Yalanlarımız Batsın!
Bülent Kuşoğlu

Hayatımız yalan! Sürekli yalan söyleyen ve yalanlara inanan bir toplum olduk. En fazla da kendi yalanlarımızla kendimizi kandırıyoruz. Yalancılığı bireysel yaşantımızda yaptığımız gibi toplum olarak da yapıyoruz. Ancak yalan alanında motor gücünün oluştuğu yer siyaset. Siyaset ama maalesef bu yalanlar hükümet üzerinden devlete ve toplum yaşantımıza da sirayet eden bir kanal oluşturdu. Hükümetin resmileştirdiği birçok konu yani yalan bu kanalla topluma da mal olmuş oluyor…
En son Hollanda ile yaşanan krizde bizim hükümetin çok yalanı olduğu bu satırları yazarken ortaya çıktı. Adamlar bize gelmeyin seçimlerimiz var bizimde dediği halde onlara yalan söyleyerek gitmeye çalışmışız. Yurt dışında propaganda yasak ama yapıyoruz. İslamofobi diyoruz ama Amsterdam Belediye Başkanı bir Müslüman…
Hollanda krizi öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve çok sayıda bakanın katıldığı Rusya’daki görüşmeler de de bir yığın yalan söylendi. Rusların istediği konularda somut anlaşmalar yapıldı ama bizim sorunlarımız konusunda sadece iyi niyet açıklamaları var. “Müteahhitlerimizin ihalelere girmesi konusunda yakın zamanda olumlu gelişmeler olacak” “Tarım ürünleri ithalatında kısıtlamalar kaldırılacak” gibi. En ilginç olanı ise Rusların da aynı gün YPG/PYD’yi destekleyen üniformalar giydiğinin basında yer almasıydı. Rusya ile ilişkiler aslında rezalet ama yalanlarla kendimizi kandırıyoruz.
Tabi aynı rezalet ilişkiler ABD ile de geçerli. Hatta AB ile de benzer yalanlara inandırıyoruz kendimizi… Peki, İsrail’in ezan yasağına hükümetten ve Erdoğan’dan tepki gelmemesi yalanın hangi çeşidi?
Yalan konusu çöküş yaşadığımız dış politika ile sınırlı değil ki! Özellikle de ekonomik ve sosyal alanla ilgili olan yalanlarımızda felaket…
Türkiye Varlık Fonu, Türkiye’ye çağ atlatacakmış… Çağ atlama değil, buraya devir edilen varlıklar elden çıkmasın razıyım. Bu önemli konuda ayrı bir yazı yazmak istiyorum.
2 milyon+ kişiye iş bulunacakmış… Neden bulunsun? Yatırımın olmadığı bir ülkede nasıl istihdam yaratılır? Bu konuda tam bir yalanı hep birlikte oynuyoruz. Firmaların taşeron işçi firmaları var. Buralarda çalışan işçiler gerçekte ana firmaya iş yapıyor ama başka firmaların elemanı görünüyorlar. Resmi olarak bu durum teşvik ediliyor. Şimdi ise devletin verdiği vergi ve prim desteğinden yararlanmak için ana firmaya alınacaklar ve adı yeni istihdam olacak…
Esnaf Ahilik Sandığı. Adına bakarsanız esnafa kriz yaşadığında destek olacak bir yardımlaşma sandığı dersiniz kutlarsınız hükümeti değil mi? Öyle olduğu söyleniyor zaten. Ama tam bir yalan. Esnaf iflas etmeden ve Bağkur kaydını sildirmeden esnafa destek yok. İflas edip kaydını sildirirse de birkaç ay asgari ücret civarında maaş veriliyor. Maaş verilmesinin şartı ise esnafın 2 puan daha fazla hiç aksatmadan yıllarca prim ödemesi. Şu anda esnafın 4/5’i primlerini aksatıyor, ödeyemiyor. İnanılmaz bir yalan var burada…
Her esnafa 50 bin lira KOSGEB kredisi ve KGF kredilerinde de benzer yalanlar yaşandı ve yaşanacak…
Bu yazıyı yazarken çok detaylı yazacaktım. Yalanları tek tek ayrıntılı olarak anlatacaktım ama inanın yazarken sıkıldım ve tekrar baştan alıp detayları eledim. En iyisi bir fıkra anlatayım.
İdris, Temel’i kızına aşık olmuş. Kahvede cesaret edip yanına gitmiş. “Temel Emice” demiş “Pen kizinizü Allah’ın emriyle isteyrum”
Temel İdris’e şöyle bir bakmış beğenmiş. “Pen seni tanımayrum. Kimsin, ne iş yaparsun, kaç para alırsun, anlat bakayum” demiş.
“Temel Emice” demiş rahatlayan İdris, “Ayda 8 bin lira kazanayrum. Kumarım, içkim, yoktur, aileme çok bağlıyumdur”
Temel, “Ula iyimiş ama senin hiç kötü huyin yok midur?”
“Sadece yalan söylerum başka kötü huyim yoktur” demiş İdris…
Bizim hükümetinde başka kötü huyu yok…



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/yalanlarimiz-batsin/5396