YORUMLAR
Toplam 53 yorum var. Onay bekleyen yorum yok.
Misafir 10 Ocak 2011 Pazartesi 10:52

Yıl 1993.Karaköy Gümrüğünde çalışan Doktor arkadaşımı ziyarete gittim.Ofiste birkaç yetkili arkadaş daha vardı.Gümrük işi yapan bir firma temsilcisi elinde evrak dosyası ile geldi.Masaya yöneldi,yetkiliye dosyayı verdi.Yetkili dosyadaki sayfaları HIZLA çevirdi.Dosyayı getiren arkadaşa geri vererek "EVRAK EKSİK" diye seslendi.Eleman gitti,Yarım saat sonra bir telefon geldi,aynı görevli Memur telefondaki kişiye bağırark "RESİMLİ EVRAK EKSİK" diye azarlayıp telefonu kapattı.Sonrası malüm..

Yorumu oyla      54      49  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 23:04

22:36 da Yazdığım yorumdaki görüşlerimi,tersinden sorgulama yaparak dile getirmek istiyorum.Bana GELİŞMEMİŞ bir Ülke gösterin ki,Demokrasisi Evrensel NORMLARLA donatılı olmuş olsun.Bana GELİŞMEMİŞ bir Ülke gösterinki,Yargı sistemi Evrensel Normları Yakalayabilmiş olsun.Bana GELİŞMEMİŞ bir Ülke gösterin ki,Halkının huzuru sağlıklı bir zemini bulmuş olsun.Bana GELİŞMEMİŞ Ülke gösterin ki,Kurumları Evrensel standartlara ulaşmış normlara haiz olsun.Olay bu kadar BASİTTİR.Yeni keşfe gerek yok..H.T.

Yorumu oyla      58      49  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 22:58

Geçmişte bu yorum sütununda yine yazmıştım.Tarihte ilk insanlı Uzay aracını,4 cü Murat döneminde 1630 lu yıllarda,LEGARİ Hasan Çelebi yapmıştı.Bu denemeyi seyreden 4 cü Murat,Legari Hasan Çelebiyi ödüllendirmişti,Fakat hernedense ilerleyen yıllarda LEGARİ,deli diye Kırıma sürgün edildi.Ukraynanın Füze deki gelişmişliğinin ardında Legarinin olduğunu söyleyenler de vardır.Fakat İlk İnsanlı Füze geliştirilmemiş olsaydı,Uzaya da,AY'a da Gidilemezdi.Cumhuriyet yerinde saysın diye KURULMADI.H.T.

Yorumu oyla      58      49  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 22:57

Bir de oneri getirmiyorlar diye serzenis olmasin diye birsey ekleyim. Hakimlerin terfi etmeleri icin 2 yil boyunca cikarttiklari dosyanin en az 40'ini Yargitay'a ve Danistay'a gondermek zorunlulugu var. Ben demiyorum, Osman Can diyor. Yargi demokratiklesmeli, guveni yeniden kazanmali. Fakat demokratik demek benden olan demokratiktir degil. Atamalara kafayi takmak yerine ornekteki gibi temel sorunlara bakmali. Devrim tepeden baslamaz, dipten baslar diyordu birileri eskiden, simdi aklima geldi. GM

Yorumu oyla      59      50  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 22:49

Hasan bey, 22.36, size katiliyorum. Evet keske oyle yapilsa, keske halk iradesi hakim olsa. Bazi arkadaslar, halk iradesi ile yandas iradesi arasindaki ayirimi yapsa bizde inanabiliriz belki. Sivilce mivilce tutturup gitmek yerine demokrat olmak daha zor tabi. Oturun deyince oturup, kalkin deyince kalkan biatcilar varken fikir insani olmak zor buralarda. Sizi ayiriyorum yanlis anlamayin cunku bir fikriniz var. Tepkim sivilcesine kadar yandas olanlara. GM

Yorumu oyla      58      50  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 22:36

Bana GELİŞMİŞ bir DEMOKRASİ Ülkesi gösterin ki,Günümüzün EVRENSEL UYGARLIK normları ile çelişen bir Devlet yapısı,bu Devletin Evrensel Hukuk normları ile çelişen bir Yargı sistemi olsun.Bana Gelişmiş bir Ülke gösterin ki,Halk İRADESİNİN dışında başka bir İradenin talepleri uygulamada olsun.Türkiye dediğimiz,TÜRK MİLLETİNİN hizmet AYGITI olan DEVLET'in yapısını,tüm hizmet kurumları ile,istisnasız Milletin emrine vermeliyiz, üstelik Uygar Dünyanın kullandığı en Modern sistemlerle donatarak.H.T.

Yorumu oyla      60      49  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 22:29

Yorumcu arkadaşların ortaya koyduğu çeşitli görüşler var.Üzüntü ile görüyorum ki,arkadaşların mevcut problemlerin çözümüne yönelik bir görüşleri olmadığı gibi,ileriye yönelik bir öngörüleride yok.Yapılan sadece karşılıklı karalamadan ibaret.Oysa sorunlar tüm çıplaklığı ile ortada.Çözümleride çok basit.Fakat çözüme yönelik bir öneri ortaya koymak hak getire.Çünkü 1900 re dönüp bakmak yok,1940 ra,50 re dönüp bakmak yok.1900 Model Vasıta ile "YARIŞA devam mantığı" ile YARIŞ kazanamazsınız...H.T.

