fasa fiso diyen erbakanın hali meydanda.. baykalın da olacağı o..bekleyin ve görün..

ülkede yaşanan psikolojik harekat çok büyük boyutlarda. daha öncede belirtildiği gibi dünün fasa fisocuları buguün neden antiergenekoncu oldu. soru bu. susurlukta toplum tek ses olrak birşeylere karşı çıktı. burda niye bölündü. ilginç degilmi. bana göre çok manalı. cunku sebepleri ve sonuçları itibariyle baktıgınızda olayın bir muhalif kıyımına dönüştürüldüğü çok açık. çete avı yapıyoruz diye 28şubatın aktorleri ile antiakp unsurlarının üzerine çullanıldıgı açık. oyüzden halk bölünmüş gözüküyor.

ayrıca herturlu durumdada bu kaybeden yine ulkemiz oluyor malesef cunku tartşılması gereken okdar konu heba olup gidiyor.sorunlar konuşulmuyor. ekonomi ikinci planda kalıyor.kim bilir belkide bu amaçlanıyor. son dalgadan önce hepberaber israile kan kusuyorudk.yine birden degişti ortam. bunlarıda belirtmeden geçemiyeceğim.

syn. atilla bakalım son soyldeiğiniz patron gerçekten bu olaya dahil edildcekmi. ona numaralar takılacakmı. gerçekten çok merak ediyorum.Yani türkiyed gerçketen yer yerinden oynar diyebiliriz. Bana göre yapamazlar cunku ellirindeki güce ragmen biraz tırstıklarını söyliyebilirm. cunku hem bu medya gucu hemde baglı oldukları aga babaları onları biraz dokunulmaz yapıyor gibi. bakalım uzlaşacaklarmı yoksa hesaplaşacaklarmı,bekliyoruz.

konusundaki zaafınız,bence gazetenizin en büyük eksisi,var olan yazarlarınızda aktif değil buna sizde dahilsiniz.sizin oldukça geniş bir çevreniz var ve eminimki kendi alanında söz sahibi birçok köşe yazarına bu köşelerde pencere açma imkanınız var.bu konuda bir girişimde bulunursanız,internet gazeteciliği konusunda ilk sırada olacağınıza yürekten inanıyorum.aslında yazı yazma özürlü ve bundan pek hoşlanmayan biri olarak umarım bu yazdıklarım kendikendine konuşmaktan öteye gider.SEVGİLER.

SAYIN ATİLLA,Size burada yazmanın pek etkili olduğuna inanmasamda,bir konuda hassasiyet göstermenizi rica,devlet dili ile arz!! edeceğim. malumunuz sizin bu sitenizde bir gazete,ve sizde çok iyi bilirsiniz ki, iyi gazete okuyucularını o gazeteye bağlayan en belirleyici unsur,köşe yazarlarının yazıları ve bu yazarların kalitesidir. iyi gazete okuyucuları,gündemle ilgili farklı bakış açılarını bu köşe yazarları sayesinde görürler.ancak sayın AYTUN ÇIRAYI hesaba katmazsanız sizin köşe yazarlığı-

burda site sahibi olarak size biraz iş düşüyor.günbegün değerli yorumcuların yok olmasını ve sitenin değerinin düşmesine inanın bana[ ALLAH İÇİN]çok üzülürüm.benim düşüncelerim bunlar kimine göre doğru, kimine göre yalnış..ama herkesin fikrine saygım sonsuzdur.sn atilla lütfen kusura bakmayın.niyetim size asla kırıcı yada eleştirici tavır takınmam değilde,sadece bu konuda muzdarip olduğumu açıklamak istedim.saygılar...

habire insanın,yok aklıyla yok zeka eksikliğiyle aşağılayıp,onu rencide edeceklerini sanıp ve bu siteden soğutmak için çabalayıp,işin kişiselliğe götürülmesine kadar insanı zorluyorlar..en nefret ettiğim şey rumuz kullanmak..salt bu siteden kopamadığım ve sizleride çok sevdiğim için, bugün bu tarih itibariyle, 2 kez rumuz kullanarak yazı yazmaya çalıştım.ama ben her zamanki gibi adımla ve insana saygımla yazmayı isterim.burda bende size yazmaktan başka çare göremedim sn atilla.özür dilerim ama

