Batı Batıyor, Çözüm Kendimizde
Alper Tan

Uluslararası Ceza Mahkemesi geçen hafta ABD askerleri ve CIA yetkililerinin bazı ülkelerde savaş suçu işlediğine dair rapor hazırladı. Raporda, “Afganistan’daki ABD askerlerinin 61 kişiye işkence yaptığı ve haysiyetlerini çiğnediği” kaydedildi. Siz medyada bu konunun haber yapıldığına tanık oldunuz mu? Kaç medya kuruluşu bunu duyurdu? Çok az..
ABD ve Avrupa hükümetleri ve medyası, Türkiye hükümetinin medyaya baskı ve operasyon yaptığını sürekli gündemde tutuyor. Peki Avrupa medyasında ABD aleyhinde yayın yapılabiliyor mu? Ne kadar yapılıyor?
İşlerine yarayan ve kendileri açısından kullanışlı olan medyanın “casusluk yapma” “teröre destek verme” hakkını bile savunan ABD ve Avrupa hükümetleri, Türk medyasının gerçekleri söylemesinden ise son derece rahatsızlık duyuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, "Türk medyasının çoğu üyesi, darbe girişiminin arkasında ABD'nin olduğuna yönelik düşünceyi durdurmak için hiçbir şey yapmadı"diyerek gerçekleri söyleyen medyayı susturamamış olmalarının hüznünü yaşıyor..
ABD Başkanı Obama “Eğer global ekonomi, kendileriyle ilgilenilmediğini düşünen insanları dikkate almaz ve eşitsizlik daha da büyürse sanayileşmiş ülkelerdeki bölünmelerin daha da artmasına tanık olacağız” diyerek önemli bir küresel gerçeği ifade ediyor. Ama kendisinin yönettiği ABD, dünyanın en acımasız sömürgecisi olmaktan vazgeçmiyor.. Obama ise ABD’yi 8 yıldır başkası yönetmiş gibi konuşabiliyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılması önerisiyle ilgili, "Türkiye, 5. maddeyi ve NATO birliğini zayıflatacak hiçbir şey yapmayacaktır" demiş. NATO sözleşmesinin 5’inci maddesi, “NATO üyelerinden herhangi birine ya da daha fazlasına yöneltilecek silahlı bir saldırının, hepsine yönelmiş bir saldırı olarak değerlendirileceğini” söylüyor.. Türkiye 1952 yılından beri NATO üyesi. Irak’tan ve Suriye’den, Türkiye’ye yapılan PKK ve YPG saldırılarına karşı NATO’nun ne yapması gerekir? PKK-YPG’ye karşı Türkiye’nin yanında yer alması gerekmez mi? NATO ülkeleri kimin yanında yer alıyor? PKK, YPG ve bunlara destek veren Esad rejiminin yanında yer alıyor.
ABD ve Avrupa, NATO müttefiki Türkiye’yi değil Türkiye’yi yıkmaya ve bölmeye çalışan FETÖ, PKK, YPG’yi gizli değil, her yönden açıkça destekliyor. Türkiye’ye karşı casusluk yapanlar Fransa ve Almanya saraylarında ağırlanıyor, ceplerine pasaport ve para konulup siyasi destek veriliyor.
15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası diplomatik pasaport sahibi 60 Türkiye vatandaşı, görevlerinin sona ermesi, geri çağrılmaları ve pasaportlarının iptal edilmesine rağmen Almanya’dan ayrılmadı.
Batılılar, insanlıktan, nezaketten yumuşak diplomasiden anlamazlar. Anladıkları dilden konuşunca biraz anlamaya başlıyorlar. 
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş vize serbestisi konusunda rest çekerek “Serbest dolaşım imkanını vermiyorsanız o zaman göçmenlerle nasıl baş ediyorsanız edin”demişti.