Yorumu oyla      56      49  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 21:57

Alisa gelmis düzenlerinin bir gün ihtilalsiz yikilacagini ve bunun yagdan kil ceker gibi vuku bulacagini rüyalarinda bile görmiyeceklerin bunu yasamalari insanin vucüdunda istenmedik sivilceler cikarir,bazilarindada koca koca "Cibanlar " cikardi.Bu isler böyle iste, almiyacaksin mazlumun ahini.Yürürken bile kendilerini belli ediyorlar,sapkalari neredeyse yüzlerini kapatiyor,etrafa yürürken gizli gizli bakiyorlar,acaba halk beni taniyacakmi diye.Devrimciyiz dediniz devirmediginiz agac kalmadi.GB

Yorumu oyla      60      50  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 19:44

AKP'nin yanlisi, hatasi var deyince icerigini dusunmeden yorumu begenmeyen arkadaslara da tesekkur edrim. Hepimizin fikri olacak muhim degil. Gercekvatandas, cevap yorumu yazmama gerek birakmadigin icin tesekkurler. Madem duzenleme yapilacak neden isine geleni yapsin, bizce de dogrusunu yapsin deseniz ya. Yasa yapma gucunuz var, darbe yasasindan halliceyiz deyip demokrasi sampiyonlugu havasi atilmaz. Dedigim bu kadar acik. GM

Yorumu oyla      59      53  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 18:38

Ne güzel demişler Atalarımız "BALIK BAŞTAN KOKAR"! Yargı neye göre dağıtacak Adaleti? Önündeki Dosyaya göre. İyi de Güvenlik Güçleri o dosyanın "NÜVE"sini teşkil eden raporları, belgeleri, parmak izlerini kafasına göre, adamına göre, rüşvete göre hazırlarsa o Yargıdan ADALET beklenir mi? Onlar da dünden razı o havuzdan pay almaya! Ya okumadan karar verirler ya da vicdan/cüzdan meselesinden! İspatı var. Bir Devletin Adaleti Mağdurlarla alay eder mi? Türkiye'de eder! H.Dink davası örnektir işte!

Yorumu oyla      59      50  
Gerçekvatandaş 9 Ocak 2011 Pazar 17:34

(3) Ayrıca Mülayim arkadaşım; Başbakanlara tanınan ve çoğumuzun şimdi öğrendiği bu yetkinin bu güne dek kullanılmaması, bundan sonra da kullanılmayacağı anlamını taşımayacağı gibi, siyasi amaçlarla haksız yere kullanılabileceği ihtimalini de ortadan kaldırmaz.. Başbakan Askeri Şurada General ve Amirallerin terfiine engel olabilme yetkisini (ki bu yetkinin haksız ve hukuka aykırı biçimde kullanıldığı mahkeme kararı ile de sabit görülmüştü), keza Milli Savunma Bakanı ile İçişleri Bakanı da General ve amiraller için açığa alma yetkilerini bu zamana kadar hiç kullanmamışlardı, öyle değil mi?..

Yorumu oyla      60      51  
Gerçekvatandaş 9 Ocak 2011 Pazar 17:10

(2) Bazı koşullarla bağımsız ve tarafsız kabul edilen RTÜK’e de yayın durdurma yetkisi tanınmış ama Başbakanın yetkisi yasanın darbe döneminde hazırlanan şeklindeki halinden daha da geniş, sadece milli güvenliğin gerektirdiği haller değil “kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması ihtimali” ilave edilmiş şekliyle sürdürülmüş.. Sence demokratik bir yasa mı bu, onu söylesene..Yarın bir başka siyasi parti iktidara gelince ne olacak?.. Siyasi iktidarların eline kötüye kullanılmaya son derece açık böylesi yargısal yetkiler verilmesi doğru mu?.. Bu yetki sadece TRT için kullanılabilir olsaydı bir derece, ama tüm özel radyo ve televizyon yayınlarını da kapsayan bu hükmün ne eskisinin ne de yenisinin savulacak tarafı var mı?....

Yorumu oyla      60      51  
Gerçekvatandaş 9 Ocak 2011 Pazar 17:10

(1) Mülayim Arkadaşım, seni kırmayayım ve yeni yasanın TBMM nde kabul edilen ilk bölümündeki metnin ilgili kısmını (henüz resmi gazetede yayınlanmadığı için TBMM kaynaklı bilgilerden edinilen haliyle) özetle vereyim; “…Milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması kuvvetle muhtemel olduğu hallerde Başbakan veya görevlendireceği bakan yayını durdurabilir. Gecikmesinde sakınca bulunması ile toplumu infiale sevk edecek yayınların yapılması durumunda, Üst Kurulca da yayının geçici olarak durdurulmasına karar verilebilir..” (Eskiden olduğu gibi kararlar aleyhine yargı yoluna, Danıştay’a başvurulabiliyor tabii.. Ama yayın durdurma ile ilgili yayıncı kurum felç edildikten sonra..) Eee, ne olacak şimdi?..

