E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Yıldırım: Belediye Başkanı olursam borcumu ödeyebilirim 

TBMM Başkanı ve AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Habertürk TV'de Veyis Ateş'in sorularını yanıtladı.

12.02.2019 - 22:40
Yıldırım: Belediye Başkanı olursam borcumu ödeyebilirim

Habertürk'te Veyis Ateş'in sunduğu 'Akılda Kalan' programına konuk olan TBMM Başkanı Binali Yıldırım soruları yanıtladı. 

Bu mesleği tekrar isterdim. Mühendis olmayı isterdim. Herhangi bir pişmanlığım olmadı. Hayalimdeki her şeyi doya doya daha fazlasını gerçekleştirdim. Bir pişmanlık duygusu içinde değilim. Yol yapmayı, köprü yapmayı, hava yolunu geliştirmeyi hep hayal etmişimdir. Bunları Rabbim nasip etti. milletimiz fırsat verdi, sayın Cumhurbaşkanımız da bize yol gösterdi, liderlik yaptı ve başardık.

MEŞGALEDEN ÇOCUKLARI SEVEMEDİK ACISINI TORUNLARDAN ÇIKARIYORUM

Bir terbiye kuralıdır o. Eğer dedemin olduğu odada, mecliste ben çocukken hatırlıyorum babama doğru emekliyerek giderdim. O günleri hatırlardım. Babam da ayağıyla geriye iterdi. Büyüdüğüm zaman beni dedeme yönlendirirdi. Bu bir gelenek, terbiye, doğrudur, yanlıştır o ayrı şey. Hayatın çetin meşgalesinde, yoğunluğunda çocuklarımıza tam anlamıyla çocuk muamelesi yapamadık. Telaşemiz içerisinde onlar büyüdüler. Şimdi acısını torunlardan çıkarıyorum. Onları sevme fırsatımız olmadı.


Torunları sevmek bedava. Ağlıyorsa bizi ilgilendirmiyor. Altını ıslatıyorsa bizi ilgilendirmiyor.


BİZ ÇOK GENİŞ AİLEYDİK DEDEM İSTANBUL'DAYDI


İlkokulda iken amcalarım İstanbul'daydı, dedem de İstanbul'daydı. Biz geniş bir aileyiz. Amcalar, halalar herkes birlikte yaşıyor. Görev bölümü yapılmış. Bir kısmı İstanbul'a gidiyor, bir kısmı köyde kalıyor. Köyde kalan babam. Dede yazın gelir, kışın giderdi. Ben İstanbul'da Tarlabaşı'nda oturuyorlardı. İlkokul son sınıfa gelince babamın niyeti bir an önce okulu bitirsin, işin bir yerinden tutsun. Biz köyün çok geniş aileyiz. Çok fazla yerimiz var, tarlamız var, işleri yetiştiremiyoruz. Bir an önce gelsin.

COĞRAFYA ÖĞRETMENİMİZ SINAV GİRİŞ KAĞIDIMI YIRTTI ATTI


İstanbul'a geldim. Dedemin satın aldığı Tarlabaşı'ndaki apartmanda oturuyoruz. Annem, babam köyde, biz amcamlarla oturuyoruz. Kimseye yük olmayayım, kısa yoldan yatılı öğretmen okuluna gideyim diye bir karar verdim. Benim gibi iki tane arkadaşım daha var. Bir tanesi bizim köyden  diğeri yine bizim ilden başka bir yerden. Müracaatımızı yaptık, sınavlara girmek için az bir süre var. Sınava giriş kartı veriliyor. Onu alacağım, dediler ki, 'Müdür bey seni çağırıyor, o kartı vermiyor' dedi. Rahmetli Hasan Çelik, coğrafya hocamızdı. Gittim, karşısına geçtim. 'Ne oldu' dedi. 'Ben öğretmen okulu imtihanına gireceğim, kağıdımı verin'  dedi. Baktı yüzüme 'sen öğretmen mi olacaksın' dedi. Kağıdı çıkardı yırttı, çöpe attı. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. 'Hadi git' dedi. O kadar üzüldüm ki, anlatamam.


