandigi icin yardim etmislerdir. H.T. nin daha onceki bircok yorumunda Inonu'yu neredeyse..

Dünyada en acidigim insanlar tarihte yasanan olaylari parmagina sarip gezenler ve tarihi hikaye anlatanlardir.Önemli olan ileriye bakmaktir,tarihe kapilip kalmak trenin raylarda takilip kalmasina benzer.Birbirinizi Monarsilik ve Krallikla ilgili bilgi fukarasi lanse yapmaniz 21.Yy gelisen Türkiye´sine yakismiyor. Hep birlikte ileri bakalim,adamlar 50,100 lik planlar yaparken biz 500 sene önceki olaylarla kendimizi yoruyoruz.Bu yazdiklarim benim icinde gecerlidir,isterseniz kusura bakabilirsiniz.

Sn Yazarımızın yazısında dile getirdiği,ve tartışılmasını bizden rica ettiği,Günümüz Türkiyesinin nasıl olması gerektiği yönündeki fikirlerimizdir.Bu meyanda benim görüşüm,Günümüz Türkiyesi,Dünyanın en gelişmiş DEVLET AYGITI yapısı nasıl ise öyle olmalı.Çağımızın en gelişmiş Demokrasisine sahip olmalıyız.Bunu da yakalayabilmemiz için,Gelişmiş batı Standartlarında SOSYALDEMOKRAT bir partiye bir an önce kavuşmalıyız.Sözde değil,ÖZDE Sosyaldemokrat bir parti Lokomatif görevi yapar.H.Tahsin.

Tabiki "bileğimizin hakkı var." Anacak sizin "Bileğimizin hakkı" ddiye ifade etğiniz gücümüzün yanında,Büyük Atatürk ve arkadaşlarının DAHİYANE SİYASETİ izlenmemiş olsaydı,bugün ya SSCB müstemlekesi,yada İngiliz Sömürgesi olarak kalacağını unutma yıldıray bey.Anadoluda Ermeni ve rumların tüm dış dünyaya "Çeteler" diye tanıttığı Kuva-ı Milli hareketleri başlamamış olsaydı,Istanbuldan bir tane Paşa,Anadoluya geçmeye cesaret edemezdi.Erzurum Kongresini, önü ve ardı ile iyi öğrenmek lazım.H.T.

Bu cografyada hangi kavim yasasaydi da ona yonelik hucumlar olacakti. Yalniz senin son yorumunda oldukca belirgin hale gelen diger milletlere gereginden fazla onem atfetmen beni mudahale noktasina getirdi. Kendi zayifliklarimizdan kaynaklanan zafiyetleri baska milletlerin gucune bu derece baglaman yanlis. En basa donersek, anlasmayi (Ingilizler demissin ki zaten olmaz) Ingiltere ile imzalasaydik metne oyle yazilirdi. Diplomatik metinlerde bir virgulun yeri bile hayati oneme sahiptir.. Yildiray

H.T. zokayi hemen yuttun. Oradaki basit bir espiriyi bile anlamayan mantiga ben de PESS diyorum. Basa donelim. Senin iddian biz Lozan'da Ingilizlerle danisikli dogus yaptik Turkiye Cumhuriyetini Ingilizlerin inayeti ile kurduk demeye getiriyorsun degil mi. Buna da Yahudiler aracilik etmismis. Bence sen Yahudileri de, Ermenileri de fazla gozunde buyutuyorsun. Biz haklarimizin bir kismini bilegimizin hakkiyla aldik. Kalanlardan da vazgecmis degiliz. Onlar da pilanlarindan vaz gecmis degil..

United Kingdom (UK) diyerek ansak bile akla İngiltere geliyor:)

Birleşik KIRALLIĞIN,İngiltere olduğunu bilmeyen bir yapının, çıkıp Tarih bilgisi vermeye kalkmış olması,nasıl bir "???" ile yanyana yaşadığımızın açık ve net bir delili olsa gerek...

