Manzara ve Gerçekler
Bülent Kuşoğlu

MANZARA VE GERÇEKLER
Kılıçdaroğlu ve Yenikapı               
Yazımın başında şu Pazar günkü “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” konusunda ki görüşümü yazayım da kimse ‘en önemli sorunumuz’ konusunda düşüncesini açıklamamış demesin; Kılıçdaroğlu sonuç olarak halka gitti ve güzel bir konuşma yaparak güvenilirliğini ve devlet adamı olduğunu gösterdi. Kimse orası halkın meydanı değildi, RTE’nin dışa karşı itibar kazanma şovuydu diye düşünmesin. Kılıçdaroğlu gitmese kazanacağı bir şey yoktu. Gitti en azından kaybetmedi. Gitti Berkinlere ihanet etmedi. Her şey siyaset değil, ülke yöneticileri ‘ülke zorda, destek istiyoruz’ diyorsa gideceksin, siyaseti sonra düşüneceksin, çağrı RTE gibi sıfır devlet adamından gelse bile…
Ayrıca daha önemli bir konu var: Belli ki darbe girişiminin arkasına bazı küresel güçler saklanmış. Atatürk’ün Partisi veya sosyal demokrat parti bunu nasıl görmez? Önce gider halkla birlik, beraberlik içerisinde olduğunu gösterirsin, sonra siyasetini yaparsın. Sol deyimiyle emperyalizme karşı halkınla birlik olduğunu, emperyalizme karşı çıktığını göstermezsen siyaset yapmaya hakkın olur mu?
Yenikapı’ya katılmak RTE’nin kuyruğuna takılmak değildi. En önemli katılımcı Kılıçdaroğlu idi ve tarihi görevi başarıyla yerine getirdi. Kimse RTE ve fanatik AKP’liler için Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına tahammül etmenin kolay olduğunu da düşünmesin…
Bir iddialı laf daha edeyim; Kılıçdaroğlu orada RTE’ye verdiğinden fazlasını AKP’den aldı… Bir ara detayı anlatayım inanmayanlara…
***
Korku
Bir soru; Neden RTE hala korkuyor ve halkı meydanlarda toplayıp, askeri birliklerin önüne belediye arabaları yığdırıyor?
Tamam yeni bir darbeden korkuyor da kim yapacak darbeyi?
RTE, darbe girişiminin arkasında Batının özellikle de ABD’nin olduğunu ve bu işi yarım bırakmayacaklarını düşünüyor. Darbeyi de tabi ki asker yapacak normal olarak…
Görüyor musunuz RTE’nin çelişkisini? OHAL için dahi “Millete karşı değil Devlete karşı” diye açıklanamaz bir laf ettiler…
Kendi askerin ve seni getiren ‘üst akıl’ arasında kalmış, sıkışmış hissediyorsun… Askeri bundan daha fazla yıpratamazsın, Amerika’ya daha fazla laf edemezsin…
Böyle darbe önlenir mi?
Bu korkuyla yaşanır mı?
***
Ders Çıkmayacak mı?
Bu darbe girişiminden çıkarılması gereken en önemli ders bu ülkeye, bu topluma zarar verme niyetinde olanların din ve dindar maskelerini kullanarak bu işi en iyi şekilde yaptıklarının anlaşılmış olmasıdır. Ancak bundan bahseden yok. Sanki İslam bu işte kullanılmamış gibi davranılıyor. Fakat iddialı bir laf daha edeyim; Toplumun kafası din konusunda çok karıştı. Din konusu, dinin siyasetle ilişkisi, İslam anlayışının yeniden ele alınması ve siyaset Müslümanlarının sorgulanması mutlaka söz konusu olacak.
RTE’nin bir açmazı da burada. Siyaset ve İslam arasında kaldı.
İslama, Müslümanlara en fazla eziyet edilen dönem bu dönem oldu. Devletten ve özel sektördeki işlerinden atılan ve işlerinden olan yüzbinler, İslami usüllerle cenazesi kaldırılmayan Müslümanlar, Müslüman mezarlığına alınmayan Müslümanlar… Nerede ise her aileden bir yeğen, baba, kız, kuzen veya en uzağı komşu var. Hiç böyle bir zalim dönem yaşanmadı bu ülkede…
Cemaatin hepsi mi suçlu?
Başka cemaatler yok mu bu ülkede benzer tehlike potansiyeli taşıyan?
Neden onlar hala iktidarda?
Neden cemaatlerin siyasete girmesini engelleyen bir düzenleme hala düşünülmüyor?   
***
Neden Hala Komisyon Çalışmıyor?
Darbe girişiminden beri 3 haftayı geçtik hala özellikle darbenin arkasındaki siyasi ekip ve uluslararası destek konusunda bilgilere sahip değiliz. İktidar kendi işine geldiği şekilde bazı darbeci subay ve emniyetçilerin ifadelerini medyada yayınlatıyor ve algı oluşturmaya çalışıyor.
Darbe araştırma komisyonu kurulması şart. TBMM’de kurma kararı alındı ama iktidar bir türlü çalışmaya başlatmadı. Muhalefet bildirdiği halde iktidar hala isim vermedi. Nedense komisyon çalışsın istenmiyor. AKP yetkililerinin ilk günlerdeki demeçleriyle şimdiki demeçlerine bakın, tamamen zıt.
***  
Sokakları Ele Geçirme Yarışı
Son olarak en büyük ve tehlikeli riskimizin toplumsal olarak birbirimize girmek olduğunu söyleyeyim. İç savaş demiyorum ama kısmi bir toplumsal cinnet hali yaşayabiliriz. Akşamları güya “Hain FETÖ”ya karşı ama gerçekte TSK ve  ABD’ye karşı toplanan kalabalıklar bazı şeyleri  anlayamadı. FETÖ, düne kadar dindardı, TSK peygamber ocağı, zaten adı bile telaffuz edilemiyor… ABD ise kitleler için fazla büyük bir düşman…
Bunlara düşmanlık zor…
Kitlelere klasik düşman lazım; Dinsiz, solcu, laik, Kemalist, alevi, PKKlı…
Bu dönem CHP’nin sokakta değil Meclis’te ve algıda aktif olması gereken bir dönem…
  



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/manzara-ve-gercekler/5186