MÜHENDİS OLMAMDA MEHMET ALİ HOCAMIZIN ETKİSİ OLDU


Mehmet Ali Bey hayranlıkla takip ettiğim hocamdı. Bana hep 'sen mühendis ol' derdi. Kafama bunu yerleştiren insan Mehmet Ali Bey hocamız oldu. 9 ay falan üniversitede asistanlık yaptım. Oradan tersaneye gidip çalışmaya başladık. Gemi Makina Mühendisiyim ben. Daha sonra askere gittim, askerliğimi yaptım. Askere gitmeden önce yüksek mühendislik lisans üstü eğitimimi tamamladım. Askere gittim Ağustos 1980'de 12 Eylül darbesi oldu. Askere gitmemden 1 ay sonra darbe oldu.


İSVEÇ'İN DÜZENLİ VE MUNTAZAM OLMASI BENİ RAHATSIZ ETTİ


İsveç'te işim bittiğinden bir gün önce hazırlıklarımı tamamladım yurda döndüm. Oralar cennet gibi.Sessiz, trafik sorunu yok,insanlar birbirine daha saygılı. Her yönüyle muntazam. Aşırı muntazam olması beni rahatsız etti. Hiç anormal bir şey yok. Ona alışmanız zaman alıyor. Gelince tam tersi oldu. Burada hiç yaşamamış gibi sinirimi bozmuştu. 1-2 ay kafamı evin duvarlarına vuruyordum, Türkiye'ye dönünce.


O SUS PUS OLAN ADAM GOLDEN SONRA 'FEYYYAZ' DİYE FIRLADI


Beşiktaş'ın maçını seyretmek için Malmö Stadı'na gittik. Onların tarafına gittik. Bize ayrı bir tribün yok. bir gol oldu. Fırladık 'Feyyaz' diye. Yanımızda da bir tane saçı sakalı birbirine karışmış adam oturuyor. İkinci gol oldu tekrar fırladık 'Feyyaz' diye. Bir gol daha oldu bizim kaleye. Bu sefer hiç konuşmayan adam ayağa fırladı 'Feyyaz' diye bağırdı. Adam bize golü attı. Adam demek ki Feyyaz ismini 'gol' olarak anlamış.

MÜDÜR BEY EŞİME SÖYLEMİŞ: DERSLER BOŞ GEÇSİN AMA O GELMESİN...


Biz Semiha hanımla akrabayız. Semiha Hanım'ın dedesinin babası ile ile benim dedemin babaları kardeş. Önceden tanışıyoruz. O öğretmen okuluna gitti, ben İstanbul'a geldim. Okullar bittikten sonra bir şeye karar verdik, aile olmaya karar verdik. Ben İTÜ'de öğrenciyim. O da Bakırköy Kirazlı Velikapı diye bir yer var. Orada öğretmen, ilkokul öğretmeni. Hasta oldu, çocuklarına çok düşkün. Dersler boş geçecek. 'Ben gideyim' dedim. Gittim, içeri bir girdim. Bir kargaşa, gürültü, birbirlerinin saçını başını yolanlar vs. Benim geldiğimi hiç farketmediler. Tahtaya vuruyorum, bağırıyorum, hiç oralı olmuyorlar. Birden önüme ilk gelen çocuğu tuttum havaya kaldırdım. Herkes suspus oldu. Bana bakıyorlar. Sonra bıraktım. Bir şeyler anlattım ama çocuklarda çıt yok, hiç tepki yok. Ders bitti, geldim. 'Nasıl geçti' diye sordu hanım, 'Güzel geçti, hallettik' dedim. Okula dönünce müdür bey demiş ki hanıma 'O senin dersine gelen kimdi'. Semiha Hanım 'eşim' deyince, müdür bey 'sen ona söyle, dersler boş geçsin ama gelmesin'...


TORUNUMLA AVM'YE GİTTİK AMA DÜKKANLARA GİDEMEDİK


Geniş bir aile, birbirine düşkün bir aile olacağını hiç hayal edemezdim. Torunum Bahar Sena bana dedi ki, 'Dede şurada bir AVM var, bizim eve yakın bir yerde. Oraya gidelim kitap alalım, eğlenelim, gelelim' diye. Kabul ettim. 3-4 yıl önce oluyor. Gittik, park ettik. Bakanlığım döneminde. İnsanlar bizi görünce 'Ooo bakanım hoşgeldin' diyorlar, sarılıyorlar. 100 metrede birçok insan geldi, kucaklaştık. Bir türlü dükkanlara gidemiyoruz. Bizim torun pek hoşnut değil. Bir şey diyemiyor bana. Gidip kendi aldı geldi. Gayet sakin döndü. Eve gelince annesi sormuş, o da demiş ki 'Anne o bakanım diye sarılıyor, bu sarılıyor, ne kitapçıya gidebildik, ne filme gidebildik. Bir daha gitmem' demiş.