Yorumu oyla      60      52  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 16:06

Ben Göbeğini Kaşıyan,dağda yaşayan bir çoban olarak diyorum ki,Yıkıp yeniden yapmayınca bu Memleket düzelmez.Bir Memleketin bu kadar otlakçısı,bu kadar asalağı, bu kadar kenesi varken, bu Memleketi 50 tane Tayip,100 tane Kılıçtar gelse kurtaramaz.İçeriden ve Dışarıdan hertürlü kurt bir ağacı sarmışsa,haşare ilacı fayda etmez.Sıfırdan yeni bir ağaç dikmek lazım.Göbeğini Kaşıyan Çoban.

Yorumu oyla      60      53  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 15:16

İyide G.Vatandaş,6 Kasım 1983 de çıkan RTÜK yasasının verdiği geneiş alan bugünkü yasada ne hale getirilmiş?Bugünkü yeni RTÜK yasasını da yazsaydınızda,Başbakanın yetkilerinin Kısıtlanıp,Kısıtlanmadığını yorumcu kardeşlerimiz de öğrenseydi.Yeni yasada Başbakanın yetkileri daraltılmıştır.Olağan Üstü şartların dışında ve İstisnai durumlar dışında bu ysa uygulanmıyacak.Ayrıca eski yasayı Hangi Başbakan, ne zaman uyguladı? bu soruya cevap arayalım olmaz mı..Mülayim.

Yorumu oyla      58      54  
Gerçekvatandaş 9 Ocak 2011 Pazar 14:16

Mülayim 11:47 Arkadaşımız bir yönü ile kendince haklı da.. 1994 de yayınlanan 3984 sayılı RTÜK kanununun 25 nci maddesinde de yer alan benzeri hükmün yanında; 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunun 23 ncü maddesinin başlangıcı aynen şöyle; “Başbakan veya görevlendireceği bakan, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde, bir haber veya yayını menetmeye yetkilidir. Men kararının yazılı olması esastır. Ancak, acele hallere men kararı sözlü olarak da iletilebilir..” Peki o yasa ne zaman kabul edilmişti?.. 11 Kasım 1983 de.. Yani 06.11.1983 de ki genel seçimlerini takiben henüz Özal hükümeti ve yeni TBMM göreve başlamamış olup, Darbeci Kenan Evren ve arkadaşları yönetimde iken hazırlanıp akabinde de yayınlanmıştı.. Kısacası o madde antidemokratik ve militarist bir yasa hükmü idi, şimdiki de aynı anlayışın Akp iktidarınca sürdürüldüğünün bir göstergesi.. Eskiden de böyleydi savunması, demokratikleşmenin “büyük önem taşıdığı(!)” bu gün için sizce geçerli bir mazeret midir?.. Eleştirip durduğumuz o “Statükoculuktan” sıyrılmamız gerekmiyor muydu?..

Yorumu oyla      68      56  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 12:13

Kendi yandas halis mulis yandaslari icin gecesini gündüzüne katan yüksek yargi ne himmetse masum Müslümanlarin dosyalarini raflarda unutuyorlar.Derin devletin ve isbirlikci basinin haksiz ve sucsuz yere iceriye tikadigi sözde Hizbullah´cilarin sucsuz olarak yattiklari aylarin yillarin hesabini kim verecek? Zaman kaybetmeden sorumlularda hesap sorulmalidir ve bütün yetkileri elinden alinmalidir.Hizbullah operasyonu sadece Israili memnun yapmak icin yapilmistir.GB

Yorumu oyla      59      62  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 11:59

3 kasım 2002'de işgale uğramış topraklarda bu soru/lar anlamsız. mübarek olsun.

Yorumu oyla      55      55  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 11:47

10.50 de yazan yorumcu,"Dün sessiz sedasız Meclis’ten geçen yeni RTÜK Kanunu’na göre Başbakan ya da görevlendirdiği bir bakan televizyonları veya bir programın yayınını durdurabilecek." diyor.Oysa olayın aslı tamamen tersi.Çünkü bilgi sahibi olmadan fikir beyan ediyorsunuz.Zira zaten yayın durdurma yetkisi var olan Başbakanın bu yetkisi çıkan yeni yasal düzenleme ile,sadece KISITLANIYOR.Bilgilenmeniz için,Eski ve yeni yasayı okuyup mukayese edin.Gabağına saldırılar,döner yüzünüze çarpar.Mülayim.