Nasıl bir bilgiye sahip olduğunu açık ve net olarak ortaya koyuyor.Yurttaş(!) 10.57 de buyuruyor;""H.T. Lozan Anlasmasini imzalayan ulkeler;Birleşik Krallık, Fransa,İtalya,Japonya,Yunanistan,Romanya,Bulgaristan,Portekiz,Belçika,SSCB ve Yugoslavya. Ingiltere,isim olarak yok bile."" Ben bu görüşe ne söylesem FAYDA eder ki? "İngilterenin adı bile geçmiyormuş(?).PESSSS diyorum."Pan-Islamizim ve Turancilik Osmanliyi hem Batinin hem de Ruslarin oncelikli hedefi haline getirmistir"(!)Pesss.(???) H.T.

Turancilikdan da uzak durmustur. Ancak Sovyet Birligi'nin bozulacagini da ongordugu icin Turki devletlerle gizli diplomasi hep varolmustur, soguk savas donemi dahil. Cumhuriyetin henuz kuruldugu donemde Pan-Islamizim de yapilmayarak, batinin gereksiz dusmanligindan kacinilmistir. Bu sayede Cumhuriyetimiz kurumsallasabilmistir. Pan-Islamizim ve Turancilik Osmanliyi hem Batinin hem de Ruslarin oncelikli hedefi haline getirmistir. Bu gerceklerin yorumlarina katkisi olmasi dilegiyle. Yildiray-2

H.T. Lozan Anlasmasini imzalayan ulkeler; Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya. Ingiltere, isim olarak yok bile. Gorusmeler bir ara cikmaza girdiginde Ataturk Silivri ve Izmit'e yiginak yaptirdi, Istanbul'u bir kez daha fethetmek icin.. Sovyet Bloguna ait olmaya gelince orada da yanilgi icindesin. Ataturk Enver Pasa'dan farkli olarak Ruslari karsisina almamak ve iki ates arasinda kalmamak icin Turancilik ..Yildiray-1

Gelir dagilimdaki adaletsizlik, yolsuzluk, demokrasi endeksi, basin ozgurlugu siralamasi gibi uluslararasi istatistik basarilarimizi da van minit bereketine ekleyelim unutmadan.

Bugün yabanci dille yayin yaban bir gazetede okudugum bir haber cok ilgimi cekti,haberde Tüpkiye´nin ihracatini eskiye göre ikiye katlandigini,büyüme hizinin anormalin üzerinde oldugunu,bilhassa Müslüman ve Orta Dogu Ülkelerine yaptigi ihracatin baska devletlerin istahini kabarttigini vs.. Bunlari ben "On minute" BEREKETI OLARAK GÖRÜYORUM. GB

Osmanlının 1877-78 den itibaren HIZLI ÇÖKÜŞÜNÜN en büyük nedenleri,Tebasında yaşayan Ermeni kesiminin önemli bir kısmı olan ve 1890 larda Taşnak-Hunçak adı altında teşkilatlanan yapılardır.Bu yapılanma 1908 sonrası yapılan tüm seçimlerde,İttihat-Terakki ile ittifak yaparak Meclisi Mebusana girmiş,kabinede bazı Bakanlıkları da almıştır.Tek amaçları Büyük Ermenistanı kurmak olan böylesi bir yapının uzantıları,malesef günümüze kadar devam edegelmiştir.Tarihsel süreci iyi bilenler görebilirler.H.T.

2003 sonrası ABD ve AB deki Hunçak Taşnak Ermenileri ile,Yine Yahudi dünyasının Fundemantalistleri,kol kola girip Türkiyedeki BAĞIMSIZ ve kısmen GÜDÜMSÜZ politikalara karşı,hem içeride,hemde dışarıda AMANSIZ bir savaş açmışlardır.Halbuki Ermenilerin Taşnak-Hunçak yapılanması ile Yahudiler eski DÜŞMANDIRLAR.Çünkü Kurtuluş savaşı sürecinde,Türkiyeyi SSCB ekseninden koparıp,İngilizlerle LOZANDA masaya oturtmaya ikna eden,"Büyük İHANET dedikleri" Haim Naum önderliğindeki Yahudi Lobisidir.H.T.