ne kadar kötü değilmi sn atilla??dürüst ve iyi bir ekiple çalıştığınız büyük emekler verdiğiniz, bu sanal ortamda bile,birbirimizin fikirlerine SABIR,SAYGI,SEVGİ,VE HOŞGÖRÜ ile yazmayı bırakın,ortalığı karıştırmak isteyen,10 tane rumuzla yazan,maskeli yapmacıklı aldatmacı birbirine saldıran, adeta birbirine öfke kusan arkadaşlarla doldu sanki.oysa burdaki yazan arkadaşlar kendi pargmasıyla örtüşen fikirlere saygı duyulacağını,diğer fikirlerede saygıyla olmasada anlayışla karşılanacağını unutup,

olamayıp ya bana yakışmayan yollara başvuracağım yada bu insanların seviyesine inmek zorunda kalacağım.ki kalıyorumda.SİTE VE İNSİYATİF SİZİN,ama bu çok emek harcanan sitenin daha düzeyli bir görüntüye ve yorumculara sahip olması gerektiğini düşünüyorum.bu konuda bir tedbir alırmısınız,yada talebimi gömezdenmi gelirsiniz bilemem ama sitenizin bir müdavimi olarak,duyduğum rahatsızlığı size iletmek istedim.tabii editör arkadaşım bu yorumumu yayınlar yada size ulaştırırmı bilemiyorum.SEVGİLER.

SAYIN ATİLLA,sitenizi çok beğendiğimi daha öncede belirtmiştim,birçok kez kızıp yazmıyacağım dememe rağmen yine dayanamayıp yorumlarıma devam ettim.ama bilemiyorum günlük yorum bandını nekadar takip ediyorsunuz,ama sitede çeşitli farklı rumuzlarla yazıp,insanları taciz ve tahrik eden birkaç militan tavırlı yorumcu yüzünden,bu sitede yorum yapan birçok düzeyli kişi artık sitede yok,ve bende böyle devam ederse bu ucuz insanların seviyesine inmek yerine yorum yazmamayı seçeceğim.zira kendime hakim-

insanlar saflarını böylesine değiştirdler?herkes yalanmı söyledi? aslında istenen demokrasi değilde gücü elde etmekmiydi? nasıl olduda dün demokrat olan,bugun dikta yanlısı,dikta yanlısı olanda demokrat oLdu? yoksa bizler büyük bir yalanımı yaşıyoruz? biz aslında kimi kandırıyoruz? başkalarınımı? kendimimizimi? ne oldu bize? nasıl olduda içimizdeki bu hırs vicdanlarımızı bile köreltti? geçmişte söylenenlerin böylesi yalan olduğunu görürken,bugünkü söylemlerin samimiyetine nasıl inanacağız?

Kısır siyasi çekişmelerimiz doğrultusunda sayı yapma peşindeyiz.bu ülke,demokrasi,hatta halk bile kimsenin umurunda değil. insanlar bu siyasi hırs uğruna kendi değer ve duruşlarından bile taviz verip iiyüzlüleşmeyi göze alıyorlar.dünün demokrasi savaşçıları bugün,demokrasi kandırmacası diyor,dün orduya faşist cunta diyenler bugun ordunun en ateşli savunucusu,dün aydınlık için bir dakika karanlık eylemi yapanlar,bugün,olayları karanlıkta bırakmak için heryeri karartmaya çalışıyor.ne olduda-

eğer bilinçli olarak yapıyorlarsa bu çok daha vahim. Hemimiz usullere ve maksatlara dalmışız ama bir vahim gerçeği hepimiz es geçiyor yada görmezden geliyoruz.tüm bu tartışmaları yaparken asıl temel almamız gereken bir gerçeğimiz var,oda;bu ülkede onyıllar boyunca süregelmiş bir derin yapılanma,binlerce faili meçhul ve birsürü daha tanımlamayı bile başaramadığımız garip olaylar zinciri yaşandı,asıl gerçeğimiz bu!!buna hangimiz karşı çıkabiliriz.ama bizler bu temelden yola çıkmak yerine,kendi-

SAYIN ATİLLA,Özellikle son zamanlarda,toplum ve siyasetimizde derin bir ikiyüzlülük gözlenmekte,kısır ve lokal tartışmalara saplanmışız ve herkes karşı cenahın münferit ikiyüzlülüklerinden dem vuruyor.ama resme geniş bir perspektiften bakınca,bu ikiyüzlülüğün ve çiftestandardın her iki cenahtada çok vahim olarak sergilendiğini görüyoruz.takiye yada demogoji günlük hayatımızın bir parçası olmuş.aslında benim ençok merak ettiğim sıradan insanların bunu bilinçlimi?yoksa içgüdüsel olarakmı yaptığı-

