BUGÜNDEN 25 HAZİRAN’A
Bülent Kuşoğlu


Geçen hafta Plan ve Bütçe Komisyonu’na bir kanun tasarısı geldi. Pazartesi gece gelmişti, Salı tatildi, normalde en az 3 çalışma günü sürecek tasarı görüşmelerini bir günde, hatta birkaç saatte, rekor hızla bitirdik ve genel kurula sevk ettik.

Gelen tasarı, 2,5 yıl içerisinde 4 vergi ve prim affı ile çok geniş bir imar affını ve emekli ikramiyelerini  içeriyordu. Seçim öncesi Erdoğan’ın son numarasıydı. Muhalefet olarak karşı çıkmamız mümkün değildi, çıkmadık. Ancak, ‘2 ikramiye az rakamı artıralım, şunlara da verilsin, aflar yetersiz genişletelim’ gibi abartılara da hiç girmedik. Yani, istismar etmedik fakat aslında iktidarın yaptığı istismar etmekten öte, büyük sorumsuzluktu. Düşünün bütçe açığı zaten rekor seviyede 66 milyar olarak öngörülmüş, ilk 3 ayda 22 milyar açık oluşmuş, siz ilave olarak geçenlerde çıkan torba kanun ile 30 milyara yakın, bu tasarı ile de 22 milyar yük getiriyorsunuz ve açığınız 110 milyarı geçecek görünüyor. Çünkü imar affı ve diğer öngördüğünüz gelirleriniz gelecek yıllarda gerçekleşecek. Bu 110 milyar liralık bütçe açığı bir rekor olacak ve faizin, dövizin, enflasyonun ilaveten artışına sebep olacak… Büyük sorumsuzluk ve aynı zamanda çaresizliğin ifadesi…

Ekonomik verilere bakıyorsunuz; 2013’ten beri milli gelirimiz dolar bazında 100 milyara yakın küçülmüş. Kişi başına milli gelir ise yine 2013’ten beri 2 bin dolara yakın azalmış. Gidişat gerçekten kötü ve önlem almak yerine tam tersine yangını büyütüyoruz…

Bunları Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ifade ettiğimiz zaman Maliye Bakanı, “Sayın Kuşoğlu, bunlar doğru ama sebebe bakın. Biz dış mihrakların saldırılarına, 15 Temmuz gibi hain darbe girişimlerine maruz kaldık” diyor. Oysa ben küçülmenin 2013’ten itibaren başladığını rakamlarla ortaya koyuyorum o 2015’in 2’inci yarısındaki darbe girişimini bahane ediyor. Allah kimseyi yönetimde böyle çaresiz ve 2.5 yılda 4 vergi affı getiren Maliye Bakanı durumuna düşürmesin… Oysa daima onu yapması gereken yapısal reformlar ve düzenlemeler konusunda dostça uyarmıştım…

Ekonomi gerçek anlamda iflas noktasında. Haziran ayında toplanması gereken MB PPK eğer faizi artırmasa dövizin daha da yükselmesi kaçınılmaz. Ekonominin dengeleri tamamen bozuldu ve tekrar denge oluşturmak çok çok pahalıya mal olacak.

Peki, diğer dengeler, konular, sorunlar? Türkiye’nin beka sorunu olduğunu söyleyen öncelikle iktidar mensubu siyasiler. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve destek güç Bahçeli sürekli Türkiye’nin siyasi sorunlarını, iç ve dış düşmanlarının olduğunu telaffuz edip duruyorlar.

Peki, soruyorum; Bu sorunları, yani ekonomiden bekaya dek bu derin ve devasa sorunları kim çözecek?

Seçim sonrası iktidara kim gelirse gelsin, iktidarın kumanda etmesi gereken bir devlet aygıtı olmalı. Var mı böyle bir aygıt?

Hep söylüyorum; Binlerce yıllık geleneğimiz olan Başbakanlığı kaldırıyoruz, yerine ne geliyor?

Seçim sonrası devlet sistemi nasıl?

Biliyoruz ki Cumhurbaşkanı’na bağlı yardımcılar ve bakanlar olacak?

Kaç yardımcı, kaç bakan?

Devlet aygıtının yazılı bir mevzuatı var mı?

Tüm Cumhuriyet boyunca, geçmiş tecrübelerimizi de katarak oluşturduğumuz sistem bitiyor, yerine ne koyuyoruz?

Yazılı mevzuat henüz hazır değil, bürokratik mekanizma bozulacak ve yerine yenisini kurmamışız. Yazılı bir mevzuat yok, bürokratik pratiğimiz ise farklı.

Bu durumda ekonomi ile ilgili sorunlarımızı ve beka sorunumuzu nasıl ortadan kaldıracağız?

Hangi devlet aygıtı yapacak bu işleri?

Post modern gelişmeleri ve yapıyı algılayamadık. Tüm sorunlara romantik yaklaştık. Osmanlı ile Cumhuriyeti kavga ettirdik. Yeni oluşan dünyanın dışında kaldık…

Yeni bir siyaset anlayışı, yeni bir siyasa ve kadro şart Türkiye’nin sorunlarını aşması için…

Bu aslında mevcut siyaseti ve siyasi partileri aşkın bir anlayış gerektiriyor. Felsefe sözcükleri ile hem aşkın, hem de içkin bir anlayış gerektiriyor.

İçe dönük dinamik husumet içeren, dışa yönelik ise gerçekte etkisiz ve pasif yapı
 Türkiye’nin önünü tıkayan en önemli sorun.

Türkiye’nin sorunu mevcut siyaset anlayışı ve bu siyasi kadrolar…

Seçim sonrası bürokrasimiz yok, devlet aygıtımız yok.

Seçim sonrası işimiz çok…   
 
  



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/bugunden-25-haziran-a/5787