Geçmiş günlerde Sy.Ayşe Hn.şöyle yazmıştı:"Kuran,insana insanlık öğretir".Şimdi Saygıdeğer Hanımefendi herhalde anlamıştır değil sokaktaki halk, neredeyse günün 24 saati Kutsal kitabı ellerinden düşürmeyenler insanlığın ne olduğunu öğrenememişler!Bir kişinin işine son vermenin de bir adabı vardır değil ki apar topar haber vermeden insanları kapı dışarı etmek!bu hangi kitapta yazar? Demekki Din min, Kitap mitap fayda etmiyor,insanın içinde olmalı ADAM olmak!BÜYÜK ADAM OLMAK DEĞİL,ADAM OLMAK mühim

Aslina bakarsaniz Islam dininde Hocalik ve Imamlik makami yoktur.Hocalik ve Imamlik makami cemaatin dini bilgilerinin zayiflamasindan dogmus bir müessesedir.Islam dini ile ilgili hükümleri Allah koyar millette uygular.Devletin koydugu hükumler genellikle cagin ve teknolojinin ilerlemesinden dogan bir takim idari ve sosyal kanunlardir.Islamda kul ile Allah´in arasina hic kimse giremez,Hocalarda buna dahildir.Devletin Allah´in kanunlarina müdehalesi askeri müdehalelerle es degerdir.

Konunun uzmanı falan değilim.Arkadaşlarda konunun uzmanı olan var ise,lütfen düzeltsin.Benim bildiğim,Hz peygamberimize gönderilen İSLAM dininde,RUHBAN sınıfı yasaktır.Din BİLGİNİ başka bir anlam,eskiler buna arapça "ULEMA"(Bilge) derlerdi.Toplumun çeşitli kesimlerinin, din bilginlerini Devletin RESMİ KURUMLARI belirlemez.Böyle bir yapılanma Gelişmiş batıda oldukça KOMİK bulunur.Zira RESMİ VİCDAN diye yapı olamaz.Olursa da ÖZGÜR olamaz.H.Tahsin.

Ayşe Hanım dikkatimizi çeken bir hanım kardeşimizdi, Allah yolunu açık etsin. Ben Hasan bey dostumuzun "Dünyanın hangi GELİŞMİŞ DEMOKRASİ ülkesinde,"Resmi DİN" ve "Resmi Dini Kurum" bulunur?" yorumuna katılıyorum. Bir de eklenti, "Resmi Öğretiye" senede 3 trilyondan fazla para harcıyoruz. Belli harcama gerekir de böyle de olmaz. Hasan bey tebrik ederim, buna bağlı yorumunuz olacaksa dikkatle takipte olacağım. GerçekMisafir

Hasan Abi iftira Allah korusun hiç hatırlamıyorum da gıybet depom doludur.Sahabenin peygamberimize dediği gibi;Yanındayken ya Resulullah nerdeyse melekleri hissedeceğiz ama sen yanımızda olmayınca dünyamıza dönüyoruz.Benimkide bu hesap böyle manevi aleme dalınca biraz kendime geliyorum sonra karışıyor.Halbuki kim ne şartlarda ne yapmak zorunda göründüğü gibi mi herşey düşünmeden atıp tutabiliyorum.Ben bir kitapta okudum.İnsan dedikodu yaptığı anda kendine ait artılar hızla dedikodusunu ettiği kişinin beynine artı olarak geçip onun eksilerini kendi yüklenirmiş.Benzetmede yapılmış olabilir gerçekte olabilir.Bir şey yazarken konuşurken iki kere düşünmemiz gerekir.Ben üç kere düşünmeliyim.

Ya arkadaslar bu benim "Klaviyede" bir anormallik var,yarin görevden aliyorum onu,yenisi daha iyi calisir diye düsünüyorum sabahtan beri yazdigim yorumlarda eksik harf yaziyor.Gözlerinize insallah rahatsizlik vermemisimdir.Dedimya yarin baska bir Klaviye ile karsinizdayim.

Çapanoğlu yanlış anlamadım seni ben yorumumda eksik bıraktım yanlış bende.Ebu Hanefiyi de sorgulamak haddim değil rüyamda sorgulasam gündüz korkarım ne yaptım diye.Benim acabalarım anlama jimnastiği amaçlı.Ebu Hanefi veya onun gibiler YÖNETİMDEKİ kişilerin istediği gibi fetva vermeyecek olanlar sorumluluktan kaçmasalar keşke meydanı Allah rızasını gözetenlere değilde iktidardakilerin rızasına göre fetva verenlere bırakmasalar gibi bir düşünce geldi geçti ama onların durumlarını da bilmediğimden saçmalama yorumlarımdan bir yorum oldu galiba.