Sn. Talat ATİLLA'nın yorumuna aynen katılıyorum, henüz iddia olan ve muhatap olarak yakaladıkları şahıslar henüz sanık olarak masumiyetlerini korurlarken BİR KISIM MEDYA savcılığa soyunup iddialara sahip çıkarken, bazı kesimler de ortada hiçbirşey yokken senaryo üretiliyor havası vermektedirler. Sn. Talat ATİLLA'nın tespiti gibi her iki durumda da sonuç belli olunca birileri (şimdiden bir tarafı savunanlardan) ya suçluya ortak olacaklar, YA DA masuma haksızlık etmiş olarak kalacaklar. SABRETDİNİ

HALİL BEY,,aydın denilen bir insan,demokrasiye kandırmaca dermi?darbeyi meşru gören biri sizce aydın olabilirmi?aydınlanmanın önü şimdiyekadar açıktıda o yüzdenmi üç darbe,gördü bu ülke.ergenekon efsane ise bu faili meçhul cinayetleri kim işledi? bu silahlar nereden çıktı?çok okuyorum diyorsun ama bu silahların darbe yapmak için değilde kaos yaratmak için kullanılma amacı güttüğünü hiç okumadınmı?ve ordu bu soruşturmaya destek veriyor.sizin teorinize göre,kendisine karşı olan komployu destekliyr

sn atil; hakimler karar verecekler ve bunu herkes görecek, ergenekon cumhuriyet düşmanlarının türk aydınlanmasının önünü önünü kesmek için icad ettikleri bir şehir efsanesidir, kırkbeş yıldır okuyan biri olarak anlamadığım şey: hangi aptal darbeci darbe yapacağı silahı yedi metre yerin altına gömer. koyacak yermi kalmamış. ordunun depolarında silahmı kalmamışta emekli generaller yer altına gömdükleri lav silahıyla darbe yapacaklar, ergenekon yalanı orduya kurulmuş bir kompodan ibarettir.

'Erbakan susurluk için “Fasa-fiso” dediğine çok pişmanmış!' Erbakan Hoca hiç bir zaman için Susurluk konusuna 'fasa fisodur' yorumunu yapmamıştır.Lütfen iddianıza dikkat ediniz.Olmayan sözleri gerçekmiş gibi yansıtmış oluyorsunuz.Bilmeyenler de bunu böyle kabul edebilir.İlle de bunda israrcıysanız,bu sözü söylediğini ispat etmeniz gerekecek!Çünkü olmayan sözü yazmak bi bakıma iddia etmektir!!

Sayın Talat bey Turktime de ki yazınızı okudum Sayın Erbakan’ın susurluk için fasa fiso dediğini ve baykalın da Ergenekon için aynı şeyi söylediğini yazmışsınız fakat hadise ye burada iki yönlü bakmak lazım bugün kü Ergenekon cu asker ve bürokrat o gün devletin en etkili ve yetkili yerlerinde görev yapıyorlardı susurluk komisyon başkanı o dönemde Genel kurumaya yazı yazıyor veli küçüğü komisyona çağırıyor genel kurumay yollamıyor hepsine kol kanat geriyor susurluğun ve ergenokonun 2 cenahı var sol ve miliyetçi sağ gurubu susurlukta hadiseyi sağ milliyetçi guruba yıkıp temizleneceklerdi onuda tam manasıyla yapamadılar Sayın Erbakan baktı bürokrata dokunamıyor askeriyeye dokunamıyor o zaman bu davadan bir şey çıkmaz fasa fiso demek zorunda kalmış tır Erbakan o dönemde bir tarafta askerin namlusu öbür taraftan ortağının hançeri arasında kaldı hatta çevik bir bile baksanıza başbakanı içeri alın diye sağa sola talimat veriyor mesut yılmaz ne dedi. Bize askeriye susurluk konusunda yardımcı olmadı diyor. Bugün Deniz beyin feryadı başka bu halkı soka döken solu kendi partisi çatısı altında toplamak amacıyla gayrimeşru her şeyi denedi ve denetti o deneyenler bu gün yargılanınca sıra kendisine gelmesin diye çığırtkanlık yapıyor başka bir şey değil

SAYIN ATİLLA,Burada aylardır yorumlar yazıyoruz,ve yorumcularla aramızda bir güven sorunu var,aramızda gaziler ve çok cesur ulusalcılar var,birgün bir platformda bu yorumcu arkadaşlarla biraraya gelelim,tanışalım,CIA ajanı olduğum için yer sorununu ben hallederim gerekirse:)ak koyun,kara koyun bir ortaya çıksın,birde böyle bir toplantıya kaç arkadaşın icabet edeceğini ve yorumcuların sadece bir rumuzdanmı ibaret olduğunu merak ediyorum.ÜTOPİK BİR TEKLİF OLSADA İÇİMDEN BÖYLE BİR İSTEK GEÇİYOR.