Sn Özay ve AB dostlar,İSRAİL ve İsrailin etkisi altında bulunan "Batılı politik güçler" Türkiyenin İran ile yakın ilişkiler içerisinde olmasını istemez.Hatta Günümüz Türkiyesi ile,Günümüz İranının Mükemmel bir DEMOKRASİYE kavuşmuş halini de asla istemez.Bu iki ülkenin Ortadoğuda etkili olmasını da istemez.Ortadoğuda böyle bir MANZARAYI,yalnız Fundemantalist Yahudiler değil,Dünya Ermenilerinin, Hunçak ve Taşnak yapılarıda asla istemez.Bu nedenle bu iki yapı son on yıldır bu konuda ortaktırlar.H.T

Simdi ben buradan söyleyin bana Türkiye´nin gündemine oturan tartismalarin ne oldugunu,basinda manset haberlerin ne oldugunu söylersem,asagi yukari bunlari söylerdiniz;Vatanimizda iki dilli egitim,bir gecede "af edersiniz" 5000 Tl karsiliginda sözde,gönlülünü eglendiren kisilerin varligindan,cöplerde ekmek arayan Annelerin varligindan dem vururdunuz.Simdi elinizi vicdaniniza koyun bir zahmet ve düsünün,nerde sosyal adalet,nerde adil paylasim,nerde fisat esitligi?Ain size 21.Yy demokrasi Ülkesi G

Aron Feller rolüyle (Graham Fuller)ve KV bağlantılı ne güzel yorum yazmıştım sabah,yayınlamamış editör artık şevkim kırıldı halbuki ben bir başka açıdan yandaki yorumcuların dikkatine de yazan 6.madde uyarınca konuyu zenginleştirecektim.Şart mı siyaset boyutunda yorum yazmak?Benim gibi teyzelerin gözüyle de bakmalı birde konuya.Yorumcular devam edin güzel yazdınız,artı vererek destekliyorum sizi.

Size bir ajan fıkrası; askerlerine gizli ajanlık eğitimi veren komutan, erlerden Hasan, Mahmut ve Temel’i bir teste tabi tutacağını söyler. Her birini bir çuvalın içine koyup ağızlarını bağlar ve onlara çuval bir başkası tarafından içinde ne olduğunu anlamak için yoklandığında onu yanıltacak ve kendinizi gizleyecek bir ses çıkaracaksınız, hadi bakalım der... Çuvalların önüne geçer “ne varmış bakayım bunun içinde” diyerek önce Hasan’ın çuvalını ayağı ile dürtüp yoklar.. Hasan içeriden “Miyavv Miyavv” diye kedi taklidi yapar.. Ardından Mahmut!un içinde olduğu çuvalı dürter.. Mahmut içeriden “Havv Havv” diye bağırır.. Sonunda Temel’in içinde olduğu çuvala hafifçe tekmeler.. Ses yok.. Bir daha tekmeler.. Yine ses yok.. Bu kez esalı bir tekme patlatınca Temel içeriden bağırır “Patatees da Patateees!”..

Fuller-Perle ve bunun gibileri tek başına Türkiye üzerine çalışır da görmem. Amerikan politikası bulunduğumuz coğrafyaya bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşır bence ve ülkelere roller biçmeye çalışır. Değişen siyasi konjektürü yönetilmesi gereken değişkenler olarak ele alır. Bölgede Türkiye bir omurga rolünü üstlenmeli, tampon vazifesi görmesine asla müsade edilmemelidir. Affınıza sığınarak bir kez daha bu yüzden vurguluyorum, top yekün bir olup Devlet Politikaları oluşturmak zorundayız. A.B.

