Bilmem Anlatabildim mi?
Bülent Kuşoğlu

Hayat garip! Normal ve anormal konusunda net bir sınır yok. Psikoloji bilimine göre beynimiz, sürekli olan ve sürekliliği sebebiyle alışmakta olduğumuz durumları normal kabul eder ve ‘’Tamam bir anormallik yok.’’ diyerek onaylarmış.  Bugünlerde yine anormalin had safhada normal yerine geçtiği, beyinlerimizin tamam dediği günleri yaşıyoruz. Kentlerde bombalı ölümler normal, hukuksuzluklar normal, muhalif gazetecilerin tutuklanmaları normal, terör nedeniyle 14 yıllık iktidarın değil muhalefetin sorumlu tutulması normal, dış politikada rezillikler yaşamak normal, terör karşısında çaresiz kalan devletin halka terörle mücadele görevi verip milli seferberlik ilan etmesi normal, dövizin yükselişinin önlemesinin halka yıkılması normal… Gerçekten izanını yitirmiş bir toplum olduk. (Kimse izan ne demek diye sormasın, nasılsa artık gerekli bir şey değil)
Geçen haftaki Merkez Bankası beklenti anketinde yıl sonu dolar kuru beklentisi 3.33 iken 3.46’ya yükselmiş. Sanırım herkes için normal. Yıl sonu dolar kuru koşullar değişmez ise 3.50 civarında olur ve kimse de şaşırmaz. Peki, devlet büyükleri, özellikle de Cumhurbaşkanımız vatandaşa mütemadiyen yaptığı telkinlerle dolar sattırdı. Dolarını 3.20’den, 3.30’dan satan vatandaşın zararı ne olacak? Bu işten birileri kazandı. Kim onlar? Cumhurbaşkanının vatandaşa dolar sattırması ve göz göre göre vatandaşa zarar ettirip, finansçılara kazandırması mı normal?
Bir bilge kişiye, “Yoksulluk kaç gün sürer?” diye sormuşlar. “Kırk gün” diye cevap vermiş. Böyle net bir cevap beklemeyen soru soran kişi şaşırmış ve “Peki kırk günden sonra ne olur ki?” diye tekrar sormuş. Bilge gayet sakin cevap vermiş, “Kırk günden sonra alışılır”
Biz de alıştık. Artık Erdoğan Türkiyesi’nde hiçbir şeye şaşırmıyoruz. Diyarbakır’a inmekte olan F-16 garip bir şekilde parçalanarak düşüyor, pilot kurutuluyor. Merak edip konuyu sormuyoruz, medyamız konuyu pas geçiyor… Kimse geçen yıl PKK roketle helikopter düşürmüştü acaba bir benzerlik var mı demiyor… Merak eden tek bir gazeteci yok, nedense… Normal!
Bir haftada terör canlı bombayla 58 can alıyor, yüzlerce yaralı var, “halk” nedense ana muhalefet partisi yetkililerine saldırıyor, çünkü, normalde ülke yönetiminden ana muhalefet partisi sorumludur!
Türkiye sınırından 50 km mesafedeki Halep’te katliam olursa ilk müdahale etmesi gereken ülke hangisidir? En yakın ülke olarak Türkiye değil mi? Katliam konusunda neden kimse müdahil olmuyor diyen, ağlayan ve ağlatan AKP iktidarı Rusya’nın korkusuyla müdahil olmadı ama feryad ü figan etti. Aslında, Rusya ve İsrail ile anlaşarak bu katliama seyirci kalacağını zımni olarak kabul eden AKP’nin şikayete hakkı yoktu ama hiçbir sorumluluk duymayarak öyle bir ağladı ki yine puan topladı. En azından kimse AKP’yi suçlamayı düşünmedi… Ağlıyordu ya!
Geçenlerde sosyal medyada şöyle bir ibare gördüm; (Kime ait olduğu bilgisi yoktu o nedenle yazamıyorum)
“Şehit veriyorsun, AKP ile ne ilgisi var diyorlar. Soma’da 301 kişi can veriyor, AKP ne yapsın işin fıtratında var diyorlar. Döviz fırlıyor, AKP ile ne alaka diyorlar. Çocuklar yurtta yanıyor, siyaset yapmayın diyorlar. Sanırım bu AKP bu ülkede köprü ve yollardan sorumlu bir müteahhit firma!”
Gerçekten nefis… AKP 14 yılın güçlü, tek başına iktidarı değil, köprü ve yollardan sorumlu bir müteahhit firma. Zira tek kabul ettikleri konu yol ve köprü yapma sorumluluğu… Pardon, sorumluluğu değil, getirisi…
Herakleitos, zamanının yöneticilerine yolsuzluk ve kötü yönetimlerinden dolayı çok kızıyormuş. Bir gün hikâyeye göre Herakleitos Artemis Tapınağına çekilerek çocuklarla aşık oynamaya başlamış. Ephesoslular, hayret dolu bakışlarla çevresinde toplandıklarında şöyle demiş; "Ne şaşıyorsunuz reziller? Çocuklarla birlikte oyun oynamak sizinle birlikte devlet yönetmekten daha iyi değil mi?"
İnanır mısınız, benimde, diğer milletvekili arkadaşlarımın da hatta zamana zaman konuştuğumuz AKPli vekillerin de bu anormal koşullarda siyaseti bırakmak aklımızdan geçmiyor değil. Gerçekten anormal sistem ve koşullar, sorumluluk duygusu olan AKPliler dahil hepimizi bıktırdı…
Diyeceksiniz ki Meclis’te milletvekillerinin bezginliklerine şaşırmayın. Asıl umursanması gereken halkın fırsat bulsa ülkeyi terk etmeye hazır olmasıdır…
Ülke bu durumda iken biz bu hafta TBMM’de Erdoğan’ı Mısır’ın Mübarek’i, Irak’ın Saddam’ı, Suriye’nin Esat’ı gibi güçlü ve sürekliliği olan bir başkan veya cumhurbaşkanı yapmak için çalışmalara başlayacağız. Tüm sorunlarımız o daimi olursa çözülecekmiş…
Bir bilgeye, “Dünyada en zor şey nedir?” diye sormuşlar. “Sözdür” demiş. “Neden?” demişler. “Çünkü, anlatmakta zordur, anlamakta!” demiş…
Bilmem, anlatabildim mi?



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/bilmem-anlatabildim-mi/5321