Ben butür gayrimeşru oluşumları ve bu kişileri kahraman ilan eden insanlara gerçekten acıyorum,belkide yüzyıldır bu gibi insanlar bir hain dış güç ve bu tehlikeye karşı duran kahramanlar senaryosu ile kandırılıp,bu yoldaki hertürlü gayrimeşruluğu savunma içgüdüsü ile yükleniyorlar,bu klasik yöntemde hep tutuyor nasıl oluyorsa!vatan için çalışmak!!bu silah gibi kullanılır,oysaki işini doğru yapan herkes vatan için çalışıyor zaten.ve vatan için çalışmış kişilerin suç işleme tölaranslarımı var?

Birgün benide ergenekoncu diye almaya gelirler diye evdeki çin yapımı çocukların su tabancasını ortadan kaldırdım.İçindeki suya kimyasal madde var denirse nasıl açıklarım.Yıllarca böyle görevlerin başında olan insanlar nasıl olurda üzerinden iki yıla yakın bir sürenin geçtiyi dava ile ilgili belgeleri masa üstünde bırakacak hiçbir inandırıcılığı yok.Bulunan silah lara gelince gidin natoya sorun cevaplasın.

Veli küçük ibrahim şahin kesinlikle illegal bir yapılanmanın içinde olduğunu düşünmüyorum bu insanlar görev sürecinde başarıları karşısında belli bir kitle tarafından kahraman kabul edilmiş ve kaygan zemin üzerindeki ülkemizile ilgili kaygıları tavsiyeleri yapılması gereken söylem ve eyleme dönüşmüştür rahatsız olan okyanus ötesi mozaik çocuklar onun buradaki uzantısı çareyi bu kahraman insanları suçlamakta bulmuştur.

Hani o günleri görmesek yutturacaklar. Erbakan "fasa fiso" demiş diye ağızarına sakız ettiler. Bu kadar olur yani. Susurluk kazasını bahane edip Erbakan hükümetini yıkmak istiyorlardı. Amaçları susurluk falan değil Erbakan'ı köşeye sıkıştırmak istiyorlardı. Yani bağcıyı döveceklerdi. Erbakan hükümeti yıkmak için yaygaracıların yaptıklarına "fasa fiso" demişti...

Olaylar bana,kesilecek hayvanların başına vurulan balyoz misali(bu kadar ilkel),Türkiye üzerine oynanan bir büyük oyun gibi.11 yaşındaki bir çocuk için bile kötü oynanan, inandırıcılığı olmayan diziler serisi. Türkiye bu tür haber zırvaları ile meşgul edilip,başına ne çuvallar geçirilecek daha.Tabandan destek bulamayan bu oyunlar nedense,medya da çok ilgi görüyor.Sayelerinde afallamış,aval aval bu zırvalarla uyutuluyoruz.Bir üklede Hukuğun üstünde hiç bir şey olmamalı.Tabi hukuk işliyorsa......

kurul kararlarını dolaylı etkilyebilir..dedim ya,bu sana bir örnekti.demokrasiye gelince, hem asker hemde ülkemizin yöneticileri müdahaleci olursa sanıyorum demokrasimizinde olduğunu söyleyemeyiz..

sevgili totem,yargının bağımsız olduğunu gerçekten düşünüyormusun.1982 anayasasından sonra yargının bağımsızlığı olmadığını söyleyebilirim.sana bir örnek vereyim.savcı ve hakimlerin disiplin soruşturmalarında,adalet bakanlığını müfetişleri tarafından yapılıyor.oysa bu gibi olaylarda hsyk ya bağlı müfettişler tarafından yapılması,yargının bağımsızlığı açısından tercih edilmesi gerekir fikrimce.çünkü bu tür olaylarda kararı verecek olan kurulun kendisi olmakla birlikte,soruşturmaların yürütülüş

temel ilkesini görmezden gelip,ve cumhuriyetin temel olgusu demokrasiyi etkisizleştirip,şekilciliğe dayalı bir çağdaşlık ekleyeceksin.laiklik çerçevesini istediğin gibi yorumlayıp hukukuda alet edip demokrasiyi sürekli tehdit edeceksin ve bu yönetim şeklinede cumhuriyet diyeceksin.sence mantıklımı bu? devlet ve hukukun temel amacı ve yaşam gayesi cumhuriyetin ve demokrasinin sağlıklı işleyişini sağlamaktır sen ana unsuru öldürüp destek unsurlarla devlet yönetmeye çalışıyorsun.