Teyze kayıtların silinmesi o kadar kolay olmadığı yönünde bilgiler kulağıma geliyor.ne derece doğrudur bilemem.Kozmik kamera kayıtlarını bulacaksınız,resetleme mi yoksa format atmaylamı sileceksiniz,yoksa hartdiksi mi değiştirmek gerekecek bilemiyorum.Bildiğim birtek HUSUS var.İFTİRA ve GIYBET hiçbir şekilde SİLİNEMİYORMUŞ.Birçok kul hakkı,maddi iade ile birlikte helallik alma şartı ile silinebiliniyormuş,ama İFTİRA ve Gıybet asla silinmiyormuş.Sizde de bu iki suçun olduğunu sanmıyorum.H.Tahsin.

Haan abi ne yaptin ya böyle yorum yapilirmi?Bütün vucut azaarim titredi inanirmisin.Kayit altina alinan her an ve her saniye.Güzel Alah´im senin "Rahim" sifatini bilmesem haim nice olurdu,affet bizi bazen istemeden baskasina bilmeden hakszlikta apabiiyoruz,A.Sucu ocamiza yaptigimiz gibi.Her yorumun yarisi latifedir,ceyregi taklmadir,diyer ceyregi ise hakikattir.

Teyze beni yorumcular arasinda bir tek anladin sende yanlis anladin.Yazdigim yorumda Imami Azamin görevi kabul yapmamai din konularinda fetva verebilecek sorumlularin büyük bir vebal altinda olmalaridir.Imami Azam yillarca hapshanede yattiama her gün en az 300 sayfa kitap yazdi.A.Sucu,kendi konumunda bi dehadir bunu zaten hic kimse inkär yapmiyor,yaptigi hizmetleride cok iyi biliyoruz.En iyi tarafida egiticilik yanidir ve medotlaridir.Bazen ser gördüklerimizde hayir vardir.C.oglu

Dünyadaki GELİŞMİŞ DEMOKRASİLERİN hiçbirinde "DİYANET" kurumu diye bir kurum veya benzeri bir kurum yoktur.Hal böyle iken,Kurum veya kuruma bağlı yapıları tartışma konusu yapmamız gerekirken,benzeri kurumlardaki yapılaşmaları tartışma konusu yapıyor olmamız düşündürücü olsa gerek.Dünyanın hangi GELİŞMİŞ DEMOKRASİ ülkesinde,"Resmi DİN" ve "Resmi Dini Kurum" bulunur.Demokrasi iddiasında bulunacaksınız ve İNANANÇ Özgürlüğünü RESMİ bir Öğretiye PRANGILAYACAKSINIZ.Esef verici bir durum.H.Tahsin.

21:47 Hakikivatandaş dünya işlerini çok sulandırdığımın farkındayım Ayşe Hanımın sayfa da bari yapmayayım diye kendimi tutyorum oraya yorum yazmıyorum.Bugün yorumları okudum orda ve çok üzüldüm bende kendimce yorum yazdım oraya.Hasan Abi o kayıtlar konusunda durumumuz çok vahim.Bir rivayete göre Peygamberimiz şefaatçi olacak kayıtlar ortaya milletin gözü önünde dökülmeyecek diye duydum kendi adıma inşallah gerçektir diye sevindim.Burda veya öte alemde açıkça ortaya dökülürse ben lüzumsuz konuşmalarım başta çok rezil olacağım kesin.Allaha sığınıyorum artık.Tövbe edeyim bir kere daha.

A.SUCU hanim efendiye üzülmedimde Y.K arkadaslarina üzüldüm,halbuki onlardan bir tanesini bosalan makama verebilirlerdi diye düsünüyorum:)Üzülmesinler Mezarliklarda yatanlarin yarisindan fazlasi kendilerini vaz gecilmez diye bilirlerdi.Hayat devam ediyor,hic kimse meraklanmasin benim yerim dolmaz diye.

