Cumhurbaşkanı’nın yakın çevresi…
Talat Atilla


Cumhurbaşkanı Erdoğan sanırım Türk siyasi hayatının yasal olduğu kadar, siyasal ağırlığından dolayı da gelmiş geçmiş en güçlü isimlerinden birisi.

Belki de birincisi.

Fiili olarak Başbakanlık yetkilerinin yanında, Cumhurbaşkanlığı yetkilerini de tereddütsüz bir şekilde kullanıyor.

16 yıldır yenilmediğine göre siyasi beceri ve öngörüleri kendisini eleştiren kesimleri de mahçup edecek kadar ileri derecede olduğu belli.

Kısa zaman önce birkaç kez söylediği, “İsmimi kullananları bana bildirin” teklifinin ne kadar karşılık bulduğunu bilmiyorum ama Erdoğan’ın işaret ettiği sıkıntıların devam ettiğini söyleyebilirim.

Cumhurbaşkanı’nın yakın çevresinde bulunan çok az kişinin dışında neredeyse tamamının Erdoğan’ın gölgesine sığınarak siyaset yaptığı, hayatını Erdoğan’ın sinerjisine borçlu olduğu ortada.

Meclis üyesi, ilçe başkanı, il başkanı, belediye başkanı, genel merkez yöneticisi ve hatta Bakanlardan oluşan çok kalabalık bir kitleyi sırtında taşıyan bir Erdoğan var.

Erdoğan’ın yalnızlığını sanırım ilk kez gezi olaylarında bu satırların yazarı yazmıştı.
Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz olayları ile adeta TSE belgesi ve hatta noter gibi belgelendi ki;

Erdoğan yalnız değil. Yapayalnız.

Elbette her türlü şarttan bağımsız kendisini destekleyen seçmeni dışında…

Yıllardır yanıtını bulamıyorum;

Erdoğan yalnızlığı mı seviyor, yoksa zaten tanımladığı potansiyel negatifleri gözünün önünde tutmak mı istiyor?

Bu sorunun mutlaka Erdoğan’ı tatmin eden bir yanıtı var ama ben işin içinden çıkamıyorum.

İşlerine gelince, “Reise sorun!”

İşlerine gelmeyince, “Reis böyle istiyor!” diyerek sürekli kendilerine özel koridorlar, sığınaklar açanlar ile birlikte olmak, bu beraberliği rutine bağlamak Cumhurbaşkanı için sıra dışı bir risk…

Erdoğan düşman tanımlaması yapmadığı kişilere karşı nazik ve anlayışlı bir üsluba sahip.

İşte bu nazik ve anlayış koridorundan içeriye sızanlar herkesin tahmininden çok daha fazla.

Tarihe not düşmek için yazıyorum;

Erdoğan düştüğünde yakınındakiler iki ezber replikle kendilerini savunacaklar;

Çok söyledik ama dinletemedik!”

“Tek kelime konuşturmadı bizi!”

Yine tarihe şimdiden not düşeyim;

Yalan söylüyorlar!

Erdoğan muhalefete karşı ne kadar sabırsız ve bildiğim bildik ise, çalışma arkadaşlarına karşı tam tersi, dinleyen ve istişare eden bir lider.

Cumhurbaşkanı’nın çalışma arkadaşlarının büyük bölümü, Erdoğan’ın muhalefete çatarken elde ettiği algıyı, yani uzlaşması zor profilini istismar ediyorlar.

Parti dışı unsurlarla konuşurken bile şimdiden, “Reisi biliyorsunuz!” diyerek algı oluşturuyorlar!

Birkaç Bakan… Birkaç danışman…

Birkaç tane de genel merkez yöneticisi…

Erdoğan’ın etrafında olanlar bunlar…

Size bir sır vereyim;

Erdoğan iyi niyetinden emin olduğu kişilerin eleştirilerinden rahatsız olmayan bir lider.

Şaşırdınız biliyorum ama böyle.

Peki bu duruma rağmen yanındakiler kendisine yapıcı eleştiriler yapıyor mu?

Hayır…

Sizce neden?
 
 
 
 
 
 
 
 
 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/cumhurbaskani-nin-yakin-cevresi-/5631