HÜLYA KARDEŞİM,şimdi birileri kendi istedikleri gibi biçip diktikleri transparan bir elbiseyi illa giyeceksin diye diretse sen bu durumda ne yaparsın?sen bile malum söyleme,istediğin gibi ekleme ve çıkartmalar yapmışsın,söylemin aslı,LAİK DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİDİR.cumhuriyetin temel ve değişmez ilkesi halkın egemenliğidir.sen şimdi laiklik olgusunu istediğin gibi yorumlayıp kuyruğunada kendi icadın bir hukuk anlayışını ekleyeceksin ve ben diktim sende giyeceksin diyeceksin.peki cumhuriyetin--

Totem bey konuları farklı yorumlayıp, kendini çok yıpratıyorsun.Çağdaş,laik bir hukuk devletini istiyorsan eğer, bundan farklı bir düşünceyi %95 bile alsan, hedefin ve kabul ederek geldiğin çağdaş,laik hukuk devleti olduğu için geçersizdir diyor.Hedefin farklı ise iki yüzlü olmayacaksın. Halkına tam olarak hedefini belirteceksin. Hem öyle hem böyle olmaz.Demokratik,çağdaş,laik, hukuk devletinin bir kıyafeti var, ya giyersin ya giymezsin.

Bunun anlamı iktidarlar birşeyi değiştirmez bu ülkenin sahibi bizleriz.bazen saçmalayarak dışa vuruyorlar bu savlarını.bir türk yada beyaz türk tanımları var. aslında tüm bu dolaylı anlatımlar ve tasvirler kendi hanedanlıklarını tanımlama içgüdüsü.peki bu hakkı onlara kim verdi? onu bilen yok.şuan demokrasiyi bukada eleştirmeleri ve hukuk diyerek,cumhuriyet diyerek,bağımsızlık diyerek koparttıkları yaygara emin olun bu olgu ve değerleri savunmak adına değil.hanedenlıklarını korumak telaşından.

sık sık cumhuriyeti kendilerinin kurduğunu ve bu cumhuriyetin koruyucusu olduklarını ifade eden bu zümre,kaldırdıklarını söyledikleri hanedenlığı aslında devralmış gibi davranıyorlar ve bu ruh haline sahipler.aslında onların belkide kendi içlerinde bile dillendirmedikleri tarz.bu cumhuriyet bir çeşit parlementolu krallık onlara göre.kralları varmı bilemem ama bir hanedanlıkları olduğu kesin.kendi beyanlarındada bu düşünceyi açığa vurduklarıda oluyor.mesela ikitdar % 95 le gelsede farketmez gibi.

Bu ergenekon soruşturması,nasıl sonuçlanır bilemem.ama şurası gerçekki,bu soruşturma,türkiyedeki bir cenahın gerçek yüzünü ortaya çıkardı.türkiyede bir zümre,kendilerini diğer insanlardan ve halktan daha üstün görüyor.demokrasiyi hafife alıyor.halkın iradesini kabul etmiyor.onlar kendilerini bu ülkenin gerçek sahibi olarak tanımlıyor.bu ülkenin tapusu onlarda varmı yada bu ülkenin sahibi olma hükmüne nasıl varmışlar bilemem ama bu hastalıklı düşünce malesef devletin belli noktalarına konuşlanmış

Totem bey diyelim ki siz 1.90 boyunda, zayıf, karadeniz burunlu, esmer kıvırcık saçlı birisiniz, sakin bir yapınız var; bense sizi siz yapan özelliklerin hiç birinden hoşlanmadığımı her şekilde vurgulasam, hatta sözle de bunu yapsam.1.90 boyundan,kıvrcık saçtan, esmer ve sakin kişilerden nefret ettiğimi her şekilde söylesem.Bir gün sizi savunmak mecburiyetinde kalırsam insanları nasıl inandırabilirim...?

bu kavramıda malesef her platformda hukukun ırzına geçenler çok fazla kullanılıyor.akp yi kapatma söz konusu olunca bağımsız yargıya saygı gösterin,konu ergenekon olunca,hukuk taraflı ve denip her safhasına karışılıyor.demokrasi dersen,bu kesim demokrasi istemiyor zira demokrasi ile gücü asla ele geçiremezler.bu yüzden demokrasiyi kurumlarla ipotek altına almaya çalışıyorlar.ve cumhuriyet.ilkokulda ilk öğrendiğimiz,halkın kendi kendini yönetmesiydi,halkı kurumlarn yönetmesi değildi.YANLIŞMI?

