11 YSK ÜYESİNİN SORUMLULUĞU
Bülent Kuşoğlu

Pazar akşamı oturdum haftalık yazımı yazmak istiyorum. Aklımda birkaç konu var ama aklım muhtemelen Pazartesi, yani bir gün sonra açıklanacak YSK kararında. Konu İstanbul Büyükşehir Belediye seçimi olmaktan çıktı, Türkiye meselesi oldu. Hem de çok önemli bir mesele… 

 

Normal olarak seçimin tekrarlanması için hukuki en ufak bir neden yok. Zaman içerisinde bu gerçeği üstün medya güçleriyle tersine çevirecek algı yönetimini de yapamadılar. Hatta “Abdestsiz seçmen oy kullanmış, Emniyet tespit çalışmaları yapıyor” harika esprisinde olduğu gibi hedefledikleri algının tersi bile oluştu. YSK tekrar kararı verirse Ak Partililerin önemli bir bölümü dahil kimse bunun haklı hukuki bir gerekçeye dayandığına asla inanmayacaktır. 

 

Hukuki gerekçesi bir türlü oluşturulamayan seçim tekrarı için bana göre siyasi gerekçe de yok. Çünkü, seçimin tekrarı halinde Erdoğan’ın bir yenilgi daha yaşama ve karizmasını çizik çizik ettirme riski çok fazla. İzanını yitirmediyse neden tekrar ettirsin ki? 

 

Seçimin tekrarı halinde Erdoğan’ın tüm devlet gücüyle ve tüm varını-yoğunu ortaya koyarak, tüm siyasi birikimini riske ederek, hırsla kazanmak için çabalayacağı çok açık. Kurallar muhakkak ki onun için geçerli olmayacaktır. Peki, her şeye rağmen yine yenilirse ne durumda olacaktır? Cumhurbaşkanlığı’na devam edebilir mi sizce? 

 

Peki, diyelim ki kazandı? Neyi kazanmış olacak? 

 

Herkes telaffuz etmese de bilecek ki kazanan gerçekte CHP’dir ve Ekrem İmamoğlu’dur.  

 

Siyasetin bir kuralı vardır: Mağdur, mutlaka sonuçta mağruru alt eder. 

 

YSK seçimlerin tekrarına karar verirse muhalefet milletvekili olmama rağmen ekonomiye ve toplumsal yaşantımıza etkisini düşünmek bile istemiyorum. “Sana ne, iktidar düşünsün!” diyeceksiniz belki ama ben de düşünmek zorundayım. Ülke bizim. Son 17 senedir Erdoğan yönetiyor diye onun malı değil ki… 

 

Tekrar durumunda Erdoğan’ın başvurmak isteyeceği bir klasik çözüm savaştır. Suriye’ye mutlaka girmek isteyecektir. Son 6 ayda 5 kere “Suriye’ye birkaç güne kadar gireceğiz” sözünü bu sefer hesapsız bir şekilde gerçekleştirmekten sakınmayacaktır. Bu da Türkiye için çok büyük bir risk oluşturacaktır… 

 

Türkiye çok sıkıntılı bir dönem yaşıyor. İstanbul seçimleriyle ilgili YSK kararı bu sıkıntılı durumun dozunu artırabilir veya azaltabilir. İnşallah YSK ve YSK’nın 11 üyesine baskı yapma kabiliyeti olanlar yanlış bir karar vermezler… 

 

CHP yönetimi haklılığından çok emin olduğundan ve istismar edilebilir gerekçesiyle seçimin iptali durumunda şimdiye kadar ne yapacağı ile ilgili açıklama dahi yapmadı. “YSK kararını kabul etmiyoruz, seçimin tekrarı kararı hukuki değil siyasidir, bu koşullarda seçimlere girmiyoruz” deyip çekilse neler olur? 

 

YSK’nın 11 yargıcının çok önemli bir sorumluluğu var ama Ak Partinin muhterisleri ülkeyi bu noktaya getirmemeliydi… 

 

YSK’nın 11 üyesinin kararı hukuk ve siyaseti ilgilendirdiği kadar aynı zamanda ahlaki bir konu ve mutlaka unutulmaz olacaktır… 

 

YSK kararı “maşeri vicdan”ı tatmin etmez ise vay halimize… 

 

Ruhunuzun mübarek Ramazan ayında dingin ve huzur dolu olmasını diliyorum. 

 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/11-ysk-uyesinin-sorumlulugu/6085