İtalya’nın eski Başbakanı Silvio Berlusconi, "Tüm bunlar AB ve ABD yüzünden oldu. Bugün, bundan daha ağır bir tehlike sözkonusu. Türkiye'de tam 2 milyon 400 bin sığınmacı var. Türkiye ile dostluk ilişkimizi sürdürmezsek ve bu ülke sınır kapılarını açarsa tüm bu sığınmacılar Avrupa'ya gelecek" diye konuştu. Berlusconi, "Türkiye ile ilişkilerin kesilmesine karar verilirse, sınır kapılarını açabilir" diye de uyardı.
Alman Federal Meclisi’nde Almanya Başbakanı Angela Merkel ise, “Her şeye rağmen Türkiye ile görüşmelerin kesilmesini istemiyoruz” diyerek durumu idare etmeye çalışıyor. Merkel Ankara’nın Almanya’ya gönderdiği terörist dosyaları konusunda da “4 bini aşkın PKK'lıya dava açıldı. Fakat hukuk devleti gereği olarak siyasetin hukuka müdahale etmemesi lazım. Almanya diğer devletler gibi ‘hukuk devleti’ kurallarına uyuyor” demiş. Söz konusu Türkiye olduğunda ABD ve Avrupa hükümetleri, Türk hükümetinin yargıya baskı yapmasını istiyor. Mahkemelerdeki davalarla ilgili açıkça hükümeti suçluyorlar. Kendilerine bir eleştiri yapıldığında ise “yargının bağımsız” olduğu bahanesine sığınıp kenara çekiliyorlar.
Merkel ekliyor: “Bunun yanında Türkiye'de basın özgürlüğü kısıtlanmasını, binlerce insanın tutuklanmasını da tenkit ediyoruz. Her şeye rağmen Türkiye ile görüşmelerin kesilmesini istemiyoruz" diyor. Şu ahlaksızlığa bakın.
Batının bu ahlaksız düzeni iyice ayyuka çıktı. Tamamen iflas etti. Buna çözüm bulmalıyız. Çözüm konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısına Müslümanların kulak ve destek vermesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK toplantısında İslam ülkelerine çağrıda bulunarak,  her geçen gün Müslümanlara yönelik saldırıların arttığına dikkat çekti. “Bunları yakın takibe almak lazım. Oyun yine İslam ülkeleri üzerinden. Her geçen gün Müslümanlara yönelik saldırılar artıyor. Camilerimizi yakıyorlar.” 
“Müslüman kardeşlerimizin üzerine saldırıyorlar. Tüm bunlar Avrupa'da batıda oluyor. Artık sesimizi ve tepkimizi yükseltmemiz gerekiyor. Çünkü biz tepkimizi ortaya koymazsak bu tavrın sahipleri daha fazla cesaret bulacaktır.”
“Esasen bugün dünya siyasetini meşgul eden, gündemi esir alan krizlerin neredeyse tamamı İslam ülkelerinde vuku buluyor. Müslümanlar olarak adeta dünyanın yükünü bizler omuzlarımızda taşıyoruz. Batılı ülkelerin kendi çıkmazlarını, kendi bunalımlarını İslam dünyası ve Müslümanlar üzerine yansıtarak perdelemesine daha fazla tahammül edemeyiz.”
“Biz haksızlıkları yüzlerine vurmazsak, korkarım ki bunların pervasızlıkları daha da artacaktır. Biz sessiz kalırsak, Batılı ülkeler için El-Kaide, DEAŞ gibi terör örgütleri kötü, ama şu an için onlara zarar vermeyen PKK, YPG, DHKP-C, FETÖ gibi yapılar iyi olmaya devam edecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işin özünü anlatan esas cümleyi Pakistan Ulusal Meclis ve Senato ortak oturumunda söyledi. “Bizi parçalıyorlar, İslam çatısı altında birleşerek yarınlara yürümeye mecburuz."
Batıdan çözüm beklemeyelim. Çözümü kendimizde aramalıyız.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/bati-batiyor-cozum-kendimizde/5291