Şahsen beni bir partiye oy vermek üzereyken elimi iteleyip başka bir partiye oy vermek zorunda bırakan kimse olmadı. Dışarıdakilerin de içerideki dinamikler kadar yönlendirme gücü olduğuna inanırım ama sonuçta kim olursa olsun biz seçeriz. Geçmişte götürmüşlerdir belki ama biz getiririz, buna inanmak zorundayız. İçeriye bakış açım bu olmakla beraber, dışarıda yaşamış bir kardeşiniz olarak, dışarıda Siyasal İslam'a destek verilmiş olduğunu değerlendirmişimdir. Bu salt bize yönelik de değildir. AB

Değerli ÖzayAtay dostum, İran konusunda haklısınız, bence nükleer bir İran bizden ziyade İsrail ve Batı için bir tehdittir. Katılıyorum, nükleer İran, karışık İran'dan çok daha iyidir. Ayrıca yine kanımca nükleer bir İsrail orada dururken nükleer İran'a hepten karşı durmak haksızlıktır. Evet, biz kendi çıkarlarımıza bakmalıyız. Akılcı, uzun vadeli devlet politikaları birincil öncelik olmak zorunda. Yoksa hesaplanamaz kazanç veya kayıpları bu coğrafya kaldırmaz. Kısaca daha fazla düşünmeliyiz. AB

Buradan tüm dostların dikkatini çekmek istiyorum.Graham Fuller ile"Musanın Gülü,Musanın Çocukları" isimli kitapların yazarı aynı merkezden yönetiliyor.Hatta iddia ediyorum,Davos daki "one minute" Moderatöru David Ignatius ile,yine "Musanın Gülü ve Musanın Çocukları" isimli kitapların yazarı,aynı merkezden yönetilip,aynı odakların hizmetindedirler.Ne alaka demeyin,zira o Moderatör,Erzincan Eğin,apuçeh köyünden göç eden bir osmanlı torunudur.Bu Ülkeye düşman olan Ermenilerdir,gerisi hikayedir.H.T.

Ermenistan stratejisi başarısızlığa uğramış,Azerbaycan'ın direnci sonucu rafa kaldırılmıştır.Uygun ortamda inebilir.Şu bir gerçek ki Azerbaycan'da Elçibey gibi bir dostu arıyoruz ve çok arayacağız.Zamanında Elçibey'e karşı Aliyev darbesini destekleyip büyük devlet adamı geçinenlerin ceremesi bu.Azerbaycan Kafkas politikamızı esir almıştır ama aynı samimiyetle Türk çıkarlarını gözetmemektedir.Bu iş zamana bırakıldı,çözülür mü bilmem,çok zor..

ABD de yaşayan dostlarımıza soralım,Cumhuriyetçilere mensup Çevreler ile Neoconlar, ÖZELLİKLEDE ABD de ki ERMENİ DİASPORASI ile Yahudi Lobisinin Fundemantalistleri,Türkiyede hangi SİYASİ gurupları destekliyor,hangi siyasi Guruplara hasmane ve düşmanca tavırlar içerisindedir,sorup öğrensinler..Unutmayalım ABD de tek bir yapı yoktur.Bu nedenle Türkiye ABD ilişkilerini sağlıklı ANALİZ edebilmemiz için, ABD nin kendi içerisindeki yapıları çok iyi bilmemiz lazım.Bilemezsek havanda su döveriz.H.T.

AKP nin İktidara gelişini OKUYABİLMEK için,28 Şubat Sürecin ve rah. Ecevite yapılan OPERASYON ları tek tek inceleyip,süreci ANALİZ etmek Lazım.Özellikle Koç Üniversitesi yerleşkesindeki ORMANLARI eski fotoğrafları ile incelemek lazım..Ben buradan herkese bir soru yöneltiyorum.Günümüz YARGITAYININ Dosya DEPOLARINA bir milyon seküzyüzbin mahkeme dosyasını,ABD veya Fuller mi DEPOLADI.İnanıyorum ki sevgili Bulent bey de bu tür komplo teorilerine kafa yormaz.Yoruyorsa da TERS ÇALIMI dikkate alır.H.T

koşulun olmuş.Atom bombalı bir İran aynı silah sende(Nato kanalıyla olsa da) olduğu için tolere edilebilir.Ayrıca bize yönelik güvenlik tehdidi açısından atom bombasının İranda olması ile İsrailde olması arasında hiç fark yoktur.Netice olarak devletlerin dostu düşmanı yoktur,çıkarları vardır.Hiçbirine güvenilemez.İranla aramızda elbet açıklanmayan gizli mutabakatlar da olabilir.Mesela Güney pars doğal gaz alanı ne oldu henüz bilmiyoruz.Onlar bence işin sosu.Aslolan beka sorunu..

