Ne Esirgendi ki?
Bülent Kuşoğlu

Geçen hafta yazamadım. Ben, siz okuyucularımdan özür diliyorum ama siz yine de sorun neden yazamadığımı; Meclis Plan Bütçe Komisyonu olarak son haftanın cumartesi ve Pazarı da aralıksız çalıştık da o nedenle…  16-17 saatlik bir maraton tempo bitimi, sabah 04-05’te eve gelip o saatte birde ertesi günkü ana muhalefet partisi üyesi olarak ilk konuşmayı planlamam gerekince yazımı yazamadım doğal olarak. Böylesine maraton, zorlu çalışmalar insana aynı zamanda mutlulukta veriyor, şikayetçi değilim ama bazı şeyleri de ihmal ediyor insan. Özel yaşantınız olmuyor, ailenizden, dostlardan, seçmenden uzak kalıyorsunuz… Anlayan var ama anlamayan ve şikayet eden, suçlayan hatta bir yere yazan daha çok…
Komisyon çalışmaları usül olduğu üzere bütçe kanun taslağının hazırlayanı Maliye ile başlar Maliye bütçesi ile biter. Çarşamba günü Maliye görüşmeleri yapıyorduk. Normalde sabahlamamız, Perşembe sabahı bitirmemiz gerekiyordu ama akşam duyduğumuz şiddetli bir ses her şeyi değiştirdi. Bazı arkadaşlar patlama deyince iktidara mensup arkadaşlar gök gürültüsü dediler. “İnşallah gök gürültüsüdür” dedim endişeyle ama maalesef gök gürültüsü çıkmadı. Gelen haberler birkaç yüz metre uzağımızdaki patlamanın devlete ve devletin askerine yapılan bir terör eylemi olduğunu ortaya koydu. Çok sayıda ölü ve yaralı olduğunu öğrendik. En kötüsü de Başkentte ve hedefinin asker olmasıydı. Komisyon çalışmalarını uzatmadık, zaten çok yorgun ve uykusuzduk ama asıl önemlisi olay nedeniyle moral ve mecalimiz kalmamıştı, bazı usül konularını yerine getirerek 21.00’e doğru Komisyon çalışmalarına son verdik.
Birkaç gün önce, Pazar günü İçişleri Bakanlığı bütçesini görüşmüştük. Bakan Efgan Ala, sanki Türkiye’de hiçbir olağanüstülük yokmuş, normal terörsüz bir yılmış gibi sunum yapınca neden gerçeklerden bahsetmiyorsunuz diye sormuştuk. Bakan’ın sunumu sonrası ilk sözü ben almış ve şunları söylemiştim;
 “… Türkiye iç işleri açısından tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşıyor maalesef…
Sayın Bakan, Bakanlığınıza verilen şimdiye kadar bütün bütçeler, kadrolar ve istediğiniz mevzuat değişikliklerine rağmen, -hangi kanunu istediyseniz çıktı, hangi kadroyu istediyseniz aldınız, hangi değişikliği istediyseniz yaptınız- ülkenin bu durumda olması her halde çok üzücüdür hepimiz için…
Bakınız, İçişleri Bakanlığı bütçesi 2001 yılında ne kadardı biliyor musunuz, hatırlıyor musunuz? 254 milyon lira. 4 milyar 794 milyon lira istiyorsunuz şimdi… O günlerde asayiş vardı, terör yoktu, bu sıkıntılar yoktu….
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2001’de 1 milyar 176 milyonluk bir bütçesi vardı, şimdi 21 milyar 140 milyonluk bir bütçe istiyor.
Jandarma Genel Komutanlığı’da 831 milyonluk bütçesi varken şimdi 8 milyar 277 milyonluk bir bütçe istiyor.
Üstelik Sayın Bakanım bu istenen bütçeler üstünde de harcama yapılıyor. Mesela, 2014’te Bakanlık olarak 3,5 milyarlık bir bütçe istemişsiniz, harcamanız 6,6 olmuş. 2015’de 3,8’lik bir bütçe istemişsiniz 7,2’lik tam iki misli bir harcamanız olmuş. Şimdi 4,8 milyarlık bütçe istiyorsunuz, herhalde 8-10 milyar harcayacaksınız. Helal olsun ama bunun karşılığında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının güvenliğinin olması lazım. Kimsenin geleceği ile ilgili endişesinin olmaması lazım. Bunu sağlamanız lazım.
Tabi İçişleri bütçesinde söylediklerim bununla sınırlı kalmadı ama Bakan Efgan Ala sorumluluğunu müdrik asla olmamış ki patlama sonrası, daha ilk anlarda o talihsiz twitini attı; “Bu akşam Ankara’da yaşanan terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Bu ülkemize karşı yapılmış bir saldırıdır.
Gerçekten bu Millet, AKP’den hiçbir şeyi esirgemedi –para, kadro, yetki-  ama hiçbir ciddi sorunu da çözemediler ve her şeyi berbat edip bıraktılar…
PKK Terörü, AKP döneminde çıkmadı ama AKP döneminde çözümsüz bir sürece sokuldu, fırsatlar heba edildi. Tıpkı Suriye politikası gibi çıkmaza girdik ve kendi ön göremezliğimiz nedeniyle en fazla zarar gören ülke olduk… Üstelik PKK yanısıra yeni terör örgütlerimizde oldu; PYD ve İŞİD gibi…
Bundan daha kötü bir dönem yaşamadık…  Asker ve polisimiz aylardır hala Sur’da güvenlik sağlama peşinde şehitler veriyorlar. Giremediğimiz o kadar çok yer var ki… Cuma kılacağımız Şam’mı güvenli Ankara’mı bilemiyorum…
Çünkü, izan, idrak, iman ve devlet adamı yok, kaht-ı rical durumu…
Çünkü, RTE’nin yanlışlıklar içinde olduğunu söyleyecek adam yok, kaht-ı rical durumu… 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/ne-esirgendi-ki/5017