Yorumu oyla      67      62  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 10:50

"Dün sessiz sedasız Meclis’ten geçen yeni RTÜK Kanunu’na göre Başbakan ya da görevlendirdiği bir bakan televizyonları veya bir programın yayınını durdurabilecek. Yani RTÜK’müş, hukukmuş, kanunmuş hepsini çöpe atabiliriz. Başbakan’ın keyfine ve iki dudağının arasından çıkan karara göre televizyon yayıncılığı yapabileceğiz." Kopyalayip tasidim buraya. Statukoyu eskilere yukleyen, yeniligi degisimi AKPde bulan, adalet anca simdi AKP ile geliyor diyen dostlarin buna bir diyecegi var mi? GM

Yorumu oyla      62      55  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 10:45

Ülkede Gelir dağılımı ADALETİNİ tesis etmedikçe,edemedikçe,yargı sistemini ADALET dağıtan bir KURUM haline getiremezsiniz..Bunu başarmak içinde NEREDEN BULDUN YASASINI çıkarıp behemahal uygulamaya koymak zorundasınız.Yürürlüğe koymanız halinde,bu yasadan gerekli verimi alabilmeniz içinde,biran önce Kayıt dışı ekonomiyi,kayıt altına almak zorundasınız.Birbirine bağımlı bu iki yasayı çıkaracak olan, KORKUSUZ ve siyasi İNTİHARI göze alabilecek bir siyasi ekibe şiddetle ihtiyaç vardır.H.Tahsin.

Yorumu oyla      62      49  
Misafir 9 Ocak 2011 Pazar 03:03

İ.Kant'ın "Adaletin olmadığı yerde yaşam değersizdir" sözünü hatırlatan Sy.Yazar, Siz hangi Adalet'ten söz ediyorsunuz? Cumhuriyet tarihimizde ne zaman, hangi dönemde gerçek Adalet'i gördünüz ki bu gün onu arıyorsunuz? Adalet'in başı Yargıtay Başkanı çıkıp da "VİCDANIYLA ÇÜZDANI ARASINDA SIKIŞAN HAKİMLERİMİZ VAR" dese SİZ bu memlekette belki bulursunuz ADALETİ!!! Ha pardon, bulursunuz Adaleti, sadece ADALET Hanımı bulursunuz!!! Ne güzel sözdür o: "BURASI TÜRKİYE".

Yorumu oyla      56      58  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 22:16

Okudugum yorumlardan cikardigim sonuc,Bülent Bey dahil hic bir sahis Ülkemizin "muamelat" tatbikinden memnun degildir.Her beni Ademin ceza hukukumuzda ki sorunlara parmak basisi vardir,sorunlar parmak basmak ile bitmiyor,cözüüm yinede cözüm.Bir konuda hem fikiriz yargi sistemimizin bize dar geldigidir.Cikarilan aftan yaralananda bu topraklarin insanlaridirlar,birebir konusun sizden benden daha Vatanperverdirler.Devlet suclu üretmek icin kurulmaz .Capanogl

Yorumu oyla      63      50  
ÖzayAtay 8 Ocak 2011 Cumartesi 22:09

Birine hırsız diğerine sahtekar demiyoruz.Zira onlar kanun önünde hala masumdur.Anlayana..

Yorumu oyla      62      53  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 21:51

21:24."..hukumet olduktan sonra ordu ne diye diken ustunde bu ise odaklansin.." demişsin.Hangi GÜVENLİK kardeşim. Ne görevini yapıyormuş? Görevini yapan yapının,1960 dan beri her ON yılda bir DARBE ile ne işi olurmuş? Darbe yapma yetkisini nereden alıyormuş? Demokrasilerde her kurumun görevi ve sınırları bellidir.Alanının dışına çıkanların halinin ne olduğunu UYGAR batının GELİŞMİŞ Demokrasilerine bak ta öğren.Hiç merak etme,Uygar Batıdaki uygulamaların, bizdede UYGULANACAĞI günler yakındır.H.T.

Yorumu oyla      62      51  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 21:24

H.T. Oligarşik, Militarist, Bürokratik diye saymissin. Peki becerikciz, korkak, avutmaci, uyutmaci, hukumetler ve onlarin hunersiz politikacilarina ne diyecegiz. Adam gibi ulusal guvenligin sorumlulugunu uzerine almis ve bu isin altindan kalkabilecek bir hukumet olduktan sonra ordu ne diye diken ustunde bu ise odaklansin. Yabancilardan sermaye cekmek huner degildir. Sermaye ve teknoloji uretebiliyormusun, marifet odur. Mesela araplarin parasini harcamaya basladik ulkenin iklimi hemen degisiverdi

Yorumu oyla      62      73  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 21:05

Benim çok sevdiğim yakın bir arkadaşım var.Mükemmel bir kişilik,tek eksiği var o da FANATİKLİK.Partisininde,takımın da doğuştan fanatiği.2007 Yılı idi,Nerede bir "Cumhuriyet Mitingi" varsa,hemen birkaç OTOBÜS ayarlar,oda başkanı olmasını da devreye sokarak, Mitinge en az iki Otobus kaldırırdı.Bende ona,"yav yapma Hüseyin,Taşıdığın her Ötobüs,AKP nin hanesine Puan olarak yazılacak yapma" diye yalvarırdım.Sonuç 22 Temmuz=%47."Ne oldu Hüseyin" dedim,"galiba sen haklıymışsın" dedi.H.Tahsin.

Yorumu oyla      67      57  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 20:57

20:25,Sizde bu Mantık mevcut olduğu sürece,sizin iktidara gelme ihtimaliniz,Mustafa Sarıgülün deyimi ile,150 yıl daha imkansız gibi görünüyor.Sizin amacınız İktidara gelip,Ülkeyi yönetmek mi,Yoksa,AKP üzerinden sürekli Türk Halkına HAKARET içeren sloganlar üretmek mi? Lütfen beni yanlış anlamayın,yerinizde olsam hiç vakit kaybetmeden bir Psikoloğa görünürdüm.Bu Mantık sağlıklı bir mantık değil.Böylesi mantıkla hareket edenlerin destekelediği, siyasi LİDERLERİN Tanrı yardımcısı olsun.H.T.