MAKAM ALGIM ŞÖYLE: Daha önce söyleyen olmuşsa bunu çok sevinirim.Bazen çok rahatsız olduğum bazı sabit fikirlerim vardır HATA MI EDİYORUM ACABA diye.Sonradan aynı şeylerden bazı alimlerdede olduğunu öğrendiğimde çok seviniyorum.Arzdan göğe bir merdiven hayal ediyorum,her basamak bir insana ait bütün geçmiş ve gelecek insan sayısınca basamak.En tepede Peygamberimiz.Ondan sonra diğer peygamberler,evliyalar,vs.. ve avam denilen benim gruptakiler.En alt basamakta ben yokum sanıyorum şu anda ama olabilir miyim olabilirim tabiki.İşte bu basamakta bulunanlar üstte olan alttakini bilirde,altta olan bir üsttekinin basamağını-makamını bilemez diye düşünüyorum.Biz zahire göre karar verebiliyoruz maalesef.Kalplerden geçeni ALLAH BİLİR SADECE.

Çapanoğlu bu hassas konuda şimdi desemki A.Sucu, İmamı Azam değildir acaba incitir miyim Ayşe Hanımı,İmamı Azam acaba tabana kuvvet kaçarak meydanı niçin boşbıraktı, diye sorsam saygısızlık edermiyim diyede düşünüyorum.Kabaca olacak ama aşağı tükürsek sakal,yukarı tükürsek bıyık,yere tükürsek hiç olmaz sonra pis milletiz diye Avrupa Birliğine almazlar bizi:) Ben Hallacı Mansur gibi; Halden anlayanın bir gülü yeter diyerek nokta koyayım.Kim hangi makamda bilemeyiz ki.Makam konusunda şahsi görüşümü yazacam şimdide.Güya nokta koymuştum.Yorum yorumu açıyor.

Dikkat edilirse benim yorularimda kimin basörtüsünü nasil bagladigi beni ilgilendirmiyor.Üstüne basarak ifade yaptigim makamlarin gecici oldugunu,nihayet Diyanetin kadrolarindan bir tanesinin bosaltilma olayidir.Her görev degisiklerinde bu tür yalasimlar Diyanete zarar verir.A.Sucu yanlis yapmistir,bunun ile birlikte göze batan hadise ise,yazara verilen desteklerin belli cevrelerin tekelinde olmasi.Sizcede düsündürücü degil mi? Bu gidis ile Haziran ayi her seyin cevabini verecek.

Benim asıl merak ettiğim,sözkonusu bu KOZMİK KAYITLARIN,kozmik CD leri,yeryüzü hukuk mahkemelerinde DELİL olarak kabul edilecek mi? :),Hani sanal ortamdaki video kayıtları ve çeşitli ses kayıtları DELİL olarak kabul görmüyor ya.Acaba Kozmik KAMEREMANLARIN kayda aldığı,KOZMİK CD ler ve kozmik kayıtların,çözümleri yapılması halinde,yeryüzü mahkemeleri bunları DELİL olarak kabul edecek mi.Kim samimi MÜSLÜMAN, kim dürüst,kim sahtekar GABBBAK gibi ortalığa serilecek.Bence o günler çok yakın.H.Tahsin.

Sevgili Bülent bey, ben de bu güne kadar değerli yazılarını,felsefi,ahlaki ve İslami değerlendirmelerini takdir ederek okuduğum sayın Ayşe Sucu'nun Türk Time’daki köşesinde okuyucularının övgü ve saygılarını ifade eden yorumlar görmeye alışmıştım.. Bakıyorum aynı köşede; (kendisi Diyanet İşleri Başkanlığınca görevden alınınca) insanları sırtından hançerlemede maharetli, vicdanları kin ve nefretle mühürlü onsekizinci yüzyıldan kalma sözde dindar özde bağnaz kafalar; fırsat bu fırsat diye hemen akın edip gerçek yüzlerini dışarı vurmaya başlamışlar.. Bu çağ dışı zihniyet, sıkılmadan bir de sayın Sucu’nun başörtüsünün şekli ile başkanı olduğu vakıftakilerin çoğunun başlarının açık ve modern giyimli olmalarını ima ederek akıllarınca aşağılamaya kalkışmışlar.. Bilinmeli ki asıl günaha giren ve utanması gerekenler; “sırf bu gerekçelerle” Sn. Ayşe Sucu’nun görevden alınmasını isteyen ve alanlar ile, dini kendi tekelinde görerek Allah ile kul arasına girmeye kalkıp, bilir bilmez insanların inancını sorgulamaya kalkışan cühelalardır..

