BU “TERÖR” DEĞİL, “DIŞ SALDIRIDIR”
Alper Tan

Beşiktaş saldırısından bir hafta sonra Kayseri’de saldırdılar. Kimse bunu “terör” olarak göstermesin. Kayseri'deki saldırı terör saldırısı değil. Hangi örgüt yapmış olursa olsun, kesinlikle sofistike bir “dış saldırıdır.” İç savaş çıkarma teşebbüsüdür..
ABD elçisi Edelman'ın geçen hafta "Türkiye'de iç savaş çıkabilir" demesinin "iç savaş çıkarırız" şeklinde anlaşılması gerektiğine o gün dikkat çekmiştik. İç savaş çıkarılmak isteniyor buna dikkat.
ABD, Avrupa ve İsrail, Türkiye'nin, çevresiyle, Suriye, Irak ve İslam dünyasıyla ilgilenmesinden aşırı derecede rahatsızlar. Bu saldırılarla, Ankara'yı dizginlemek ve Türkiye’nin kadim coğrafyasıyla uğraşmasını önlemek istiyorlar.
Geçen hafta Beşiktaş saldırısının yapıldığı gün, Amerikan yayın kuruluşu The Wall Street Journal, başında Osmanlı fesi bulunan Tayyip Erdoğan fotoğrafı üzerine yazdığı tweette “Türkiye, Ortadoğu’nun kayıt dışı lideri olmak isteyen Neo Osmanlı bir politika izliyor” diyordu.
Türkiye’deki İslami uyanıştan, Ankara’nın İslam Alemiyle yoğun şekilde ve sistematik olarak ilgilenmesinden korkuyorlar. Bu durumu Osmanlı’nın yeniden canlanması olarak kabul ediyorlar ve taşeron örgütleriyle saldırıyorlar.
Bu sabah saldırının olduğu saate kadar Halep’i, Suriye’yi konuşuyorduk. Bakın şimdi Kayseri’yi konuşuyoruz. Bize, “Bırakın Halep’i, El Bab’ı, İdlib’i, Rakka’yı; siz Kayseri’yi tartışın” diyorlar. “Çevrenizle değil içinizle boğuşun” mesajı veriyorlar.
15 Temmuz’da işgal edemedikleri, ekonomik ve para operasyonlarıyla diz çöktüremedikleri Türkiye’yi iç savaşa sürükleyebileceklerini zannediyorlar.
Ayrıca Türkiye'nin Rusya ve İran'la birlikte bölgeyi şekillendirmeye başlamasından, bu süreçte AB ve ABD'nin devre dışı kalmasından, Batı ve İsrail çok rahatsız.. Bunu henüz hazmedemediler.
Suriye meselesi, Cenevre’de, Brüksel’de, Washington’da değil artık Ankara’da, Antalya’da, Moskova’da, Tahran’da, Astana’da şekilleniyor. Bunu içlerine sindiremiyorlar.
Onun için, Türkiye, Rusya ve İran’ı birbirine düşürebilecek ve bölge meselelerinde bunları devre dışı bırakacak tezgahlar arıyorlar.
Türkiye’nin IŞİD’e destek olduğu, IŞİD’ten petrol alarak yasa dışı destek verdiği iftirasını atmışlardı. Hatta bu konuda,  John Kerry aracılığı ile Türkiye'ye “CIA belgeleri” sunuldu.. Sunulan belgeler sahte ve iftira çıktı.. Bu sefer CIA özür dilemek zorunda kaldı. Özür dilerken de başka bir şerefsizlik yaptı ABD. Bu sahte belgeleri Mısır darbecisi Abdülfettah Sisi’nin verdiğini söylediler. Bir yalanı başka bir yalanla izah etmeye çalıştılar.                       
Kendi “müttefiki” Türk devletine inanmayan ABD ve CIA, darbeci Sisi’ye inanmıştı sözde. Maksat, Ankara-Kahire arasını daha kötü hale getirmekti.                        
Şu anda ABD ve Avrupa öyle bir oyun oynuyor ki İran’daki Devrim Muhafızları üzerinden İslam dünyasını kapıştırıp mezhep savaşlarını körüklemek istediği gibi Mısır ve Türkiye'yi de kapıştırmaya çalışıyor..
Son birbuçuk yıldır aralıksız darbe yiyen PKK, son nefesini kullanıyor. Elbette acımız büyük ve bu tür sözleri daha önce fazlaca duymuş olsak da bu defa farklı.. PKK ve HDP artık gerçekten tamamen tarihe gömülmek üzere.. Sadece PKK da değil. İslam coğrafyasındaki diğer taşeron örgütlerinin de sonu yaklaşıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “seferberlik” çağrısı bu sebepten yapıldı. Düşman devletler, içerde giderek kan kaybeden ve bitme noktasına gelen uşaklarının farkındalar. O nedenle az sayıdaki uşaklarına çok ses getirecek sansasyonel eylemler yaptırtıyor. Adana ve İstanbul gibi kozmopolit şehirlerin seçilmesi bu sebepten kaynaklanıyor. Kayseri’nin seçilme sebebi ise biraz daha farklı. Türk milliyetçiliğinin daha yüksek olduğu Kayseri üzerinden Kürt karşıtlığını körükleyebileceklerini düşünüyorlar.
Ayrıca Kayseri saldırısı “17 Aralık” tarihinde yapıldı. Aynı gün 500 FETÖ’cü ByLock kullanıcısı darbeci askere gözaltı kararı çıkarıldı. Hesaplaşma sürüyor.
Diğer bir önemli nokta ise şu: PKK, yoğun ve aralıksız operasyonlar nedeniyle artık Türkiye içindeki barınma yerlerinde ve mağaralarda yaşayamıyor. Dolayısıyla artık şehirlere inip “son görevlerini” yapıyorlar.                       
Türkiye, FETÖ’süyle, PKK’sıyla, DHKP-C’siyle içerdeki tüm işbirlikçi pislikleri temizlemeye muktedirdir. İşbirlikçiler temizlendikten sonra sıra, onların tasmalarını elinde tutan dışardaki alçaklara gelecek. Günü geldiğinde bunun hesabı onlara da sorulacak.
Yeni Türkiye’ye güvenelim. Dolduruşlara gelmeyelim. Öfkemize yenilmeyelim. Sabır ve dua edelim. Mücadeleye devam edelim. Onlar kaybediyorlar, biz kazanıyoruz.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/bu-teror-degil-dis-saldiridir/5318