Yorumu oyla      69      54  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 20:27

Oligarşik Devletçi Militarist Bürokratik yapı ile,Türkiyeye Cumhuriyetin başlangıcından 2002 yılına kadar giren yabancı Sermaye miktarı 15 Milyar Dolar.Yine bu yapıya rağmen 2002 den 2010 a kadar Ülkeye giren Yabancı Sermaye miktarı 115 Milyar Dolar.Bu yeterlimi,HAYIR.Çünkü GLOBAL piyasada Dolaşımda bulunan Yabancı Sermayenin Türkiyenin YILLIK payına düşenin sadece 1/10 bile değil.Bu durumun sebebi nedir diye SORAN,sorgulayan bir Muhalefet yapımız var mı?Bunda Hukuk sistemimizin payı yok mu?.H.T

Yorumu oyla      68      52  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 20:25

H.T. Benim icin sebepler degil sonuclar oncelikli. Insanlarin gelismislik duzeyi ile(egitim, yasam tarzi, ortalama gelir duzeyi) AKP'ye oy verme egiliminde ters oranti var. Bu kisiler bazinda da yoresel bazda da bakildiginda boyle. Ozellikle Ic Anadolu'da milliyetci oylar onlarin onde gelenlerine ihale ve imar oyunlari ile ranttan faydalandirmak sureti ile AKPye cekilmeye calisiliyor. Bunu da "zenginlesmek isteyen Anadolu Halki" vesaire diyerek haram yemeyi insanlara kaniksatiyorlar.

Yorumu oyla      62      62  
Gerçekvatandaş 8 Ocak 2011 Cumartesi 19:31

(4) Umarım bu öngörüsüzlük, tedbirsizlik, ihmal ve çaresizlikler sonucu yaşanan uzun süreli tutukluluklar ile insanların vicdanlarını yaralayan tahliye rezaletleri, aklı başında bir yargı reformu için başta Akp hükümeti olmak üzere tüm siyasilerimizin harekete geçmelerine vesile olur... Tüm büyük adliyelerde, tam teşekküllü adli tıp ve kriminal laboratuarlarının kurulması ile adli polis teşkilatının oluşturulması, yazışma, evrak ve tebliğ trafiğini hızlandıracak yasal değişiklikler yapılması, Yargıtay’ın da iş yükünü azaltmaya yönelik Yargıtay ile mahalli mahkemeler arasında Bölge İstinaf Mahkemelerinin faaliyete geçirilmesi; savcı ve yargıçlarımızın sayıları ile kalitelerini artırmaya yönelik çalışmaların başlatılması ilk etapta akla gelen reform eylemleri..

Yorumu oyla      74      52  
Gerçekvatandaş 8 Ocak 2011 Cumartesi 19:30

(3) Ama bunun yanında iktidarların soruna çözüm getirecek yaklaşımlarda bulunmamalarının, özellikle güçlü Akp iktidarının elindeki olanaklara karşın gerçek bir yargı reformuna gitmeyip, yargı organlarını nasıl iktidarımın kontrolü altında tutabilirim siyasi düşüncesiyle yargıçlarla ve kurulları ile uğraşmasının da vebali büyüktür.. 2004 yılında 2011 de yürürlüğe girmek üzere tutukluluğu belirli süreleri aşanların tahliye olacağına dair yasayı hazırlıyorsun, ama geçen bu 7 yıl içerisinde özellikle Mahalli Ceza Mahkemeleri ve Yargıtay Ceza dairelerinin iş yükünü hafifletmeye, davaların süratle sonuçlanmasına katkı verecek hiçbir çözüm getirmiyorsun..

Yorumu oyla      75      56  
Gerçekvatandaş 8 Ocak 2011 Cumartesi 19:29

(2) Hakimlerimiz de çok önemli olan tensip ya da duruşma öncesi “hazırlık” döneminde gerekli işlemleri yeterince tamamlamadan çoğu kez sadece duruşma günü tayin edip tebligatları çıkarmakla yetiniyorlar.. İyi biliyorum, genelde mahkeme yargıçları duruşma gününe kadar dava dosyalarını doğru dürüst incelemeden kürsüye çıkıyorlar.. Bunlar önemsenecek sayıdaki bazı savcılarımızın ve yargıçlarımızın bilgi, beceri ve iş disiplini eksikliğinden kaynaklanan gecikmeler.. Yıllar önce yayınlanan ve 2011 de yürürlüğe gireceği aşikar, tutukluluğu uzun süren sanıkların tahliyesine ilişkin yasaya rağmen, ağır cezalı tutuklu davaları öncelikle ele alıp zamanında sonuçlandırmaya yeterince çaba göstermeyen ilgili mahkeme yargıçlarını, tabii ki tamamen mazur görebilmek mümkün değil..