Sözkonusu bu KOZMİK kayıtların,KOZMİK frekansları çözümlendiği zaman,HERKESİN KELİ orta yere serilecektir.Böylesi bir ortamda,Yalan ve İFTİRA sözkonusu dahi olamıyacaktır.Zira olduğu taktirde,"o iftira,o yalan" anında ilgili kişinin YÜZÜNE çarpılacaktır."Nur'un,IŞIĞIN" yani BİLİMİN tekamül edip,tamamlanması denilen olay bu olsa gerek.İslam inancına Göre Huzuru-Mahşerdeki "KEL'İN ortaya serilmesi", olayı bana göre, huzuru mahşere henüz gitmeden bu Dünyada da başlamış olacaktır.H.Tahsin.

Semavi Din öğretilerine göre,her insanın sağında bir,solundada bir KAYIT meleği vardır.Biz Müslümanlar,sağdaki kayıt meleğinin,iylik ve güzellikleri,soldaki kayıt meleğinin ise,suçları ve günahları KAYDA aldığına inanırız.Binlerce yıllık bu öğretilerin BİLİMSEL ISPATI yaşadığımız yüzyılda yapılabilmiştir.Evrende hiçbir sesin ve hiçbir Fiziksel hareketin kaybolmadığını Fizik bilimi ortaya koymuştur.Sözkonusu bu KOZMİK kayıtların FREKANSLARI henüz çözümlenemedi,ama çözümlenmesi çok yakındır.H.Tah.

Ben bu firtinanin sebebini anliyamiyorum,bir insan bu kadar mi koltuk sevdalisi olabilir? Abbasi Halifesi Imami azam gibi bir Islam bilginine seni Bagdat Kadisi yapacagim dedigi zaman,Imami Azam tabanlara kuvvet bu sorumluluktan kacmistir,yillarca hapis yatmistir görevi kabül yapmadigi icin.Cok agir iskenceler gördügü halde kendisinin bu sorumlulugun altina girmiyecegini ölümünü göze alarak ret etmistir.Ayse Sucu hocamiz ise ne hikmetse 14 sene bu görevde kalmis bir türlü gitmek istemiyor.C.Oglu

Dini inancı bir tarafa bırakıp(empati amaçlı) bazılarının korkusunu anlayabiliyorum.Kendimden örnek,sütkardeş kavramını herkes bilir.Kuzenim sütkardeşim beraber büyüdüğümüz karındaş olmasak da kardeş sayılır birden saç sakala karıştı.Bana bile mesafe aldı.Belki 20 sene oldu onu o kadar özledimki çok sık görüyorum ama çok uzak.Bir gün eşofmanla namaz kılarken gördü beni annesinin evinde.Bu namaz sayılmaz dedi.Neden dedim.Erkeğe benzemiş kılığın dedi.Bende dedimki Peygamber Efendimizde entari giyerdi ne olacak şimdi?YANİ bazı insanlara aynı kıbleye yönelmek bile yeterli değil.

Konu Din ve Diyanet olunca benim alan dışım ama,Sn yazarımız ve yorumcuların müsadesi ile,bir yerden tartışmaya başlamak amacına yönelik iki kelime yazayım.Tanrıya İnananlar için,Yaratanın BİR TEK DİNİ vardır.O da Hz.Ademe gelen dindir.O din son Peygamber olan Hz.Muhammed'e gelen dindir.Aradaki Tüm peygamberlere gelen dinler de ilk ve son peygambere gelen dinin aynısıdır.Bu nedenle bırakalımda,İnsanlar istediği dine istediği şekilde inansın.Bunun LAFI bile edilmesin.H.Tahsin.

HALK arasında başörtüsü konusunda ayrışmanın farkında değilim.Daha çok siyaseten görüyorum ben.Arzuladığım, her işe o işin ehlinin gelmesi.Eğitimli uzman kişinin kadın erkek olması farketmez benim için,hanım ise ne başı açık kapalı bakarım ne de o işi yapanın eşinin başı açık mı kapalı mı.Kimse kimsenin ne giydiğine ne başına ne geçirdiğine bakmamalıdır.Bu sorunu yıllardır çözemediler ben yorumla hiç çözemem.Zamanla çözülür sanıyorum,diliyorum.

Ayşe Hanıma geçmiş olsuna katılıyorum bende zevkle yazılarını okuyorum.Şimdi ne yazsam onu düşünüyorum.Yıllardır kabak tadı veren konulardan oldu bu başörtüsü.Yazılıp çizilecek herşey söylendi.Ne desem tekrar olacak.Siyasetçileri ve ilahiyatçıları bu konuda suçlu buluyorum.Medyacılar da biraz suçlu.Bu sorunu bunlar getirdi bunlar çözsün diyorum ne diyeyim başka.