Brexit ve Yüzde 50'lik İktidar!
Bülent Kuşoğlu




Brexit, yani İngiltere’nin AB’ye hayır demesi önemli bir dönüm noktası olacak. Çünkü, toplumlar ve devletler açısından bazı birikimleri ortaya çıkardı. Mutlaka bir şeylerin değişeceğinin habercisi bu sonuç. Değişimin ve yönelimin hangi yönde olacağını ise zaman gösterecek...

-Gençler ve büyük şehirlerde yaşayanlar çoğunlukla AB’ye evet dedi. Yaşlılar ve kırsalda yaşayanlar ise çoğunlukla hayır. Şimdi gençler “Yaşlı amcalar bizim 27 ülkede çalışmamızı engelledi, geleceğimizi çaldılar” diyorlar. Aynı ülke toplumunun hayata çok farklı yaklaşımları net olarak ortaya çıktı. Karara toplumun yarısı saygı duymuyor. 2’inci Dünya Savaşı’nda sergilenen örnek İngiliz toplumsal dayanışması yok artık. Toplum kesimlerinin çıkarları açısından sınırlar aşılıyor görüntüsü var.

-Londra için bağımsızlık bir ütopya olsa da dillendirildi. Birleşik Krallığın İskoçya ve İrlanda’sı bizde AB yanlıları daha fazla gerekçesiyle ayrılma ve bağımsızlık yanlısı sesler yükseltmeye başladı.

-İtalya, Hollanda gibi ülkelerde de kendi içlerinde ayrılıkçı ve AB’den çıkmaya yönelik akımlar ses vermeye başladı.

-İngiltere gibi bir toplumda dahi kişilerin referandumda neye oy verdiklerini tam olarak bilemedikleri ortaya çıktı. Toplumun demokratik hassasiyetlerinin yeterli olmaması demokrasilerin geleceği hakkında soru işaretleri uyandırdı. Demokrasilerde bilginin gerçeğinden çok, bilginin nasıl sunulduğunun daha önde olduğu bir kez daha görüldü.
(Post Factual Democracy)

-Önemli konuların bu durumda halkın kararına sunulmasının doğru olup olmadığı da tartışılmaya başlandı. Devlet ve toplum kararları arasında fark olması bir sorun olarak ortaya çıktı. İngiltere’nin bu işten çok zararlı çıkacağı anlaşılıyor ama muhafazakar toplum “AB’ye hayır ile eski günler geri gelecek” inancında.

-Sorun aynı zamanda kuşaklar arasında da var. Daha önce 1970’lerde İngiltere referandum yapmış ve AET (AB)’ye katılmıştı. Şimdi çıkma kararı alındı. Belki bir yıl sonra veya 10 yıl sonra yapılsa tekrar büyük ihtimalle katılma kararı çıkacak. Toplum ve nesiler farklı ve devlet üstü karar alabiliyor. Bu konular toplumlara veya kuşaklara mı yoksa devlet aklına mı bırakılmalı, çok tartışılacak…

Yukarıda değişimin ve yönelimin hangi yönde olacağını zaman gösterecek dedim. Büyük ihtimalle ilk etapta daha sert devlet uygulamaları ve demokrasilerin kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlamasını göreceğiz. Ama bu kadar basit değil bu konu. Farklı boyutları var. Önümüzdeki yazılarda tartışmak isterim.
***

Türkiye ekonomik, sosyal, toplumsal, dış politika, terör ve siyasal sorunları zirve yapmış bir ülke. Geçen yıl yaptığımız 2 genel seçim ve öncesindeki Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimler gerekçeleriyle ekonomide yapısal reformlarımızı yapamadık, yanlış dış politikamızı düzeltemedik ve toplumsal sorunlarımızı gidermeye yönelik adımlar atamadık. Bir nebze anlayabiliyorum. Ama son seçimde yüzde 50 oy almış bir hükümetle neden yapısal sorunlarımızı çözmeye ve diğer problemlerimizi gidermeye çalışmadığımızı anlayamıyorum…

Üyesi olduğum Plan ve Bütçe Komisyonu’na 6’ıncı torba kanun tasarısı geldi geçen Cuma günü. 77 Maddelik bir tasarı. Gerekli ve yararlı bazı düzenlemeler var ama ülkenin, toplumun, ekonominin öncelikli ihtiyaçlarına yönelik değil bu torba kanun tasarısı da… Pansuman tedbirler… Yurt dışından servet getirmek vergisiz, yeniden çek kanunu düzenlemesi, kaldırılması gereken damga vergisiyle ilgili birkaç istisna, şirketlerin hileli iflas erteleme kararlarına ilişkin bazı düzenlemeler…
Yetmez ki bunlar… Kime sorsanız yetmez…

Neden yüzde 50’lik iktidar pansuman düzenlemelerin dışında işin gereğini bir an önce yapmaz? Üstelik Hükümette yeni kuruldu. Heyecanlı, çalışkan ve yapıcı olması lazım…
Varsa yoksa başkanlık… Herşeyin önünde başkanlık…
Şimdiye kadar çözemediğimiz hangi sorunu çözecek başkanlık sistemi?
Duvara toslamayı mı bekliyoruz?
 
 
   



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/brexit-ve-yuzde-50-lik-iktidar/5145