Oldum olası Komplo teorilerine sıcak bakmam, dikkate de almam.AKP nin nasıl KURULDUĞUNU yakından olmak kaydı ile çok iyi biliyorum.T.Erdoğanın Pınarhisar Ceza evine nasıl gittiğini de çok iyi biliyorum.Erdoğanın I.B.Ş.B.Başkanlığını görevinden KİMLER tarafından, NİÇİN alındığını da İÇYÜZÜ ile çok iyi biliyorum.Bu süreçler içerisinde Ne ABD nin ne de Fuller'lerin en ufak bir etkisi olmadığını da çok iyi biliyorum.O süreçte EVET kelimesini kullanmış olsaydım,bende onların arasındaydım.D.Var.H.T.

politika bizimki.İran'ın toprak bütünlüğü ve istikrarı Türkiye açısından yaşamsal önemde.Anlaşılan ABD tam da bunları hedef alarak atom bombası imalini engelleme peşinde.Belki araç olan atom bahanesi asıl hedef İran'ın birliği ve istikrarı.Parçalanmış,istikrarsızlaştırılmış bir İran bizim için nükleer bir İran'dan daha tehlikeli.Hem İran'ın birlik ve istikrarı korunacak hemde atom silahı elde etmesi engellenecek.Çok zor bir durum.En büyük bölgesel rakibinin birlik ve istikrarı senin yaşamsal

Sevgili -AB- arkadaşım,yorumunun neredeyse tamamına imza atabilirim.Sadece ayrı düştüğümüz bölüm ABD statükosunun Türkiyede iktidar belirlemekten aciz olduğu,birbiriyle yanı coğrafyada yaşaması ABD çıkarları açısından mümkün olmayan Erdoğan-Netanyahu hükümetlerinden Erdoğan'ın harcanmak istediği,özellikle son referandum ve kamuoyu yklamalarından sonra Erdoğan'ın değişmesinin imkansıza yakın olduğu görülüp okların Netanyahu'ya çevrildiği kanaatindeyim.İran konusuna gelince bence en zor ve en

Fuller iyi bir Agent olmasina karsida,destekli yalanda konusabiliyor.Enver Pasayi bu tür serüvencilige itende onlarin oldugunuda ifade yapsaydi ya.Osmanliyi,Enverpasa devleti yapan sebatayistciler yazdiklari ve yazacaklari yalan dolan kitaplarlada tarihi gercekleri gizlemelerini büyük bir maarifet sayiyorlar.Eger bugün Israil denen bir devlet Ortadoguda karakol görevini yapiyorsa bunu en basta hisleri ile hareket eden Enver pasaya borcludurlar.GB

Devlet Politikaları oluşturmak ise tek başına hükümetlerin sorumluluğu değildir. Bu tarz politikaların oturmamış olması siyasileri, bürokratları, halkıyla tüme yapılan bir eleştiridir. Bu dönemde daha fırsatçı bir dış politika anlayışı uygulanmaktadır belki ama işte tam bu nokta dikkat edilmesi gereken noktadır. Çoklu denklemlerin olduğu uluslararası ilişkilerde fırsatçı politikalar uzun vadede çözümü çok daha zor sorunları ortaya çıkarabilecektir. Bu yüzden siyasi rantı 2. plana atmalıyız. A.B.

Bununla beraber, İran ile olan ilişkiler açısından somut hedef neydi, ne elde edildi belirgin değildir. Ermenistan ile yapılan protokol ne için yapılmıştı, şimdi durumu nedir? Bir dönem AB reformları en çok primi toplardı, şimdi rafa kalkması mı prim yapıyor? Birçok pozitif veya negatif olay bulunabilir. Amacım bir tarafı yermek değil; Fuller-Perle gibi şahsiyetlerle ilişkilerden faydalanbilmek için kalıcı Devlet Politikalarına ihtiyaç duyduğumuzu vurgulamaktır. Bence eksiğimiz buradadır. A.B.