BANA GÖRE İDO'NUN EN BÜYÜK HİZMETİ 1999 DEPREMİNDE OLDU


İstanbul Deniz Otobüslerinin kuruluşu Dalan dönemindeydi. Sözen döneminde pek bir şey yapılmamıştı. Geldiğimizde 9 tane deniz otobüsü var ama iyi durumda değiller. 7-8 tane iskelesi vardı. Esasında kapanmaya yüz tutmuş bir şirketti. Bir karar vermeniz gerekiyordu. Ya kapatacaktık ya da İstanbulluların rahatça kullanabileceği hale getirecektik. İkincisine karar verdik. Sağolsun Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da böyle bir karar verdi. 4,5 yıl görev yaptım. İDO kendi sınıfında dünyanın en büyüğü oldu. 29 gemiye ulaştı. 30'dan fazla iskele yapıldı. Bütün Marmara'nın kuzeyine, Avşa, Bandırma, Mudanya, Armutlu, Çınarcık hatta Gölcük'e, Avcılar'a, Şarköy'e seferler yaptık. Bana göre İDO'nun en büyük hizmetlerden biri 1999 depremidir. 99 depreminde ben Acıbadem'de oturuyorum. Depremden hemen sonra iletişim koptu. Ben hemen Bostancı'ya gittim. Şirket merkezinde baraka vardı. Açtım bütün gemilerle SSP telsizle irtibata geçtim. Bandırma, Mudanya, Esenköy, Çınarcık, Yalova, hatta Gölcük'ü. Arkadaşlara dedim ki, 'Çıkın etrafı dolaşın 10 dakika içinde bana rapor edin. 10  dakika sonra beni aradılar. 'Çınarcık, Yalova, Gölcük çok kötü' dediler. Bir anons yaptım 'Bütün gemiler doğru Gölcük, Yalova, Çınarcık'a gidecek. Buradan gün boyunca yaralıları taşıyacak' dedim. Yenikapı'ya yüzlerce ambulans dizdim. Gemiler getiriyor oradan alınıyor, hastanelere getiriyorlar. Bir günde 2 bin 500 kişi taşıdık, hayata döndürdük.


Rahmetli Ecevit, bir açıklama yaptı, İDO'nun yaptığı büyük hizmeti biraz da methederek anlattı. Şöyle dedi, biz bu şirketi destekleyeceğiz dedi. O zaman en büyük sorunumuz yakıttı. Gittik fakat sonuç alamadık. Sonra ben geldim o iş kendinden çözüldü.


TAYYİP BEY'E DURUMU ANLATTIM 'TAM YETKİLİSİN' DEDİ


Ben gemi inşaat mühendisiyim. Gelince fotoğraf çektim ve hızlı plan yaptık. Sayın Başkanımıza anlattım meseleyi. O da 'tamam, tam yetkilisin' dedi.  Hemen harekete geçtik. O gemilerin mevcutlarını yeniledik, yeni iskeleler açtık. Dünyada ilk 100-200 kişilik Adnan Menderes, Turgut Reis, Turgut Özal gibi feribotları getiren bendim. 40 mil hızla gidiyorlar, saatte 75 kilometre ile gidiyorlar. Önceden Bandırma'ya 6 saatte gidiliyordu feribotlarla 2 saatte gidilmeye başlandı. Müthiş bir taşımada farkı ortaya koydu. O eski şirketi hayriye vapurlarıyla saatler süren yolculuk, hızlı bir şekilde yapılır hale geldi. Bize devletin o günlerde, hatırlayın 5 Nisan kararları var, kur almış başını gitmiş, enflasyon var. Bizim risk primimiz devletin risk priminden daha düşüktü. Libor + 1.125'le borçlandık. Devlet libor + 2,5'la borçlandı. Büyükşehir belediye başkanının şahsi imzasıyla aldık. Kısa sürede ödedik ve muazzam bir konuma geldik.


İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI OLURSAM BORCUMU ÖDEYEBİLİRİM


11 yıldan fazla bakanlık yaptım. Türkiye'de Ulaştırma bakanlarının ömrü 8,5 aydır. Ömrümüz çalışmakla geçmiş. İnsanımıza hizmet etmekle geçmiş. İstanbul gibi bir şehir beni ben yapan şehir. 11 yaşındaki ortaokul öğrencisi Binali, Binali Yıldırım oldu. Buraya gelmişsem İstanbul'a borçluyum. İstanbul 2003 Kasım'da beni milletvekili seçti. Bakan oldum, TBMM Başkanı oldum. İstanbul beni seçti. Bir yola çıktım, İstanbullular destek verirse belediye başkanı olduğumda borcumu ödeme gibi yükümlülüğüm var.



İSTANBUL TÜRKİYE'NİN KALBİ! HAPŞIRSA TÜRKİYE NEZLE OLUR


Ben İstanbul'a borçlu olduğumu düşünüyorum. İstanbul'un meselelerini biliyorum. İstanbul deyince aklınıza ne geliyor? İstanbul'u nereye koyuyoruz? İstanbul bir devlet olsaydı AB'nin 13. büyük, dünyanın 41. büyük ülkesi olurdu.l İstanbul'un yıllık geliri 232 milyar dolar. Romanya, Macaristan, Bulgaristan'ın dahil olduğu 140 ülkeyi geride bırakıyor. Türkiye'nin milli gelirinin yüzde 33'ünü İstanbul tek başına sağlıyor. 72 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının yüzde 44'ünü tek başına sağlıyor. Güney Afrika, Portekiz, Şili'nin ihracatından daha yüksek. 100 büyük sanayi kuruluşunun 42 tanesi İstanbul'da. 6 milyon 578 bin kişi,iş gücünün yüzde 20'sine tekabül ediyor. 40 milyon turistin 13,5 milyonu İstanbul'a geliyor. İstanbul hapşırsa Türkiye nezle olur.


TRAFİĞİ YÜZDE YÜZ ÇÖZERİM DERSEM BANA KİMSE İNANMASIN


İstanbul'daki trafik sorununu ben çözerim. 15 yılın geçmişime bakın. Yol yapmışız, hızlı internet getirmişiz, hava yolunu halkın yolu yapmışız, kazaları azaltmışız, yolları bölmüşüz insanları birleştirmişsiniz. İstanbul'a baktığınızda İstanbul Anadolu şehirleri ve dünya ile bağlantısında sorun yok. Sorun İstanbul'un içinde. Dünyanın en büyük havalimanından dünyanın 216 noktasına uçuş var. Atatürk'ten bir müddet sonra buraya geleceğiz. İstanbul'dan 56 havalimanına uçuş var. 3. Köprü, Avrasya Tüneli. İstanbul içinin trafiğinin çözülmesi mesele. Bunu ben çözerim. Trafik sorununu yüzde yüz ben çözerim dersem bana inanmasılar. Dünyanın 20 milyon nüfusu olan şehirde trafik sorunu yok demek, insanları yanıltmak demektir.



İSTANBULLU EVDEN ÇIKTIĞINDA 750 METRE YÜRÜYEREK METROYA ULAŞCAK


İstanbul'da en önemli sıkıntı toplu ulaşım altyapısının yetersizliği. Şu anda raylı sistemin payı artı otobüs, metrobüs yüzde 18. Bunlar yapıldığında hedefimiz yüzde 48,5. İstanbullu evinden çıktıktan 750 metre sonra vaadediyorum. İstanbullu metro istasyonuna ulaşacak. Ben bunu vaadediyorum.


ANLADIM Kİ İSTANBUL'DAN ÇIKAN YOLCULUK TÜRKİYE'Yİ KAPSAYACAK


Hiç tereddüt etmedim. Ben Cumhurbaşkanımız 94'de belediye başkanı olunca beni  davet etti İDO'nun başına geçtim. Şunu gördüm ki, önü açık. İstanbul'dan çıkan bu yolculuk Türkiye'yi de kapsayacak. O gün iktidar sahipleri 'bu bizim için ileride tehdit olacak değil eften püften sebeplerle başkanlığını tamamlamayarak mahkum oldu'. 94'te onunla başladım 99'un Kasım'ın da bıraktım. O cezaevine gitti, biz kendi işlerimize döndük. Temaslarımız devam etti. Parti kurulurken de tereddüt etmedim.