Yorumu oyla      74      55  
Gerçekvatandaş 8 Ocak 2011 Cumartesi 19:29

(1) Hem mahalli mahkemeler ve hem de Yargıtay’da inanılmaz bir şekilde dava dosyalarının biriktiğini biliyoruz.. Davaların uzun sürmesinde kuşkusuz iş yoğunluğunun etkisi çok büyük.. Ama gerek C.Savcılarının ve gerekse Yargıçlarımızın da görevlerini layıkı ile yapmamalarının ve hatta yeterince iş bilgisine sahip bulunmamalarının da rolü var.. Temyiz edilerek Yargıtay’a giden o onbinlerce dosyanın ortalama yarısı eksik soruşturmalar, yapılmış olan usuli veya maddi hatalar yüzünden bozulup geri dönüyor.. C.Savcılarımız “hazırlık” soruşturmasında delilleri yeterince toplamadan dava dosyalarına çoğu kes matbu iddianameleri iliştirip yollayıveriyorlar..

Yorumu oyla      76      54  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 19:24

Anadolu Halkını "Cahil cühela-fakir fukara"(!) haline getiren sebep,şartlar,nedenler NELERDİR 19.04 de yazan arkadaş,anlatın da biz de öğrenelim.Bugüne kadar ANADOLUDA,İsveçteki,Norveçteki Demokrasi sistemi mi uygulandı da,Bu halk "cahil-cühela,Fakir-fukara" kaldı anlat bakalım 19.04 de yazan Misafir.İngilteredeki,Almanyadaki,Finlandiyadaki rejim mi bu Halkı,"cahil-cühela,fakir-fukara" eyledi.Anlatta da öğrenelim.Yoksa SSCB nin Stalinist yapılarının İşgali altındaki Oligarşik Bürokrasi mi? H.T.

Yorumu oyla      65      52  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 19:09

18:53 Yerel Mahkemelerde görülen Davalar temyiz için Yargıtaya gider,Yargıtaydan gelecek cevaba göre hüküm uygulamaya konulur veya bozulur yeniden görülür.Ben bizat şahid olduğum davalar varki, yerel mahkemelerde, Trilyon zimmet ve beraberinde hapis cezasına çarptırılan birçok siyasinin cezaları yargıtay temyizinde bozuldu.Üstelik de sözkonusu bu Davalar Üç yılı bulmadan çözüldü...İlginç olan bu yerel siyasilerin hepsi,her nedense "CANDAŞ" siyasetçiler!!....Mülayim.

Yorumu oyla      61      56  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 19:04

Cahil cuhelayi tarikatlar eliyle, fakir fukarayi da yardim paketleriyle avucuna alip reyini almak Anadolu'yu AKP ile ozdeslestiremez. Anadolu'da zaman zaman cekirge istilalari olur. Bu da onlardan biri. Sevindirici tarafi ise bundan etkilenenlerin ekseriyetinin egitimsiz, kendi hayatini idame ettiremeyenler veya ihale ve rant avcisi uyaniklarla sinirli oldugunu gormek. Normal zihinsel muhakemeye sahip turk evladi allah ve din-iman ile aldatanlari iyi tanidi. Ataturkculuk istismarcilarini da..

Yorumu oyla      61      53  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 18:53

Ozay efendi sapla samani, nohutla baklayi karistirmis. Asureye hersey katilir bir yag katilmaz, Ozay Bey onu da katmis. Hizbullahcilar mahkemesi devam eden tutuklu degiller. Adamlar muebbetlik ceza almislar. Itiraz edilmis karar kesinlesmemis sadece. Ergenekon kurmacasi ile karistirilamaz. Sanirim sadece yandas medyayi takip ediyor. Bir de AKP yi Anadolu ile bir tutmus ki sekte-i kalpten gidiyordum. Anadoluda Akkoyunlu devleti vardi bir zamanlar onu mu kasdediyor diye yorumunu dikkatle okudum.

Yorumu oyla      61      58  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 18:42

Sayin Yazar "Okuyucu yorumları daha kaliteli ve seviyeli oldu. Ancak, özellikle Hasan Tahsin, Teyze ve Çapanoğlu’na yönelik tahrik edici yorumları e-dergah’ı sabote etme amaçlı olarak algılamak mümkün." diye yazmissiniz. Gecen makalenizin konusu sutatuko idi degil mi. Iste sutatuko boyle birseydir..

Yorumu oyla      58      58  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 14:59

Sayin Bülent Bey,arkadslarimizin cok kalbür üstü olduguna dir bende bir süphe yok,tatli takilmalari buraya yesillik ve güzellik veriyor.Hoca´nin dedigi gibi her kes ayni tarafa gitse Dünya dengesini kaybeder. E.dergahi sabota edecek bir alet daha icat yapilmadi.Capanoglu

Yorumu oyla      64      49  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 14:52

İktidara güvenmeyip,Anayasa yapmasına mani olmak isteyenler,öncelikle Günümüz Türkiyesinin ŞİDDETLE ihtiyacı olan ANAYASANIN Taslağını hazırlayıp,yarından itibaren Türk Halkının önüne koymalıdırlar.Bunu beceremeyen Muhalefet,Haziran ayında yapılacak GENEL seçimlerde uğrayacağı HEZİMETE hiç mazeret aramasınlar.Zira uğrayacakları Hezimetin zeminini kendileri hazırlamış olacaklardır.Rakip siyasileri karalama yöntemi yerine,kendi hazırladıkları metinlerin daha çağdaş olduğunu anlatmalıdırlar.H.T.