Tabi bu yakınlıklar AKP'yi Amerikancı yapmaz. Bu yakınlıklar, uluslararası ilişkiler açısından belki bir gerekliliktir de. Sonuçta milli duygularımız ne kadar kabarık olursa olsun, bu coğrafyada tek başımıza karar alamayacağımızı ilkesel olarak kabul etmemiz gerekir. Mesele, diğer birçok alanda olduğu gibi kalıcı politikalara sahip olamamamızdır. Misal olarak, Suriye ile açılan sınır bölge halkını mutlu etmiştir, olumlu katkıları olmuştur. Kuzey Irak ile ticaret bize olumlu yansımaktadır. A.B.

Sevgili ÖzayAtay dostumuzun "yön veremedikleri gelişmeler" vurgusunda olduğu kadar iyimser bakmasam da, bu misyonerlerin görevlerinin gelişmeleri ABD çıkarına uygun hale getirmek olduğuna katılıyorum. Katkım şu: Fuller ilişkileri ve etkileri yönünden hafife alınacak bir kişilik değildir. Carnegie, Jamestown gibi kuruluşlar vasıtasıyla Ortadoğu politikalarında son derece etkili birisidir. Sadece kendisinin değil bu gibi enstitülerin de AKP ile yakınlıkları olduğu büyük bir sır değildir. A.B.

verdiğimizi açıkça yazmalı ki seviyeli şekilde somut olay üstünden tartışıp genel istikamete dair kanaat oluşturalım.Herkese saygıyla,sataşma değil,somuta indirgenmiş tahliller,mantık temelli öneriler dileğiyle..

yandan Fuller bir yandan planlar kurup ABD çıkarlarını nasıl maksimalize ederiz,değişen ihtimallerde,her halde ABD'ye nasıl kazandırırızın yollarını arayabilir.Bir ABD vatandaşı olarak bu onların hakkı.Önemli olan bizim akılcı ve disiplinli olup olmayacağımız,ne yapıp yapmayacağımızdır.Biz doğruyu yaparsak onların çabaları kifayetsiz kalır.Yanlış yapıyoruz diyen hangi somut olayda(İran politikası dahil) nasıl yanlış yaptığımızı,hangi açıdan ABD'ye hizmet edip kendi çıkarlarımıza zarar

Sn. Bülent bey, sizlerin fikirlerinize ve yorumlarınıza yürekten katılmaktayız. Her vatansever sizin bu söylediklerinize katıldığına eminim. Sn.Başbakan RTE yapılan eleştirileri her zaman kendi iktidarına yapılmış bir komplo olarak görmektedir. Dolayısıyla yandaşları bunu desteklemektedir.Bahsettiginiz kitabi Bir akp milletvekili icisleri Bakanimiz Beşir Atalay'a hediye etmişti. ATV de bu kitabı övmüştü. Bu olayları en iyi yargılayacak olan Tarihtir. KIRMIZI

hatları ve istikameti ile olumlu buluyorum.Türk dış politikasının günümüzde sadece Ortadoğuya sıkışıp kaldığını düşünenler Afrikaya yapılan müthiş atağı,balkanlardaki önlenemez etkinliğini,Türk dünyası ile olan kurumsallaşma çabalarını,Güney Amerika ülkelerine atanan diplomatik temsilci ve girişimleri izah edemez.Bu politika doğrudur.Fuller Türkiyenin artan etkisinden istifade etmenin yollarını düşünmüş yada mevcut politikayı din eksenine yönlendirip marjinalleştirmek istemiş olabilir.Perle bir

tüm yumurtaları aynı sepete koymamak gibi bir strateji mi uyguluyor?Fuller ve temsil ettiği kurup AKP'yi tasarlayıp yarattı,şimdi meyvesini mi topluyor yoksa pragmatik bir yaklaşımla yön veremedikleri gelişmelere çıkarlarını mı uyarlıyor?Dedim ya Cheney,Perle(nam-ı diğer Karanlıklar Prensi) bir yanda Fuller bir yanda.O zaman onların ağzına bakmaktansa uyguladığımız politikaların akılcılığını,bizim menfaatimize olup olmadığını sorgulamalıyız ki ben bu sorgulama sonucunda dış politikamızı ana