HÜLYA kardeşim gel sana ne demek istediğimi anlatayım,bu bahsettiğim azınlığın sloganı bu LAİK DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ,hadi gel açalım bu sloganı ozaman bu sloganı kullananların nekadar gayri samimi olduğunu göreceksin.LAİK olgusundan başlayalım.en büyük silahlardan biri bu zira,laqiklik bir kavram ama türkiyede erezyona uğratılmış bir kavram.bu kavram kullanılarak olmayan bir tehlike oluşturulup,demokrasi devre dışı bırakılıp,meşru olmayan hareketler meşru kılınmaya çalışılıyor.hukuk diyoruz-

Anlaşmazlık Totem bey'in deyimi ile Azınlık laik ve halk'ın çoğunluğu ile değildir.Bu okul'u isteyenler,tamamen istemeyenler ve bu okuldaki hocaları(yöneticileri) istemeyenler arasındadır bana göre. Çözüm, biz bu okulu ne kadar istiyoruz u önce kendimize sormalıyız. Bundan daha iyi okul varmı yı sormalıyız.Bu sonuçtan %de 95 bu okul kalmalı deniyor ise., yöneticiler, öğrenciler gelip geçicidir, en iyi yi bulmak çok kolay dır. %95 bu okul istenmiyor ise bu okulun orada durması anlamsızdır.

Bu kücücük platform aslında, küçük bir Türkiye yi ifade ediyor, biz yorumcular bile ne kadar inatçıyız. Hiç bir çıkarımız yokken dahi anlaşamıyoruz. Bir noktada buluşamıyoruz. O bakımdan buradaki yazışmaları ben şahsen çok önemsiyorum.Şimdi Totem bey'e yine itirazım var; Türkiye'nin hedefi Çağdaş,Laik,Demokratik bir Hukuk Devleti ise, bunu da bir okul gibi adlandırır isek, bu okuldan mezun olmak için, önce bu okula kaydımızı yaptırmamız gerekir.

tansu çiller dönemini araştırsınlar bakalım neler çıkacak

her iki kesiinde mutlak güce ulaşması bu ülke için büyük tehlike bence.ama ben isterdim ki,şuan halkın çoğunluğuna sahip ve devletide ele geçirmeye çalışan akp hükümetini diğer kanat,doğru ve halka dayalı bir politika uygulayarak kısacası siyasi larak önlesin ve mücadelesini bu platformda yapsın.ama malesef bu kesim işin kolayına kaçarak demokratik mücadele yerine elindeki ordu ve yargı ile bu mücadeleyi sürdürüyor.ve malesef başarısızlığa mahkumlar.keşke bu savaş demokrasi platformunda olsaydı.

politika böyle birşey işte,hiçkimse gerçek düşüncesini,amacını ve rengini belli edemiyor.bunun yerine,çeşitli kisvelere bürünerek ve birtakım argumanlara sığınarak ayak oyunları yapıyorlar.işin aslını aslında hepimiz biliyoruz.türkiyede şuan iki cenah var.biri laiker denilen halkın azınlığını temsil eden ama yargı,ordu ve birçok kurumu elinde bulunduran kesim diğeri ise halkın desteğini arkasına alıp şimdide devletin tüm organlarını ele geçirmeye çalışan mutedil,yapılı kesim.aslına bakarsak--

vatandaş olarak anlamaya çalışıyorum Ergenekon nedir ne degildir diye iyiniyetle kurulmuş bir yapılanmaysa neden teröre karşı birşeyler yapmamış.... topraga silah gömerek hedef gösterip insan öldürtmekle cumhuriyeti yada vatanı savunduklarını sanmıyorum bunlara hala arka çıkanlarıda anlayamıyorum sn Baykalın hararetle savunması şaşırtıcı nedir nedegildir lütfen bizede anlatsın samimi olarak soruyorum sn Baykal ERGENEKON nedir?

sn soylu..o çok savunduğunuz,SEVGİLİ erbakanınız,zamanındaki koalisyon hükümetini korumaya kalkmayıp,SUSURLUĞA fasa fiso diye bakmasaydı,ÜSTÜNE GİTSEYDİ,belki şuan ergenekon bu denli oluşmayacaktı..böyle yazdım çünkü,susurluğun askeri kanadını veli küçük susurlukta yürütüyordu.ŞİMDİDE ERGENEKONDA..nacizane fikrimdi..