Yorumu oyla      61      50  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 14:45

Devlet denilen HİZMET AYGITINI,Uygar Dünyanın kullanımında olan "Hizmet AYGITI" şekline dönüştürmenin tek yolu vardır.O da Hizmet AYGITINA şekil veren,Hizmet Aygıtının yegane beslenme kaynağı olan ANAYASAYI,Evrensel Hukuk NORMLARI ile buluşturmaktır.Bu o kadar zor bir iş değildir.Ne yazıkki yapılması gereken basit bir olayı,siyasal organlarımız vasıtası ile yokuşa sürüp,zorlaştırıyoruz.Sorumluluk İKTİDARIN olduğu kadar,Muhalefetinde dir.Referandum öncesi TBMM manzaralarını HATIRLAYALIM.H.Tahsin.

Yorumu oyla      61      49  
ÖzayAtay 8 Ocak 2011 Cumartesi 14:31

olarak algılanacak önemdedir.keşke partiniz mecliste katkı verseydi de referanduma gerek kalmasaydı.Ama hepimiz biliyoruz ki o referandum yargıyı statükonun etkin bir aracı olarak gören müesses nizamla anadolu mücadelesinin başka bir evresidir.Keza önümüzdeki seçim de müesses nizamla AKP(Anadolu) arasında geçecektir.Son söz yargının bu utanç verici durumdan kurtulup adaletin hizmetine girmesi için yapılacak olanlar bellidir.Öncelikle Danıştay hakim,savcı alımında uyguladığı blokajı kaldıracak

Yorumu oyla      64      59  
ÖzayAtay 8 Ocak 2011 Cumartesi 14:25

olmadığı gibi tahliye de beraat değildir.Aslolan da tutuksuz yargılamadır.herkes için böyledir.Delil karartma,toplumsal infial gibi nedenler 5 yıl ileri sürülemez.Sen yargıyı korunması gereken ideolojik bir kale gibi görüp 5 yıl boyunca hakim savcı alımını yasada olmayan kameralı mülakat gibi uyduruk gerekçelerle engellersen sonunda senin silah gelir seni vurur.Sanki kamera yani icat oldu.Bugüne kadar olmayan kameralı mülakat şartı icat oluverdi.gereksiz dediğiniz referandum bence ilerde milat

Yorumu oyla      63      62  
ÖzayAtay 8 Ocak 2011 Cumartesi 14:19

listesine giremeyenler.Zira davanın kodamanları ellerini kollarını sallayarak gezerken Balbay'ın bebesi babasız büyüyor.Keşke bu durum onların uyanmasına vesile olsa bizi kurtarılacak listesine layık görmediler demek ki zannettiğimiz kadar önemli ve değerli değilmişiz diyebilseler.Onu bunu bilmem,elekronik kelepçe mi olur,başka yöntem mi olur bu süre derhal 5 yıla inmelidir.Devlet hiçbir vatandaşını hakkında mahkumiyet hükmü vermeden on yıl tutuklu tutup sonra pardon diyemez.Tutuklama mahkumiyet

Yorumu oyla      61      62  
ÖzayAtay 8 Ocak 2011 Cumartesi 14:14

Hizbullah sanığı için tahliyesi vicdanları sızlattı demek ne kadar adalete sığıyor.Siz hükmünüzü vermiş,onları mahkum etmişsiniz zaten.Sizin adalet tanrıçanızın gözleri bağlı değil aksine eline büyüteç almış sanıkları tasnif ediyor.Şimdi diyeceksiniz ki sen de ergeneocon sanıklarına körsün.hayır.On yıl tutukluluk her sanık için zulümdür.Bu hizbullah sanığı için de öyledir,ergeneocon sanığı için de öyle.Hele tutuklu ergeneocon sanıklarına daha çok üzülmekteyim.Oncağızlar yangında ilk kurtarılacak

Yorumu oyla      61      62  
ÖzayAtay 8 Ocak 2011 Cumartesi 14:09

insanlarla dalga geçiyor,yoksa on yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye olup yargılaması devam eden,tahliye olduğunda başka bir dünyaya adım atan insanlar mı?hani masumiyet karinesi?Adaleti temsil eden kadın heykelinin gözleri neden bağlı?karşısındakinin kimliğine,statüsüne karşı tarafsız olduğu için öyle mi?On yıl tutuklu kaldıktan sonra beraat eden bir sanığa adaleti nasıl tarif edeceksiniz?Kimliği hiç önemli değil.Ergeneocon sanıkları için 2 yıl tutukluluğa isyan ederken 10 yıl tutuklu kalmış

