Dışarıdan İçeriye Her Yer Sorun
Bülent Kuşoğlu

TOPLUM YALAN VE SİYASET

Özellikle son dönemlerde Türkiye’nin nasıl savrulduğunu, nasıl sıkıntılı durumlara düştüğünü görebiliyor musunuz? AB, NATO ve ABD karşısında kabadayılıklar yaptık, ağzımıza geleni söyledik ve sonuçta süt dökmüş bir kedi gibi oturduk bir kenara. Rusya ile de benzeri bir durumu yaşamıştık kısa zaman önce…
Ağırıma gittiği için böylesine sert bir giriş yaptım. Gerçekten çok ağırıma gitti Türkiye’nin bu hali, yoksa sonuca hayıflandığım yok… Farkında değil iseniz girin google’a bir bakın daha önce bu konularda iktidarın söylediklerine ve şimdiki geldiğimiz, getirildiğimiz noktaya…

NATO, Ortadoğu konusuna giriyor, İŞİD karşıtı koalisyonu destekleme kararı alıyor, biz tek kelime edip YPG devreden çıksın diyemiyoruz. ABD’de Trump ile yapılan görüşmelerde de konuyu gündeme dahi getiremedik. Trump’ın, “PKK ve DAİŞ terörist örgütlerdir” demesini yeterli bulduk.

NATO’nun Ortadoğu işlerine girmesi demek gerçekte bölgede yeni bir güç dengesi, çatışma ihtimali demek. Bölgedeki mevcut dengelerinin farklılaşması demek. Biz sadece tek kelime etmeden izledik.

Biz olan-biten konusunda veya sadece YPG konusunda sessiz kalmadık. NATO ülkelerine sığınan subaylarımız konusunu da açamadık. İdam konusunda veya Avrupalı ülkelerin tavırları konusunda da sessiz kaldık. Hatta tam tersine Kürt sorunu konusunda, Avrupalı gazetecilerin tutukluluğu, İzmir’de tutuklu ABD’li din adamı konusunda taviz vereceğimiz mesajını sessizce geçtik.

Bunlar için yanlış eleştirisi yapmıyorum dikkat ederseniz. İç politikada seçmenin enayi yerine konmasına üzülüyorum. Bu kadar tutarsız ve içeriden dışarıya, dışarıdan içeriye savruk politika olmasına şaşıyorum. Bunun neticeleri ülke için asla olumlu olmaz…  Diyeceksiniz ki YPG konusunda uyarımızı yaptık. Ne demişiz? “YPG ile Rakka operasyonu sırasında ülkemize karşı bir tecavüz olursa angajman kurallarını uygularız” Dalga geçer gibi. Tabi ki ülkemizi savunmak hakkımız, bunun söylenmesi gereksiz. Hatta küçültücü…

Temel, ABD’de otobüs şoförlüğü yapıyormuş siyah-beyaz çatışmasının olduğu dönemde. Kurala göre beyazlar önde, siyahlar arkada oturmak zorundalarmış. Ancak, otobüste çok sayıda zenci olduğundan mecburen ayakta öne doğru geliyorlar ve tartışmalar oluyormuş. Bu tartışmalardan çok bunalan Temel otobüsü durdurmuş, herkesi aşağı indirmiş. Onlara otobüsten bir konuşma yapmış, “Bakın” demiş, “Bundan sonra siyah-beyaz yok. Hepiniz yeşilsiniz. Herkes istediği yere oturabilir. İtiraz eden ve sorun çıkaranı otobüsten indiririm”

Bir müddet böyle gitmişler. Bir durak yakınında şerifi gören beyazlar, inip durumu şerife anlatınca Şerif otobüsü durdurmuş. Sert bir şekilde Temel’e kuralı uygula demiş. İşini kaybedeceğini, hatta hapishaneye düşeceğini anlayan Temel hemen ayağa kalkmış, yolculara, “Bundan böyle açık yeşiller önde koyu yeşiller arkada oturacak, itiraz istemem” demiş.

Biz Temel kadar olamadık. Temel hiç olmazsa siyah ve beyaza, koyu yeşil, açık yeşil deme becerisini gösterip, sözünü yememeye çalışmış. Sözümüzü ve itibarımızı yedik…
Trump’ın ve tabi ki İsrail’in, Arap Dünyasını İran ve Suriye’ye karşı ittifak haline getirdiği bu yapıda yerimiz neresi? Biz daha birkaç ay önce Rusya, İran ve Suriye ile imzalar atmadık mı? Geçen yıl İslam Ordusu kuruluşuna katılmadık mı?
Nerelere savruluyoruz böyle?

Bu toplum dikkate alınmayacak bir toplum mu?

Toplumu sadece dış politikada enayi yerine koymuyoruz ki… Aynı işi iç politikada da yapıyoruz. Baksanıza Cumhuriyet Gazetesi, Sözcü Gazetesi ve CHP Fetöcü ama Ak Parti pir ü pak… Hiç ilgisi yok. Bekir Bozdağ’ın dediği gibi, “Fetö ile en fazla mücadele eden parti, Ak Partidir

Bir şeyin farkında olmamız gerek; Eğer 15 Temmuz Darbe girişimi soruşturmasını daha fazla ileri götürmeyecek, MİT, Genelkurmay gibi kurumlarımızı sorgulamayacak ve siyasi ayağına gitmeyecek isek, sorumlu olarak baklavacı, esnaf, memur, öğretmen, gazeteci, akademisyen, polis ve subaylarımız kalacak ise milletin kalbinde açılan yara asla kapanmaz ve akan kan artarak kanama devam eder.

Millete yalan her konuda söylenmiş ve söyleniyor. Ekonomide söylenen ve toplumun enayi yerine konulduğu bir yalanı yazıp bitireyim: “Faizleri artıranlar vatan hainidir
Bu söz söylendikten sonra Merkez Bankası Başkanı görevden alındı ve faizler birkaç ayda 4 puan arttı.

Bir topluma bu kadar yalan söylenmesi ve toplumun da bunlara inanması siyaseti ve siyasetçiyi aşar… 

 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/disaridan-iceriye-her-yer-sorun/5473