anlamıyorum buyuk mevkılerde gorev yapanlar sankı suc ıslemez gıbı herkeste bır kanaat olusmus emeklı pasalar vs anlayın herkes suc ısleye bılır bırde hukuktan soz edıyorlar ya erbakan hukumetınde nekadar laıkcı zıhnıyet varsa hepsı pasalar pıroflar yok add savcılar yargıclar hergun bırıfıng verıyordu sımdı nıye kımsenın sesı cıkmıyor arkadaş artık herkese dokunulur unutmudık bır medya patronunun basbakanı pıcamasıyla karsıladıgı gunlerı bır muazzf albayım ulkenın basbakanına kufur ve hakaret

Sn.Atilla ülkemin hayati önemde meseleleri var ve Ergenekon bunlardan sadece biri.Ve siz buna dahi yüzeysel bakmışsınız.Özünde ikisi de siyaset yapıyor ama aksi istikametlerde.Bu davada hukukun üstünlüğünden, yargının bağımsızlığından falan...Velhasıl kesmedi beni.

hala şunada inanıyorum.hep söylemişimdir.ERUYGURLA TOLON PAŞANIN masumiyetlerinede inanıyorum.dava yargıda şuan suçlulukları doğrultusundada cezalarını çeksinler diyorum..sonuçta BABAMIN ÇOCUKLARI DEĞİL.sadece askere olan inancımdan böyle düşünüyorum diyeyim bari..haa bu davaya müdahale edilmese kısa bir sürede çözüleceğinede inanıyorum..saygılar sayın atiila.yüreğinize sağlık..

inanmıyordum.AMA AÇIKÇASI ŞİDİ FARKLI DÜŞÜNÜYORUM.VE BAYKALI BU KONUYU SAVUNMASIYLA hatalı buluyorum..ama şunuda söylemez isem çatlarım.yargı gücünde devlet görevlisi olan savcı,bağımsız yargı yerine iki dudak arasına bakıp,DAVAYI SULANDIRIP,oluşumla ilgisi olmayanlarıda bu davaya dahil ediyor.örnek işte bir fatih ürek sanatçı kesiminden bir kaç kişi daha..ve gerçekten yargının bağımsızlığına üzülerek söylüyeyim artık inanmıyorum.bu davayı serbestçe yargılamaları gerektiğine inanıyorum..haa

SN ATİLLA aslında erbakan o sözü edeceğine,davanın üstüne gitseydi,bugün bu ergenekon oluşumu belki olmayacaktı.çünkü danıştay davasındaki avukatla,ergenkondaki veli küçüğün aynı resimde karelenmesi ve arkasından deşildekçe ucunun ergenekona kadar dayandığını görmüş oldum.hatta ismini hatırlamadığım eski bir emniyet yetkilisi küçüğün susurluğun askeri kanadını yürüttüğünü söylemişti bunuda hatırlayınca gerçekten susurluğun devamı olduğu izlenimine kapıldım açıkçası..ben bile bu oluşumA

Totem Bey, davanın işleyiş biçimini eleştirmek müdehale etmek anlamına gelmez. Suçlu'yu aklamaz. Suç varsa vardır, yok sa yoktur. Bunu hiç bir şey değiştiremez ben buna inanırım.

bu sıralar moda olan trend ergenekon loto,herkes gizem takınarak derin bilgilere sahip olduğu havasında.tahminler ve komplo teorileri havalarda uçuşuyor.ben isim isim liste veremem ama tecrübelerime dayanarak birşey söylemek istiyorum.şu sıralar basında enbüyük yaygarayı kopartanlar,yeni dalganın listesinin başını oluşturanlardır.zira sıranın kendilerine geldiğini bildikleri için,yaygarayı kopartıyorlar,yarın gözaltına alınınca işte bakın iktidar muhalifleri susturmaya çalışıyor diyecekler.

demokrasiye karşı çıkan zihniyete ve demokrasi kandırmacadır diyenlere soruyorum,sizin yönetim şekli öneriniz ne?demokrasi denince ağız birliği etmişçesine abd de ıraka demokrasi götürdüm diyordu yüzbinlerce insan öldü diyorlar.işte kardeşim sen kendi ülkende demokrasiyi yerleştiremezsen,birileri gelip sana böyle demokrasi getirir.bir işgale uydurulan kılıfı demokrasinin zararları gibi göstermeye çalışmak ne büyük sahtekarlık.hülya,yarsav başkanı,kendisi bizzat yargıya müdahale etmiyormu sence?