İDEOLOJİNİZİ İŞİNİZİN ÖNÜNE GEÇİRMEDİĞİNİZ SÜRECE BENDEN BİR SIKINTI YAŞAMAZSINIZ


CHP'den belediye Refah Partisi'ne geçmiş. Refah muhafazakar parti olarak biliniyor. İDO'ya geldim, herkes tedirgin. Kimi eşyalarını topluyor. Hepsini topladım dedim ki, 'Sizin hepiniz şu anda bana eşit mesafedesiniz. Zaman içerisinde kimin mesafesi bana daha çok yaklaşacak veya uzaklaşacak size bağlı. Bana daha da yaklaşabilirsiniz, daha da uzaklaşabilirsiniz. Baştan şunu söyleyin, ideolojik olarak sizinle tanışmak istemiyorum' desin dedim. Bir tanesi 'efendim bana müsaade' dedi. İdeolojinizi işinizin önüne geçirmediğiniz müddetçe benden bir sıkıntı yaşamazsınız dedim.


O ZAMANLAR OLGU İLE ALGI ARASINDA O KADAR FARK VARDI Kİ


Bir kadın geldi, biz buraya atandığınızı duyduk, çok korktuk dedi. Neden, dedim. Biz buraya cübbeli,sarıklı, sakallı bir adam gelecek diye düşündük. Sizi gördük, siz İngilizce konuşuyorsunuz, anlayamadık sizi dedi. Ben bu kadar önyargı, saplantı olur mu diye sordum. O zamanlar önyargılar ve algı ile olgu arasında o kadar büyük bir fark vardı ki.


ÇİNLİLERLE ARAMIZDA İLETİŞİM VE MENTALİTE FARKI VAR


Çin ve Türk ortaklıklar tarafından yapılıyordu. uzattıkça uzatıyorlar. Baktım olacak gibi değil düzenli olarak her ay en az bir sefer işin gidişatına göre sizi güzergah üzerinde toplayacağım, hepiniz bana rapor vereceksiniz. Mazeret istemiyorum. Şantiye sorumlusu gibi takip ederek bitirtmek zorunda kaldım. Türklerle Çinlilerin iş yapma şekilleri farklı. Biri için önemli olan diğeri için önemsiz gözüküyor. Aralarında zaman kaybının en büyük sebebi uyumsuzluk, iletişimsizlik ve mantalite.Aynı şeyi Marmaray'da Japonlarla yaşadık.
 

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kılıçdaroğlu'ndan şehit ailesine ziyaret
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, helikopter kazasında şehit olan ...
AK Parti seçim bürosuna saldırı
Adana'da AK Parti'nin Seyhan Belediye Başkanı Adayı Fikret Yeni'nin seçim ...
'Milletimizi patlıcanla, soğanla liderinden ayıramayacaklarını bilmiyorlar'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Milletimizi patlıcanla, soğanla, biberle ...
 
Öyle bir şey icat ettik ki teröristlerin adım atması mümkün değil
çişleri Bakanı Soylu, "Öyle bir şey icat ettik ki teröristlerin bir adım ...
İstanbul 2. sıraya yükseldi!
İstanbul, dünyada en çok trafik sıkışıklığı yaşanan kentler listesinde 2. sıraya yükseldi
İmamoğlu'ndan Erdoğan'a çöp cevabı!
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ...
 
Bakan Akar'dan kaza açıklaması!
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, dün akşam meydana gelen helikopter kazası ...
Çankırı'da korkutan deprem!
AFAD tarafından yapılan açıklamada "Çankırı'nın Orta ilçesinde saat 20.14'de ...
Feribot seferlerine fırtına engeli
Çanakkale’nin Kuzey Ege Denizi’nde yarın beklenen poyraz fırtınası nedeniyle, ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
TÜİK
İstihdam
Tarsus
Manchester City
ROMA
Fitch
özgecan haberleri
Lionel Messi
Yeşim Ceren Bozoğlu