Fıkralık Bütçe
Bülent Kuşoğlu

Geçen hafta ilk bölümünü yazdığım başkanlık sistemlerine neden karşı olduğum konusuna ABD seçimlerinden tam bir uygun örnek geldi. Ben başkanlık sisteminde bir süre sonra siyasetin kolay kolay ünlü ve sevilen adaylar çıkaramayacağını, bu nedenle de adaylıkların sorunları bilenler yerine ünlü iş adamlarına, sanatçı, sporcu ve popülistlere kalacağını yazmıştım. ABD’de bile bir kez daha  öyle oldu. Devletten anlamayan, siyasi sorunları bilmeyen, toplum için aşırı fikirler taşıyan bir iş adamı sırf paralı ve ünlü diye aday yapıldı ve başkan seçildi. Emin olun Trump düşüncelerinin yarısını dahi gerçekleştiremeyecektir. ABD’de kurumsallaşma ve devlet sistemi onu bir şekilde hazmedecektir. Belki çok başarılı bir başkana dönüştürecektir.
Ancak bizde kurumsallaşma olmadığı için maalesef böyle bir durumda rejim çöker... Bakın parlamenter sistemde dahi devleti ve kuruluş umdelerini algılayamayan bir Erdoğan ülkeyi ne hale getirdi? Başkanlık sistemi olsa bu çöküş çok daha kısa bir zamanda gerçekleşirdi…
***
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bu hafta başı itibariyle işin yarısına geldik. Ay sonuna komisyon çalışmaları tamamlanmış olacak. İlginç işler oluyor yine;
-Daha önceki yıllarda çok sıkıştırınca Maliye Bakanı, Cumhurbaşkanlığı uçağının maliyetini 185 milyon dolar olarak açıklamıştı. Bu sefer yaptıkları bir hata gözümden kaçmadı ve uçağın maliyetinin 409 milyon lira olduğunu öğrendik. Neden gizli tutuluyorsa?
-İlgili Sayıştay Raporuna göre Hazine Müsteşarlığı’na bağlı Darphane Matbaasında denetçiler tespit ettikleri 99 çuval içerisinde altın, gümüş ve mücevheratı kayıtlarla karşılaştırmak istemişler. Normal olarak bir değer ve miktar denetimi yapmak istemişler. Ancak buna imkan bulamamışlar. Çünkü, tartmak ve saymak mümkün olmamış. Zaten yıllardır da sayılıp, tartılmıyormuş.
Ben Sayıştay raporundaki bu durumu Komisyonda anlatınca karşımdaki 2 Başbakan yardımcısı hemen itiraz ettiler. Rapor yanlış o altın, gümüş ve mücevherat Hazine’ye ait değil dediler. Halbuki, Hazine hesabına kayıtlıydı ve Hazine’ye ait bir kuruluştaydı. Ortada bir hazine vardı ve sahibi yok durumu söz konusu olmuştu. Komik ve dramatik bir durumdu… Medyaya da konu oldu ama devlet hala hatasını anlayamadı…  
İşin aslı, galiba devletin sahibi yok…
-Yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın bütçesinden pek haberi yoktu. Ben son iki yıldır bütçe başlangıç ödeneğinin altında harcama yaptıklarını ve bu yılda geçen yıla göre bütçesinin azaltıldığını söyleyince şaşırdı etrafına sordu. Sonra başını eğdi.
Evet, bu yıl sosyal yardımlar maalesef hem nominal hem de oran olarak azalacak…
-Çevre ve Şehircilik Bakanı çok kuru ve donuk bir sunum yaptı. İlk bütçe sunumunda bir şehircilik ve çevre tasavvuru çizseydiniz, vizyonunuzu öğrenmiş olsaydık doğru olurdu diye eleştiri yapınca hak verdi, üzüntüsünü ve mahcubiyetini dile getirdi.
-Dışişleri Bakanlığı 2015 kesin hesabını incelerken gördüm ki G20 zirvesi için 563 milyon lira harcama yapmışız. 563 milyon lira anormal bir rakam. Konuklar kendi keselerinden otellerde konaklamışken birkaç günlük toplantı için bu çok fazla bir harcama diye eleştiri yapınca Dışişleri Bakanı cevap ve detay veremedi. Soru önergesi yapacağım. Buda ayrı bir rezalet!
-Ekonomi Bakanlığı Sayıştay raporunda çok yerinde bir Turquality eleştirisi vardı. Turquality Türk markası yaratmak için oluşturulmuş bir yapı ama henüz marka yaratamadık. Meğer Turquality çatısı altında yabancı şirketleri de desteklemişiz…
-Ulaştırma Bakanlığı bütçesinde yatırımların neden yüzde 40’ının İstanbul’a yapıldığını sordum. Yeni Bakan hak vermiş olacak ki cevap vermedi. Evet, neden yoksul Anadolu kentlerine yatırım yok ama kamu yatırımının neredeyse yarısı İstanbul’a?
Neyse, çok uzatmadan size şunu söyleyeyim; Hemen her bütçe görüşmemiz fıkralık… Bu yaptığımız gibi, iç tüzüğün emrettiği şekilde bütçe görüşmesi olmaz. Bütçe hakkı böyle gerçekleşmez. Her nasılsa denetim yapılmasını istemeyen, duman olmayalım diyen bir anlayış her şeye hakim. Daha ne diyeyim?
Ünlü bir psikiyatriste sormuşlar;
“Bir insanın akıllı olduğu nasıl anlaşılır?”

Cevap ders niteliğindedir:
“Sohbet anında asılsız şeyler anlatın. Eğer bunları dinler ve kabul ederse ahmaktır. Anlattıklarınızı hemen kabullenmeyip doğruluğunu sorgularsa akıllıdır”
İşin doğrusu bütçede saçmalıkları dinlemek zorundayız ama kabullenmiyoruz. Ancak doğruluklarını da sorgulayamıyoruz…
Anlatabildim mi?



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/fikralik-butce/5279