Bir gazeteci torpilsiz hastaneye giderse
Ankara Kulisi

18 yıllık gazeteci… Türkiye’nin Nurettin Kurt’la beraber en iyi adliye muhabiri; Cemal Doğan…

 

Ankara Adliyesi’nde iki başsavcı vekiliyle otururken yanlarına eskiden Adli Tıp’ta çalışan şimdiyse Numune Hastanesi’nde görevli bir doktor tanıdıkları geliyor. Cemal Doğan, “hocam sırtımda bir cilt problemi var gelsem hemen bakar mısınız?” diyor.. Aldığı cevaba şaşırıyor: “Cemalcim, bizim oraya gelip hemen tedavi olmak için yargı mensubu olman lazım. Onlara öncelik var” diyor…

 

“Öncelik” kelimesine şaşıran Cemal Doğan kısa bir araştırmayla yargı mensuplarının gerçekten hastanelerde öncelikli olduğunu öğreniyor. Sonunda cilt problemine baktırmak için kurumundan vizite kağıdı çıkarttırıyor. Bugün Gazetesi’nin Ankara’da muhasebe servisi olmadığı için vizite İstanbul’dan onaylanıp hemen geliyor.

 

Doğru Hacettepe hastanesinin yolunu tutan Cemal Doğan, Dermotoloji servisine girince şaşırıyor. Her yan pırıl pırıl… Uzun süredir Hacettepe’ye gitmeyen Doğan, “ne güzel hastane olmuş burası, sıra filan da yok” diye içinden geçirerek hasta kabule gidiyor. Vizitesini göstererek muayane olmak isteğini iletiyor. Aldığı cevap ilginç: “Burada muayene ücrete tabi. Ücret te 125 YTL”

 

Doğan’ın SSK’lı olduğunu, vizitesi bulunduğunu anlatması hiçbir fayda vermiyor. Kayıt bölümündeki hemşire, bu bölümde en iyi Profesörlerin çalıştığını ve muayenenin paralı olduğunu belirtip,  “Parasız muayene olmak istiyorsanız doğru D bloğa” diyor.

 

Cemal Doğan, çaresiz D Bloğun yolunu tutuyor. 4 kat aşağıya adeta mahzene iniyor. İçerisi insan seli… Yine kayıt bölümüne gidip muayene olmak istediğini söylüyor. Randevu verileceği söyleniyor ve tarih belirtiliyor. Ama sıkı durun…

 

“Kasım Ayına Randevu”

Hasta kabul, Cemal Doğan’a yaklaşık 5 ay sonrasına yani; Kasım ayına randevu veriyor. Önce dalga geçildiğini sanan Cemal Doğan işin ciddi olduğunu “normal” hastalara 4-5 ay sonrasına gün verildiğini öğrenince şok geçiriyor. “Bu arada hastalığım ciddiyse ve ilerlerse” şeklindeki feveranları da fayda etmiyor..

 

Hacettepe personeli gayet rahat konuşuyor: “125 YTL varsa hemen muayene, normal hastaysan Kasım ayına randevu”

 

“Patagonya’da 4 ay sonraya muayene günü vermezler” diyen Doğan doğruca bir yetkili aramaya koyuluyor. Sonunda Halkla İlişkiler Bölümü’ne ulaştığında da aldığı cevap aynıdır: “Ya 125 YTL; ya 4 ay sonra”…

 

Gazeteci kimliğini kullanmayan, araya kimseyi koymayan, normal vatandaş Cemal’in başına gelenler böyle…

 

Meğer Sağlık Bakanlığı’nın “kuyrukları kaldırdık” uygulaması pek çok hastanede böyle işliyormuş. Aylar sonraya verilen günlerle kuyruklar yayılarak eritiliyor. Tabi bu arada kim öle kim kala?

 

125 YTL’yi ödemediği için Cemal Doğan, uzman profesörlere muayene olamadı haliyle. Sırtındaki cilt problemi olduğu gibi duruyor. 125 YTL ödemeyen pek çok hasta gibi. Türkiye’nin zencilerini ve beyaz Türklerini aynı binada görmek isteyenler, Hacettepe’nin bodrum katlarına ve 125 YTL’lik üst katlarına göz atabilirler…

 

Sarı basın kartını hastane yetkililerinin gözlerine sokanlar ayrı…  Onların gemisi her zaman yürür…

 

 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/bir-gazeteci-torpilsiz-hastaneye-giderse/1191