Dün YARSAV adına yapılan konuşmaya Sayın Adalet bakanımız « Yargıç Camiasının içindeki endişeleri dikkate alacağız; kafalarındaki soru işaretlerini gidereceğiz » deseydi ne kaybederdi merak ediyorum.Ortamı germenin sonuca ulaşmaya katkısımı oluyor?

Talat bey bu davanın konusuna hiç kimsenin, ne vatandaşın, ne muhalefetin, ne bu ülkeyi seviyorum diyen hiç bir kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum. İtirazlar davaya değildir; bu çok önemlidir, davanın yapılış biçimine ve şeffaf olmayışınadır.Endişeler dile getirildiğinde bunların yok sayılmasınadır.Dava ile ilgili olumsuzlukları dile getirenlere suçlu muamelesini en üst görevdeki kişilerin yapmasınadır.

Erbakan o sözü söylediğine pişman değil. Erbakan ile Baykalın aynı savunma mekanizmasını göstermesi ise Susurluk ile iktidar Ergenekon ile muhalefet susturulmak istiyor. İki olayda abd ve uluslararsı şebekenin işine yarıyor.Erbakan uluslararsı şebekenin faaliyetlerini ve siyonizmi en iyi tanıyan lider olarak bu işlerin fasa fiso olduğunu ve perde arkasına bakılması gerektiğini söyledi. O gün Erbakana saldırıp kuklalık yapanlar yeni kuklalar eli ile sindiriliyorlar. Kuklalar varsa fasafiso vardır

ve yazara son not; erbakan o lafı soylerken aynı zamanda o gunun kontrgerillacılarını koruyan medya ve siyaset takımının çoğu bugun antiergenekoncu onuda unutmamak lazım!

önceki arkadaşın oynadığı aşırı demokrat söylemlerle ve negariptirki kitle imha silahı iddasıyla girmişti amerika ırak'a. evet belki saddam devrildi ama 1.5 milyon masum sivil,binlerce yaralı ve bölünmüş bir ülke bıraktılar geride.herşeyde oldugu gibi bugun demokrasyide kullanrak fşizm yaratılabilir dünyada.seçim sistemleri bunların örnekleriyle dolu.buadamların enrahat örgütlendikleri yerler zaten partiler.oyuzden demokrasi edebiyatı yaparken iyidüşünmeli ve ulkenin temel değerleri unutlmamalı.

bir güç ve bir zümre var türkiyede.bu güç tasviye edilmediği sürece bizler demokrasicilik oynar,onyıllardır olduğu gibi yerimizde sayıp,birbirimizi suçlar dururuz.beni ümitlendiren şey bir bendte eğer bir çatlak yaratabilirseniz er yada geç oçatlak büyüyüp o bendi yıkacaktır.bence bu soruşturma o çatlağı yaratmak üzere.bu bent yıkılsında sonrasında halk kimi iktidar yapar o umurumda bile olmaz.zira ogün iktidar olan parti halkın gerçek iktidarı olacaktır.bu ülkenin önü işte ozaman açılacaktır.

umutsuzluk içerisinde olan bir halkın demokrasiye inancı nekadar olur sizce?ve demokrasiye inancı olmayan ve böylesi büyük bir ümitsizlik içersindeki halkın nasıl bir ruh halinde olduğunu gelinde siz değerlendirin.AMA ARTIK BİRİLERİNİN BU HALKA DEMOKRASİ İNANCI YÜKLEMESİ GEREK,DEMOKRASİYE İNANDIRMASI GEREKKİ!!başka güçlere değilde kendi gücüne inansın.kendi gücüne inancı olmayan bir halka sahip ülke nasıl gelişebilir.ama tabii bu inancın halkın benliğine yerleşmemesi için gereken herşeyi yapan

Adı hiç önemli değil,ister ergenekon olsun ister başka birşey.ama bu ülkenin encahil diye niteleyeceğiniz insanı bile bu ülkede devletin içersinde bir devlet olduğunu ve türkiyedeki bu gücün yaptıklarının herzaman birşekilde örtbas edilip,sümen altına atıldığını düşünüyor.cocukluk yıllarımızın korkutucu efsanesi nasıl öcü ise yetişkin zamanlarımızın efsanesi ise derin devlettir.ve halkın büyük bir kesiminde,kim iktidar olursa olsun hepsinin bir şekilde bu güce itaat edeceğidir.bu düşünce ve