görüşlerini ve başlattığı savaşı burada anlatmayacağım.Merak eden değerli yorumcular internetten araştırıp kendi gözüyle durumu görmeli.Kısaca Erdoğanı islamofaşistlikle ve diktatörlükle suçladıklarını belirteyim.Bizim ergeneoconcu çevrelerle bunların jargonu birebir aynıdır.Bir yanda Fuller diğer yanda Cheney,Perle ve şürekası.İki zıt politika,iki karanlık grup.Perle'nin Türkiyedeki ortaklıklarını,Roubuni'nin ilişkileri düşünmemiz gereken çok faktör var.İyi polis kim,kötü polis kim?Yoksa ABD

olayı tüm boyutları ile irdelemek bir zorunluluktur.Fuller sıradan biri değildir doğru ama ABD gizli servisinin siyasetini belirleyen yada onu projekte eden biri de değildir.Burada daha önce küresel müesses nizamı ve Türkiye ilişkilerini tartıştık.Şimdi Fullere bakarken Richard Perle de bakalım.Küresel müesses nizam bakımından kantarın bir kefesine Fuller'i koyun diğerine Perle'yi.Fullerin esamesi okunmaz.Küresel müesses nizamın elitlerinden Cheney ve Perle'nin AKP ve Erdoğan hakkındaki

Sayın yazar gayet beyefendi bir insan.Ama propaganda yapmadığı konusundaki sözüne katılamıyorum.Belki böyle bir kastı yok,belki farkında değil,düşüncesinde samimi.Ama ben bu yazıda AKP'ye karşı açık menfi propaganda görüyorum.ABD ajanının AKP destekçisi olduğu,AKP politikalarının ABD çıkarlarına hizmet ettiği,kitabın tartışılmasını AKP'nin engellediği gibi savlar başka nasıl nitelenebilir?Doğrudur,bir ABD ajanı beni övüyorsa çok işkillenirim,bit yeniği ararım.Bu konuda yazara katılıyorum.O zaman

Size bir tane Temel fikrasi anlatarak güne baslayalim ne dersiniz. Fatime ve komsu kadin Temel´i baska bir kadinla yemek yerken görmüs... Kadin,demis;"Sen" demis"Sen kocani bir baska kadinla o sekilde yakaliyorsun ve o kadinin saclarini yonmuyorsun...Neden..." "Bekliyorum" diye cevap vermis Fatime...-Bek... Bekliyormusun?...Iyi ama niye?..."-O meymenetin daha ufak tefek biriyle cikmasini.." Capanoglu

S.Bülent Bey, biz sizi zaten bu tutumunuzdan ötürü daha fazla seviyoruz ve taktir ediyoruz(Parti propagantasi yapmamaniz) Bizlerin bazen siyasi görüsümüzün istikametine yönelik yaptigimiz yorumlari;Balinalarin karaya vurmasina benzetiyorum.Evet bu tür yaklasimlar intihardir,gel görelim bunu niye yapiyoruza,hic kimse Balinalarin karaya vurmasinin sebebini nasil bilmiyorsa bizimde siyasete bulasmamizin nedenide o orantida bilinmiyor,yinede sebep araniyorsa o da kaliplasmis düsünce yapimizdir.GB

Türk Çocuk:"Horozlar öttü. Mehmet'le çeşmenin başına oturduk. Annem haydi gidin başka yere oturun dedi, gittik bakkalın önüne oturduk. Mehmet amca gelin kahvede oturun dedi, gittik kahvede oturduk. Sonra tiyatro geliyor dediler, tiyatro da ne dedik, babam kızdı sus otur dedi, oturdum. Hayatımda yaşadığım en güzel demokrasiydi". Fuller:"Kendi idealimiz uğruna 70 milyon Türk'e biraz da olsun dokunabildiysek ne mutlu biz ABD'ye." Ben yazarımızı okurken reklamlara bakıyordum, banka reklamı uydu. GM