Yorumu oyla      61      61  
ÖzayAtay 8 Ocak 2011 Cumartesi 14:05

Bu ülkede adalet hiç oldu mu sayın Kuşoğlu?Cumhuriyet tarihimiz boyunca oldu mu?Biz de yargı adaletin mi aracı olarak tasarlandı yoksa vesayetin mi?Görüyorum ki siz de aynı mantıkla yaklaşmışsınız.Devletle dalga geçildi,imajı yerle bir oldu,vicdanlar kanadı diyorsunuz.Habur rezaleti diyorsunuz,yargıya ideolojik bakıyorsunuz.Dalga geçilen devlet mi bireyler mi?tahliye olan insanlar beraat etmedi.On yıldır tutuklular dile kolay on yıl.On yılda bir insana suçlusun,yada suçsuzsun diyemeyen devlet mi

Yorumu oyla      62      61  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 12:29

E-Dergahın "SABOTE edilmesine" müsade etmeyeceğiz.Bunun için AZAMİ derecede OBJEKTİF olmaya çalışacağız.Bizler farklı düşüncelere sahip okuyucularız.Hiçkimseden TARAFSIZ olmasını beklemiyoruz.Beklediğimiz şudur,Azami derecede OBJEKTİF olmaya çalışmak,Azami derece de de SAYGILI olmaya çalışmak.Yoksa kimsenin fikrini değiştirip,fikrimize katılmasını beklemiyoruz.Tabi isimsiz yorumlardan BAZILARININ provokatif maksat taşıdığını farkındayız.E-Dergahın havasını bozacak yanıtlardan kaçınıyoruz. H.T.

Yorumu oyla      67      49  
Misafir 8 Ocak 2011 Cumartesi 12:21

Adalet sistemimizdeki çöküş,27 Mayıs 1960 sonrası Yassıada mahkemelerindeki "Bebek ve Köpek DAVALARI" ile başlamış,2005-2006-2007 deki Yüksek Divandaki "Aklanmalarla(!)" sistemdeki çöküş malesef zirve yapmıştır.Bugün yaşamakta olduğumuz hukuksuzluk sürecinin ürünleri,HUKUK DEVLETİ olmayı bir türlü beceremeyip,"Kanun Devleti" olmakta ısrar edişimizden kaynaklanmaktadır.Burada çok ÖNEMLİ görev CHP ye düşmektedir.CHP biran önce Evrensel Normlarla örtüşen Anayasa Taslağını HALKIN önüne koymalı.H.T.

Yorumu oyla      65      50  
teyze 8 Ocak 2011 Cumartesi 12:16

Bülent Bey yorumlar arasına fesat karıştırmak isteyen çıkıyor evet.Adalete ve ihaleye fesat karıştıranlarla siz ve yorumcular mücadele edin,ben yorumcular arasındaki fesatlarlarla mücadeleyi üstleniyorum:)) Editör ADALET İSTİYORUMM bir yorumcu bir şey soruyor,yazıyor, cevap veriyorum yorumum yargısız infaz oluyor arada.Editör bu yorumumuda yok edersen protesto için yarın T.Atillayı saat 12 de Kanaltürkte izlemeyecem:))

Yorumu oyla      69      49  
teyze 8 Ocak 2011 Cumartesi 11:56

Gel gelelim bankada o kadar nakit yokmuş. Hakimden ertesi gün gelmesi rica edilmiş. Ertesi gün para bir bavul içinde hazırmış. Aradan birkaç gün geçmiş. Hakim çıkagelmiş. Parayı bankaya geri vermek istiyormuş. Banka yönetimi şaşırıp kalmış. Hemen Adalet Bakanlığı'nı aramışlar. Derhal bakanlık müfettişleri devreye girmiş ve hakime hareketinin sebebini sormuşlar. Hakim "Kraliçe nin hükümeti bize gerçekten bu kadar güveniyor mu? Onu sınadım" cevabını vermiş. Raporlar bakanlığa iletilmiş ve aynı gün hakim azledilmiş. Adalet bakanlığı hakime gönderdiği yazıda gerekçeyi şöyle açıklamış: "Kraliçe hükümetinin saygın bir hakimi, devletine güvenmiyor ve onu sınıyorsa, devlet ona asla güvenmez." "Güven" çok ince bir çizgidir. Onu kalınlaştırarak kırılmasını engeleyyen tek şey, "iki taraflı" olmasıdır

Yorumu oyla      70      49  
teyze 8 Ocak 2011 Cumartesi 11:55

Ben bilmiyorum İngilterede yargıçların maaş alıp almadıklarını,yazınızı okuyunca aklıma İngiliz kaynaklı meşhur hikaye geldi onu kopileyip yolluyorum.ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR bu bizden,şimdi İngiltereden: Ingiltere'de yargıçların maaşı yoktur. Onun yerine ihtiyaçları oldukça kullandıkları kredisi sınırsız çek defterleri vardır. Ingiliz devleti hakimlerine o kadar güveniyor yani.Birgün hakimin biri bir bankaya gidip 1.000.000 poundluk bir çek bozdurmak istediğini söylemiş. Tabii ortalık birbirine girmiş.Banka yöneticileri en üst makamdan onay almadan bu kadar parayı veremeyecekleri söyleyip hemen Içişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, filan telefon etmişler. Ancak aradıkları her yerden gelen cevap aynıymış: ÖDEYIN

Yorumu oyla      68      49